Hayvan Çiftliği

George Orwell romanı.
İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru yayımlanan roman, Stalin rejimine karşı sert bir taşlamadır. Romanda çiftlik sahibi Bay Jones'a karşı ayaklanan çiftlik hayvanlarının hikayesi anlatılmaktadır. Hayvanlar, domuzların önderliğinde çiftlik yönetimini ele geçirir. Sonrasında güç zehirlenmesine kapılan domuzlar, eski düzenden pek de farklı olmayan bir düzen kuracaktır.

Özet

Olaylar Bay Jones'un sahibi olduğu Beylik Çiftliği'de geçer. Çiftlikte domuz, at, eşek, inek, koyun, köpek, tavuk, kaz, güvercin, kedi gibi birçok hayvan yaşamaktadır. Bir akşam, Bay Jones uyuduktan sonra, Koca Reis'in çağrısıyla tüm hayvanlar büyük samanlıkta toplanır. Koca Reis, çiftlikteki her hayvanın saygı duyduğu yaşlı bir domuzdur. Fazla ömrü kalmadığını söyleyen Koca Reis, toplantıda bir gece önce gördüğü bir rüyadan bahseder. Rüyasında insansız bir dünyada hayvanların ne kadar mutlu olabileceğini görmüştür. Konuşmasında hayvanlara, üretmeden tüketen tek yaratık olan insanı düşman olarak görmelerini telkin eder. İnsanlar, hayvanları acımasızca çalıştırmakta buna karşın sadece ölmeyecekleri kadar yiyecek vermektedir. Toplantıya katılan her hayvanın eninde sonunda başına gelecekleri tek tek sıralayan yaşlı domuz, tüm bunların değişmesi gerektiğini, hayvanların çok daha iyi bir hayatı hak ettikleri söyler. Koca Reis'e göre çözüm, tüm kötülüklerin kaynağı olan insana karşı hayvanların ayaklanmasıdır. Bu ayaklanma bir hafta içinde olabileceği gibi yüz yıl sonra da olabilir. Ancak önemli olan bu uğurda mücadele etmektir. Yaşlı domuz, hayvanlara insanlarla mücadele ederken onlara benzemekten kaçınmaları gerektiğini, tüm hayvanların eşit olduğunu ve hiçbir hayvanın başka bir hayvana zorbalık etmemesini öğütler. Koca Reis, toplantıyı bir zamanlar tüm hayvanlar arasında söylenen, ama artık unutulan "İngiltere'nin Hayvanları" adlı şarkıyı söyleyerek bitirir. Koca Reis, birkaç gün sonra ölür. Anlattıkları hemen hemen tüm hayvanlar tarafından heyecanla karşılanmıştır. 

Hayvanları eğitme ve örgütleme işini aralarındaki en zeki hayvan olan domuzlar üstlenir. Bay Jones'un satmak için yetiştirdiği Snowball ve Napoleon bu konuda öne çıkar. Öne çıkan bir diğer domuz, laf cambazı olan Squealer'dir. Bu üç domuz Koca Reis'in düşüncelerini bir öğretiye dönüştürerek adına da "Animalizm" derler.  
Bu arada evcil bir kuzgun olan Moses, "Balbadem Diyarı" (Cennet) hikayeleriyle hayvanların kafasını karıştırmaktadır. Moses'a göre öldükten sonra gidilen bu yerde hayvanların hoşuna gidecek her şey vardır. Çiftlikteki iki araba atı Boxer ve Clover, anlatılanları anlamakta zorlansalar da samanlıktaki toplantıların hiçbirini kaçırmaz.

Ayaklanma Gerçekleşiyor!

