Halk Edebiyatına Giriş
- Kaynağını halkın duygu, düşünce ve yaşantısından alır.
- İslamiyet öncesi Türk edebiyatının devamı niteliğindedir.
- Eserler sade bir Türkçe ile söylenmiştir. 17.yüzyıldan itibaren kimi saz şairleri divan şiirinin etkisiyle şiirlerinde Arapça - Farsça sözcüklere yer vermiştir.
- Söz oyunlarından uzak yalın bir anlatım kullanılmıştır.
- Biçimden çok konuya ağırlık verilmiştir.
- Daha çok somut konular işlenir.
- Sözlü bir edebiyattır. Eserler ağızdan ağza nesilden nesle sözlü yolla aktarılır.
- Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Hecenin en çok 7’li, 8’li ve 11’li kalıpları kullanılmıştır. Hecenin yanında Yunus Emre, Kaygusuz Abdal; Âşık Ömer, Dertli gibi aruzu da kullanan sanatçılar olmuştur.
- Şiirde nazım birimi dörtlüktür. Az da olsa türkü ve ninnilerde üçlü beşli yapılara rastlanır.
- Kalıplaşmış ifadelere (mazmunlara) yer verilir: servi (boy), inci (diş) kalem (kaş) gibi.
- Şairler, genellikle okumamış kişilerdir.
- Şiirlerde başlık yoktur, nazım şekilleri ile adlandırılır.
- Genellikle yarım uyak kullanılır.
- Uyak daha çok kulağa hitap eder bu nedenle uyaklardaki kusurlar hoş görülür.
- Ahenk daha çok redifle sağlanır.
- Şiir ağırlıklı bir edebiyattır. Düz yazı (nesir) halk edebiyatında nazma göre çok önemsiz kalmıştır. Nesir örnekleri arasında halk masalları, halk hikâyeleri, efsaneler, atasözleri, deyimler, halk tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir.
- Halk edebiyatı İslamiyet'in kabulünden sonra üç ayrı kolda gelişme göstermiştir:
1.Anonim Halk Edebiyatı
2.Tekke Edebiyatı (Tasavvuf Edebiyatı)
3. Âşık Edebiyatı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.