10 Kasım Atatürk'ü Anma Şiirleri

Atatürk'e Ağıt

Edirne'den Ardahan'a kadar
Bir toprak uzanır,
Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar
Ardahan'dan Edirne'ye
Edirne'den Ardahan'a kadar

Kopdağı'nda akar bir çeşme var
Serçe parmak kalınlığında suyu
Haram etmiş gece gündüz uykuyu
Akar da akar.

Samsun'un evleri denize bakar
Sokakları yosun içinde;
Çaparlar, takalar, mavnalar,
Bilyalar gibi suyun yüzünde
Bir iner bir kalkar.

Kazova'dan bir yar sevdim
Adamı günaha sokar.
Savaştepe köprüsünden geçen trenler
Sel olur İzmir'e akar.
İzmir'in denizi kız, kızı deniz
Sokakları hem kız hem deniz kokar.

Bu toprak bizim yurdumuzdur
Deli gönül yücesine çıkar,
Bir üveyik olur uçar gider
Ardahan'dan Edirne'ye
Edirne'den Ardahan'a kadar.

Amasya'ya benzin yüklü bir yaylı geldi
Yağmurlu bir günde
Devrisi gün silah çattılar
Candarmalar hükumetin önünde,

Kemal Paşa çıkageldi
Bir alevdir aldı gitti yurdumuzun gönlünde,
Çorap gibi söküp attı
Düşmanları ordumuzun önünde.

Bu ne inançtır ki Gazi Paşa!
Atının teri kurumadan
Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde!

Davullar zurnalar döğende
Ben seni hatırlarım!

Binip trene gezende
Ben seni hatırlarım!

Tam iki yaşındaydım
Düşman İzmir'e girende!

Ben de gelecektim ama anam koymadı.
Küçüksün oğul dedi.
Ben giderim ana bırak dedim.
Gideceğin 
bu yol dedi.

Şimdi büyüdüm sürüp geldim
Felek, koydun ise bul dedi.

Cahit Külebi  


10 Kasım 1952

Sabahlar, her zaman güzel değildir,
Her zaman ayrılık akşamla gelmez.
Al atlar sırtında hoyrattır fecir,
Hoyrattır, ne kalpler kırmıştır, bilmez.
Sabahlar her zaman güzel değildir.

Vakti, bir yerinden bölünce şafak
İri ve rüyalı gözlerle müphem;
Nur olmuş içimde sanırım ak pak
Ayrı bir manada korktuğum adem,
Eski düşüncemde, rahat ve uzak.

Fethe çıkmış gibi duyarım birden
Eşsiz gururunu bir cihangirin.
Ufuklar üstünde yüzen tekbirden
Vatanca büyümüş asil ve derin
Bir matem tütmekte şimdi fecirden

Nefti yalnızlığı başlar zamanın
Mağfiret ürperir, dağılır, uçar.
Ölüm korkusuyla dolu bir anın
Müphem uzletinde ebedî ruhlar;
Nefti yalnızlığı başlar zamanın.

Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur,
Bir garip hali var Dolmabahçe'nin;
Hala içimizde yüzen gecenin
Aydınlık bilmeyen devamı durur,
Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur.

Ruh için, ölümsüz derler cihanda,
Her mevsim onunla güzel her seher
Bütün esatiri parçalasan da
Atatürk önünde mağlupsun kader!
Ruh için, ölümsüz derler cihanda.

Vehbi Kızılgül

Atatürk

Atatürk'üm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler

Nerde İstiklâl Harbi'nin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tan yeri
Atatürk'üm ben ölecek adam değildim der.

Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun düşünür
Atatürk'üm kabrinde rahat uyumak ister.

Cahit Sıtkı Tarancı

Atatürk'ü Duymak

Ulu rüzgar esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi
Kişi ne zaman dinç:
Dalgalanırsa bayrak, bayrak gibi.

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik,
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Bir ışık kaynak gibi.


En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi.
Ancak senin havandı sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.

Behçet Necatigil

Mustafa Kemaller Tükenmez

Tükenir elbet
Gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez.

Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün göçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez.

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin, yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez.

Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona her şeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın kasımlarda
Fatihler, Kanuniler ölmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez.

