İlhami Bekir Tez (1906-1984)

İlhami Bekir Tez
  • Şair, roman yazarı, öğretmen.
  • Trablus'ta doğdu. Beş yaşındayken öksüz kaldı.
  • Subay olan dayısıyla 1911'de İstanbul'a geldi.
  • Dayısı şehit düşünce 1916'da Yetimler Yurduna yerleştirildi.
  • 1926'da İstanbul Muallim Mektebinden mezun oldu.
  • Uzun yıllar öğretmenlik yaptı. 1954'te emekliye ayrıldı.
  • Şiir ve yazıları; Milli Mecmua, Servet-i Fünun, Resimli Ay, Meşale, Yeni Türk, Varlık, Yeni Adam gibi dergilerde yayımlandı.
  • 1940-1960 arası edebî açıdan durgun bir dönem geçirdi. 1960’lı yıllarda yayımladığı kitaplarla adını yeniden duyurdu.
  • Bir süre Sanat El Kitapları (SEK) dizisi adını verdiği kitapçıklar çıkardı.
  • 29 Mart 1984'te İstanbul'da öldü.
Sanat Anlayışı
  • Serbest Nazım ve Toplumcu Şiirin öncü şairlerindendir.
  • Türk şiirinde -Nazım Hikmet ve Ercüment Behzat Lav ile- serbest nazmı (ölçüsüz şiiri) ilk kullananlardan biridir.
  • "Vecdi Ahmed" ve “Herhangibiri” imzalarını da kullandı
  • Bir işçinin yirmi dört saatini anlattığı "24 Saat" adlı şiir kitabıyla tanındı.
  • Şiirlerinde Nazım Hikmet etkisi görülür.
  • Tasvirci, zaman zaman da coşkun bir anlatımı vardır.
  • Yetimhanede büyüyen sanatçı, çocuklar için birçok şiir yazmıştır.
  • Nazım Hikmet'le yazdıkları "Mavi Kitap" çocuklar için yazılmış şiir ve öyküleri içeren özgün bir çalışmadır.
  • Sanatçı üç de roman yazmıştır. Sanatçının gazetelerde tefrika halinde kalmış veya yayımlanamamış çocuk kitapları ve romanları da bulunmaktadır.
  • Romanlarında daha çok toplumdaki dengesizliklerden doğan trajediyi anlatmaya çalışmıştır.
Eserleri
  • Şiir Kitapları: 24 Saat, A-Birinci Forma, Herhangi Bir Şiir Kitabıdır, Mustafa Kemal, Olduğu Gibi, Hürriyete Kaside, En Güzel Şarkı, Küba, Şiirler, Altın Destan Mustafa Kemal, 70 Yaşın Melankolisi, Unuttum
  • Romanları: Asfalt, Taşlıtarla'daki Ev, Herhangi Bir Roman Kitabıdır
  • Çocuk Kitapları: Hayat Bilgisine Göre Çocuk Şiirleri (ortak), Mavi Kitap (ortak), Birinci Seans (şiir)
Şiirlerinden

Masal

Bir varmış bir yokmuş masal bu
Bu bir garibin çocukluğu
.....................................
Suda köpük gibi bembeyaz
Anam söz bilir çalarmış saz
Babam ne Beymiş ne Beyzade
Doğmuşum unvandan azade
Doğmuşum burdan çok uzakta
Güneşe en yakın toprakta
Sallanmışım tahta beşikte
Uyutulmuşum serinlikte
Hasır üstünde yürümüşüm
Gökte ay gibi büyümüşüm
Bir sabah vakti bir kuş gelmiş
Beni kanatlarına almış
Aşalım demiş bulutları
Daha daha daha yukarı
Yıldızlara uçalım demiş
Gak demişim bir olgun yemiş
Ve guk demişim bir damla su
Aşmışız dağları bulutu
Eflatun'un Gök Cenneti'nde
Yaşamışım serazat zinde
Sonra kuş altın kanatlı kuş
Kanatları düşmüş uyumuş
Yanan bir bulut gibi yere
Düşmüş karışmışım sizlere
Sevmek istemişim toprağı
Şu kel tarlayı kambur dağı
Akan suyu kaçan ceylanı
Hepsinin üstünde insanı
İnsan ki demişim pek ola
Allah gibi sonsuz tek ola
İnsan ki ben bir parçasıyım
Yüreği beyni kalçasıyım
Ve anlamışım ki hal başka
Hakikat başka hayal başka
Gökte duyduğum başka masal
Ne meyve verdi silktiğim dal
Ne süt verdi sağdığım inek
Ne hal var ortada ne petek
Ve işte böyle bir sırada
Şarkılar söyledim arada
.....................................
Göğe elmalar atıyorum
Düşen yıldızlar tutuyorum
Eskiler alıyorum
Yeniler satıyorum...

Son Kavga

Ölüm bir kez çalar kapıları
Doğumdan öncesi, ölümden sonrası yalan
Yumruğu, göğsü ve altın başıyla
Ne güzeldir ayakta dimdik insan.

Pul pul damar damar
Dünyamızın derisi dökülüyor
Nedendir?
Nar ağlıyor, ayva gülüyor.

Yer depremde
Sallanıyor gök ağaç
Nedendir?
Birimiz tok, birimiz aç.

Orman orman
Lif lif Asya, Afrika yanmada
Nedendir?
Toprak uyanmada.

Eller sarıldı gırtlaklara
İnsan insanın üstüne yürü, yürü...
Nedendir?
Sömürü...

Bulutların gür elma ormanları tutuşuyor
Güneş yarıldı kırmızı nar gibi
Nedendir?
Son kavga var... gibi!

Ölüm bir kez çalar kapıları
Doğumdan öncesi, ölümden sonrası yalan
Yumruğu, göğsü ve altın başıyla
Ne güzeldir ayakta dimdik insan.

Duvar

Dağ başını duman almış
Gümüş dere hiç akmıyor
Yolu tutmuş eşkıyalar
Bırakmıyor bırakmıyor

Bu gök deniz nerede var
Özlem burcu burcu kokar
Yel soldurur ateş yakar
Bırakmıyor bırakmıyor

Şu ağaçlar güzel kuşlar
Kuşlar dallara konmuşlar
Geçit vermez sıra dağlar
Bırakmıyor bırakmıyor

Ah bir güneş doğsa deriz
Karanlığı boğsa deriz
Püfler aydınlığı rüzgar
Bırakmıyor bırakmıyor

Mutlu değil hür değiliz
Öz yurdumuzda sefiliz
Devrim deriz divan zinhar
Bırakmıyor bırakmıyor.

Ne Hintteyiz ne Çindeyiz
Dört duvarın içindeyiz
Dön duvarda dört canavar
Bırakmıyor bırakmıyor

Bu gök deniz nerede var
Nerede bu dağlar taşlar
Ah şu yıkılası duvar
Bırakmıyor bırakmıyor
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
  • Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt 2, YKY
  • Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi, Memet Fuat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.