Anlatım Bozukluğunda Dil Bilgisine Dayalı Nedenler

  • Duygu ve düşüncelerimizi ifade ederken kurduğumuz cümlelerin hem dil bilgisi açısından doğru hem de açık ve anlaşılır olması gerekir.
  • Buna göre anlatım bozukluğunun nedenlerini iki başlık altında toplamak mümkündür: 
  1. Anlama dayalı nedenler 
  2. Dil bilgisine dayalı nedenler
Dil Bilgisine Dayalı Nedenler
  1. Tamlama ile İlgili
  2. Ekler ile İlgili (eksik, yanlış ya da gereksiz kullanılması)
  3. Öge Eksikliği
  4. Özne – Yüklem Uyumsuzluğu
  5. Ek Eylem Eksikliği
  6. Çatı Uyumsuzluğu
  7. Eylemsi Eksikliği
1. Tamlama ile İlgili
a) Sıfat ve isim tamlamalarında tamlananın ortak kullanılması
Örnekler
  • Kaza yerine birçok askerî ve polis aracı geldi.
"Askerî araç", sıfat tamlaması; "polis aracı" ise isim tamlamasıdır. Bu iki tamlamanın tek bir tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Cümle, "Kaza yerine birçok askerî araç ve polis aracı geldi." şeklinde düzeltilebilir.
  • Bu olaylar hem toplumsal hem de kişi açısından değerlendirilmelidir.
  • Bu konuda ne devlet ne de özel okullardan destek görüyoruz.
  • Şehrimizde çeşitli sanat ve kültürel etkinlikleri geliştirildi.  
b) İsim tamlamalarında aynı tamlanana bağlanan tamlayanlardan birinin tamlanana uymaması
  • Amasya ve Tokat'ın Zile ilçesinde iki yıl görev yaptı. 
"Zile ilçesi" iki şehir için ortak kullanılmış. Cümle, "Tokat'ın Zile ilçesi ile Amasya'da iki yıl görev yaptı." şeklinde düzeltilebilir.
c) Farklı kişi zamirlerinden oluşan tamlayanların aynı tamlanana bağlanması 
  • Artık ne bizim ne de onların elinden bir şey gelir.  
Cümle, "Artık ne bizim elimizden ne de onların elinden bir şey gelir." şeklinde düzeltilebilir.
d) Çokluk bildiren belgisiz sıfatların belirtmiş olduğu adın çoğul olması 
  • Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden.
"Birçok seneler" değil, "birçok sene" olmalıydı.
  • İhaleye birçok yerli ve yabancı firmalar katıldı.  
e) Sıfat tamlamalarında birden fazla isim için kullanılan sıfatın tamlamadaki her isme uygun olmaması 
  • Tam karşımızda gittikçe yükselen dağlar, tepeler, ovalar ve göller vardı.
Sıfat görevinde kullanılan sıfat-fiil (yükselen) ovalar ve göller için uygun değil. Cümle, "Tam karşımızda ovalar, göller ve gittikçe yükselen dağlar ve tepeler vardı." şeklinde düzeltilebilir.
  • Karşılıklı anlayış ve birlik içinde bu sorunları kısa sürede çözebiliriz.
Karşılıklı anlayış olur ama karşılıklı birlik olmaz. 
f) Tamlayan durumundaki sözcüğün unutulması
  • Öğrenciyi, düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış, eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.
Cümlede "eleştiri yapması" söz grubu var ancak kimin eleştiri yapacağı belli değil. Cümleye "öğrencinin" sözcüğünün eklenmesi gerekiyor: Öğrenciyi, düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde öğrencinin eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış, eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.
  • Tavsiye ettiğin kitabı okudum ancak konusunu pek beğenmedim.
Cümlenin doğrusu: "Tavsiye ettiğin kitabı okudum ancak kitabın konusunu pek beğenmedim.
2. Ekler ile İlgili (eksik, yanlış ya da gereksiz kullanılması )
Eklerin cümle içinde gerektiği yerde kullanılmaması, sözcüğe yanlış ekin getirilmesi ya da gereksiz ek kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
a) Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına başka sözcükler girebilir. Bu durumda tamlamayı kuran eklerden birinin unutulması 
  • İyi bir konuşmacı dinleyicisini çok iyi tanıması gerekir. (konuşmacının)
  • Okuma yazma bilen herkes, günün bir kısmını kitap okumakla geçirmesi gerekir. (herkesin)
  • Yeni sözcükler yaratmak için her ulus, dilinin sunduğu olanaklardan yararlanma yoluna gitmesi gerekir. (ulusun)  
b) Yanlış ek kullanılması
  • Sınavların yeni sisteme göre yapılacağını sağlayacaklar. (yapılmasını)
  • Sorun arkadaşlarımızın bizi bu konuda iyi aydınlatmamış olduğundan kaynaklanıyor. (olmasından)  
c) Gereksiz ek kullanılması
  • Bu bestesi onun en tanınmış eseridir.
Cümlede "bestesi" sözcüğündeki iyelik eki gereksiz kullanılmış. Cümle, "Bu beste onun en tanınmış eseridir." şeklinde olmalıydı.
  • Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan geriye, çırılçıplak ve simsiyah dağlar, tepeler kaldı. 
Cümlede sıfat yapan -ki gereksiz kullanılmış. Sıfat yapan -ki cümlede kalacaksa "çıkan" sözcüğü gereksizdir.
3. Öge Eksikliği

