Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974)

Yakup Kadri 
Karaosmanoğlu
  • Roman ve hikaye yazarı, gazeteci, siyaset adamı, diplomat.
  • 27 Mart 1889'da Kahire'de doğdu.
  • Ortaöğrenimini İskenderiye'de Fransız Frerler Mektebinde tamamladı. 
  • İkinci Meşrutiyet'in ilanından birkaç ay önce İstanbul'a gelerek Hukuk Fakültesine girdi (1908-1910).
  • Mütareke döneminde İkdam gazetesindeki yazılarıyla Millî Mücadele'yi destekledi.
  • Mustafa Kemal'in daveti üzerine 1921'de Ankara'ya gitti.
  • Tetkik-i Mezalim Komisyonunda Halide Edip ve Falih Rıfkı ile bütün Batı Anadolu'yu dolaştı.
  • Cumhuriyet'in ilanından sonra Mardin ve Manisa milletvekili olarak TBMM'de görev yaptı (1923-1934) 
  • Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör ve birkaç arkadaşıyla Kadro dergisini çıkardı (1932).
  • Yayın politikası hükumet tarafından iyi karşılanmayan dergi iki yıl sonra kapanınca Tiran elçiliğine atandı (1934). Emekli olacağı 1955'e kadar Prag, Lahey, Bern ve Tahran elçiliklerinde bulundu. 
  • 1957'de Ulus gazetesinin başyazarı oldu.
  • 1961'de yeniden Manisa milletvekili seçildi. 1965'te politikadan tamamen uzaklaştı.
  • Son görevi Anadolu Ajansı yönetim kurulu başkanlığı oldu.
  • 13 Aralık 1974'te Ankara'da öldü.
Sanat Anlayışı
  • Millî Edebiyat ile Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından biridir.
  • Roman, hikaye, mensur şiir, tiyatro, anı gibi birçok türde eser verse de daha çok romancı olarak tanındı.
  • Edebiyata Fecriati topluluğunda küçük hikayeler ve mensur şiirler yazarak başlar.
  • Yazar, bu dönem hikayelerini "Bir Serencam" adlı kitapta toplar.
  • 1912'de Yahya Kemal ile "Nev-Yunanilik" adını verdikleri bir akım oluşturmaya çalışırlar. Bu akımın temelinde Avrupa medeniyetinin kaynağı olan Yunan medeniyetine (eski Yunan klasiklerine) yönelme vardır. 
  • Sanatçı, özellikle 1916'dan sonra toplumcu bir çizgi izler. Balkan ve Birinci Dünya Savaşları ile gelen yıkım onu Fecriati çizgisinden uzaklaştırır.
  • Bu anlayışın ilk ürünü "Milli Savaş Hikayeleri" adlı kitabıdır.
  • "Zoraki Diplomat" adlı eserinde elçilik görevleri sırasında yaşadıklarını, gözlemlerini ve düşüncelerini dile getirdi.
  • Asıl ününü yazdığı romanlarla elde etti.
  • Romanlarında, Abdülaziz döneminden başlayarak 1950'li yıllara kadar geçen süredeki tarihî olayları ve sosyal değişimleri konu almıştır.
  • Kahramanları, zamanla değişen değerlere uyum sağlamakta zorlanan kişilerdir. 
  • Daha çok Balzac, Flaubert ve Zola gibi Fransız romancılardan etkilenen sanatçı realist bir çizgi izlemiştir.
  • Sağlam bir cümle yapısına ve akıcı bir üsluba sahiptir.
Tüm Eserleri:
  • Roman: Yaban, Kiralık Konak, Sodom ve Gomore, Bir Sürgün, Hep O Şarkı, Hüküm Gecesi, Nur Baba, Ankara, Panorama
  • Öykü: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikâyeleri
  • Mensur Şiirler: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan
  • Anı: Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Vatan Yolunda, Politikada 45 Yıl, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları
  • Tiyatro: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara
  • Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk
Roman Konuları:
  • Hep O Şarkı: Roman, Sultan Abdülmecit tahta çıkışının 10. yıl dönümünde (1849) doğan Münire Hanım'ın hikayesidir. Üç padişah devri gören (Abdülmecit, Abdülaziz, V. Murat) Münire Hanım yirmi yıldır da II. Abdülhamit devrine tanık olmaktadır. Bir yasak aşkın hikayesi gibi görünen eser, şekilde kalan Batılılaşma ile gelen yozlaşmayı ve çürümeyi ele almaktadır.
