Yeniçeriler

Ahmet Mithat Efendi
Ahmet Mithat Efendi’nin 1871 tarihli uzun hikâyesi / romanı.
Eser, yazarın Letaif-i Rivayat serisi içinde yayımlanmıştır.
Eserin türünün ne olduğu (roman / hikâye) tartışmalı bir konudur.
Edebiyatımızda genel olarak Namık Kemal'in Cezmi adlı romanı ilk tarihî roman olarak kabul edilmektedir. Ancak Yeniçeriler'i roman olarak kabul eden edebiyat tarihçileri eseri ilk tarihî roman olarak göstermektedir.
Eserde olaylar I. Abdülhamit (öl.1789) ve III. Selim'in (öl.1807) saltanat yılları içinde geçer (1774-1807). Yazar, eseriyle birçok açıdan bozulan, başına buyruk hareket eden ve devlet içinde devlet hâline gelen yeniçerileri bir aile dramı üzerinden anlatmaya çalışmıştır.

Özet

Eserde Yeniçeri Osman Çorbacı ile bir yeniçeri kızı olan Ayşe’nin evliliği konu edilir. Osman Çorbacı ve Ayşe dört-beş sene geçmesine rağmen çocuk sahibi olamaz. Bu arada Osmanlı-Rus savaşı patlak verir. Osman, savaşa gittikten yaklaşık on bir ay sonra Ayşe’den gelen mektupla bir oğlu olduğunu öğrenir. Ayşe, çocuğu müjdeleyen mektubuna yavrusunun saçını bile koymuştur. Önce sevinen Osman Çorbacı, aradan geçen zamanı düşünerek karısından şüphelenmeye başlar. Mektubun yolda gecikebileceğini aklına getiremeyen yeniçeri, karısını öldürmeye karar verir.
Romanda anlatıcının bir Yeniçeri olan Osman'a bakışını yansıtan hem de Ayşe'nin masum olduğunu gösteren şu satırlar dikkat çekicidir:

"Osman Çorbacı ise Yeniçeri! Bunda sehv (hata) olmak ihtimalini düşünür mü? Kağıt İstanbul’dan kaç günde gelmiş onu hesap edebilir mi? Bir kere itham eyledikten sonra fikrini geriye almak elinde mi? Biçare kadıncağız top uğruna gitti vesselam."

Osman, karısının öldüğü söyleyerek komutanından izin alır. Yanına Hasan Pehlivan adındaki topçusunu da alarak yola çıkar. Hasan Pehlivan, eşinin ölümü nedeniyle Osman'ı teskin etmeye çalışır. Osman, bir süre sonra arkadaşına gerçeği anlatmak durumunda kalır. Hatta kendisinin bu işi yapamayacağını söyleyerek Hasan'dan karısını ve çocuğu öldürmesini ister. Hasan Pehlivan da bu teklifi sorgusuzca kabul eder.
Hasan Pehlivan, İstanbul'a geldikten sonra Osman Çorbacı’nın kurduğu planla Ayşe’yi ve oğlunu ıssız bir yere götürür. Ancak yolda her şeyden habersiz Ayşe'nin kusursuz güzelliğine, temiz yüzüne baktıkça onun masum olduğuna inanır. Kadına her şeyi anlatıp bu işi yapamayacağını söyler. Hasan'ın eve dönme teklifini kabul etmeyen Ayşe, "Mademki benden böyle kötü bir iş bekliyor, artık ben onun karısı olamam der." Bunun üzerine Hasan, Ayşe'yi nikâhına alabileceğini ancak çocuğunu bırakması gerektiğini söyler. Teklifi kabul etmek zorunda kalan Ayşe, çocuğunu bir bakkalın önünde terk eder.
Anlatının ikinci bölümünde olaylar, yeniçerilerin III. Selim’in kurduğu Nizam-ı Cedit’e karşı isyanları sırasında geçmektedir. Tarihte Kabakçı İsyanı olarak geçen bu olay, yeniçerilerin kendi içlerinde nasıl bölündüğünü göstermesi bakımından önemlidir. Bakkal önüne bırakılan çocuk (Civelek Hüsnü) ikinci bölümde kurgunun merkezinde yer alır. Hüsnü de babası gibi yeniçeri olmuş, aynı zamanda kayıkçılık yapmaktadır.
Bir akşamüstü Ayşe, Hasan Pehlivan'dan olan kızı Şahap ile Üsküdar'dan karşı tarafa geçmek için Civelek Hüsnü'nün kayığına biner. Yolculuk sırasında Hüsnü, aslında kardeşi olan bu kıza yakınlık duyar. Şahap da Hüsnü'yü beğenir. Hüsnü'nün kıza talip olması üzerine Ayşe de kızını Hüsnü'ye vereceğini söyler.
Bu sırada Yeniçerilerin isyanı başlar. İsyan sırasında Hüsnü yaralanır. Hasan Pehlivan, yarasını sardırmak için Hüsnü'yü eve getirir. Hüsnü'nün sırtındaki işareti gören Ayşe, onun bakkal önünde terk ettiği oğlu olduğunu anlar. Bu sırada Hasan Pehlivan, ağası Osman Çorbacı ile eve gelir. Ayşe'nin ağır yaralı oğlunun acısıyla Osman'a söyledikleri kadının kişisel dramını yansıtmasının yanı sıra Yeniçeri Ocağı'nın geldiği noktayı anlatması açısından da dikkat çekicidir:

"Evet! Evet! Burada can çekişen… yok işte… işte can veren şu Balkan gibi yiğit benim senden doğurduğum kahramandır. Evet! Senin ve benim oğlumdur! Kanlı herif! Katil herif! Allah’tan korkmaz herif! Bu adamın adı Hasan Pehlivan iken lâkabı Cellât kaldı. Sebebi sensin. Sizin yiğitliğiniz bundan ibaret midir? Yarabbi! Nedir dünyanın bu alçak heriflerden çektiği? Padişah bunların elinden mütehayyir! Halk bunların elinde esir! Karıları esirden beş beter! Kimse canından ırzından emin değil! Kendi ırzlarını kendi elleriyle ayaklar altına atarlar! Alçak herifler! Namussuz herifler! Kahrolsunlar, dünyadan adları sanları kalksın."

Anlatının sonunda Hüsnü hayatını kaybeder. Babası Çorbacı Osman da ertesi gün yeniçeri çatışmasında ölür. Hüsnü'nün kardeşi olduğunu öğrenen Şahap ise şuurunu kaybederek hayaller görmeye başlar.

İlgili Sayfalar


Yararlanılan Kaynaklar

Ahmet Mithat Efendi'nin Yeniçeriler Adlı Eserinde "Anti-Yeniçeri" Temsilleri, Emine Tuğcu
Ahmet Mithat Efendi'nin Letaif-i Rivayat'ı, Vildan Acuner

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.