Masumiyet Müzesi

Orhan Pamuk'un 2008'de yayımlanan romanı. 
Yazar aynı adla 2012'de Beyoğlu Çukurcuma'da bir de müze açmıştır. Müzede, romanda geçen yıllara uygun olarak kahramanların kullandığı, giydiği, gördüğü, işittiği, biriktirdiği ve hayal ettiği şeyler sergilenmektedir.
Masumiyet Müzesi; "aşk, insan, yalnızlık ve yaşama sevinci; İstanbul’un sosyal yaşantısı, coğrafyası ve mekanları; Yeşilçam hayatı, eşya-hatıra ilişkisi, cinsellik, müzeler ve Batılılaşma” gibi pek çok konuyu içermektedir. 

Özet

Romanda olaylar 1975 ve 2004 yılları arasında İstanbul’da geçmektedir. Romanda, birisi yazar Orhan Pamuk olmak üzere iki anlatıcı vardır. Romanın başında otuz yaşında olan kahraman anlatıcı Kemal Basmacı, İstanbul’un zengin ailelerinden birinin oğludur. Amerika’da okumuştur. Kemal’in uzak akrabası olan on sekiz yaşındaki Füsun Keskin, bir mağazada tezgâhtarlık yapmaktadır. Füsun öğretmen emeklisi bir babanın ve evlere terziliğe giden bir annenin tek çocuğudur. Kemal, çocukluğundan beridir görmediği Füsun'u, kendisiyle aynı sosyal zümreye mensup ve Avrupa’da okumuş olan nişanlısı Sibel'e çanta almak için gittiği butikte görür. Kemal, Füsun'a o an âşık olur. Füsun ile -ona matematik dersi vermek üzere- annesinin kullanmadığı eşyalarını yerleştirdiği Merhamet Apartmanındaki dairede buluşmaya başlar. Bu arada Kemal’in Sibel ile yapacağı nişan merasiminin günü yaklaşmaktadır.
Her gün öğleden sonraları saat iki ile dört arasında yapılan bu buluşmalara nişan sonrası Füsun’un gelmemeye başlaması Kemal’in Füsun'a olan tutkusunu adeta kara sevdaya dönüştürür. Kemal, ulaşamadığı Füsun’un yerine onu hatırlatan, ondan izler ve kokular taşıyan eşyalara yönelir, sığınır. Kemal’in içine düştüğü aşk acısını fark eden nişanlısı Sibel, Kemal’i bu durumdan kurtarmak ister fakat gösterdiği çabalar sonuçsuz kalır. Sibel sonunda nişanı bozar. Evleri taşınan ve kendisinden haber alınamayan Füsun da genç, şişman ve parasız bir sinemacı olan Feridun ile evlenmiştir. Feridun iç güveyi geldiği evde Füsun için bir açıdan da kurtarıcı olmuştur.
Kemal, Feridun'a çekmeyi hayal ettiği bir sanat filmi için maddi yardımda bulunacağını vaat eder. Kemal’in film bahanesiyle sırf Füsun'a yakın olabilmek için yıllarca Keskinlere gidip gelmesine ciddi manada ses çıkaran olmaz. Bu durum, çıkan dedikodulara rağmen herkes tarafından benimsenir. Sekiz yıl boyunca Kemal’in parasıyla kurulan Limon Film Şirketi, film hazırlıkları ve çekimleri sayesinde İstanbul’un geçirdiği sosyal, kültürel, mimari değişimler ve Yeşilçam âlemi tasvir edilir.
Füsun’un evliliği neticesinde çocuğunun olmaması ve Feridun’un, filminde rol verdiği Papatya isimli bir kadınla birlikte yaşamaya başlaması gibi nedenler de bu evliğin boşanma ile sonuçlanmasını kolaylaştırır. Kemal, kendisine ortak ettiği Feridun'a boşanması karşılığında Limon Film şirketinin kendisinde olan hissesini verir. Füsun’un ve annesinin yönlendirmeleri doğrultusunda, Kemal’in annesinin, usulüne uygun biçimde kızı istemesi ve nişan öncesi bir Avrupa seyahati planlanması gibi aşamalardan geçilir. Fransa seyahati için vize işlemleri tamamlanır. 1984 tarihinde Çukurcuma’dan başlayan yolculukta Çatalca çıkışında bir benzinlikte mola verilir. Akşam karanlığı basınca Füsun’un annesinin, tehlikeli olur endişesi doğrultusunda yol üstündeki Büyük Semiramis Otel’inde gecenin geçirilmesi kararlaştırılır. Füsun, herkes odasına çekildikten sonra Kemal’in odasına gelir. İkili geceyi birlikte geçirir. O güne kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar fark edebilen Kemal, Füsun’un yıllar önce Merhamet Apartmanında kaybettiği -aslında Kemal'in Füsun'un evinden alıp sonra tekrar lavabo aynasının önüne bıraktığı- küpesini o gece boyunca sevgilisinde fark etmez. Füsun, Kemal'in bu dikkatsizliğini affetmez. Ertesi sabah alır başını yola düşer. Peşinden araba ile gelen Kemal, Füsun'u, ikna eder. Dönüş yolundaki kazada Füsun ölür. Füsun’un ölümü sonrası Kemal, yurt dışı seyahatleri süresince kuracağı müze fikrini geliştirir. Kemal, Füsun’un annesini Çukurcuma’daki evlerinin müzeye dönüştürülmesi konusunda ikna eder. Evi satın alan Kemal, Füsun'un annesini bir apartman dairesine yerleştirir. Kemal, hikâyesini yazması için romancı Orhan Pamuk ile görüşür. İlk buluşmalarında Kemal’in üç saatte anlattığı hikâyesi üzerinde anlatıcı ikilisi daha sonra düzenli olarak çalışırlar. Bundan sonra sözü ikinci anlatıcı Orhan Pamuk alır. Pamuk, 2001-2002 ve 2003-2008 yılları arasında iki dönemde kaleme aldığı romanının ve müzenin oluşum süreci hakkındaki bilgileri son olarak da Kemal’in ölüm haberini bildirmekle romanı neticelendirir.

İlgili Sayfalar



Kaynak

Postmodernist Yapısal Eleştiri Bağlamında Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi Adlı Romanı, Mahfuz Zariç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.