Halit Ziya Uşaklıgil (1867 - 1945)

Halit Ziya Uşaklıgil
  • Servetifünun edebiyatı roman ve hikaye yazarı.
  • 1867 İstanbul doğumludur. Bir kolu İzmir'e yerleşerek halı ticaretiyle uğraşan Uşaklı Helvacızâdeler ailesine mensuptur.
  • Babası, edebiyata meraklı ve yaşam tarzı bakımından Avrupaî bir adam olan Hacı Halil Efendi’dir. 
  • Halit Ziya, İstanbul'da işleri bozulan babasının İzmir'e dönmesi üzerine eğitimine burada devam etmiştir.
  • İzmir'de kısa bir süre İzmir Rüşdiyesinde okuyan yazar ardından bir Fransız okuluna devam eder. Okulun tek Türk öğrencisi olan yazarın Fransızcaya ve Batı kültürüne olan ilgisi bu yıllarda başlar. 
  • Mezun olduktan sonra bir süre Osmanlı Bankasında memur olarak çalışan yazar daha sonra İzmir İdadisinde Fransızca öğretmeni olarak çalışır.
  • Bu yıllarda bir arkadaşıyla birlikte çıkardığı Hizmet gazetesi ile yazı hayatı başlamış olur. Sefile, Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdî ve Şürekası adlı romanları Hizmet'te yayımlanacaktır (İzmir dönemi romanları).
  • 1893'te Reji Müdürlüğünden aldığı Başkatiplik teklifini kabul ederek İstanbul'a yerleşir.
  • Yazı hayatına İstanbul gazetelerinde devam eden Halit Ziya, 1896 yılında Recaizade Mahmut Ekrem'in teşvikiyle Servetifünun hareketine katılır. 
  • Ona büyük şöhretini sağlayan Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu romanları ilk olarak Servetifünun sayfalarında yayımlanır. 
  • Servet-i Fünun dergisinin 1901 yılında kapanmasıyla 1908'e kadar yazı hayatından çekilir.
  • Dârülfünunda (İstanbul Üniversitesi) Batı Edebiyatı Tarihi ve Estetik Dersleri de veren Halit Ziya 1909'da V. Mehmet'in Mabeyn Başkatibi olur. 1912 Temmuz ayına kadar sürecek olan bu görevinden sonra İttihat ve Terakki'nin görevlendirmesiyle 1913’te Paris ve Bükreş’e, 1914’te de tedavi için Almanya’ya gider. İttihat ve Terakki'nin iktidardan düşmesi ile Reji Müdürlüğüne döner.
  • Milli Mücadele döneminde biten memuriyeti sonrasında tekrar yazmaya başlayan yazar, dil inkılabının etkisiyle romanlarını sadeleştirerek yeniden yayımlar.
  • Oğlunun beklenmedik ölümü sonrasında gözlerden uzak yaşamayı tercih eder. Halit Ziya, uzun süren bir hastalık evresinden sonra 27 Mart 1945 tarihinde İstanbul'da ölür.
Sanat Anlayışı
  • Servetifünun edebiyatının roman ve öykü alanındaki en önemli ismidir. 
  • Türk edebiyatında Batılı roman tekniğine uygun ilk romanları yazan kişidir. 
  • Modern Türk romanının kurucusu kabul edilir. 
  • Eserlerinde Fransız realist ve natüralist yazarların etkisi görülür. 
  • Realizmin bütün ilkelerini başarılı bir şekilde uygulamıştır. 
  • Alışılmışın dışında bir söz dizimine sahiptir. Anlatımı tekdüzelikten kurtarmak için devrik ve eksiltili cümleler kullanmıştır. 
  • Sanatlı ve ağır bir dil kullanan sanatçı Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalara sıkça yer vermiştir. Öykülerinde dili romanlarına göre daha sadedir. 
  • Türk romanında olayı ön plana çıkaran anlayış Halit Ziya ile değişerek kahramanların iç dünyasını sanatlı bir tarzla anlatmaya dayanan yeni bir anlayış benimsenmiştir. 
  • Halit Ziya'nın okuyucuya toplumsal mesaj verme endişesi yoktur. 
  • Eserlerinde bireysel konuları işlemiştir. Sürekli yakınma, karamsarlık, hayal kırıklığı, mutluluğu arayıp bulamama ve aşk romanlarının başlıca konularıdır. 
  • Romanlarında ruh çözümlemelerine önem veren sanatçı, karakter yaratmada oldukça başarılıdır. 
  • Romanlarında sadece İstanbul'u ele alan yazar; aydın, öğrenim görmüş, sanat ve edebiyattan anlayan kişileri ve çevrelerini ele alır.
  • Öykülerinde ise Anadolu ve köy yaşamına yer vererek halkın yaşayış ve adetlerini işlemiştir. 
  • Türk edebiyatında mensur şiirin ilk yetkin örneklerini veren sanatçıdır. 
  • Yazar ayrıca anılarını da Kırk Yıl, Saray ve Ötesi ile Bir Acı Hikâye adlı kitaplarda toplamıştır. 
  • Halit Ziya'nın roman türünde sekiz eseri bulunmaktadır. Daha çok Mai ve Siyah (1897) ve Aşk-ı Memnu (1900) adlı romanları ile tanınan yazarın diğer romanları Sefile, Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdî ve Şürekası, Kırık Hayatlar ve Nesl-i Ahir'dir. 
Roman Özetleri
Sefile: Halid Ziya'nın ilk romanıdır. Romanda, annesi öldükten sonra kötü yola düşen çaresiz bir genç kızın, yaşadığı trajik olaylar anlatılmaktadır. Romanın kahramanı Mazlume dört yaşına kadar babasız yoksul bir çocukluk yaşarken annesi Besime Hanım'ın ölmesi üzerine on üç yaşına kadar komşuları Rahime Hanım'ın yanında yaşar. Rahime Hanım'ın da ölmesi ile ortada kalan Mazlume, sokakta tanıştığı Mihriban adındaki bir kadın tarafından evine gelmesi için ikna edilir. Tanımadığı bir kadının evine gitmek zorunda kalan genç kız, Mihriban Hanım ve kızı İkbal'in hayatlarını fuhuşla kazandıklarını sonradan öğrenecektir. 
Nemide: Annesi vereme yenik düşmüş ve kendisi de bu illetin pençesinde yaşam mücadelesi veren Nemide'nin yer aldığı bir aşk üçgeni romanın asıl konusunu oluşturur. Nemide ve babası, dış dünyadan uzak bir köşk yaşantısı sürmektedir. Nemide, düzenli olarak ziyarete gelen Nail'e aşıktır. İki genç nişanlanır ancak Nail bir başkasına aşıktır. Durumu sezen Nemide, bir süre sonra gerçeği kabul ederek aralarından çekilir. Bir süre sonra da vereme yenik düşer.

