Mithat Cemal Kuntay (1885 - 1956)

Mithat Cemal Kuntay
  • Şair, yazar ve hukukçu.
  • 1885'te İstanbul'da doğdu.
  • Vefa Lisesinden sonra Mekteb-i Hukuktan mezun oldu.
  • Uzun yıllar noterlik yaptı.
  • 30 Mart 1956'da İstanbul'da öldü.
Sanat Anlayışı
  • Şiirleri İkinci Meşrutiyet'ten sonra çeşitli dergilerde yayımlandı. 
  • Şiirlerinde sadece aruz ölçüsünü kullandı.
  • Vatan, millet temalı epik-lirik şiirleriyle meşhurdur. 
  • "Üç İstanbul" romanında da yer verdiği Mehmet Akif ile tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde etkili olmuştur.
  • Çınaraltı dergisinde yayımlanan son dönem şiirlerinde Yahya Kemal Beyatlı'dan da etkilendiği görüldü.
  • Şiirlerini "Türk'ün Şehnamesinden" adlı kitapta topladı.
  • Yalın bir dil kullandığı oyunlarında yurt sevgisi konusunu işledi.
Tüm Eserleri
  • Şiir: Türk'ün Şehnamesinden (1945)
  • Tiyatro: Kemal (1912), Yirmi Sekiz Kanun-ı Evvel (1918)
  • Roman: Üç İstanbul (1938)
Üç İstanbul
  • Tek romanı ve en önemli eseridir. Romanda, İstanbul’un II. Abdülhamit, II. Meşrutiyet ve Mütareke yıllarını ve bu dönemlerdeki bozulmayı anlatmıştır.
  • Romanın Özeti: Adnan, romanın başında veremli annesiyle fakir bir hayat süren, para kazanmak için gazeteye yazılar yazan, özel dersler veren ve yaşadığı dönemi romanlaştırmak isteyen genç bir yazardır. İlerleyen bölümlerde İttihat ve Terakki'nin önemli birkaç isminden biri ve ülkenin kaderinde söz sahibi, iktidar bağlantıları sayesinde zengin bir avukat olur. "Yıkılan Vatan" adını vermek istediği romanı yazmayı bırakır. En sonunda ise ülkenin kaderinin belirlendiği Ankara'ya çağrılmayı ve eski itibarının iadesini bekleyen bedbaht bir avukat olarak ölür.
Şiirlerinden...
On Beş Yılı Karşılarken
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
Kim derdi dirilsin de şu milyonla karaltı, 
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın;
Kim derdi şu milyonla adam birden uyansın. 
Kim derdi yıkılsın da ufuklardaki zindan,
Nurun çiçek açmış dalı yükselsin ufuktan. 
Kim derdi, rakam, cezbesi tutsun da delirsin,
On beş asır on beş yılın eh’adına girsin. 
Kaçsın da cehennem bile bir damla alevden,
Çıksın dirilip bir vatan en sonra bir evden. 
Kurtulsun -ışık selleri olsun da o damla
Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden;
Sarsıldı demirler evet azmin demirinden; 
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli...
Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli, 
Bir şey ele geçmez şerefin sade adından;
Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından. 
Gökten ne çıkar, gök ha büyükmüş ha değilmiş;
Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş. 
Zira şu fezalar, uçabildinse, derindir;
Tarihini, kendin yazıyorsan, eserindir. 
Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden. 
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse,
Sen devrini, üstünde izin varsa, benimse. 
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Eğilme 
Zincirlerim, altınsa da hatta, koparıp kır,
Susmak ne demekmiş? Yere haykır, göğe haykır
Vicdan bile duymaz sesi çıkmazsa bir âhı.
Sessiz kölelerdir yaratan binbir dâhi!
Elbet, put olurlar öpülen eller, etekler,
Elbet, öpen oldukça olur öptürecekler.
Hürriyet, o en son şerefindir, onu satma,
Bir Tanrı yeter, kendine bin Tanrı yaratma,
İnsandaki dört tane ayak devrini bilme.
Mahvolsa eğilmezdi baban, sen de eğilme
İlgili Sayfa
Yararlanılan kaynaklar için Kaynakça sayfamıza bakınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.