Nur Baba

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun romanı.
Osmanlının çöküş döneminde Bektaşi tekkelerinde yaşanan yozlaşmayı ele alan bir romandır. 
Çıkarlar için dinin sömürülmesi, İstanbul'daki zengin çevrenin arayışları, kadın-erkek ilişkileri ve eski-yeni çatışması romanda öne çıkan diğer konulardır.
Roman 1921'de Akşam gazetesinde tefrika edilmeye başlanmış ancak gelen tepkiler nedeniyle tefrika yarım kalmıştır. 
Roman kitap olarak 1922'de yayımlanmıştır.

Özet

Nur Baba; güzel sesli, kara sakallı, zevkine, şehvetine düşkün bir Bektaşi şeyhidir. Gözlerinde ve sesinde kadınları büyüleyen bir güç vardır. Dergaha gelen güzel ve zengin kadınlar kendilerini ve servetlerini bu adama kaptırmaktadır. Celile Bacı, tekkenin eski şeyhi Afif Baba'nın ölümünden sonra Nur Baba'nın zevcesi olmuştur. Nur Baba'nın şeyh olmasından sonra tekkenin muhipleri sabahlara kadar ölçüsüzce "demlenerek" kendilerini kaybedecek duruma gelirler. Celile Bacı'dan sonra romana Nur Baba'nın yanında birbirinin yerini alacak üç kadın daha girer: Ziba, Nigar ve Süheyla. Celile Bacı, dergahın selameti ve refahı için şeyhin genç kadınlarla olan yakınlığına göz yummaktadır.
İkinci eş olarak dergaha giren, ela gözleri, kumral saçları, şehvete düşkünlüğü ile bilinen Ziba Hanım servetini, ismini Nur Baba'nın kucağına atan ve şimdi de terk edilmeyi bekleyen bir mürittir. Genç şeyh gözdesini değiştirmek üzeredir. Ziba Hanım bunun farkındadır ve can çekişmektedir.
Şeyh, gözünü Ziba Hanım'ın yeğeni Nigar Hanım'a dikmiştir. Ziba Hanım, evli ve iki çocuk sahibi Nigar'ın böyle bir maceraya atılmasına razı olmaz. Kocasının Nişantaşı'ndaki konağında düzenli bir hayat süren Nigar Hanım'ın tekkeler hakkında ciddi bir fikri yoktur. Konağa gidip gelen Nasip Hanım'ın anlattıklarına dayanarak söz arasında aralarına katılabileceğini söyler. Nasip Hanım bunu büyüterek Nur Baba'ya iletir. Bunu öğrenen Ziba Hanım, Nasip Hanım gibi insanların tekkeyi ne hale getirdiklerini, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatarak yeğenini uyarmaya çalışır. Halbuki Nasip Hanım'ı tekkeye getiren de kendisidir. Nigar, aslında babasının ölümüne kadar anlattıklarından ve halasının düştüğü durumlardan dolayı Bektaşileri hiç sevmez. Ancak dedikodulara kanarak halasının kendisini kıskandığını düşünür. Nasip Hanım'ın ısrarlarıyla Şey'in elinden dolu içerek dergaha girer.
Nigar'ı dergaha, şeyhin kollara iten biraz da akrabalarla çevrili sıkıcı hayatıdır. Kocasının evinde her hareket ve söz ölçülüdür. Genç kadın kendini bu çevrede kayıp ve garip hissetmektedir.
Çocuklarını ve kocasını terk ederek bu aleme giren Nigar, tekkedeki ölçüsüz yaşama, içki ve eğlenceye fazla dayanamayıp güzelliğini kaybeder. Nur Baba ise yeni gözdesini arar olmuştur. Süheyla'nın gelmesiyle yıkılan Nigar hatasını geç de olsa anlayacaktır.

İlgili Sayfalar 

Milli Edebiyat Roman Özetleri

Yararlanılan Kaynaklar

Halide Edip, Yakup Kadri ve Reşat Nuri'nin Romanlarında Nesil Çatışmaları, Abdülkadir Hayber
II. Meşrutiyet Döneminde Yayımlanan Nur Baba Romanı ve Yarattığı Akisler, Cafer Gariper-Yasemin Küçükcoşkun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.