Öge eksikliğine dayalı anlatım bozuklukları genel olarak girişik, sıralı ya da bağlı cümlelerde görülür.

Örnekler
  •  Adam bize iyilik biz ona kötülük ettik.

Bu cümle ortak yüklem kullanmak için uygun bir cümle değil. İlk cümlenin yüklemi eksik. Cümle, "Adam bize iyilik etti, biz ona kötülük ettik." şeklinde düzeltilebilir.
  • Ay bir yandan, sen bir yandan sar beni.
Burada da yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu var. Cümle, "Ay bir yandan sarsın, sen bir yandan sar beni." şeklinde düzeltilebilir.
  • Bülbül gülden, ben yârimden ayrılmam.
Yine yüklemi ortak kullanılmış bir sıralı cümle ancak "ayrılmam" yüklemi ilk cümleye uygun değil. İlk cümlenin yüklemi "ayrılmaz" olmalı.
  • Bu tür dergilerin sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.
Cümlede özne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu var. Sıralı cümlede ilk cümlenin öznesi (Bu tür dergilerin sayısı) ikinci cümle içinde ortak kullanılmış ancak bu cümleye uymuyor.

  • Biz onlara hiç gitmedik ama bize geldiler.

Bu bağlı cümlede ikinci cümlenin öznesi söylenmemiş. Cümle, "Biz onlara hiç gitmedik ama onlar bize geldiler." şeklinde düzeltilebilir. 

