Roman, Tan gazetesinde tefrika edildikten sonra 1937'de kitap olarak basılmıştır.
Bir kasaba romanı olan eser, toplumcu gerçekçi roman anlayışının başarılı örneklerinden biridir.
Eserde genel olarak Nazilli ve Edremit'te 1903 ile 1915 yılları arasında yaşanan olaylar anlatılmaktır.
Eserde, taşrada yaşayan halkın eşraf ve bürokrasi karşısındaki çaresizliği tüm gerçekliğiyle aktarılmıştır.
Kuyucaklı Yusuf, aslında Sabahattin Ali'nin 1931'de Aydın Hapishanesinde tanıştığı biridir. Yazar, Yusuf'un hikâyesini kahramanın adını değiştirmeye lüzum görmeden romanlaştırmıştır. Hikâye öylesine gerçeklere bağlıdır ki roman tefrika edilirken olayların yaşandığı bölgede tedirginlik yaratmıştır.
Eserde genel olarak Nazilli ve Edremit'te 1903 ile 1915 yılları arasında yaşanan olaylar anlatılmaktır.
Eserde, taşrada yaşayan halkın eşraf ve bürokrasi karşısındaki çaresizliği tüm gerçekliğiyle aktarılmıştır.
Kuyucaklı Yusuf, aslında Sabahattin Ali'nin 1931'de Aydın Hapishanesinde tanıştığı biridir. Yazar, Yusuf'un hikâyesini kahramanın adını değiştirmeye lüzum görmeden romanlaştırmıştır. Hikâye öylesine gerçeklere bağlıdır ki roman tefrika edilirken olayların yaşandığı bölgede tedirginlik yaratmıştır.
Konu
1903 yılında Kuyucak köyünde anne ve babası eşkıyalarca katledilen dokuz yaşındaki Yusuf, ertesi gün olayı soruşturmaya gelen Kaymakam Salahattin Bey tarafından evlatlık alınır. Eserde Yusuf’un yıllar içerisinde hem kendisiyle hem de çevresiyle yaşadığı çatışmalar, bir aşk hikâyesi eşliğinde anlatılmaktadır.
Uzun Özet
1903 yılının yağmurlu bir gecesinde Kuyucak köyünü basan eşkıyalar, bir karı kocayı öldürür. Kaymakam Salahattin Bey, cinayeti soruşturmak için ertesi gün savcı ile doktoru da yanına alarak köye gider. Cinayetlerin işlendiği odaya giren heyet, üstleri yorganla örtülmüş iki cesedin yanı başında küçük bir çocukla karşılaşır. Olay sırasında yandaki odada uyumakta olan dokuz yaşındaki Yusuf, öldürülen karı kocanın oğludur.
Annesinin bağrışları üzerine koşup gelmiş, hatta eşkıyalar kaçmadan önce içlerinden biriyle bir süre boğuşup yaralanmıştır. Heyet, çocuğun yara dediği şeyi görünce dehşete düşer. Yusuf'un sağ elinin başparmağını sadece bir deri parçası tutmaktadır. Kaymakam, yaşadığı bu büyük felakete rağmen metanetli duran Yusuf’a sahip çıkarak onu evlatlık alır.
Salahattin Bey'in kendisinden tam on beş yaş küçük olan eşi Şahinde Hanım, kendi rahatını düşünen, sevgisiz ve çıkarcı bir tiptir. Kaymakam Bey, sadece beş yıllık evli olmalarına rağmen karısından ümidini kesip kendini içkiye vermiştir. Birbirlerinden oldukça farklı olan bu çiftin, Yusuf'tan dört beş yaş küçük, Muazzez adında bir de kızları vardır.
Yusuf'un eve getirilmesine karşı çıkan Şahinde Hanım, bu durumu zamanla kabul etmek zorunda kalır. Herkese -hatta kendisine sahip çıkan Salahattin Bey'e bile- mesafeli duran ve gerekmedikçe konuşmayan bu garip çocuğun hislerini göstermekten çekinmediği yegâne insan, küçük Muazzez olacaktır.
