Rumuz Goncagül

Oktay Arayıcı’nın oyunu.
İlk kez 1981'de sahnelenen oyun, 1987’de sinemaya uyarlanmıştır.
Yazar, eserle 1982'de Sanat Kurumu En İyi Yerli Yazar Ödülü'nü almıştır.

Modern Bir Orta Oyunu

Oyun modern bir orta oyunu şeklinde kaleme alınmıştır.
Oyunun başında, oyunun iki eksen kişisi İnsaf ve Gülsün sahneye gelirler ve İnsaf, Pişekâr’ın orta oyununu açmasına benzer sözlerle oyunu açar, tıpkı orta oyunundaki gibi hemen arkasından da müzik başlar:
"Cümleten safa geldiniz, Safalar getirdiniz… Efendim, eskiler "râviyan-ı ahbâr, nâkilan-ı âsâr şöyle rivayet ve hikâyet ederler ki", diye başlarlardı söze. Bizimki ne rivayet ne hikâyet. Bizimkisi başka türlü. Kendimizin taklidini getirdik. Taklidi aslının aynı. Neresinden başlayayım. Kızım için koca peşindeyiz… Uzun etmeyelim de sözü, nasıl olsa burada göreceksiniz her şeyi… Usul ile çalalım sazı, ahenk üzere başlatalım oyunu." (râviyan-ı ahbâr: haberleri nakledenler / nâkilan-ı âsâr: eserleri nakledenler)

Konusu

Oyunda çıkar ilişkisine dayalı evlilik anlayışı eleştirilir. Bunun yanı sıra kadının toplumdaki yeri de sorgulanır. Toplumun yönlendirmesiyle kadınlar, eğitim alıp kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmek yerine zengin bir koca ile evlenerek kısa yoldan rahata kavuşmayı düşlemektedir. 
Oyunda anne ve kızın evlilik ilanına cevap veren adaylar, maddi çıkarları doğrultusunda bir karar vermeye çalışır. Bu durum Gülsün ve annesi için de pek farklı değildir.

