En az iki âşığın doğaçlama olarak bir topluluk önünde saz eşliğinde yaptıkları manzum söyleşidir.
Âşık edebiyatının en zor ve halk tarafından en çok ilgi gören geleneklerinden biridir.
Karşılaşma / Atışma / Deyişme
Âşık edebiyatında "karşılaşma" genel bir kavramdır.
Bu gelenek; "karşılaşma", "atışma" ya da "deyişme" gibi farklı isimlerle anılsa da bunlar birbirlerinden küçük farklarla ayrılmaktadır.
Bir tür yarışma olan karşılaşmada "galip gelme", atışmada "eğlendirme” deyişmede ise "sohbet" esastır.
Bu gelenek, Karadeniz’de ise "karşıberi" ya da "atma türkü" olarak anılmakta olup daha çok mani esasına dayalıdır.
Ayak / Ayak Açma Nedir?
Ayak, âşıklık geleneğinde, dörtlükleri birbirine bağlayan dizelerdeki uyaklardır. Ayak açma ise âşıklardan birinin her dörtlük sonunda tekrarlanacak olan uyağı söylemesidir.
Not: Sayfanın sonunda verilen örnekte ayaklar kalın puntolarla gösterilmiştir.
Genel Özellikler
Karşılaşma, dinleyicilerin ya da âşıkların belirlediği ayak ile başlar.
Esas olan âşıklardan birinin okuduğu dörtlüğe diğer âşığın aynı ölçü ve ayakla cevap vermesidir / laf dokundurmasıdır.
Karşılaşmalarda daha çok iki âşık yer alsa da üç ya da daha fazla âşığın katıldığı karşılaşmalar da vardır.
Âşıkların tanınmış âşıklar ile atışması, bu mesleğin önemli aşamalarından biridir.
Eğer âşıklar arasında bir yarışma söz konusu değilse karşılaşmalarda genel hatlarıyla şu sıralama izlenir:
"Merhabalaşma" denilen giriş bölümünde âşıklar, dinleyicileri selamlamak için genellikle "hoş geldiniz", "safa geldiniz", "merhaba" gibi rediflere bağlı uyaklarla karşılıklı olarak dörtlükler söyler.
İkinci bölümde ustalarının deyişlerinden örnekler okurlar.
Tekellüm denilen üçüncü bölüm ise asıl bölümü oluşturur. Ev sahibi veya en yaşlı âşık, geniş ayakla karşılaşmayı açar. Âşıklar konu, dörtlük sınırlaması olmaksızın verilen ayak üzerinde deyişmeye başlar. Âşıkların, birbirlerine karşı asıl hüner gösterme ve üstünlük sağlama gayretleri bu bölümde yer alır.
Örnek...
Kul Mustafa:
Feymani seninle cenge girelim Amma sözlerime darılmayasın Gücün ne kadarsa o kadar yüklen Yokuşun dibinde yorulmayasın
Feymani:
Muhabbet cenginde söz silahını Giyinip kuşanıp kurulmayasın Dikkat et ileride deniz var Düşünce yılana sarılmayasın
Kul Mustafa:
Kim olduğun gidip sormam elinden Ayarın ne ölçeceğim dilinden Malın mülkün alacağım elinden Hırsından ikiye yarılmayasın
Feymani:
Kenarda dolaşma gel deryaya gir Muhabbet cenginde gönül aşkla bir İrfan meclisinde kalın incelir Haddini aşıp da kırılmayasın
Kul Mustafa:
Senede bir gidermişsin Konya’ya Bir de âşık yazdırmışsın künyeye Babasız tecelli edip dünyaya İs’olup çarmıha gerilmeyesin
Feymani:
Nasrettin Hoca’nın heybesi gibi Nüktedan sözlerin söbesi gibi Gayrimüslimlerin Kâbe'si gibi Efes’e tavafa varılmayasın
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.