Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
Asrın doğruluk ve selametten sapmış hükümlerini görüp şeref ve haysiyetle hükûmet kapısından çekildik.
2.Beyit
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz. İyiliksever insanlar zulüm görenlere yardımdan ellerini çekmezler.
3.Beyit
Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
Millet hakir olduysa şanına noksan gelir sanma. Cevher yere düşmekle değer ve kıymetinden bir şey kaybetmez.
4.Beyit
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
Hamurunun mayası vatan toprağı olan vücûdun vatan yolunda eziyet ve sıkıntıdan toprak olursa ne gam? (bunda üzülecek ne var?)
5.Beyit
Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
Dünyada zalimin yardımcısı alçaklardır. İnsafsız avcıya hizmetten zevk alan köpektir.
6.Beyit
Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
Hayatın değerini şöhretin faydasından yüce bilenler, derhal ebedî bereketi (feyzi) geçici zevklere tercih ederler.
7.Beyit
Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
İnsanlarda hayatın uzun olmasına bu kadar rağbet nedendir? Bilmiyorum, insana emaneti (canı) korumaktan ne menfaat olabilir?
8.Beyit
Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
Kendi nefsinden utanmaz fakat kınanmaktan utanan kişi, kendini herkesten alçak görür.
9.Beyit
Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
Gayretini arttırarak pişmanlıktan yararlanmak, akıl sahipleri için felekten intikam almak demektir.
10.Beyit
Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
Başarının sırrı milletin gönül birliğindedir. Halkın fikirlerinin başka başka olmasından hayırlı sonuçlar doğar.
11.Beyit
Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
Bir güç sahibi birinin azim kuvveti, dünyayı idare eder. Metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.
12.Beyit
Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
Milletteki gevşeklikten ve ağır davranmaktan sakın korkma. (Çünkü) kader her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar.
13.Beyit
Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
Zincire vurulmuş arslana ayaklarının güçsüzlüğü kabahat değildir. (Bu) dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.
14.Beyit
Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
Hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
Ziya (Ziya Paşa ya da ışık) en yüksek noktadan uzakta ise mecburiyettendir. Tabiat (dünya) yerde kalmış kabiliyetten utansın.
15.Beyit
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
Biz, mayası bütünüyle şehadet kanıyla karılmış olan o Osmanlılar boyunun ulu soyundanız.
16.Beyit
Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
Biz bir aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet yaratan o yüce himmetli, çalışkan ve güçlü kişileriz.
17.Beyit
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Biz hamiyet meydanında kendisine alçaklık toprağından (ayaklar altında toprak olmaktan) mezar toprağı (ölüm) daha iyi gelen o yüce yaratılışlılarız (milletiz).
18.Beyit
Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
Hürriyet mücadelesi, korkulu ateş olsa ne gam. Mert olan (bir insan) bir can için gayret meydanından kaçar mı?
19.Beyit
Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
Celladın can alıcı kemendi, acımasız bir ejder olsa bile, yine bin kere esaret zincirinden daha iyidir.
20.Beyit
Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Felek, her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin. Millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.
21.Beyit
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
En basit zevki(nin) vezirlikten, sadrazamlıktan daha üstün olan mesleğimde çektiğim bütün eziyet ve sıkıntılar anılsın.
22.Beyit
Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
Vatan, kendisine aşık olanları gurbetin acılarından ayırmayan vefasız (ve) insanla alay eden bir güzele dönmüş(tür).
23.Beyit
Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
Rica, ümit ve korkudan / yalvarma ve yakarmadan uzağım. Benim açımdan, görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.
24.Beyit
Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
Ey adaletsiz! Milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın. Senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.
25.Beyit
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Zulüm ve adaletsizlik ile hürriyeti yok etmek (ortadan kaldırmak) ne mümkün(dür?) Eğer gücün yetiyorsa insanoğlundan idraki (anlayışı) kaldır.
26.Beyit
Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
Gönülde çalışma cevheri, elmas cevherine benzer. Baskının şiddetinden (ve) ağırlığın tesirinden (dolayı) ezilmez.
27.Beyit
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Ey hürriyetin güzel yüzü! Ah! (sen) ne büyüleyici imişsin. Esaretten kurtulduk gerçi (fakat bu sefer de senin) aşkının esiri olduk.
28.Beyit
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
Şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme. Güzelliğin ümmetin / milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.
29.Beyit
Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
Ey geleceğin ümidi (olan hürriyet)! Ah sen ne can dostuymuşsun. Dünyayı bin ümitsizlik ve sıkıntıdan kurtaran sensin.
30.Beyit
Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
Hükmetme zamanı senindir, hükmünü dünyaya geçir. Allah yüceliğini her türlü belalardan korusun.
31.Beyit
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Ey yaralı kükreyen arslan! Senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan.
Konu Anlatımı İndir 👇

İlgili Sayfalar
Namık Kemal
Vatan Türküsü
Yararlanılan Kaynak
Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi ve Tahlili, Adem Çalışkan

İlgili Sayfalar
Vatan Türküsü
Yararlanılan Kaynak
Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi ve Tahlili, Adem Çalışkan
teşekkürler
YanıtlaSilEMEĞİNİZE SAĞLIK :)
YanıtlaSilElinize Sağlık çok güzel bir eser şahsen çok severim.
YanıtlaSil11/B ELEKTRİK
YanıtlaSil11c den olanlar +1
YanıtlaSilasla eskimez
YanıtlaSilne büyük adammışsın be nâmık kemâl…
YanıtlaSilsenin yaşadığın devirde yaşamak isterdim…
Selamlar III 9 a
YanıtlaSilAleykümselam :)
SilÇok güzel bir ders gercekten iyiki varsınız Anonim hocam
YanıtlaSilTeşekkür ederim, siz de iyi ki varsınız.
SilBu kaside, Osmanlı padişahı Abdülhamit döneminde, ülkenin içine düşürüldüğü duruma isyan eden, (vatan şairi) Namık Kemal tarafından yazılmıştır.
YanıtlaSil"Abdülhamit'in "burnunu hatırlatır" diye, sansürcüler tarafından "burun" sözcüğünün bile yazılması yasak olan bir dönemde, böyle bir kaside yazılması, olağanüstü bir cesaret!
Tarih tekerrür etmez; tarihinden bilgisiz/iktidarı ele geçiren "cahil siyasetçiler" tarafından yapılan tarihi hatalar tekerrür eder!
"Hürriyet Kasidesi" sanki yuzelli yıl önce değil; bugün yazılmış gibi!