Aşk-ı Memnu

Halit Ziya
Halit Ziya Uşaklıgil'in ustalık dönemi romanıdır.
Aşk-ı Memnu, "yasak aşk" demektir.
Roman, 1889-1900 yıllarında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiştir.
Türk edebiyatının Batı tekniğinde yazılan ilk romanıdır.
Roman; neden-sonuç yasasına göre gelişen olayları, derin psikolojik tahlillerle oluşturulan karakterleri, kullanılan anlatım teknikleri ve okurun ilgisini canlı tutan kurgusu ile edebiyatımızın ölümsüz eserlerinden biridir. Eser, bu açılardan realizm akımının başarılı örneklerindendir.
Romanda hâkim (ilahî) bakış açısı kullanılmıştır.
Halit Ziya, en başarılı kadın karakterini bu romanda yaratmıştır (Bihter).
Türk toplumunun pek alışık olmadığı hırslı, mücadeleci, intikamcı aynı zamanda hassas, duygusal açlık çeken ve hayatın gerçekleri ile duyguları arasında sıkışmış modern kadın trajedisi romanda ustalıkla işlenir. Yasak aşkı konu alan roman, Batılı bir hayat yaşayan zengin bir Türk ailesinin etrafında İstanbul'da geçmektedir.

Özet

50'li yaşlarındaki Adnan Bey, Boğaziçi’ndeki büyük bir yalıda çocukları Nihal ve Bülent ile zengin bir yaşam sürmektedir. Eşini, ikinci çocuğu Bülent dünyaya geldiğinde kaybeden Adnan Bey, bir sandal sefasında görüp beğendiği Firdevs Hanım’ın küçük kızı Bihter ile evlenmek ister.
Firdevs Hanım, kızlarıyla Rumeli sahilinde küçük bir yalıda yaşamaktadır. Bu aileden romanda "Melih Bey takımı" olarak bahsedilir. Bu ad, Firdevs Hanım’ın yıllar önce ölen kocası Melih Bey’den gelmektedir. Genç sayılabilecek bir yaşta dul kalan Firdevs Hanım; 45 yaşlarında, bakımlı, güzel bir kadındır. Onun hayatta güzel giyinip eğlenmekten başka derdi yoktur. Melih Bey ile evliyken başka erkeklerle görüşmekte sakınca görmemiş hatta bu nedenle eşinin genç yaşta ölmesine neden olmuştur.
Firdevs Hanım'ın kendisinden genç, güzel ve mutlu oldukları gerekçesiyle kızları Peyker ve Bihter'e kin besler bir hâli vardır. Yaş takıntısı olan kadın, kendisini büyük valide yaptı diye torununa bile tepki duyar. Firdevs Hanım, Adnan Bey'in kendisine evlilik teklif etmesini beklerken teklifin kızına gelmesiyle büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Bu durum Bihter’le annesi arasında bir çatışmaya yol açar.
Bihter; gösteriş merakı, hırsı ve zayıf ahlakı nedeniyle zaten annesinden nefret etmektedir. Hatta en büyük korkusu onun gibi bir kadına dönüşmektir. Adnan Bey’le evlenerek annesinden intikam almak ister. Bu evlilik, aynı zamanda annesinin tavırlarına dayanamayan Bihter için bir kaçıştır.
Adnan Bey'in kızı Nihal, hastalıklı bir yapısı olduğu için her şeyden çabuk etkilenen bir karakterdir. O, küçük yaşta kaybettiği annesine olan özlemini kardeşi Bülent ile babası üzerinden gidermeye çalışır. Adnan Bey'in oldukça genç bir kadın olan Bihter'e evlenme teklif ettiğini Nihal'e mürebbiyesi Matmazel Courton söyler. İyiliksever, koruyucu ve merhametli bir karakter olan Matmazel Courton uzun yıllardır çocukların mürebbiyesidir. 
