Ayak Bacak Fabrikası

Sermet Çağan
Sermet Çağan'ın epik oyunu.
Oyun, bilinmeyen bir zaman ve mekânda geçmektedir.
Toplumcu-eleştirel tarzda kaleme alınan eserde iktidar ile halk arasındaki ilişkiler gülünç tarzda sunulmuştur. 
Oyundaki halk, sadece yoksul değil aynı zamanda bilinçsiz ve cahildir. Bu nedenle de haklarını savunamazlar.
Eserde "vatan" ve "din" kavramlarını kullanılarak halkın nasıl sömürüldüğü gözler önüne serilir.
Oyunda yöneticiler, politikacılar, yargıçlar, din adamları, toprak ağaları, sıradan vatandaşlar ile bir toplum portresi çizilir. Bu kişiler, oyunda toplumun belli kesimlerini temsil ettiği için isimleri verilmez.

Özet


Oyun, bir bolluk türküsü ile başlar. Bereketli bir yıl geçiren halk, bol buğdaya kavuşmanın verdiği mutlulukla dans etmektedir. Derebeyleri, vatandaşların açlık dönemlerinde kendi halinde zavallılar olduğunu ancak bolluk dönemlerinde sürekli eğlendiklerini ve ahlaksızlaştıklarını savunur. Buğday hasadının iyi olması derebeylerin ambarlarında bekleyen tonlarca kara tohumun çürümesi demektir. Bölgede kutsal bir göl vardır. İnsanlar göldeki kutsal balıklara dua etmektedir. Ettiği dualarının karşılığını alamayan 1. Vatandaş, kutsal balıkları yemeye başlar. Elindeki kılçıkla sohbet ederken derebeyleri gelir. Kılçığı bulan derebeylerin aklına bir plan gelir. Ülkede kutsal balıkları yiyebilecek kadar imansız biri olamayacağına göre balıklar, yeterince beslenemediği için ölmektedir! Bunun da tek çaresi vatandaşların ellerindeki buğdayları balıklara vermesidir. Böylece ülke felaketten kurtulacaktır! Depolarındaki kara buğdayı elden çıkarmanın derdine düşen derebeyleri Papaz'a giderek kutsal balıkların açlıktan öldüğünü iddia ederler. Kendi çıkarını her şeyin üstünde tutan Papaz'ı ikna etmek de pek zor olmaz. Hep birlikte Şef'e giderler. Olanı biteni hep sonradan öğrenen Şef, daha çok kişisel hazlarının peşinde koşan bir kukladır. Derebeyleri ve Papaz, kutsal balıklara atılmak üzere halkın elindeki buğdaya devlet tarafından el konulması konusunda Şef'i ikna ederler.
Şef, çıkardığı yasayla tüm buğdayları toplatır ve yerine kara tohum dağıtır. 
Kalori bakımından buğdayın anca onda biri olan kara tohum çok yendiğinde sakatlığa yol açmaktadır. Kara tohum yemek zorunda kalan halk, kötürüm kalmaya başlar.
Kötürümlüğe de alışan halk, sürekli balıklara dua edip uyuşuk halde dolaşmaktadır. Parası olanlar koltuk değnekleri ile yürümektedir. Her tarafa; “Vatanı seven kara tohum yer!” ve “Koltuk değneği yapılır.” afişleri asılmış durumdadır.
Bu durum, yöneticilerin ortak oldukları teşebbüsün de işine yaramıştır. Dışarıdan gelen ayak bacaklar, ülkede monte edilmektedir. Ayak bacaklar yeni kurulan fabrikanın ürünü gibi pazarlanarak hükümetin millî hamlesi olarak sunulur. Kara tohumla beslenip kötürüm olan vatandaşlara yanlış takılan ayak, bacaklar hareket ve eylemlerinde ritim bozukluğu oluşturur. Bu arada kutsal balıkları yiyerek ayakta kalan 1. Vatandaş, darbe yaparak iktidara geçer ve demokrasiyi ilan eder. 1. Vatandaş’a daha ilk günden bağlılığını ilan eden üç derebeyi, kurduğu üç parti ile seçimlere katılır ve sandıklardan çıkan oyları aralarında paylaşarak iktidarı ellerinde tutar. Eski anayasa yürürlükte kalmaya devam eder. Sürekli umut aşılanan vatandaşlar, sefalet içinde yaşamaya devam eder.
Buğdaylarını devlete vermeyen Delikanlı ise olayların başından beri halkı aydınlatmaya çalışıp doğruları söylediği için bir yerde bağlı tutulmaktadır. Buna rağmen halk tarafından dışlanmıştır. Derebeyleri, halkın tepkisinden korkup Delikanlı'dan sakladığı buğdayı halka dağıtmasını isterler. Delikanlı, buğdaylarını bulamaz. Anlaşılır ki eserin akıllı ve kurnaz tipi Öküz, bütün buğdayları yiyip kaçmıştır. Oyunun başında kutsal balıkları yiyerek beslenen 1. Vatandaş'a gerçekleri anlatmaya çalışırken görülen Öküz, halka inemeyen aydın tipini temsil etmektedir. Oyun, bu gelişmenin ardından şu sözlerle sona erer: "Oyunumuz burada biter, gerisi dışarıda sürüp gider."

İlgili Sayfalar


👉 Eser Özetleri

Yararlanılan Kaynaklar

Marshall Yardımlarının Türk Köylüsüne Etkilerinin Seçili Edebi Eserlere Yansıması, Janset Günaydın
Ayak-Bacak Fabrikası'nı Sahneye Koyarken Zorunlu Düşünceler, Özdemir Nutku
Bir Kara Mizah Örneği: Sermet Çağan'ın Ayak Bacak Fabrikası Oyunu Nurullah Ulutaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.