|
Şair Eşref |
- Divan şiiri nazım türü.
- Bir kişiyi, yeri, düşünceyi ya da toplumun aksayan yönlerini iğneleyici, alaycı bir dille eleştiren manzumelerdir.
- Divan edebiyatında mizah daha çok hicivden beslenmiştir.
- Halk edebiyatında taşlama, günümüzde ise yergi ya da satirik şiir olarak bilinir.
- Hiciv, manzum ya da mensur olabilir. Ancak divan edebiyatında düzyazı şeklinde yazılan hiciv azdır.
- İyi bir hicvin çağrışımlara açık, zarif ve ince düşünülmüş olması beklenir.
- Hicivlerde ders vermek ya da bir şeyleri düzeltmek amaçlanmaz.
- Edebiyatımızda sosyal içerikli hiciv sayısı azdır.
- Divan şiirinde genellikle kişilere yönelik iğneleyici, alaycı, aşağılayıcı hatta kaba hiciv tarzı görülür. Kişiler genellikle fiziksel özellikleri, kılık kıyafetleri, mizaçları ve davranışları yönünden eleştirilmiştir.
- Tanzimat'tan sonra sosyal içerikli hicivlerin sayısı artmıştır.
- Türk edebiyatının en meşhur hiciv şairleri Nefi ve Şair Eşref'tir. Hicvin son büyük ustası ise Neyzen Tevfik Kolaylı'dır.
- Divan şiirinin en büyük kaside şairi olan Nefi, hicivlerini Siham-ı Kaza (Kaza Okları) adlı kitapta toplamıştır.
Örnekler
Fuzuli
Kalem olsun eli ol kâtip bed-tahririn
Ki fesâd-ı rakamı sûrumuzu şûr eyler
Gah bir harf sukûtiyle kılar nâdiri nâr
Gâh bir nokta kusûriyle gözü kûr eyler
Günümüz Türkçesi
Çirkin yazı yazan kâtibin eli kalem gibi kurusun
Ki yanlış yazması düğünümüzü (sûr) kavga (şûr) eyler
Bazen bir harf eksiğiyle nâdiri nâr (ateş) yapar
Bazen bir nokta kusuru ile gözü kör eyler.
Açıklama: Eski yazıda göz (كٯز) ile kör (كٯر) kelimelerinin yazımı bir nokta dışında aynıdır.
Nefi
I. Örnek
Bana güç gelür ammâ hakikatte adâletdür
Niçün harlık edüp medh eyledüm ben böyle nâdânı
Açıklaması: Daha önce Gürcü Mehmet Paşa’yı öven kasideler yazmayı bir hata olarak gören şair, bunu itiraf etmenin çok zor olduğunu ama hakikatin bunu gerektirdiğini ifade ederek eşeklik yaptığını, böylesine cahilin övgüsünü yaptığı için büyük bir pişmanlık içerisinde olduğunu dile getirmiştir. Gürcü Mehmet Paşa, Nefi'nin öldürülmesinin vacip olduğunu söylemesi üzerine şair de "a köpek" redifli bir hicviye yazar. Aşağıya o şiirden bazı beyitler alınmıştır:
II. Örnek
Bu kadar cürm ile sen sağ olasın da yine ben
Vâcibü’l-katl olam ey buhtek-i azlem a köpek
Hele bu hükme gâvur kadısı olmaz râzı
Kanda kaldı ki müselmân u müsellem a köpek
İtikadımca gazâ eyledüm inşallah
Hakk-ı yok yere ben kimseye söğmem a köpek
Günümüz Türkçesi
Ey köpek! Bu kadar suçla sen sağ kalasın da yine
Benim öldürülmem mi vacip olsun, ey en zalim deve!
Böyle bir hükme gavurların kadısı bile razı olmaz
Ey köpek! Nerde kaldı ki bir Müslüman olsun
İnancıma göre gaza eyledim inşallah
Yok yere ben kimseye sövmem a köpek
III. Örnek
Bana Tâhir Efendi kelb demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelb tâhirdir
Günümüz Türkçesi
Bana Tahir Efendi köpek demiş
İltifatı bu sözde açıktır
Zira benim mezhebim Maliki
İnancıma göre köpek temizdir (Tahir'dir)
Açıklama: Şair, temiz anlamına gelen "tahir" sözcüğünü hem muhatabının adı hem de sözlük anlamıyla kullanarak tevriye sanatı yapmıştır.
IV. Örnek
Bana kâfir demiş Müftü Efendi
Tutalım ben diyem ana Müselmân
Varıldıkda yarın rûz-ı cezâya
İkimiz de çıkarız anda yalan
Açıklama: Nefi, bu kıtayı Şeyhülislam Yahya'ya cevap olarak yazmıştır. Şeyhülislam Yahya Efendi, bir kıta yazarak Nefi'yi cahiliye devrinin ünlü Arap şairi İmrülkays’a benzeterek ona “kâfir” yakıştırması yapar. Şeyhülislam Yahya'nın kendisi için kâfir dediğini söyleyen şair, şiirinde bu duruma tepki vermiyormuş gibi görünerek "tutayım ben de ona Müslüman diyeyim" der. Ancak son ikinci beyitte şairin niyeti açıktır: "Vardığımızda yarın mahşer gününe ikimizde yalancı çıkarız." Buna göre Nefi Müslüman, Şeyhülislam Yahya ise kafir olacaktır.