Edremit'e Taşınıyorlar...
Bir yıl sonra Kaymakam’ın tayini çıkması nedeniyle aile Edremit’e taşınır. Okuma yazma öğrenmenin yeterli olduğunu düşünen Yusuf'un mektep hayatı da uzun sürmez. Şahinde Hanım, bu sayede Muazzez'i Yusuf a bırakıp kafa dengi arkadaşlarıyla istediği gibi gezip vakit geçirir. Salahattin Bey'se karısının her şeye söylenen tavrı yüzünden eve ancak geç saatlerde yatmak için gelmektedir.
Yusuf, kendisinden farklı bulduğu için kasabadaki çocuklarından uzak durmaktadır. Ancak bir gün ortalık yerde kendisiyle dalga geçmeye çalışan bir çocuğu dövmekten kendini alamaz. Bu olay, mahalledekilerin ondan çekinmesine neden olsa da zamanla birkaç arkadaş edinir. En iyi arkadaşı ise Bakkal Şerif Efendi'nin oğlu Ali'dir.
Yusuf, günlerini yazın kırlarda dolaşarak, bağda ağaçların altına yatarak ya da Salahattin Bey'in aldığı küçük zeytinliğin silkilip toplanmasına nezaret ederek geçirir. Ali, mektebini bitirip babasının işini devralmış; yaşı on üçe basan ve birdenbire güzelleşiveren Muazzez ise adeta yetişkin bir hanım kız oluvermiştir.
İyi ile Kötünün Mücadelesi...
Bir bayram günü Yusuf, mahalleden birkaç arkadaşı ve Muazzez ile bayram yerine gider. Muazzez salıncağa binmek ister. Ağırbaşlı bir genç olan Yusuf, salıncağa binmek istemediği için Muazzez'e Ali eşlik eder. Bu sırada yanlarına, kasabanın ileri gelen zenginlerinden biri olan Fabrikatör Hilmi Bey'in oğlu Şakir gelir.
Şakir, kasabada herkese yaka silktirmiş; hovarda bir tiptir. Sarhoş olan Şakir, beraberindeki Hacı Rifat'in İhsan ile Muazzez'in yanındaki salıncağa binerek genç kızı rahatsız edecek hareketler yapmaya başlar. Olaya tepki gösteren Yusuf, Şakir'e yumruk atar. Yerden kalkarak silahına davranmak isteyen Şakir'i ise İhsan ile salıncakçı engeller. Tam o sırada Şakir'in en iyi arkadaşı Hacı Etem gelerek Şakir'i oradan uzaklaştırır. Bu olayla romandaki iki karşı güç ilk kez karşı karşıya gelmiş olur. Bu olaydan sonra Şakir, Yusuf'tan intikam almanın yollarını arayacaktır.
Yusuf'a Kurulan Tuzak...
Bayram yerindeki olaydan bir süre önce evlerinde çalışan Kübra'yı iğfal eden Şakir, babası Hilmi Bey ve Hacı Etem'in tertibiyle suçu Yusuf'un üzerine atmaya çalışır. Bunun için Kübra'yı ve annesini kullanarak Yusuf'a tuzak kurarlar. Ancak Kübra, kendilerine iyi davranıp yardım eden Yusuf'a her şeyi itiraf eder. Bunun üzerine Yusuf, Kübra ve annesini eve getirerek koruma altına alır. Kurdukları tuzağın başarısızlıkla sonuçlandığını öğrenen Hilmi Bey ve Hacı Etem ise büyük bir tedirginlik yaşar. Asıl korkması gereken Şakir'in aklı ise uzun zamandır Muazzez'dedir. Şakir, Yusuf’u cezalandırmak için Muazzez’le evlenmek istemektedir. Ancak Kaymakam'ın, kızını Şakir gibi bir adama vermek istemeyeceği açıktır. Bunun yanı sıra Kaymakam'ın Kübra meselesini öğrendiği zaman üstlerine gelme ihtimali de vardır.
