Özdeyişlerin tarihi milattan önceki asırlara kadar gitmektedir.
Konfüçyüs'ün (MÖ 551-479) sözleri, Buda'nın (MÖ 563-483) öğretileri ya da Hz. Muhammed'in (öl.632) hadisleri bu tür için örnek olarak verilebilir.
Vecize, 17.yüzyılda Fransız yazar La Rochefoucauld tarafından yazılan "Özdeyişler" adlı eser ile bağımsız bir tür haline gelmiştir.
Bu tür, Türk edebiyatında özellikle Tanzimat'tan sonra giderek geniş bir yer tutmaya başlamıştır.
Edebiyatımızda bu türde çıkmış ilk kitap Şemsettin Sami'nin "Emsal" (1878) adlı kitabıdır. Kitapta yazarın söylediği özdeyişlerin yanı sıra Doğu-Batı kökenli düşünürlerden aldığı yaklaşık 3000 vecize yer almaktadır.
Tanzimat dönemi sanatçılarından Şinasi, Ziya Paşa ve Namık Kemal'in bazı beyitleri ait olduğu metinden bağımsız bir hâl alarak vecize haline gelmiştir.
Özellikle Ziya Paşa’nın Terkib-i Bent adlı eserinde özdeyiş niteliği kazanan birçok beyit vardır:
Ayînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir
Edebiyatımızda bu türün teorik esasları ilk olarak Cenap Şahabettin'in yazdığı "Vecize Edebiyatı" başlıklı yazıyla belirlenmiştir. Özlü sözlerini 1918'de "Tiryaki Sözleri" adlı kitapta toplayan sanatçı, bu türün en önemli isimlerinden biridir.
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.