V. Örnek
Bir münafık kaldı hicve müstahak ki itmedüm
Adını dirdüm eğer gayet de mezmûm olmasa
Sanmanuz kim ana rahm itdüm ya cürmin duymadum
Anı çokdan hicv ederdüm hicvi de şûm olmasa
Günümüz Türkçesi
Bir münafık kaldı hicve layık ki etmedim
Adını derdim eğer gayet de çirkin olmasa
Sanmayınız ki ona merhamet ettim ya da suçunu duymadım
Onu çoktan hicvederdim hicvi de uğursuz olmasa
Açıklama: Nefi'nin bu şiirde hicvettiği kişi Azmizâde Haleti'dir.
Eylemem ölsem de kizbi ihtiyar
Doğruyu söyler gezer bir şairim
Bir güzel mazmun bulunca Eşrefâ
Kendimi hicv eylemezsem kâfirim
Günümüz Türkçesi
Yalan söylemeyi tercih etmem ölsem de
Doğruyu söyler gezer bir şairim
Bir güzel mazmun bulunca Eşrefâ
Kendimi hicv eylemezsem kâfirim
II. Örnek
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,
Gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı
Gözlerim ebnay-i âdemden o rütbe yıldı kim
İstemem ben Fatiha, tek çalmasınlar taşımı
Günümüz Türkçesi
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,
Gelmesin reddeylerim billahi öz kardaşımı
Gözlerim âdemoğlundan o derece yıldı ki
İstemem ben Fatiha, tek çalmasınlar taşımı
III. Örnek
Besmele gûş eyleyen Şeytan gibi
Korkuyorsun "Höt!" dese bir ecnebi
Padişahım öyle alçaksın ki sen,
İzzet-i nefsin Arap İzzet gibi!
Açıklamalar: 1. Şiirde hicvedilen padişah, II. Abdülhamit'tir. 2. gûş eylemek: işitmek 3. Arap İzzet Holo Paşa (öl.1924): II. Abdülhamit döneminde Mâbeyn Başkâtibi, vezir, hafiye örgütünün başındaki kişi.
IV. Örnek
Sağlığında bir karış yer koyma Allah aşkına,
"Mülkü taksim eyleyip geldim" de ceddin Fatih'e;
Padişahım! ölmeden öldür şu kansız milleti,
Hepsinin kabr-i şerifinde oku bir Fatiha
Açıklama: Şiirde hicvedilen padişah, II. Abdülhamit'tir.
V. Örnek
Kimseler Hafız'a alnı yere gelmiş diyemez,
Doğduğundan beri kıç dönmedi Şeytan'a bile!
Çok cevâmide, mesicidde dolaştı amma
Koymadı alnını hiç secde-i Rahmana bile!
Hacıyatmaz gibidir sanki köpek oğlu köpek,
Ayaküstünde kalır düşse de mizâna bile!
Açıklamalar: 1. Şair Eşref bu kıtayı çok sevdiği ve talebesi olan Neyzen Tevfik için yazmıştır. 2. Mizân: Mahşerde herkesin amellerini tarttığına inanılan adâlet ölçüsü, terazi.
Neyzen Tevfik
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler,
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus dediler
Künyeni almak için partiye ettim telefon
Bizdeki kayda göre o şimdi mebus dediler
Faruk Nafiz Çamlıbel
"Eskilere Göre Yeniler" adlı manzumeden...
Çaldıkları ıslığa saf şiir derler çoğu,
Çektikleri sıtmaya vahy-i rabbâni derler
Altı saatlik ömrü olmayan şiire Bâki,
Altı asır yaşamış gazele fâni derler
Okusan hak verirsin yenilerden bir satır,
Zahiri eğri büğrü, batını kapkaranlık.
Cin çarpmışa benziyor şiirin bugünkü şekli,
Yeridir yan bakarsa bu mahlûka insanlık,
Edebiyata derler cemiyetin aynası,
Bu söz gerçekse yandı demek Müslümanlık!
Bereket, alâkası yok milletin şiirle,
Kendini aksediyor demek ki şarlatanlık
Başını almış, gider, dere tepe, bir sürü:
Bir Karabaş ediyor bu davara çobanlık...
Açıklamalar: Çeşitli mizah dergilerinde 800'den fazla mizahi şiiri yayımlanan Faruk Nafiz, bu manzumede “büyük sanatkâr” görünmek için geleneğe karşı çıkanları eleştirir. Şair, yeni şairleri başına buyruk bir sürü; destekçileri Nurullah Ataç’ı da çoban olarak takdim etmiştir.
Hezel-Tehzil Nedir?
- Hezel ya da tehzil, ünlü bir şiirin mizah yapmak amacıyla ölçü ve kafiyesi taklit edilerek yazılan benzeridir.
- Mizahi olması açısından nazireden farklıdır.
- Hicivden ayrılan yönü ise incitme amacı taşımamasıdır.
- Hicivde olduğu gibi eleştiriye ve abartmaya yer verse de tehzil de nükte (espri) esastır.
İlgili Sayfa
👉 Divan Şiiri Nazım Türleri
👉 Neyzen Tevfik (Kolaylı)
Yararlanılan Kaynaklar
- Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfri-i Bahayi ve Eserlerinden Örnekler, Ramazan Ekinci
- Türk Edebiyatında Birbirine Yakın Üç kelime Hiciv, Medih ve Hezel, Zülküf Kılıç
- Edebi Hicivden Sövgüye: Nefi'nin Hicvindeki Değişim, Süleyman Yiğit
- Nefi'nin Şiirlerinin Psikanalitik Açıdan İncelenmesi, İdris Yalçın
- Şair Eşref Bütün Şiirleri ve 80 Yıllık Hatıraları, Hilmi Yücebaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.