Kumar Borcu...
Şakir ve babası Hilmi Bey, bir tuzak kurarak Kaymakam'ın elini kolunu bağlamayı düşünür. Niyetleri Salahattin Bey'i kumar masasına oturtarak büyük bir borca sokmaktır. Salahattin Bey'in Avukat Hulusi Bey'in evinde misafir olduğu bir gece hiç beklenmeyen iki misafir daha gelir. Bunlar Hilmi Bey ile Hacı Etem'dir. Gecenin ilerleyen bir vaktinde Hilmi Bey'in ısrarı ile kurulan oyuna, sarhoş olduğu için sağlıklı düşünemeyen Salahattin Bey de dâhil olur.
Gecenin sonunda Salahattin Bey, ödenmesi pek de mümkün görülmeyen bir borca girer. İşini sağlama almak isteyen Hilmi Bey, hemen ertesi gün Hacı Etem vasıtasıyla borcuna karşılık Kaymakam'a bir senet imzalattırır. Birkaç gün sonra da oğlu için Muazzez'e talip olur. Salahattin Bey, ne yapacağını bilemez bir duruma düşmüştür. Şakir'in ahlaki düşüklüğüne rağmen kendi kendini ikna edebilecek mazeretler üretmeye çalışır. Şahinde Hanım ise -kızına rağmen- bu zengin kısmetten oldukça memnundur. Kendi fikri sorulan Yusuf ise Kübra'yı çağırarak Salahattin Bey'e başından geçenleri anlatmasını ister. Kaymakam, Kübra'nın başına gelenleri öğrendikten sonra söz konusu evlilik talebini reddeder.
Düğün Hazırlıkları...
Tüm yaşananları Yusuf'tan dinleyen Ali ise Yusuf'a Kaymakam'ın borcunu ödemeyi teklif eder. Ali, bu teklifle Muazzez'e olan ilgisini de açık etmiş olur. Yusuf, kahvede buluştuğu Hacı Etem'e Ali'den aldığı üç yüz yirmi lirayı teslim ederek senedi geri alır. Ancak Ali'nin bu yardımı Muazzez'le evlenmek için yapması, Muazzez'in Yusuf'a karşı gizlediği duygularını ortaya koymasına neden olur. Yusuf da duygularını tarttığında Muazzez'i sevdiğini anlar ancak yapacak bir şey yoktur. Hayallerinin gerçekleşeceğini düşünen Ali, evlilik hazırlığına başlar.
Tüm yaşananları Yusuf'tan dinleyen Ali ise Yusuf'a Kaymakam'ın borcunu ödemeyi teklif eder. Ali, bu teklifle Muazzez'e olan ilgisini de açık etmiş olur. Yusuf, kahvede buluştuğu Hacı Etem'e Ali'den aldığı üç yüz yirmi lirayı teslim ederek senedi geri alır. Ancak Ali'nin bu yardımı Muazzez'le evlenmek için yapması, Muazzez'in Yusuf'a karşı gizlediği duygularını ortaya koymasına neden olur. Yusuf da duygularını tarttığında Muazzez'i sevdiğini anlar ancak yapacak bir şey yoktur. Hayallerinin gerçekleşeceğini düşünen Ali, evlilik hazırlığına başlar.
Cinayet...
Bunu öğrenen Şakir ise köydeki bir düğünde -herkesin havaya ateş ettiği bir sırada- silahıyla vurarak Ali’yi öldürür. Cinayet, aslında herkesin gözü önünde gerçekleşmiştir. Ancak aile, görevlilere rüşvet vererek el konulan cinayet silahını başka bir silahla değiştirir. Ali'nin babasının tüm çabalarına rağmen Şakir, ceza almaktan kurtulur. Bir süredir rahatsız olan Kaymakam ise her şeyden elini ayağını çekmiş durumdadır. Tek düşüncesi o ölüp gittiğinde kızının ne olacağıdır.
Yusuf Muazzez'i Kaçırıyor...
