Kiralık Konak

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun ilk romanıdır.
Eserde, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında yaşanan toplumsal değişim, bir konakta yaşayan insanların hayatlarından yola çıkılarak anlatılmaktadır.
Nesil çatışmaları ve yanlış Batılılaşma romanın ana izleklerini oluşturur.
Romanda ele alınan zaman Trablusgarp ve Balkan Savaşları ile hemen arkasından gelen Birinci Dünya Savaşı yıllarıdır.
Romanda Servet Bey, Seniha ve Cemil gibi alafranga tipler, Naim Efendi ve Hakkı Celis gibi gelenekçi tiplerin karşısında çatışma unsuru olarak kullanılır. 

Özet

II. Abdülhamit devrinin ileri gelenlerinden olan Naim Efendi, konağında kızı, damadı ve torunlarıyla birlikte oturmaktadır. Naim Efendi, Evkaf Nezaretinden kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır. O, yeni olan hiçbir şeyden zevk alamaz hatta son yıllarda konuşulan Türkçeyi bile anlamakta zorluk çeker. Kızının evliliğinden beri geçen yirmi sene içinde her gün bir alışkanlığına veda etmek zorunda kalmış, karısının ölümünden sonra da iyice yalnız kalmıştır.
Naim Efendi'nin damadı Servet Bey, Duyun-ı Umumiye müfettişlerindendir. Servet Bey, yabancı hayranı alafranga bir tiptir. Seniha ve Cemil ise bu konuda babalarından biraz daha ileride olan zamane çocuklarıdır. Hatta Seniha alafranga babasının düşünce ve davranışlarını bile ilkel bulur. 
Seniha için ideal kişi Avrupa'da yetişen Faik Bey'dir. Kumara ve içkiye olan düşkünlüğü ile bilinen Faik Bey, Naim Efendi'ye rağmen konağa rahatça girip çıkmaktadır. Naim Efendi'nin kardeşi Selma Hanım, ağabeyini harekete geçirmek için oldukça serbest davranan Seniha hakkında duyduklarını anlatır. Torunlarına özellikle de Seniha'ya düşkün olan Naim Efendi ise yaşananları bilse de birçok şeye göz yummaktadır. Selma Hanım, Seniha ve Cemil'e benzemediği için torunu Hakkı Celis ile gurur duymaktadır. Ancak genç bir şair olan Hakkı Celis de içten içe Seniha'yı sevmektedir.
Seniha, Avrupa görmüş Faik Bey'in anlatıklarının etkisiyle çevresinden sıkılır. Hatta bu nedenle sinir buhranları geçirir. Naim Efendi, doktorların tavsiyesiyle torununu evlendirmek ister ancak Seniha bu tür bir evliliğe karşıdır.  
Yaşadığı bunalıma iyi geleceği düşüncesiyle Seniha, Büyükada'da yaşayan halası Necibe Hanım'ın yanına gönderilir. Seniha burada verdiği partilerde Faik Bey'le daha da yakınlaşır. Faik, aslında Seniha'nın dışında birkaç kadını daha idare etmektedir. Bu arada kumarda büyük paralar kaybeder. Seniha onun gerçek yüzünü görmeye başlamış olsa da borcunu ödemesi için ona yardım eder. Aralarındaki ilişki roman boyunca inişli çıkışlı bir seyir izler. Aralarında yaşananlardan Naim Efendi ile Servet Bey'in de haberi olmuştur. Onlara göre tek çözüm evlenmeleridir.
Baskılardan bunalan Seniha bir süre sonra Avrupa'ya kaçar. Torununu artık görmek istemese de ona para gönderen yine Naim Efendi olur. Seniha'nın gidişinden Naim Efendi'yi sorumlu tutan Servet Bey, Şişli'de bir apartmana taşınır. Naim Efendi konakta yapayalnız kalır. Bu günlerde Naim Efendi'yi sadece Hakkı Celis ziyaret eder. 
Seniha'nın Avrupa'dan döndüğünü öğrenen Hakkı Celis onu yeni evlerinde görmeye gider. Cepheye gitmek için hazırlık yapan Hakkı Celis, onu çok değişmiş olarak bulur, onun için çektiği ıstırabı düşünerek üzülür.
Savaş ortamında türeyen vurguncularla iş tutan Servet Bey, Seniha'yı ortağı olduğunu söylediği Necip Bey ile evlendirmek üzeredir.  
Bu arada Brüksel Sefaretine birinci katip olarak gitmiş olan Faik Bey de İstanbul'dadır. Seniha'nın evleneceğini duyunca onunla konuşup hesaplaşmak ister ama fırsat bulamaz. Türedi zenginlerden olan Necip Bey, Sofya'dan dönmediği için evlilik gerçekleşmez. Söylentiye göre Necip Bey, gittiği her yerde karşılaştığı genç kadınları evlilik vaadiyle kandırıp sonradan kaçan maceracı bir tiptir. Bu olayın Servet Bey üzerindeki etkisi çok uzun sürmez. Necip Bey'in yerini hemen başkaları alır. Savaş yıllarında tüm memlekette kıtlık yaşanırken onların evinde her gece ziyafet verilir.
Seniha'nın yeni nişanlısı olarak bilinen Binbaşı Azmi Bey evde şahit oldukları karşısında dayanamayıp o gün şerefine yemek verilen ve gözlerini Seniha'dan alamayan şeker tüccarını gösterip "Bu alçaklar için mi harp ediyoruz? Bunlar yesin, içsin; göbeklerini şişirsin diye mi?" demekten kendini alamaz.
Bu arada Hakkı Celis Çanakkale'de şehit olmuştur. Hakkı Celis, Azmi Bey'in silah arkadaşı Binbaşı Hüsnü'nün kucağındayken canını vermiştir. Binbaşı, evdeki davette Hakkı Celis'in kahramanlığını ve ölümünü ayıntılarıyla anlatmaya başlar. Binbaşının anlattıkları karşısında rahatsız olan Seniha, Azmi Bey'den arkadaşını susturmasını rica eder.
Binbaşının anlattıklarından herkes bir nebze etkilenmiş görünürken güzel ve süslü Seniha için hayat devam etmektedir.

İlgili Sayfalar



Yararlanılan Kaynaklar

Yaban,Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İletişim Yayınları
Halide Edip, Yakup Kadri ve Reşat Nuri'nin Romanlarında Nesil Çatışmaları, Abdülkadir Hayber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.