Ayaklanma, beklenenden çok daha erken ve kolay gerçekleşir. Bay Jones'un işleri bozulmuş, kendisini içkiye vermiştir. Çiftlikteki işçiler de sahtekar ve tembeldir. Çiftlik bakımsız kalmış, hayvanlar doğru dürüst beslenemez olmuştur.
Hayvanların yine aç kaldığı bir gün ineklerden biri boynuzuyla ahırın kapısını kırar.  Hayvanlar bu sayede yemlere ulaşmıştır ancak Bay Jones ve işçiler ambara koşarak hayvanları kırbaçlamaya başlar. Önceden tasarlanmasa da bu olay hayvanların sabrını taşıran son damla olur. İnsanların üstlerine atılan hayvanlar dört bir yandan tos vurup çifte atmaya başlar. Bu beklenmedik saldırı sonrası dehşete kapılan Bay Jones ve işçiler koşarak çiftlikten kaçar. Büyük bir zafer kazandıklarını anlayan hayvanlar, 
çiftliğin adını bir süre sonra Hayvan Çiftliği olarak değiştirir. 
Okuma yazma öğrenen Snowball ve Napoleon, öğretiyi "Yedi Emir"de toplayarak emirleri büyük samanlığın duvarına yazar. Çiftlikteki tüm hayvanlar bundan sonra hayatlarının sonuna kadar bu değişmez kurallara uyacaktır. Bu emirlere göre tüm insanlar düşman, tüm hayvanlar dosttur. Hiçbir hayvan giysi giymeyecek, yatakta yatmayacak, içki içmeyecek, başka bir hayvanı öldürmeyecektir. Son maddede ise tüm hayvanların eşit olduğu yazmaktadır.
Hayvanlar, Bay Jones'un evi dışında, insanları hatırlatan her şeyi yakar. Evin ise müze olarak korunmasına karar verirler. Harman kısa sürede kaldırılır, çiftlikteki her hayvan kendi gücü ve yeteneği ölçüsünde çalışmaktadır. Pazar günleri yapılan toplantılarda bir sonraki haftanın işleri konuşulsa da alınacak kararlar her zaman domuzlar tarafından belirlenir. Tartışma genelde Snowball ile Napoleon arasında olmakta, birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. Snowball yenilikçi, hayvanlara hizmet etmeyi ilke edinmiş bir domuzdur. Onlara okumayı öğretir, çiftliğin daha verimli olması için yollar arar, kitap okuyarak zanaat ve bilim öğrenir. Çeşitli kurullar oluşturarak hayvanlara eğitimler verir. Napoleon ise bu projelerin hemen hepsine karşı çıkmaktadır. Açılan okuma yazma sınıflarına rağmen okumayı sökemeyen koyun, tavuk ve ördekler için yedi emir "Dört ayak iyi, iki ayak kötü" şeklinde kısaltılır. Koyunlar, neredeyse her toplantıda bu sloganı hep bir ağızdan söylemektedir.
Bu arada sağılan sütler domuzların lapasına karıştırılmakta, toplanan elmalar da domuzlara teslim edilmektedir. Her daim tartışan Snowball ve Napoleon bile bu konuda aynı düşüncededir. Domuzların tutumunu homurdanarak karşılayan hayvanlara açıklamayı Squealer yapar. Domuzların, çiftliğin yönetim ve düzeninden sorumlu olduğunu, eğer sağlıklı olmazlarsa işlerin yürümeyeceğini ve Bay Jones'un geri geleceğini söyler. Bu ihtimalden korkan hayvanlar bütün sütün ve elmanın domuzlara ayrılmasını kabul eder.
Hayvan Çiftliği'nde olup bitenleri bir süre sonra bütün ülke duyar. Snowball ile Napoleon,  uçurdukları posta güvercinleri ile komşu çiftliklerdeki hayvanlara ayaklanmanın öyküsünü anlatıp İngiltere'nin Hayvanları şarkısını öğretmektedir. Benzer bir ayaklanmadan korkan çiftlik sahipleri Jones'a çiftliğini geri alması için destek verirler. Bir gün Jones'un adamları ile komşu çiftliklerden gelenler çiftliği almak için harekete geçer. Böyle bir saldırıyı çoktadır bekleyen çiftlik hayvanları, Snowbaal'un önderliğinde insanlara karşı büyük bir zafer kazanır. Ağıl Savaşı adını verdikleri bu zaferde yaralanan Snowball ile büyük kahramanlık gösteren Boxer kahramanlık nişanı ile ödüllendirilir. 