Halim Yağcıoğlu


Mustafa Kemal'i Düşünüyorum

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yeleleri alevden bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı!
Yine bizimle beraber her yerde,
Yaşıyor dört köşesinde vatanın.
Yaşıyor damar damar yüreklerde.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece,
Ellerinden öpüyorum.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Dağ Başını Duman Almış

Bir sisli kasım sabahıdır bu;
Düştüler yola kırklar yediler...
Dağ başını duman almış kardeşim,
Gün doğmayacakmış, dediler.
Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha,
Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
Ev ev bacalardan taşıyordu.
Bir sisli kasım sabahı baktım,
Baştan başa öksüz koca bir yurt,
Taş taş dövünüp ağlaşıyordu.
Nereden çıktı bu ferman nereden?
Dağ başını duman almış kardeşim;
Ansızın bir karayel esti meğer pencereden,
Karıştı tarihin sayfaları...
Toz duman içinde Anafartalar!
Samsun, Erzurum, Sivas
Baş döndürücü bir hız geçiyor memleketi,
Nefesler tıkanıyor, adımlar şaşıyordu.
Büyüdü ellerim, ayaklarım, kafam!
Sakarya boylarında bir yanık türkü,
Akdeniz'i gösteriyor Mustafa'm!
Kağnılar mermi değil, iman taşıyordu.
"Dağ başını duman almış" kardeşim,
"Gümüş dere durmaz akar"
Bir dert ki kemirir içimizi kasım sabahları,
Bir dert ki yakar!
Yeni bir bayrama girmişti vatan,
Her taraf mutlu ve hür,
Tuttu baştan başa Türk yurdunu bir resmigeçit,
Yürüyor koskoca millet,
Yürüyor başta Ata'm,
Devrim devrim geçiyor memleketi,
Tepelerden gece gündüz aşıyordu.
Med miydi, cezir miydi bilinmez,
Bir seyrediyor şöyle uzaktan uzağa,
Bir yaklaşıyordu.
"Rabb'im yeni bir mucize versin, diye Türk'ü
Gönderdi bu dünyaya muhakkak Atatürk'ü."
Böyle söylerdi kesik kollu dedem.
Gördüler de analar babalar o kara günleri,
"Allah gönderdi Gazi'yi,
Allah yüzümüze bakmış." dediler.
Ama bir gün
Bir sisli kasım sabahı
Dağ başını duman almış, kardeşim;
Gün doğmayacakmış, dediler!
Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha,
Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
Ev ev bacalardan taşıyordu.
Bir sisli kasım sabahı baktım
Hala vuruyor nabızlarımızda
Hala yaşıyordu.
Lakin kesilip dinmedi ruhumda o sancı,
Hâlâ o yetim bakışlarımda
Donmuş bir avuç hatıra kalmış!
Dağ başını duman almış, kardeşim
Dağ başını duman almış!

Bekir Sıtkı Erdoğan


Sendendir Atatürk

Bugün yaşıyorsam
güler yüzle emin
tertemiz gökler altında
dağlarım denizlerimle dost
toprağında dolaşıyorsam
ümitli memnun ve rahat
gecem gündüzüm hürse
damarlarımda kanım
tenler içimde canım
korkusuz yürürse
bulutlarımdan gözyaşı yerine
rahmet dökülürse
ekmeğim suyu tatlı
toprağım da türküm de bereketli
rüzgarlarım alabildiğine hürriyetle ise
bacamda tütünüm tütüyor
ölülerim huzur içinde yatıyor
ağacım dal sürüyor, boy atıyorsa
görüyor, biliyor, inanıyorsam
keyfimce gülüyor, keyfimce ağlıyorsam
dün yokken bugün varsam
sendendir
sendendir Atatürk. 


Suat Taşer

Mustafa Kemal'den Mektup

Öldü sanmayın beni

Biliyorum gelemem o yerlere bir daha
Mustafa Kemal olarak

19 Mayıslar
Bensiz geçecek hep
Fakat bilin ki
Kalbinizdeyim sıcak duygularınızla
Elinizdeyim verimli işler içinde
Başınızdayım düşünceler boyunca
Toprağı işleyen motorun sesindeyim

Gökleri yırtan kanat gürültüsündeyim.
Beni öldü sanmayın
Nerde hamleniz varsa
Bıraktığım yerden ötelere
Nerde üstünse başarınız
Milletimin yüzünü güldüren
Bilin ki orda ben varım sizleri toprağımdan
Sizler kadar duyarım...

Oğuz Kazım Atok

Bir Tutkudur Mustafa Kemal

Bir tutkudur Mustafa Kemal;
Nice sevdalara değişilmeyen.
Yitirilmiş kasımlarda açan umuttur,
Bir baştır, vazgeçilmeyen...