Şahinde Hanım, her şeye rağmen kızını Şakir'e vermek istemekte hatta Muazzez'i Hilmi Beylerin bağ evlerindeki çalgılı cümbüşlü eğlencelerine sürüklemektedir. Yusuf, Kübra'dan Muazzez'in bir süredir annesi ile Hilmi Beylerin bağ evine gittiğini öğrenir. Yusuf, Şahinde Hanım'a görünmeden Muazzez'i bağ evinden kaçırır ancak eve dönmez. Uzun bir süre atlarını dörtnala koşturur. Burhaniye'yi geçtikten sonra bir düzlükte arabayı ağaçların altına bırakır. Bir kütüğün üzerine yan yana oturarak hiç konuşmadan denize bakarlar. İkisi de mutludur. Muazzez bir süre sonra Yusuf'un omzunda uyuyakalır. Yusuf onu kollarına alarak arabaya götürür.
Yusuf'un Muazzez'i alıp gittiğini öğrenen Şahinde Hanım, yaşananları anlamakta zorlanır. Büyük bir telaşla eve döndüğünde evin boş olduğunu görür. Komşuların dediğine göre Kübra ile annesi bohçalarını alıp gitmişlerdir. Şahinde Hanım, geç vakte kadar kocasının dönmesini bekler. Salahattin Bey'in ise hiçbir şeyden haberi yoktur. Yusuf ve Muazzez'i bulmak için bölük kumandanına haber yollar. Bir süre sonra Kaymakam'ın huzuruna çıkan bir köylü şöyle diyecektir: "Bizim imam bu sabah nikâhlarını kıydı. Ellerinden öperler. Bunu deyivermek için beni buraya saldılar!"
Kaymakam Bey...
Kaymakam, aslında bu gelişmeyi olumlu karşılamıştır. Biraz ısrar ederek genç köylüden yeni evlilerin yerini öğrenir. Yusuf, başka çaresinin kalmadığını söyleyerek babasının elini öper. Ertesi gün Kaymakam'ın ısrarı ile Edremit'e dönerler. Şahinde Hanım, bir felaket saydığı bu olay karşısında korkusundan ağzını açamaz. Artık ne kızıyla ne de Yusuf'la konuşmaktadır.
Kaymakam, Yusuf’u tahrirat kâtibi olarak yanına alır. Bir süre sonra kasabaya Dünya Harbi'nin başladığı haberi gelir. Cepheye sevk edilenler arasında Yusuf'un arkadaşları da vardır. Yusuf ise bir parmağı eksik olduğu için askere alınmamıştır. Aynı akşam Kaymakam Salahattin Bey kalp krizi geçirip ölür. Bu beklenmedik ölüm, Yusuf ve Muazzez'i oldukça sarsar.
Yusuf, Süvari Tahsildarı Oluyor...
Yeni Kaymakam İzzet Bey, eşrafla içli dışlı olmakta sakınca görmeyen eğlence düşkünü biridir. Dairede gezerken rastladığı Yusuf'la imalı konuşur. Bir süre sonra da eksik parmağını bahane ederek onu süvari tahsildarı yapar. Bu görev değişikliği Yusuf'un günlerce evden uzaklaşmasına neden olur. Bu arada Şahinde Hanım, kızıyla arasını düzeltmeye çalışır. Muazzez de her şeye rağmen annesine karşı haksızlık yaptığını düşünmeye başlamıştır.
Sonunda annesinin ısrarlarına dayanamayan genç kadın, onunla birlikte eski tanıdıklarına ya da mahalle komşularına kadar uzanan ziyaretler yapmaya başlar. Hatta Hilmi Beyler bile tekrar ve sık sık gidilen yerler arasına girer. Yalnız bir müddet sonra bu ziyaretler yalnız kadınlar arasında kalmaktan çıkar. Şahinde Hanım artık Hilmi Beyleri hatta yeni Kaymakam'ı kendi evinde ağırlamaktadır. Bu arada içkiye alıştırılan Muazzez'in yaşadığı hafif baş dönmeleri günler geçtikçe yerini şen kahkahalara bırakacaktır.