Napoleon Yönetime El Koyuyor

Çiftlikteki işleri kolaylaştırmaya çalışan Snowball bir yel değirmeni projesi hazırlamaktadır. Bu sayede elektrik üretebilecekler bu da birçok işi daha kolay hale getirecektir ancak bu oldukça zor bir iştir. Bu proje, çiftlik hayvanlarını ikiye böler. Bir grup Snowball'u, diğer bir grup projeye karşı çıkan Napoleon'u desteklemektedir. Projenin oya sunulacağı gün Snowball parlak bir konuşma yaparak değirmene karşı çıkan hayvanları kendi tarafına çekmeyi başarır. Ancak oylamaya geçilecekken beklenmedik bir şey olur. Napoleon'un yavru iken annelerinden ayırıp herkesten gizli yetiştirdiği dokuz köpek ortaya çıkarak Snowball'a saldırır. Canını zor kurtaran Snowball çiftlikten kaçıp gider. Napoleon ise arkasına aldığı köpekleri ile pazar toplantılarına son verdiğini, tüm kararların domuzlar kurulunca alınacağını ve sonradan hayvanlara bildirileceğini söyler. Olanlar karşısında şaşıran ve korkan çiftlik hayvanları ise sessizce dağılır.
Çiftlikteki yeni düzeni anlatma görevi Squealer'e verilmiştir. Squealer, Napoleon'un iyi niyetli, Snowball ise hain olduğu konusunda çiftlik hayvanlarını ikna etmeye çalışır. Yanlış atılacak bir adımda Bay Jones'un geri gelebileceğini söylemesi hayvanların kafasında hiçbir kuşkuya yer bırakmamıştır.
Snowball'ın çiftlikten ayrılışı üzerinden sadece üç hafta geçmişken Napoleon birdenbire yel değirmeninin yapılması gerektiğini açıklar. Şaşırıp kalan hayvanları ikna etmek yine Squealer'e düşmüştür. Squealer'in dediğine göre yel değirmeni projesi aslında Napoleon'undur, Snowball çizimleri ondan çalmıştır. Napoleon sırf bu kötü domuzdan kurtulmak için ses çıkarmamış, projeye karşı çıkıyor gibi görünmüştür!
Bir müddet sonra domuzlar müze olarak kullanılan eve girip yatakta uyumaya, içki içmeye, komşu çiftliklerle alışveriş yapmaya başlar. Yedi emir ise yönetimin istekleri doğrultusunda gizlice değişmektedir. Hayvanlar değişiklikleri fark etseler de Squealer her defasında hayvanları ikna etmenin bir yolunu bulur.
Şiddetli bir fırtına, duvarları ince örülen yel değirmeni inşaatını yerle bir etmiştir. Gerçek nedeni herkes bilse de Napoleon tüm suçu Snowball'a atar. Gece gelip değirmeni Snowball yıkmıştır. Artık, çiftlikte kötü giden ne varsa Snowball'dan; iyi olan her şey de Napoleon'dan  bilinir.

