Gönlüm dolu âh u zâr kaldı,
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden
Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir gûşede târumâr kaldı;
Baki o enis-i dilden,eyvah!..
Beyrut’ta bir mezar kaldı.
Günümüz Türkçesi: "Eyvah! Ne yer ne de sevgili kaldı. Gönlüm ah ve ağlama ile dolu kaldı. Şimdi buradaydı, (ama) elden gitti. Ezelden gelip ebede gitti. Ben gittim, o toprak içinde kaldı. Bir köşede perişan kaldı. Eyvah, o gönül arkadaşından geriye (kala kala) Beyrut'ta bir mezar kaldı."
Nerde arayım o dilrübâyı?
Kimden sorayım o bînevâyı?
Bildir bana nerde, nerde ya Rab?
Kim attı beni bu derde ya Rab?
Derler ki: "Unut o aşinayı,
Gitti, tutarak reh-i bekâyı"
Sığsın mı hayale bu hakikat?
Görsün mü gözüm bu mâcerâyı?
Günümüz Türkçesi: "O güzel kadını nerelerde arayayım, o nasipsizi kimlerden sorayım. Ya Rab! Bana bildir, o nerededir? Ya Rab! Beni bu derde kim attı? Derler ki: O kadını artık unut, O sonsuzluk yolunu tutup gitti!" İnsan, bu gerçeği nasıl kabul eder; göz bu maceraya nasıl dayanır?"
Süratle nasıl değişti halim?
Almaz bunu havsalam, hayalim
Bir şey görürüm, mezara benzer,
Baktıkça alır, o yâra benzer
Şeklerle güzâr eder leyâlim
Artar yine mâtemim, melâlim
Bir sadme-i inkılabdır bu,
Bilmem ki yakın mıdır zevâlim?
Günümüz Türkçesi: "Halim, çabucak nasıl da değişti. Bu değişikliği aklım bir türlü almıyor. Mezara benzer bir şey görürüm, biraz daha bakınca mezarı sevgili zannederim. Gecelerim şüpheler içinde geçer. Matemim ve elemlerim artar. Bu insanı altüst eden bir değişim ki acaba sonum yakın mıdır diye düşünürüm."
Çık Fatıma lahddan kıyâm et,
Yâdımdaki hâline devam et,
Ketmetme bu razı, söyle bir söz
Ben isterim ah, öyle bir söz
Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çare bul, merâm et;
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle
Eyyâm-ı hayatımı tamam et
Günümüz Türkçesi: "Ey Fatma! Mezarından çık, doğrul. Hatırımdaki haline devam et. Bu sırrı saklama, bir söz söyle... Ah ben öyle bir söz isterim. Güller gibi gülümse, tebessüm et. Gönül yarasına bir çare bulmaya çalış. Bir tatlı bakışla bir gülüşle ömrümün geri kalan günlerini tamamla."
Ya Rab bana bir melek ıyân et,
Bir de beni öyle imtihân et:
Doğsun göreyim o mâh yerden,
Nûrun çıka ey İlâh yerden
Maksud-ı hayatı dermiyân et,
Ferdâ-yı beşer nedir, beyân et!
Ya fikrimi ruhuna kıl isâl,
Ya ruhumu hâkine revân et.
Günümüz Türkçesi: "Ya Rab! Bana bir melek göster, beni bir kere de öyle imtihan et. O aya benzeyen sevgilinin yerden doğduğunu göreyim. Ey ilah! Nurun yerden çıksın. Yaşamaktan maksat nedir, bunu açıkla; İnsanoğlunun geleceği nedir, bunu söyle, izah et. Ya düşüncelerimi onun ruhuna ulaştır ya da benim ruhumu onun gömüldüğü topraklara yolla"
Derd oldu mukîm, çâre gitti,
Gûyâ vatanım kenâre gitti;
Ben gurbet-i dâimîde kaldım,
Bir türbe-i bî-ümide kaldım
Ufkumdan o mâhpâre gitti,
Bir matla'-ı şeb-nisâre gitti
Gördüm yüzünü misâl-i zulmet,
Matla ona bir sitâre gitti
Günümüz Türkçesi: "Dert yerleştikçe yerleşti, çare gitti. Güya vatanım kenara (uzaklara) gitti. Ben sonsuz bir gurbet içinde kaldım, ümitsiz bir türbede kaldım. O ay parçası ufkumdan silinip gitti; sabahı olmayan karanlıklara gitti. Onun zulmete benzeyen yüzünü gördüm, bir yıldız gibi batıp gitti."
Gördüm yüzünü türâb içinde,
Geldim aradım kitâb içinde
Bir hâb gelir o, dideden dûr,
Gitti diyemem mezara ol nûr
Bu sıfr nedir hisâb içinde?
Erkâm ona inkılâb içinde
Bir hiçi-i zî-vücûd, yâhûd
Bir kabirdir ıztırâb içinde.
Günümüz Türkçesi: "Onun toprak içinde yüzünü gördüm, geldim kitap içinde aradım. O gözden ırak sevgili için mezara gitti diyemem, bir hayal gibi geliyor. Bir hesap içinde sıfırın değerine ise, bütün rakamlar o değere ulaşıyor. O adı sanı olmayan bir yokluktur veya ıstırap içinde kıvranan bir kabirdir."
