Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâra düşdü
O zamân ki bezm-i cânda bölüşüldü kâle-i kâm
Bize hisse-i mahabbet dil-i pâre pâre düşdü
Gehi zîr-i serde desti geh ayağı koltuğunda
Düşe kalka hasta-i gam der-i lutf-ı yâra düşdü
Erişip bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül
Yine nevbet-i tahammül dil-i bî-karâra düşdü
Meh-i burc-ı ârızında gönül oldu hâle mâ’il
Bana kendi tâli’imden bu siyeh sitâre düşdü
Süzülüp o çeşm-i âhû dedi zevk-ı vasla yâ Hû
Bu değildi niyyetim bu yolum intizâra düşdü
Reh-i Mevlevîde Gâlib bu sıfatla kaldı hayrân
Kimi terk-i nâm u şâna kimi i’tibâra düşdü
Şeyh Galip
Sözcükler
zevrak: kayık, sandal, zemzem konulan kap
derun: gönül
kenâr: deniz kıyısı, köşe, uç
seng-sâr: taşlık yer
bezm-i cân: can meclisi, ruhlar meclisi
kâle-i kâm: dilek kumaşı
hisse-i mahabbet: sevgi payı
dil: gönül
pare pare: parça parça
geh: bazı
zîr-i serde: başın altı (Kamus-u Türkî)
desti: testi
gam: keder, üzüntü
der: kapı
lütuf: Önem verilen birinden gelen yardım, ihsan
der-i lutf-ı yâr: sevgilinin lütuf kapısı
nevbet-i tahammül: tahammül nöbeti
dil-i bî-karâr: kararsız gönül
meh: ay
burc: yıldız kümesi (sönmüş bir yıldız, ayın yüzeyindeki siyah nokta)
ârız: yanak
hâle: Ayın çevresinde görülen ışık çemberi
mâil: eğimli, istekli
tali': talih, baht
siyeh: siyah
sitâre: yıldız
çeşm: göz
âhu: ceylan
çeşm-i âhû: ceylan gözlü
zevk-ı vasl: kavuşmanın tadı
ya Hû: Ey Allah'ım, Ya Allah
niyyet: niyet
intizâr: bekleme, yolunu gözleme
reh: yol
hayrân: şaşkın, çok beğenen
terk-i nâm u şân: adını ve şanını terk etme
i’tibâr: itibar, saygınlık
Günümüz Türkçesiyle
(Serbest Çeviri)
Gönül teknem yine kırılıp kıyıya düştü
Dayanır mı camdandır bir taş kalbe düştü
Kısmetlerin bölüşüldüğü can meclisinde
Sevgiden payımıza parça parça gönül düştü.
Kâh testi omzunda kâh kadehi koltuğunda
Bu âşık düşe kalka sevgilinin kapısına düştü
Baharın gelmesiyle bülbül güle kavuştu
Tahammül nöbeti yine kararsız gönle düştü.
Gönül sevgilinin yanağındaki bene kapıldı
Ayışığı varken bana bir siyah yıldız düştü
Kavuşacakken ceylan gözlerini süzüp Allah dedi
İstediğim bu değildi, bana yine beklemek düştü
Mevlevilik yolunda Galip bu işlere şaştı kaldı
Kimi namını terk etti kimi de itibardan düştü
İlgili Sayfalar
Divan Şiiri Örnekleri
Şeyh Galip
Yararlanılan Kaynak
Orijinal Metin "Şeyh Galip'in Düştü Redifli Gazelinin Şerhi ve Yapısalcılık Açısından İncelenmesi, Ali Rıza Özuygun-Habibe Baysan" adlı makaleden alınmıştır.
Kendi isteği ile fani dünyadan düşünce anlamında terk yaşamıyorsan ,dünya seni peşinden koşturur.Eli karda gönlü yarda olmak gerek.Bu halde olanların haline şaştım diyor üstat.Onlar dünyadan kaçarken dünya onların peşine düştü diyor.
YanıtlaSilAksine dünya peşinde koşanlar ise mahrum kaldı gözden düştü .Diyor.