Yel değirmeni inşaatı tekrar başlasa da çiftlikte işler kötü gitmektedir. Yeterince beslenmeyen hayvanlar homurdanmaya hatta Snowball'un hain olduğu fikrini de sorgulamaya başlamıştır. Bunun üzerine Napoleon sert tedbirlere başvurur. Bütün hayvanları avluda toplayan Napoleon, Snowball ile birlik oldukları bahanesiyle birçok hayvanı herkesin gözü önünde köpeklerine öldürtür.
Tüm bu olanlara rağmen hayvanların hiçbiri ayaklanmayı düşünmez. Koca Reis'in müjdelediği hayatın bu olmadığını bilseler de düşündüklerini dile getiremezler. Her şeye rağmen Jones'un zamanına göre daha iyi durumda olduklarını düşünmek isterler. Birkaç gün sonra hayvanların aklına "Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecektir." diyen altıncı emir gelir. Duvara baktıklarında emri yanlış hatırladıklarını düşünürler çünkü duvarda "Hiçbir hayvan başka bir hayvanı sebepsiz yere öldürmeyecektir." yazmaktadır.
O yıl hayvanlar her zamankinden daha çok çalışır. Buna rağmen kötü beslediklerini düşünen hayvanları, Squealer geçmiş ile bugünü karşılaştırdığı rakamlarla ikna eder.
Yel değirmeni e
n sonunda tamamlanmıştır. Bu arada Napoleon, çiftlikteki keresteleri komşu çiftliğin sahibi Frederick'e satmış ancak karşılığında alınan banknotlar sahte çıkmıştır. Bu olayın şoku devam ederken Frederick ve adamları çiftliğe saldırır. Bu sefer daha kalabalık gelen insanlardan kaçan hayvanlar, Napoleon'un uğraşına rağmen, çiftlik binalarına sığınır. Eli silahlı adamlar yel değirmenini ele geçirmiş, temele yerleştirdikleri dinamitlerle değirmeni yerle bir etmiştir. Emeklerin boşa gittiğini gören hayvanlar dolu gibi yağan saçmalara aldırmadan saldırıya geçerler. Birçok kayıp vermelerine rağmen insanları çiftlikten atmayı başarırlar. Zafer, sahte banknotları unutturmuş; kutlamalar da iki gün sürmüştür. Kutlamalar bitince yel değirmeni inşaatı yeniden başlar. Her şeye rağmen tüm gücüyle çalışan Boxer, emekli olmadan yel değirmeninin çalışmasını görmek ister. Kış oldukça zorlu geçmekte, yiyecekleri de azalmaktadır. Jones'un dönemini artık pek hatırlamasalar da Squealer onları daha iyi durumda olduklarına inandırır. Kaldı ki onlar artık köle değildir, en önemli fark da budur. Hatta nisan ayında çiftlikte cumhuriyet ilan edilmiş, tek aday olan Napoleon oy birliğiyle başkan seçilmiştir(!)
Yel değirmeni için hiç durmadan çalışan Boxer bir gün olduğu yere yığılır. Napoleon tarafından hastaneye gönderileceği söylenen at, aslında köpek maması yapılması için bir at kasabına satılmıştır. Squealer, çiftlikteki hayvanlara Boxer'ın tedavi sırasında öldüğünü söylemiş hatta çiftlikte onun için bir tören düzenlenmiştir.
Yıllar geçmiş, hayvanların kısa ömürleri bir bir sona ermiştir. Artık ayaklanmayı ve öncesini üç beş hayvandan başka hatırlayan yoktur. Dışarıdan birçok yeni hayvan alınmış, Napoleon yüz kiloluk bir bir domuz azmanı olup çıkmıştır. Çiftlik artık daha zenginleşmiş, yel değirmeni bitirilmiş, yeni makineler alınmış, yeni binalar inşa edilmiştir. Ancak hayvanlar için değişen pek bir şey yoktur. Yine çok çalışıp, az yiyerek samanların üstünde uyurlar. Her şeye rağmen koca ülkede hayvanlar tarafından yönetilen tek çiftliğin bir üyesi olmak onlara gurur verir.
Squealer, bir gün koyunları çiftliğin ağaçlarla kaplı uzak bir köşesine götürmüş onlara ezberlemeleri için yeni bir slogan öğretmeye başlamıştır. Koyunların döndükleri gün hayvanların ağzını açık bırakan bir şey olur. Domuzlar iki ayakları üstünde yürüyebilmektedir. Tüm görkemiyle iki ayağı üzerinde yürümekte olan Napoleon, ön ayaklarının birinde bir de kırbaç tutmaktadır. Hayvanların şaşkınlıkları devam ederken koyunların hep bir ağızdan "Dört ayak iyi, iki ayak daha iyi" diye meledikleri duyulur. Aralıksız beş dakika süren meleme sırasında domuzlar çiftlik evine dönmüş, protestolara fırsat verilmemiştir. Artık duvarda tek bir emir yazılıdır: "BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR."
Ertesi gün iki ayakları üzerinde yürüyen kırbaçlı domuzlar kimsenin garibine gitmez. Hatta Napoleon siyah ceket, pantolon, deri tozluklar ve ağzında puro ile dolaşmaktadır. Bir hafta kadar sonra komşu çiftlikten gelen insanlar domuzlarla içki içip şarkı söylerler. Pencereden gizlice olanları izleyen hayvanlar çiftlik sahiplerinden birinin "
Sizler aşağı kesimden hayvanlarınızla uğraşmak zorundasınız, bizler de bizim aşağı sınıftan insanlarımızla uğraşmak zorundayız." sözlerine şahit olurlar. Ancak daha garip bir şey vardır: İnsanların yüzündeki ifadeyle domuzların yüzündeki ifade birbirinden ayırt edilemez hale gelmiştir.

İlgili Sayfa

Eser Özetleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.