Hilye

Hilye-i Şerif
  • Hz. Peygamber'in fiziki özelliklerini anlatan eserlerdir. 
  • Aynı konuda hüsnühat (güzel yazı) ile yazılmış levhalara da hilye denir.
  • Hilyelerde, esas olarak Hz. Peygamber'in fiziki özellikleri anlatılsa da bazı eserlerde ruhsal portresine de yer verilmiştir.
  • Hilyeler manzum ya da mensur yazılabildiği gibi manzum-mensur karışık olanları da vardır.
  • Hz. Peygamber için yazılanlarına Hilye-i Şerif ya da Hilye-i Saadet denir.
  • Hilye-i Şerif, Türk kültüründe büyük öneme sahiptir. Türk-İslam geleneğinde hilye metnini ezberleyen kişinin iki dünyada da büyük mükâfata sahip olacağına inanılmıştır. Bunun yanı sıra hilyelerin bulunduğu mekânı yangın, hırsızlık vb. tehlikelerden koruduğuna da inanılmıştır. Hilyeler bu nedenlerle halk arasında büyük rağbet görmüştür.
  • Bu türün gelişmesinin en önemli nedeni Hz. Ali’den rivayet edilen, “Hilyemi gören beni görmüş gibidir." mealindeki hadistir.
  • Önceleri yalnızca Hz. Peygamber hakkında yazılan hilyeler, sonrasında diğer peygamberler ve dört halife hakkında da yazılmıştır.
  • Hilyelerin kaynağını hadis ve tarih kitapları oluşturur.
  • Klasik hilye levhaları; baş makam (besmele), göbek (hilye metni), Çehar Yâr (Dört Halife), hilâl, ayet, etek (hilye metninin devamı) bölümlerinden oluşmaktadır.
  • Hilye metninin ilk kısmının yer aldığı göbek, güneşe benzetilir. Onu kuşatan hilâl ise Hicret'in sembolü olan ayı temsil eder.
  • 712 beyitten meydana gelen Hilye-i Hâkânî bu türün en önemli eseridir. Eserin yazarı 16. yüzyıl divan şairi Hakani Mehmet Bey'dir.
Hilye-i Hakani'den Seçme Beyitler

Siyeh-i çeşm-i Hudâ-bîn-i resûl
Pek siyâh idi laŧîf ü maķbûl
(258)

(Allah'ın elçisinin siyah gözleri pek siyah, hoş ve makbuldü.)

Vâsi‘ü’l-hatve idi meşy-i resûl
Sık adım atmayup olmazdı acûl
(349)

(Resul, uzun adımlarla yürür; sık adım atmayıp acele etmezdi.)

İltifat eylese bir şahsa eger
Beden-i pâki ile cümle döner
(354)

(Eğer bir kişiyle ilgilenmek ya da bir şey söylemek isterse -sadece başı ile değil- bütün vücudu ile dönerdi.)

Önce yürür idi ashap-ı güzîn
Gelür ardınca o şâhen-şeh-i dîn
(368)

(Ashabı önde yürürdü, Hz. Peygamber (dinin şahlar şahı) ise -onları kollamak için-  arkalarından gelirdi.)

İlgili Sayfa
👉 Divan Şiiri Nazım Türleri Özet
Yararlanılan Kaynaklar
  • Hâkim Mehmed Efendi’nin Manzum Hilyesi, Mehtap Erdoğan
  • Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İskender Pala

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.