- İçen kişiye ölümsüzlük ya da gençlik verdiğine inanılan efsanevi su.
- Abıhayat (âb-ı hayât); hayat suyu, ölümsüzlük suyu, damlaları sonsuz hayat bağışlayan tatlı su, bengisu gibi anlamlara gelen bir tamlamadır.
- Ebedi bir hayata ulaşmak, her çağda insanoğlunu meşgul eden düşüncelerden biri olmuştur. Ebedi bir hayatı arayan en eski kahraman ise Gılgamış'tır. Dünya tarihinin bilinen en eski yazılı destanı olan Gılgamış, bir Sümer destanıdır. Destanda, Kral Gılgamış’ın yaşam serüveni ve ölümsüzlüğe ulaşmak için verdiği mücadele anlatılır.
- İlyada Destanı’nda Aşil (Akhilleus), annesi Su Tanrıçası Thetis, tarafından ayak topuğundan tutularak Styks Irmağı'na batırılarak ölümsüzlüğe kavuşturulur. Ancak Aşil'in suya değmeyen tek yeri ayak topuğudur ve buradan vurularak öldürülecektir.
- Abıhayatın tarih boyunca Hızır, İlyas, İskender-i Zülkarneyn, Makedonyalı İskender gibi dinî ve tarihî şahsiyetlerle ilişkilendirildiği görülür. Doğu edebiyat ve efsanelerinde bu efsanenin birçok varyantına rastlanır.
- Abıhayat efsanesi halk hikayelerimizde de görülür. Köroğlu destanında Köroğlu, avladığı kuşu gölde yıkarken kuş canlanır. Köroğlu bunu babasına haber vermeye gider. Döndüğünde gölü bin parçaya bölünmüş bulacaktır (Bin-göl).
Abıhayatın en çok bilinen anlatılarından biri şöyledir:
Efsaneye göre, İskender abıhayat hikayesini duyar ve onu bulmaya karar verir. Gerekli hazırlıkları yaparak gecenin karanlığını aydınlatan iki mücevherden birini Hızır ile İlyas'a verir. Diğeri de kendisinde kalır. Hangisi suyu bulursa bir diğerini haberdar etmek şartıyla ayrılırlar. Zulumat (Karanlıklar) ülkesinde abıhayatı aramaya koyulurlar. Uzun maceralardan sonra Hızır ve İlyas bir pınar kenarında otururken Hızır’ın elindeki bir damla su daha önce tuttukları balığın üzerine damlar. Balık, o anda canlanır ve denize atlar. Bunun üzerine onlar da bu suyun abıhayat olduğunu anlayıp kana kana içerler. Sonra İskender’e haber verseler de bu suyu tekrar bulamazlar. Bu yüzden İskender, abıhayattan mahrum kalır. Böylece ölümsüzleşen Hızır ile İlyas Allah’ın emri ile dünyada sıkıntıya düşenlerin yardımına koşarlar. Kıyamete kadar sürecek olan bu görevi, Hızır karada; İlyas da denizde yapmaktadır. Her ikisinin senede bir kez Hac zamanı buluşup birlikte Hacca gittikleri ve orada ibadetle meşgul oldukları söylenir.
Hıdırellez
"Hızır gibi imdada yetişmek" ya da "Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez" gibi kullanımlar da bu efsane ile dile yerleşmiş deyimlerdir. Bu arada Hızır ile İlyas'ın buluştuğu gün Hıdırellez (6 Mayıs) olarak kutlanmaktadır. Yazın başlangıcı olarak da bilinen Hıdırellez, Türklerin İslamiyet'i kabul etmelerinden önce de kutladıkları önemli bir gündür ve kaynağı yüzyıllar öncesine dayanmaktadır.
İlgili Sayfa
👉 Efsane Nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.