Adnan Bey ve Bihter her şeye rağmen evlenir. Nihal, bu evliliği kabullenmekte zorlanır. 
Nihal, sonrasında oldukça kıskanç bir tavır sergiler. İçe kapanık mizacı ve gururu, onu dertleşmekten alıkoymaktadır. Bu durumlarda müzik, genç kadın için sığınabildiği huzurlu bir liman olur. Okuyucu onu sık sık piyanosunun başında görür. Nihal'in çekingen ve hassas kişiliğini tetikleyen en önemli unsur ise kıskançlıktır. Bihter'in eve gelmesi ile tüm bunlar daha uç noktalara ulaşır.
Uçarı bir hayat süren yirmi yaşındaki Behlül ise Adnan Bey'in yeğenidir. Babası Anadolu'da bir vilayete memur olarak gittiğinden beri Galatasaray Lisesinde (Mekteb-i Sultanide) yatılı olarak okumaktadır. Haftada bir amcasını ziyarete gelen Behlül ile Bihter'in ilişkisi birbirlerine duydukları nefretle başlar. Genç ve yakışıklı Behlül, romanda hazların peşinde koşan, alaycı tavrını göstermekten çekinmeyen bir karakterdir. Onun ahlaki ve toplumsal kuralları hiçe sayması roman boyunca farklı açılardan anlatılır. İki ailenin katıldığı bir piknikte Behlül, Firdevs Hanım'ın büyük kızı Peyker ile yakınlaşmaya çalışır. Evli ve çocuk sahibi Peyker ise Behlül'ü açık bir dille reddeder. Olanları Bihter de görmüştür.
Bihter, kavuştuğu zengin hayata rağmen bir sene sonunda evlilikten ve kocasından sıkılmaya başlar. Kocasına saygı duysa da evlilikte aradığı bu değildir. O; tutkuyla sevmek, sevilmek ve büyük bir aşk yaşamak ister. Behlül ile Bihter'in arasındaki nefret zamanla tutkuya dönüşecektir. Yaptığı evlilik yüzünden kendini talihsiz bir kadın olarak gören Bihter için ufukta bir mutluluk parıltısı belirmiştir. Bihter, en çok korktuğu şeyi yaşar: annesine benzemek. O, artık gerçekten de annesinin kızıdır.
Behlül için elde etmek, elde tutmaktan çok daha önemlidir. Başlangıçta Bihter'e Peyker'den intikam almak için yaklaşsa da zamanla bu ilişki bir tür aşka dönüşmüştür. Genç adam, hayatında hiç böyle derin ve uzun bir sevda yaşamamıştır.
Bu arada Nihal, Bihter'in evde yaptığı değişikliklerden rahatsız olmaktadır. Bihter, Bülent'i ablasının odasından alarak ayrı bir odaya yerleştirir. Babası da Bülent'in artık büyüdüğünü düşünerek bu kararı onaylar. Evdeki hizmetçiler de Bihter'den şikayetçidir. Hatta bazıları yalıdan ayrılmak zorunda kalır. Bülent'in yatılı okula gönderilmesi Nihal'i iyice çileden çıkarır. Dayanamayıp Bihter'i sevmediğini genç kadının yüzüne karşı söyler.
Aynı evde gizli gizli görüşen Bihter ile Behlül arasındaki ilk heyecan ve korkular geçmiş, ilişki sıradanlaşmaya başlamıştır. Bu arada Matmazel Courton, ikili arasındaki yakınlaşmayı fark eder. Adnan Bey’e âşık olan Matmazel, bir anne olmamasına rağmen annelik içgüdülerini Nihal ile gidermiş, ona merhametle ve şefkatle yaklaşmıştır. Behlül’den uzak durması ve dikkatli olması hususunda onu uyaracaktır.