Bir türküdür Mustafa Kemal;
Suskun ağızlarda söyleşir durur.
Çaltı Burnu'nda gözetir denizi.
Köroğlu'nda bağdaş kurup oturur...

Bir inançtır Mustafa Kemal;
Yurdun dört yönünde, bir çağdır yaşayan.
Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu.
Sakarya boylarından Akdeniz'e taşıyan...

Bir anlamdır Mustafa Kemal;
Belkahve'den dürbünüyle seyrediyor İzmir'i.
Özgürlük diyor, al atının üstünde,
Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri...

Bir bayraktır Mustafa Kemal;
Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan.
Bozkırın bağrında yol alan kağnılara,
Işık tutan, güç veren, yol bulan...

Y. Doğan Ergeneli

Öğretmen Atatürk

Yine derse giriyorsun Samsun kapısından
Selamlıyor, seviyor tek öğretmenini
İl il, köy köy, can can  
Tüm Anavatan.
Hemen başlıyor mutlu ders
Erzurum'dan
Sonra derinleşiyor volkan öğütle
Sivas'taki son oturumdan
Bütün memleket tek sınıf
Bir yön bayrak, bir yön tan
Öyle bir ödev veriyorsun ki öğretmenim
Süngü-kalemle başlıyoruz Afyon'dan.
Sınıfımız her an kutlu bir savaş
Öğretiyor, eğitiyorsun Ankara'dan
Hep birden söylüyoruz özgürlük türkümüzü
Vatanın uzaklıkları kalkıyor da aradan.
Mavi gözlerin hep barış barış
Mavi yüceliğin hep duman duman
Öyle alev alev bir ders ki
Yanıyor, yanması gerektiğinde her düşman.
Anlatış tadı, kıvam kıvam öz
Son bölüm: İlk hedef, Dumlupınar'dan
Kocatepe, yalnız coğrafya değil
Dağ dağ ateş yağdırıyorsun her damla kandan
Öpüyorsun hepimizi göz göz
Şehitler birinci geldikçe hep destan destan.
Yağmurlaşıyoruz er er Akdeniz'e
Ektiklerini biçiyorsun İzmir yollarından
Bir özgür meyve doğuyor Türklüğümüze
Tattırıyorsun utku yemişi utku dallarından.
Öğrenmeye son yok
Cumhuriyet, bir ders aynı konudan
Öğrendikçe özleşiyoruz da hep geçiyoruz
Senin yarattığın vatan-kanıdan.
Anlatıyorsun açık ve seçik
Yıkılıyor her gölge fikir-kurşundan
Dövüyorsun her yüreği örsünde devrimlerin
Tümleniyor her eksik, yaratan vuruşundan.
Yaşatarak öğretmek senin elinde
Sonsuz ders, tek hayat, bize bayraktan
Seni özledikçe bellemek güzel
Fikir-toprak oldu vatan, gerçek topraktan.
Sor bize her şeyi, konuşsun her öz
Başlayıversin en zor imtihan
Özgürlük güneşin ilk cevap, inan
Ey vatan-sınıfta ey Ata-vatan!..

İ. Zeki Burdurlu

Ağıt

Ağlayalım Atatürk'e
Bütün dünya kan ağladı.
Süleyman olmuştu mülke,
Geldi ecel, can ağladı.

Doğu, batı, cenup, şimal
Aman Tanrı bu nasıl hâl?
Atatürk'e erdi zevâl
Memur, mebusan ağladı.

Atatürk'ün eserleri,
Söylenecek bundan geri,
Bütün dünyanın her yeri,
Ah çekti, vatan ağladı.

Fabrikalar icat etti,
Atalığın ispat etti,
Varlığın Türk'e terk etti,
Döndü çarh, devran ağladı.

Bu ne kuvvet, bu ne kudret,
Varıdı bunda bir hikmet,
Bütün Türkler, İnönü İsmet,
Gözlerinden kan ağladı.

Tren hattı, tayyareler...
Türkler giydi hep karalar,
Semerkant'la Buharalar,
İşitti her an ağladı.

Siz sağ olun Türk gençleri,
Çalışanlar kalmaz geri,
Mareşalin askerleri,
Ordular, teğmen ağladı.

Zannetme ağlayan gülmez,
Aslan yatağı boş kalmaz.
Yalnız gidenler gelmez,
Her gelen insan ağladı.

Uzatma Veysel bu sözü,
Dayanmaz herkesin gözü,
Koruyalım yurdumuzu,
Dost değil düşman ağladı.

Aşık Veysel Şatıroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.