9 Eylül 1960 tarihinde Erzurum’un Horasan ilçesinin Tahirhoca köyünde doğdu.
Okulu olmayan bir dağ köyünde doğsa da şiirin konuşulduğu, uzun kış gecelerinde Battal Gazi, Hz. Ali Cenkleri, Ahmediye, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı gibi eserlerin okunduğu bir ortamda büyüdü.
1979'da Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümüne girdi. Şiirleri üniversite yıllarında edebiyat dergilerinde yayımlanmaya başladı.
1983'te mezun oldu. 1984'te aynı fakültede akademik kariyerine başlayan Genç, 2001 yılında profesör oldu. 2003'te Kocaeli Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine geçti.
2010'da emekli olduktan sonra akademik hayatına İstanbul Ticaret Üniversitesinde devam eden sanatçı, burada bölüm başkanlığı ve dekanlık görevlerinde bulundu.
2012'de Sermaye Piyasası Kuruluna yönetim kurulu üyesi olarak atandı. 2015'te bu görevinden istifa etti. Aynı yıl Merkez Bankası Meclis Üyesi olarak atandı.
Dört çocuk babası olan Genç, profesyonel olarak fotoğrafçılıkla da ilgilenmektedir.
Türk-İslam tarih ve kültürüne, peygamber kıssalarına, evliya menkıbelerine, mitolojilere, masallara, kutsal kitaplarda anlatılan öykülere yaptığı telmihler şiir anlayışının öne çıkan özelliklerinden biridir.
Şiirlerinde hem halk hem de divan edebiyatı nazım şekillerine yer vermiştir.
Şiirlerinde ağırlıklı olarak hece ölçüsünü tercih etmektedir.
Öne çıkan temaları; aşk, hüzün, yalnızlık, ölüm ve özlemdir.
Ahengi önemseyen şair, şiirlerinde ses ve sözcük tekrarlarına sıkça yer verir.
Renkli ve özgün bir imge dünyasına sahiptir.
Çağrışımı öne çıkaran bir anlayışla alışılmamış bağdaştırmalar kullanır.
Nurullah Genç, daha çok "Rüveyda" ve bir naat olan "Yağmur" şiirleriyle tanınmaktadır.
Eserleri
Şiir
Çiçekler Üşümesin (1986)
Nuyageva (1990)
Yankı ve Hüzün (1992)
Aşkım İsyandır Benim (1993)
Siyah Gözlerine Beni de Götür (1995)
Yanılgı Saatleri (1995)
Rüveyda (1996)
Yağmur (1996)
Denizin Son Martıları (1997)
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır (1998)
Gül ve Ben (1998)
Hüznün Lâlesidir Dünya (1999)
Yürüyelim Seninle İstanbul’da (2001)
Müptelâdır Gemiler Benim Denizlerime (2002)
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim (2003)
Birkaç Deli Güvercin (2004)
Çanakkale / Her Şey Yanıp Gül Oldu (2006)
Ateş Semazenleri (2009)
Mahrem ve Münzevi (Toplu Şiirler / 2011)
Harflerin Simyası (2012)
Siyah Beyaz Tabletler (2016)
Bilardo Telmihleri (2018)
Söyle Bana Hindiba (2020)
Dilek Tuttum Okunsun Ahım Arşa Dokunsun (2022)
Tahta Bavul Şiirleri (2024)
Roman
Tutkular Keder Oldu
Yollar Dönüşe Gider
İntizar
Anı
Omuzlarımda Dünya
Şiirlerinden...
"Yağmur" şiirinden...
Vâredenin’in adıyla insanlığa inen Nur Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağında Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kâinat Yıllardır boz bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım ...
"Rüveyda" şiirinden...
...
Adını söylemek istemiyorum Her hecesi amansız bir kor dudaklarımda Her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım Zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım Adını söylemek istemiyorum Rüveyda dediğim zaman Anla ki, senin için yürüyor kelimeler Çığlığımın atar damarlarından
Hangi yıldızdır bilmem, gözlerin Kayar da üzerime Rüveyda Önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime Sonra açılır önümde ıstırap vadileri Silik renkleriyle adımlarıma Çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir ...
"Rüveyda'ya Ağıt" şiirinden...
... Senin gözlerin dram; oysa ağlatan benim Ben dilenci; sen sultan; sevgi dağıtan benim Ben ölümüm; sen hayat; cana can katan benim Sabah sende oluyor, güneşi tutan benim Soran ben; sorulan sen kabirde yatan benim Sen sevda yüklü bulut, göklerimin sahibi Saklıyorum içimde seni bir tufan gibi ...
müzmin bir karanlıkta yine virândır özüm künhünü güneş kılıp doğduğun andır özüm
gezginim; nice bin yıl sahralarda yürüdüm gözlerinde baharı arayan candır özüm
müptelâdır gemiler benim denizlerime ellerinde her türlü derde dermandır özüm
yine esmeli rüzgâr sana baktığım yerden ebedi bir sevdaya inen fermandır özüm
renklerini yakarsa bir gün ebemkuşağı gam düşen her yürekte ağlayan kandır özüm
işaret parmağımdan süzülür toprağa su devleri mahkûm eden ulu hakandır özüm ... lügatinden çıkarsan bile bir gün adımı tarihe gömsen bile, yola revandır özüm
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.