Yaşadığı yasak aşkı sorgulamaya başlayan Behlül, Bihter'i zamanla düşük bir kadın olan Firdevs Hanım'a benzetir. Onun için zaten hayatına giren bütün kadınlar birer heyecandan ibarettir. Bihter ise düşkün bir kadın olmaktan ancak Behlül'ü daha çok severek kurtulacağını düşünmektedir.
Kendi yalısındaki rutubeti bahane eden Firdevs Hanım da Adnan Bey'in yalısına taşınır ve kısa sürede kızıyla Behlül arasında geçenleri sezer. Annelik içgüdüsüyle kızının evliliğini korumak ama daha önemlisi şahsi menfaatlerini kaybetmemek için Nihal ile Behlül'ün arasını yapmaya çalışır. Firdevs Hanım'ın kötü ününü daha önce duymuş olan Nihal, aslında ondan da nefret etmektedir.
Behlül ve Nihal çocukluktan beri pek anlaşamaz görünseler de aralarında hiç kaybolmayan bir dostluk vardır. Bu dostluk, Firdevs Hanım'ın girişimleriyle aşka dönüşür. Matmazel De Courton'un tüm çabalarına rağmen Nihal, Behlül'den uzak duramaz. Tüm bunların üzerine Matmazel De Courton da bir süre sonra yalıyı terk eder. Evin siyahi hizmetlisi Beşir de saf bir kalple Nihal’e âşıktır.
Bihter’den soğuyan Behlül, Nihal'e açılır. Onu sevdiğini söyler. Yaşananları öğrenen Bihter, kıskançlık krizi geçirir. Behlül, hislerini Bihter’le de paylaşır. Bihter, bu nişana müsaade etmeyeceğini söyler. Hatta annesinden bu nişan işini bozmasını ve Behlül’ü yalıdan uzaklaştırmasını ister. Dediklerini yapmazsa da her şeyi kocasına anlatmakla tehdit eder.
Behlül'ün gönül ilişkilerindeki tek farklılık Nihal ile yaşadığı ilişkide görülür. O, pişmanlıklarını Nihal'in masumiyeti ile arındırmaya çalışır.
Bir müddet sonra Adnan Bey, kızı Nihal'i Behlül'le nişanlanmaya karar verir. Behlül'ün de bu evliliği istiyor olması Bihter'i çileden çıkarır.
Hasta olan Beşir ise verem edebiyatının Adnan Bey yalısındaki ümitsiz kurbanıdır. Bihter ile Behlül aralarındaki ilişkiyi bilse de Nihal’in zarar görmemesi için bir süre susar. Nihal’in Behlül ile yakınlaşması onun hastalığını daha da artırmıştır. Bu arada 
Nihal, merdiven başında Bihter ile Behlül arasında geçen bir konuşmaya şahit olunca düşüp bayılır. Gerçeği öğrenen Nihal, günlerce hasta yatar. 
Nihal'in durumuna dayanamayan Beşir, Adnan Bey'e bildiği her şeyi anlatır. Adnan Bey çılgına döner. Bu arada Behlül yalıdan kaçar. Adnan Bey de hesap sormak için Bihter’in yanına gitmiştir. Terk edildiği için hayal kırıklığı içerisindeki Bihter, çözümü intihar etmekte bulur.
Aile, büyük bir travma yaşamaktadır. Evden gönderilen hizmetliler ve Fransız Matmazel yalıya çağrılır. Bülent de yatılı okuldan döner. Aile, büyük üzüntülerin ardından başlangıçtaki sükunetli anlara dönmüş olur.

İlgili Sayfalar

👉 
Eser Özetleri

👉 Halit Ziya Uşaklıgil

Yararlanılan Kaynaklar

Aşk-ı Memnu Romanını Psikanalitik Bir Çözümleme Denemesi, Özlem Kayabaşı
Aşk-ı Memnu’da Karakterlerin Çatışmaları, Tercihleri ve Akıbetleri, Mahfuz Zariç
Halit Ziya’nın Aşk-ı Memnu Romanında Kadın Temsillerinin Toplumsal Cinsiyet Açısından İncelenmesi, Erdi Demir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.