Özet

Kocası ölen İnsaf ile kızı Gülsün, kiralık bir evde zar zor yaşamaktadır. Kirayı paylaşmak için evlerinin bir odasını bir üniversite öğrencisine kiraya verirler. Kiracıları Sıtkı, hem üniversitede okumakta hem de çalışmaktadır. Ana kız ekonomik sıkıntıdan kurtulmanın tek yolunu zengin bir kocaya bağlamıştır. Ancak Gülsün'ün kısmeti çıkmaz. İkili adaklar adayıp türbeleri gezerler. En sonunda da çareyi gazeteye "Goncagül" rumuzu ile ilan vermede bulurlar. İlana cevap olarak 261 mektup gelir. Gülsün ile annesi bu mektuplar içinden en beğendiklerini seçerler ve adaylarla görüşmeye karar verirler. 
Aslında Gülsün, kiracıları Sıtkı’yı sevmektedir. Fakat Sıtkı’nın Gülsün'ü sevdiğini gösteren bir işaret yoktur. Sıtkı, Gülsün’ün gazeteye ilan verdiğinden habersiz, kendisi de "Goncagül" rumuzuna "çalışan bir kadınla evlenmek istediğini" belirten bir mektup yazmıştır. Gülsün ve annesi ise bu mektubu Sıtkı’nın gönderdiğinden habersizdir. 
İnsaf, önce Sıtkı’nın Gülsün’ü sevip sevmediğini anlamak için mektupları Sıtkı’ya verir ve okuyup içlerinden en iyi mektubu seçmesini ister. Sıtkı, rumuza kendisinin de yazdığını söylemez. Mektupları aldıktan bir süre sonra geri getirir ve içlerinde en iyi mektubun çalışan bir kadınla evlenmek isteyen üniversite öğrencisi olduğunu söyler. 
İnsaf ile Gülsün, Sıtkı’nın bu önerisinden hoşlanmazlar ve Sıtkı’nın kendi mektubunu önerdiğini anlamayıp Gülsün’ü sevmediği sonucuna varırlar. 
İnsaf ile Gülsün, rumuza gelen mektuplar içinde beğendikleri adayların, koca olmaya uygun olup olmadığını araştırmaya başlar. İlk olarak bohçacı kılığına girerek Halet Rezaki adlı bir hazır yiyici ile tanışırlar. Halet Rezaki, iki kez evlenmiş ama iki karısı da başkasına kaçmıştır. Rumuza cevap yazmasının nedeni ise ömrünün son günlerinde kendisine bakacak birini bulmaktır. Halet, ilerlemiş yaşına rağmen ilaçlarla genç görünmeye çalışan, ömrü boyunca hiçbir işte çalışmamış bir hazır yiyicidir. İnsaf ile Gülsün, onu beğenmezler ve biran önce ondan kurtulmaya bakarlar. 
İkinci talip, inşaat işçisi Dursun Ali’dir. Dursun Ali, köyde imam nikahlı karısı olmasına rağmen rumuza cevap yazmıştır çünkü Gülsün ile annesinin oturduğu evin sahibi olduklarını sanmaktadır. Gülsün ile annesi, Dursun Ali ile görüşmesi için Sıtkı’yı gönderir. Kendileri de konuşmaları gizlice dinlerler. Böylece Dursun Ali’nin gerçek niyetini anlayarak ondan da vazgeçerler.  
Gülsün, adaylardan Refik Mayısoğlu ile yalnız görüşür ve ilk görüşmede onun iyi bir koca olacağına inanır. Aslında Refik, bir muhabbet tellalıdır. Gülsün gibi kızları tuzağa düşürüp sahte nikâh kıymaktadır. Gülsün’e kendisini Kayserili bir diş doktoru olarak tanıtır. Almanya’dan bir koltuk ısmarladığını, koltuk gelir gelmez Kayseri’ye döneceğini, bu yüzden yıldırım nikâhı ile evlenip onu balayına götüreceğini söyler. Gülsün, Refik’le evlenmeye karar verir. Fakat komşularının kızı Ayşen, Gülsün’ün anlattıklarını dinleyince Refik’i tanır. Ayşen de ilk evliliğini rumuza verdiği ilanla yaparak evlenmiş ancak başına gelmeyen kalmamıştır. Refik, kendisini farklı bir şekilde tanıttığı için Ayşen, Gülsün’ün bahsettiği kişi ile ilk kocasının aynı kişi olduğundan pek emin olamaz ve Gülsün’e eve geldiğinde Refik’i görmek istediğini söyler. Gülsün’ün Refik ile görüştüğü gün, annesi İnsaf da adaylardan evlendirme memuru Müfit Mürted ile görüşür. Müfit, elli yaşını aşmış olmasına karşın evlenememiş, hâlâ annesinin kuralları ile yaşayan, güneşli havada bile şemsiye taşıyan, sürekli olarak papyon takan, kanunlara saygılı, en küçük konularda bile karar vermekte zorlanan bir adamdır. Goncagül rumuzuna cevap yazdığı için pişman olmuş, kendinden utanmıştır. Görüşmeye de bunu söylemeye gelmiştir. Fakat İnsaf ile Müfit birbirlerini görünce aşık olurlar. Ama ikisi de bunu belli etmemeye çalışırlar. İnsaf, Müfit’i; Gülsün ise Refik’i eve davet etmişlerdir. Sıtkı’nın da evde bulunmasını ve adayları değerlendirmesini isterler. Eve önce Müfit gelir. Aslında evlenmekten vazgeçtiğini söylemek istemektedir. İnsaf onu zorla içeri alır. Müfit’in ardında inşaat işçisi Dursun Ali, Sıtkı ile görüşmeyi bahane ederek Gülsün’ü görmeye gelir ama evin onların olmadığını anlayınca gider. Daha sonra Refik ve ardından da Halet gelir. Halet, yaşlı olduğu için Gülsün ile evlenemeyeceğini ama İnsaf ile evlenebileceğini söylemeye gelmiştir. İnsaf, Halet Rezaki’nin bu teklifine çok kızar ve onu evden gönderir. 
Koca adaylarının bu art arda gelişleri ve kargaşa yaşanması sırasında Sıtkı, gizli gizli odasına gidip içmekte ve yavaş yavaş sarhoş olmaktadır. Ayşen de Refik’in ilk kocası olup olmadığını kontrol etmek için gelir ve tahmininde yanılmadığını anlar. Ayşen, Refik’i bıçakla tehdit ederek muhabbet tellalı olduğunu söyletir ve onu polise teslim etmek üzere götürür. Gülsün, Refik’in gerçek yüzü ortaya çıkınca hayal kırıklığına uğrar. Sarhoş olduğu için cesaretlenen Sıtkı da Gülsün’e evlenme teklif eder. Müfit’ten, evlendirme memuru olduğu için nikâhlarını hemen kıyılmasını isterler. Müfit yasal olarak bir geçerliliği olmayacağını söylese de onu dinlemezler. İnsaf ile Müfit arasındaki yakınlaşma da ortaya çıkar ve onlar da evlenmeye karar verirler. Her şey tam yoluna girmiş ve mutlu sona gelinmiş gibi görünürken İnsaf’ın oyunun başından beri korktuğu şey başlarına gelir. Ev sahipleri Nasuhi Bey çıkagelir. Kira için gelmesinden korktukları Nasuhi’nin gelmesinin asıl nedeni ise evi sattığını haber vermektir. Bu haberle hepsi büyük bir düş kırıklığı yaşar ve oyun biter.

İlgili Sayfalar

👉 Oktay Arayıcı



Yararlanılan Kaynaklar

Oktay Arayıcı'nın Oyunlarında İroni Çeşitlemesi, Refika Altıkulaç
Oktay Arayıcı'nın Oyunlarında Geleneksel Tiyatronun ve Epik Tiyatronun İzleri Bir Reji Çalışması "Rumuz Goncagül", Bilge Çağman Pala

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.