Makber, sonudur dekâyıkın bu,
Bir sırr-ı garîbi Hâlık'ın bu,
Bir nûr ki meyledince hâba,
İnmekte şu bir yığın türâba
En yükseğidir şevâhıkın bu,
En müdhişidir hakâyıkın bu
Bed-baht, o hakikat anlaşılmaz,
Şânın bu, cihânda lâyıkın bu!..
Günümüz Türkçesi: "Bu mezar, (geçen) dakikaların sonudur. Bu, Yaradan'ın garip bir sırrıdır. Bir nur (gibi olan Fatma Hanım) ki uykuya yönelince (ölünce), şu bir yığın topraktan ibaret olan mezara inmektedir. Bu, tepelerin en yükseğidir. Bu, gerçeklerin en dehşetlisidir. Bahtsız (Hamid!) o gerçek anlaşılmaz. Şanın budur, dünyada sana uygun görülen budur."
Tecdîd kılıp harâb şiirim,
Destinde bulurdu tâb şiirim
Zihnimdeki fikre yâr olurdu,
Gaybeylediğim sözü bulurdu
Anlardım olur kitâb şiirim
Ettikçe yazıp hisâb şiirim
Şairliği gayri neyleyim ben?
Olsun dilerim türâb şiirim
Günümüz Türkçesi: "Benim harap şiirim seninle yenilenirdi, güçsüz şiirim senin elinde can bulurdu. Zihnimden geçen düşüncelere arkadaşlık eder, kaybettiğim bir sözü bulmama yardımcı olurdu. Yazdığım şiirleri hesap ederdi, böylece kitap olup olmayacağını öğrenirdim. Artık ben şairliği ne yapayım? Dilerim şiirim artık yere batsın."
Gitti nazarımdan, âh gitti
Bî-maksad ü bî-günah gitti
Her ferd cihânda birdir ammâ
Bir tane değildir, öyle -hâşâ!..
Bir tane idi o mâh gitti,
Aylarca olup tebâh gitti,
Görsem yeridir seni karanlık
Nûrum benim ey ilâh gitti
Günümüz Türkçesi: "Ah, gözlerimin önünden (o sevgili) gitti. Maksatsız ve günahsız gitti. Her insan dünyada bir tanedir. Ama (onun kadar) bir tane asla değildir. O ay yüzlü (Fatma Hanım) bir taneydi, öldü. Aylarca (veremden) tükenip ölüp gitti. (O) benim ışığımdı, söndü (öldü). (Bu nedenle) ey Rabb'im! Seni (bile) karanlık görsem yeridir."
Ey yâr, şu nevbahâr sensin,
Ben anlıyorum ki yâr sensin,
Ettikçe nigâh bahr u berre,
Birden sanırım ki bazı kerre,
Meşcerdeki rüzgâr sensin,
Ağlar derim eşkbâr sensin,
Türben görününce anlarım ki,
Öldüm, bana türbedar sensin
Günümüz Türkçesi: "Ey sevgili! Şu ilkbahar sensin. Ben anlıyorum ki sevgili sensin. Denize ve karaya baktıkça bazı kere birden ağaçlıkta (esen) rüzgar sensin sanırım. Ağlayıp gözyaşı döken sensin derim. Türben görününce anlarım ki asıl ölen benim ve sen de benim türbedarımsın."
Abdülhak Hamit Tarhan
İlgili Sayfalar
Duhter-i Hindu
Yararlanılan Kaynak
Abdülhak Hamit Tarhan'ın Makber'inden Bazı Bendlerin Tahlili, Adem Çalışkan
En sevdijmklerimden,belki de en sevdiğim.
YanıtlaSilaşşırııı iyieğüğüğü
YanıtlaSilKanunname okuyorum sandım.adam desdan yazmış.ALLH.rahmet eylesin
YanıtlaSilGerçekten çok
YanıtlaSilgerçekten çok güzel
YanıtlaSilGüzelmiş
YanıtlaSilBu kadar özel ve güzel olması... muhteşem
YanıtlaSilGüzel
YanıtlaSilÇevirisi dahada güzelmiş
YanıtlaSilBunu yazdıktan sonra karısının mezarında karşılaştığı kadınla evlendi
YanıtlaSilEşi öldükten 5 yıl sonra evlendi
Sil2 hafta sonra
SilMadem bukadar çok severdi niye kırkının çıkmasını beklemedim be hamit
YanıtlaSilHer kadın ve her insan gider bu yüzden Allah'a isyan etmek çok büyük hataydı umarım tevbe etmiştir.
YanıtlaSilYazmış ama çabuk unutup taziyede tanıştığı kadınla kısa sürede evlenmiş insan bunları bir kere sevecekse yazmalı bence söyleyeceklerim Bu kadar Fatma hanıma Allah tan rahmet diliyorum
YanıtlaSilÇok iyi bir Dizi olur …….diyoruz ki bu nesil değişti halbuki şimdi gün yüzünde aslında değişen hiç bir şey yok!
YanıtlaSilEskiden Aşk çokmuş şimdilerde nadiren de olsa vardır Belki eskiler daha bir dolu dolu yaşıyorlardı sanırım
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin şahane bi şiir, işçilik yapmış
YanıtlaSilMuazzam bir şiir.
YanıtlaSilBütün şiiri düzenlemek yerine yabancı kelimelerin yanına parantez içinde anlamını yazarsanız daha güzel bence.