  • Bir Sürgün: Kitap sayfalarında tanıdığı Batı ile görüp yaşadığı Batı arasındaki farktan dolayı sarsılan Doktor Hikmet'in hikayesidir. Dar ve kapalı bir çevrede yetişen Hikmet, Sultan II. Abdülhamit devrinin ortaya çıkardığı bir tiptir. Doktor Hikmet, kendi kültürünü ancak Batı'yı tanıdıkça anlamaya başlayacak, romanın sonunda tam manasıyla kendisini bulacaktır. Geniş özeti için tıklayınız.
  • Kiralık Konak: İlk romanıdır. Eserde, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında yaşanan toplumsal değişim, bir konakta yaşayan insanların hayatlarından yola çıkılarak anlatılmaktadır. Nesil çatışmaları ve yanlış Batılılaşma romanın ana izleklerini oluşturur. Servet Bey, Seniha ve Cemil gibi alafranga tipler, Naim Efendi ve Hakkı Celis gibi gelenekçi tiplerin karşısında çatışma unsuru olarak kullanılır. Geniş özet için tıklayınız.
  • Hüküm Gecesi: Roman, İkinci Meşrutiyet devrinin parti kavgaları üzerine kurulmuştur. Romanın merkezinde, siyasal makaleler yazan, muhalif gazeteci Ahmet Kerim bulunan metnin arka planında İkinci Meşrutiyet dönemindeki siyasal olaylar yer almaktadır. Geniş özet için tıklayınız.
  • Nur Baba: Osmanlının çöküş döneminde Bektaşi tekkelerinde yaşanan yozlaşmayı ele alan bir romandır. Nur Baba; güzel sesli, kara sakallı, zevkine, şehvetine düşkün bir Bektaşi şeyhidir. Gözlerinde ve sesinde kadınları büyüleyen bir güç vardır. Dergaha düşen güzel ve zengin kadınlar kendilerini ve servetlerini bu adama kaptırmaktadır. Geniş özet için tıklayınız.
  • Sodom ve Gomore: Romanda, Birinci Dünya Savaşı sonrasında işgal altındaki İstanbul'da yaşanan ahlaki çöküntü işlenir. Eserde, Batı hayranı Türkler, alafrangalığa özenen züppeler, emperyalistlerle iş birliği içinde olan kesimlerin yer aldığı geniş bir kesim ele alınır. Romanda olaylar işgalci subaylarla yakınlaşan Leyla ile onun milliyetçi duygulara sahip nişanlısı Necdet'in çevresinde gelişir. Geniş özet için tıklayınız.
  • Yaban: Birinci Dünya Savaşı'nın bitimiyle birlikte Sakarya Savaşı'nın sonuna kadar olan sürede Anadolu'da bir köyün durumu ve Milli Mücadele'ye ilişkin tavırları anlatılmaktadır. Romanda İstanbullu bir aydını temsil eden Ahmet Celal, yedek subay olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı’nda bir kolunu kaybetmiştir. İstanbul’a İngilizlerin girmesi üzerine oraya dönemez ve emir eri Mehmet Ali’nin çağrısına uyarak onun Orta Anadolu’nun Porsuk Çayı kıyısındaki köyüne gidip yerleşir. Köylü için Ahmet Celâl bir "yaban"dır. Geniş özet için tıklayınız.
  • Ankara: Romanda, Kurtuluş Savaşı'ndan başlayarak 1940'lı yıllara kadar uzanan üç ayrı dönem ele alınmıştır. Yazar, Ankara'dan yola çıkarak Türkiye'deki sosyal gelişim ve değişimi yansıtmaya çalışmıştır. Romanın kahramanı Selma Hanım, bu üç dönemi birbirine bağlar. Selma Hanım'ın özel hayatında yaşadığı maceralı üç ayrı dönem, Ankara'nın da üç ayrı dönemini yansıtır. 
  • Panorama: Cumhuriyet’in ilanından sonraki dönem ile halkın inkılâplar karşısındaki tavrını anlatan Panorama, iki cilt olarak yazılmıştır. 1923 ve 1952 yıllarını kapsar. Ortada değişen bir yönetim şekli ve bu yönetimin getirdiği inkılâplar vardır ancak Anadolu insanı yenilikler karşısında mesafelidir. Romanda sadece inkılaplara karşı koyanların değil, halk ile bağını koparmış aydın kesim ile çıkar peşinde koşan siyasetçilerin de güçlü eleştirisi vardır. Romancının ülkenin geleceği için Ankara romanında beslediği umutlar Panorama’da sönmüş gibidir.
İlgili Sayfa
Yararlanılan kaynaklar için "Kaynakça" sayfamıza bakabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.