Bir Ölünün Defteri: Umutsuz bir aşkı ele alan romanda Nigâr adında bir genç kıza aşık olan Osman Vecdi ve Hüsam’ın öyküsü anlatılır. Romanda olaylar hatıra defterinden takip edilir. Karamsar bir havanın hakim olduğu romanda birlikte büyüyen akraba çocuklarının duygusal hayatları ve psikolojileri konu edilir.

Ferdî ve Şürekâsı: Eserde farklı sınıflara mensup iki insanın çevre baskısıyla evlendirilmeleri ve bu evliliğin hazin bir şekilde bitmesi anlatılır. Romandaki temel çatışma İsmail Tayfur’un yaşamış olduğu aşk-para çatışmasıdır. İsmail Tayfur, fakir Saniha’yı sevmesine rağmen daha iyi imkanlarda yaşayacağını düşünerek - çevresinin de etkisiyle - Hacer’le evlenir. Romanın sonunda İsmail Tayfur aklını yitirirken -zengin kız- Hacer de bir yangında ölür.

Aşk-ı Memnu: Türk edebiyatının Batı tekniğinde yazılan ilk romanı sayılır. 
Halit Ziya en başarılı kadın karakterini bu romanında yaratmıştır. Türk toplumunun pek alışık olmadığı hırslı, mücadeleci, intikamcı aynı zamanda hassas, duygusal açlık çeken ve hayatın gerçekleri ile duyguları arasında sıkışmış modern kadın trajedisi romanda ustalıkla işlenir. Romanın geniş özeti için tıklayınız.
Kırık Hayatlar: Ömer Behiç ailesine bağlı bir doktordur. O dönemin yozlaşmış ailelerinden birinin kızı olan Neyyir, doktoru baştan çıkarır. Ailesiyle gizli ilişkisi arasında bocalayan Ömer Behiç, küçük kızı Leyla'nın menenjitten ölmesi üzerine bunu ilahi bir uyarı kabul eder ve ailesine döner. Romanın geniş özeti için tıklayınız.

Mai ve Siyah: Roman, duygusal bir genç şair olan Ahmet Cemil'in hayalleri ve hayal kırıklıkları üzerine kurulmuştur. Kahraman, bu yönüyle ve şiir hakkındaki yeni görüşleriyle bütün Servet-i Fünun şairlerinin temsilciliğini üstlenmektedir. Yazar hatıralarında bu romanından söz ederken Ahmet Cemil'in şahsında aslında bütün bir istibdat döneminin bunalımlı gençliğini anlatmak istediğini, ancak sansür yüzünden gençliğin sadece sanat ve aşk hülyalarını yansıtabildiğini açıklamaktadır. İstanbul’da orta halli bir ailenin çocuğu Ahmet Cemil, mülkiyeyi bitireceği sırada babasını kaybeder, ailesinin geçimini sağlayabilmek için ders vermeye başlar. Bu arada büyük ümitler bağladığı eserini tamamlamaya çalışmaktadır. Ümitleri bir süre sonra ümitsizliğe döner. Kız kardeşi İkbal, kocasının eziyetleri sonucunda ölür. Sevdiği kadın Lamia başkasıyla nişanlanır. Eseri beklediği ilgiyi görmez. Ahmet Cemil kitabını yakar, annesini de alıp bir gemiyle İstanbul’dan ayrılır.

Nesl-i Ahir: İkinci Abdülhamit istibdadının son yıllarında geçen roman, Meşrutiyet aydını olarak idealize edilen Süleyman Nüzhet'in çevresinde gelişir. 
Roman istibdat yıllarında yurdu değiştirmek isteyenlerin mücadelesini ele alır. Süleyman Nüzhet; geçim sıkıntısı çekmeyen, iki yabancı dil bilen, yerli ve Batılı sanat dergilerini takip eden kültürel bir karakterdir. Eserde, yazarın diğer eserlerinde pek rastlanmayan toplumun köklü meselelerini işleme eğilimi görülür. Olay örgüsü, aydınların karamsarlıkları, hafiye teşkilatı olarak bilinen ‘jurnalleme’ ve onun oluşturduğu olumsuz tablo, sansür mekanizması, ulusun yoksulluğu ve memurların yolsuzlukları ekseninde gelişir. Yaşanan bütün olumsuzluklar, iktidarın tutumuyla ilişkilendirilir. 
Diğer Eserleri
Tiyatro: Kâbus, Füruzan, Fare

Mensur Şiir: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler 
Anı: Kırk Yıl (Beş cilt), Saray ve Ötesi (Üç cilt), Bir Acı Hikâye
İlgili Konular
Yararlanılan Kaynaklar

1 yorum:

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.