Muazzez...
Kasabada dedikodular başını alıp gitse de Yusuf, her şeyden habersizdir. Muazzez'in bu eğlencelerde erkeklere karşı gösterdiği mukavemet ise uzun sürmeyecektir. Yusuf'tan yediği yumrukların intikamını aldığını düşünen Şakir de Muazzez'in düştüğü durumdan memnundur.
Bir süre sonra Yusuf hem Muazzez’in değişen tavırlarından hem de insanların imalı bakışlarından kuşkulanmaya başlar. Ancak her şeye rağmen karısına güvenmek ister. Muazzez ise ısrarla "Buralardan gidelim Yusuf!" demektedir. Tekrar göreve çıkan Yusuf, yolda rahatsızlanır. Karısını bıraktığı için pişmandır, misafir olduğu bir köyde dört gün boyunca yataktan çıkamaz. Kararını vermiştir, eve dönüp karısını Şahinde'nin elinden kurtaracaktır. Artık kâtiplik ne de tahsildarlık umurunda değildir. İyileşir iyileşmez atına atlayıp Edremit'e döner.
Her Şey İki Dakikada Olup Biter...
Eve vardığında bir ut sesi duyar. Ortadaki masada Hilmi Bey, Kaymakam İzzet Bey, Şahinde oturmakta, sedirin bir kenarında Şakir ile Hacı Etem de bir şeyler konuşmaktadır. Diğer kenarda yastıklara dayanmış duran ve sarhoş olduğu her hâlinden belli olan Muazzez ise öpmek için üzerine eğilen Jandarma Bölük Kumandanı Kadri Bey'e karşı kendini müdafaaya çabalamaktadır.
Her şey iki dakika içinde olup bitecektir. Yusuf, elindeki kamçıyı evvela İzzet Bey'in suratına yapıştırır. Sonra rastgele diğerlerine vurur. Bu arada kamçının lambaya denk gelmesiyle oda karanlığa gömülür.
Her şey iki dakika içinde olup bitecektir. Yusuf, elindeki kamçıyı evvela İzzet Bey'in suratına yapıştırır. Sonra rastgele diğerlerine vurur. Bu arada kamçının lambaya denk gelmesiyle oda karanlığa gömülür.
Lamba sönerken Şakir'in silahına davrandığını gören Yusuf, silahını çıkararak ateş etmeye başlar. Şakir'in attığı kurşun kulağının yanından geçerek duvara saplanmıştır. Artık sağlıklı düşünecek durumda değildir. En ufak bir kımıldama hissettiği her yere ateş eder. Kurşunları bitince bir an durur. Cebinden çıkardığı fişekleri el yordamıyla tabancasına yerleştirip iki el daha ateş eder. Sonra başını karısının olduğu yere doğru çevirerek "Muazzez" diye seslenir. Yanı başından ve yerden doğru bir fısıltı duyar. Muazzez yaşamakta, kendisini götürmesini istemektedir.
Karısını kucaklayan Yusuf, atıyla hızla oradan uzaklaşır. Çok uzaklara, kimselerin onları bulmayacağı bir yere gitmek ister ancak kucağında sımsıkı sarıp sarmaladığı Muazzez yaralıdır. Muazzez'in ısrarı ile bir süre daha giden Yusuf, karısını bir ağacın altına yatırır. Kar ve sis her yeri beyaz bir karanlığa gömmüştür. Muazzez için yapabileceği bir şey kalmamıştır. Atının terkisinden büyük bir bıçak alıp toprağı kazmaya başlar. İncitmekten korkuyormuş gibi büyük bir özenle Muazzez'i defnedip atını dağlara sürer.
İlgili Sayfalar
👉 Sabahattin Ali
👉 Eser Özetleri
Yararlanılan Kaynak
Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali, Yapı Kredi Yayınları, 11. Baskı

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.