Ali Suavi (1839-1878)
|
Ali Suavi |
- Düşünce insanı, eğitimci, gazeteci.
- 1839'da İstanbul'da doğdu.
- Davutpaşa Rüştiye Mektebinden mezun oldu.
- Okulu bitirdikten sonra memurluğa başladı.
- Kendisini ilim çevrelerinde yetiştirdi; Arapça, Farsça sonra da İngilizce ve Fransızca öğrendi.
- Medrese ve rüştiye öğretmenliği, mahkeme reisliği ve tahrirat müdürlüğü gibi görevlerde bulundu.
- Camilerde verdiği vaazlar ile dikkat çekti.
- Bu arada Muhbir gazetesinde yazmaya başladı. Gazetede devrin çeşitli siyasi ve sosyal meselelerine değindi.
- Yazdığı bir yazı nedeniyle 1867'de Kastamonu'ya sürüldü.
- Birkaç ay sonra da Avrupa'ya kaçtı.
Avrupa Yılları (1867-1876)
- Yeni Osmanlılar Cemiyetinin (Jön Türklerin) koruyucusu Mustafa Fazıl Paşa'nın yardımlarıyla Muhbir gazetesini bu sefer de Londra'da çıkardı.
- Muhbir, yurt dışında yayımlanan ilk Türk gazetesidir.
- Ancak bir süre sonra hem yazdıkları hem de aykırı hareketleri nedeniyle gazete, yerini Namık Kemal ile Ziya Paşa'nın çıkardığı "Hürriyet" gazetesine bıraktı.
- Londra'da bulunduğu sırada İngiliz Madam Marie ile evlendi.
- Muhbir'in kapanmasından sonra Paris'te "Ulum" adıyla bir gazete çıkardı. Ulum'da siyasetten uzak durarak ilmî ve fikrî yazılar yazdı.
- 1870-1871 Fransız-Alman savaşının çıkması üzerine gazeteyi farklı bir isimle (Muvakkaten Ulum Gazetesi Müşterilerine) Lyon’a nakletti.
- II. Abdülhamit'in izniyle 1876'da İstanbul'a döndü.
- Bir süre sonra Mekteb-i Sultaniyeye (Galatasaray Lisesine) müdür olarak atandı. Ancak bir süre sonra başarısız bulunarak görevden alındı.
Çırağan Hadisesi ve Ölümü
- 20 Mayıs 1878 tarihinde daha önce organize ettiği birkaç yüz muhacir ile Çırağan Sarayı'nı bastı. Amacı, II. Abdülhamit'i tahttan indirerek o sırada Çırağan Sarayı'nda gözaltında tutulan V. Murat'ı tahta çıkarmaktı.
- Bu baskın sırasında Beşiktaş Muhafızı Yedi-Sekiz Hasan Paşa’nın sopa darbesi ile öldü. Öldüğünde henüz 39 yaşındaydı.
Düşünceleri ve Önemi
- Tarihimizin en çok tartışılan simalarından biridir.
- Yazılarında hürriyet, eşitlik, meclis, meşrutiyet, laiklik ve demokrasi gibi kavramlara yer verdi.
- Düşüncelerinde İslam’ı referans noktası olarak aldı. Buna rağmen Arap harflerinin bırakılarak Latin harflerinin kabul edilmesi gerektiği, İslamiyet'te Hilafet adıyla bir müessesenin aslında hiç olmadığı, Türk dili için lisan-i Osmani demenin yanlış olduğu, hutbelerin Türkçe okunması gerektiği gibi dönemi için aykırı olan birçok düşünceyi dile getirdi.
- Özellikle Türkçenin sadeleşmesi ve Türkçü düşünceleri ile ön plana çıktı.
- Türkçenin sadeleşmesi savunmakla kalmayarak yazılarında konuşma diline yakın dil kullandı. Suavi, bu konuya çağdaşı pek çok aydından daha şuurlu yaklaşmış ve çözüm yolları aramıştır.
- Sonuç olarak Ali Suavi, kimileri tarafından demokrasi uğruna şehit olmuş, çağının ötesinde bir aydın olarak görülürken kimi aydınlar tarafından da pek ciddiye alınmamış hatta İngiliz ajanlığı ile suçlanmıştır.
İlgili Sayfa
👉 Şair ve Yazarlar
Yararlanılan Kaynaklar
- Bir ihtilalci Olarak Ali Suavi, Mehmet Gök
- Radikal Ama Temkinli Bir Yenilikçi: Ali Suavi'nin Dil Üzerine Görüşleri, Kayhan İnan
- Cumhuriyet Dönemi Süreli Yayınlarda Ali Suavi ile İlgili Yayımlanan Makalelerin Değerlendirilmesi, Mustafa Güçlü
- Eklektik Bir Tanzimat Aydını: Ali Suavi Efendi. Seyit Battal Uğurlu
Edebiyat için gerçekten bilgilendirici ve emek isteyen bir çalışma yapmışsınız elinize saglik
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim, güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Sil