  • Türkçenin doğru kullanılması bir yana değer bile verilmiyor.
Cümlede "dolaylı tümleç eksikliği" var. Cümle, "Türkçenin doğru kullanılması bir yana Türkçeye değer bile verilmiyor." şeklinde düzeltilebilir.
  • Kadına her fırsatta bağırıyor, sürekli aşağılıyordu.
Cümlede "nesne eksikliği" var. İkinci cümleye "kadını" ya da "onu" sözcüğü eklenmeli.
  • Hiçbir zaman kendini düşünmedi, ailesinin mutluluğu için çalıştı.
"Hiçbir zaman" zarfı ikinci cümle için uygun değil. Sıralı cümleyi oluşturan ikinci cümleye zarf olarak "her zaman" eklenmeli.
4. Özne – Yüklem Uyumsuzluğu
Bir cümlede özne ile yüklem arasında sayı, şahıs, olumluluk-olumsuzluk gibi unsurların uyuşmazlığı anlatım bozukluğuna sebep olur.
a) Tekillik – Çoğulluk
Kural: İnsan dışındaki canlı, cansız varlıklar ve soyut kavramlar çokluk eki alıp özne olduğunda yüklem tekil olur.
  • Suskunluk ve hareketsizlik içinde geçen saatler, gün ağarana dek ona ne yorgunluk ne de acı vermeksizin su gibi akıp gidiyordular.
Cümlenin öznesi "Suskunluk ve hareketsizlik içinde geçen saatler", yüklemin tekil yani "gidiyordu" olması gerekir.  
  • Kanun maddeleri Mecliste ele alındılar. (alındı)
  • Sarı, turuncu yapraklar tüm bahçeyi kaplamışlardı. (kaplamıştı)
  • Kediler bütün ciğeri yemişler. (yemiş)
  • Düşünceler engellenemezler. (engellenemez)
Kural: İnsan çoğullanıp özne olduğunda yüklem tekil de olabilir, çoğul da.
  • Futbolcular hakemin kararına itiraz ediyor / ediyorlar. ✓
Özel Durum: Söze saygı, alay ya da küçümseme anlamı katılmak istenirse özne tekil, yüklem çoğul olabilir.
  • Kaymakam Bey henüz gelmediler. ✓
  • Beyefendi hâlâ kalkmadılar mı? ✓
Dikkat: İnsanların özne olduğu cümlelerde özne, çokluk eki almadıysa yüklem her zaman tekil olur. Aşağıda verilen örneklerde birden fazla insan kastedilmiş olsa da özne çokluk eki almamıştır, bu nedenle yüklemlerin tekil olması doğrudur.
  • Bu konuda kimse bizim gibi düşünmüyor. ✓
  • Halk, meydana toplanmış yetkililerden bir açıklama bekliyordu. ✓
  • O duraktan servise her gün üç kişi biniyor. ✓
  • Birçok öğrenci soruyu yanlış anlamış. ✓
b) Olumluluk-Olumsuzluk
Türkçede "hiçbiri, kimse" gibi belgisiz zamirler sadece olumsuz cümlelerde, "herkes, hepsi" gibi sözcükler ise sadece olumlu cümlelerde kullanılır. Aşağıda verilen sıralı cümlelerde cümlelerin biri olumlu diğeri olumsuz olmasına rağmen aynı belgisiz zamirin özne olarak kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur.
  • Hiçbiri onun öldüğüne inanmıyor, hayret ediyordu.
"Hiçbiri" ikinci cümle için uygun değil. İkinci cümleye özne olarak "herkes" gelmeli.
  • Herkes sevinç içindeydi, üzülmüyordu. (kimse)  
"Herkes" ikinci cümle için uygun değil. İkinci cümleye özne olarak "kimse" gelmeli.
c) Kişi Uyumu 
Aşağıda verilen örneklerde olduğu gibi birden fazla öznenin beraber kullanımında özne - yüklem uyumuna dikkat etmek gerekir. Cümle dikkatli okunursa yükleme gelecek şahıs eki kendini belli etmektedir.
Kural: Öznelerden biri "ben" ya da "biz" ise diğerleri ne olursa olsun yüklem 1.çoğul (biz) olur.
  • Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmış. (kalmıştık)
  • Ben, sen ve o burada nöbet tutacaksınız. (tutacağız)
  • Yarışmaya iki kişi ve ben gittim. (gittik)
  • Biz, siz ve onlar destek olmalı. (olmalıyız)
Kural: Cümlede "ben" ya da "biz"in özne olarak kullanılmaması şartıyla öznelerden biri "sen" ya da "siz" ise diğerleri ne olursa olsun yüklem 2.çoğul (siz) olur.
  • Sen ve Kemal teneffüste kütüphaneye gelsin. (gelin)
  • Sadece onlar ve siz kaldı. (kaldınız)  
5. Ek Eylem Eksikliği 
Yapısı bakımından sıralı ya da bağlı olan isim cümlelerinde cümlelerden biri olumlu diğeri olumsuz ise ek eylemin ortak kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
  • Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi. (Boyu kısaydı...)
  • Çorba çok lezzetli ama sıcak değildi. (Çorba çok lezzetliydi...)  
6. Çatı Uyumsuzluğu
Birleşik, sıralı ya da bağlı cümlelerdeki eylem ve eylemsiler çatı bakımından uyumlu olmalıdır. 
  • Bu yoldan hiç sapmadan gidilirse aradığınız binanın önüne çıkarsınız.
Bu, şartlı birleşik bir cümledir. Ancak yan cümlenin yüklemi ile temel cümlenin yüklemi çatı bakımından uyumlu değil. Cümle, "Bu yoldan hiç sapmadan giderseniz aradığınız binanın önüne çıkarsınız." şeklinde düzeltilmeli.
  • Bu raporu kim sunmuş, hangi kurulca incelenmiş, onaylanmış.
Bu sıralı cümlede "sunmuş" etken ancak diğer yüklemler edilgen. Cümle, "Bu rapor kim tarafından sunulmuş, hangi kurulca incelenmiş, onaylanmış." şeklinde düzeltilebilir.
  • Akşam evde biraz sohbet edip erkenden yatıldı.
Cümlenin doğrusu: "Akşam evde biraz sohbet edip erkenden yattık."
7. Eylemsi Eksikliği 
Cümlede eylemsiler ortak kullanılabilir ancak ifade edilen iki duruma da uygun olmalıdır.
  • Gülmecenin çok etkin ve çok çabuk yayıldığını gördüm.
Cümlenin doğrusu: "Gülmecenin çok etkin olduğunu ve çok çabuk yayıldığını gördüm."
  • Bu suçlamaların gereksiz ve doğru olmadığını söyleyebilirim.
Cümlenin doğrusu: "Bu suçlamaların gereksiz olduğunu ve doğru olmadığını söyleyebilirim." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.