Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler?
Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden
Firuze nehri nerde? Bugün saklıdır, neden?
Benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri;
Eylül sonunda böyledir İsviçre gölleri.
Bir devri lânetiyle boğan şairin Sis'i.
Vicdan ve ruh elemlerinin en zehirlisi.
Hulyâma bir eza gibi aksetti bir daha;
— Örtün! Müebbeden uyu! Ey şehr! -O beddua...
Hayır bu hâl uzun süremez, sen yakındasın;
Hâlâ dağılmayan bu sisin arkasındasın.
Sıyrıl, beyaz karanlık içinden, parıl parıl
Berraklığında bilme nedir hafta, ay ve yıl
Hüznün, ferahlığın bizim olsun kışın, yazın,
Hiçbir zaman kader bizi senden ayırmasın.
Açıklama: Tevfik Fikret’in "Sis" şiirine Yahya Kemal, "Siste Söyleniş" şiiri ile yanıt vermiştir. Sis şiiri, Tevfik Fikret'in istibdat devri İstanbul'una baştan sona karamsar bir ruh haliyle lanet okuduğu şiirdir. Yahya Kemal de şiirine bir sis betimlemesi başlar. Bu kapanışta bile bir güzellik vardır ve hiçbir yerin güzelliği İstanbul’un güzelliği ile kıyaslanamaz. Şiirdeki özneye göre "Sis" şiiri "Vicdan ve ruh elemlerinin en zehirlisidir." Şair, bu şiirdeki bedduayı anımsadıkça ıstırap duyar. İstanbul’un güzellikleri uzakta değildir. Yahya Kemal İstanbul’a seslenerek onun "bu beyaz karanlıktan sıyrılmasını", "parıl parıl parlamasını" diler. Şiir, her hali güzel olan bu şehrin bizden ayrılmamasını dileyen bir dua ile biter.
İlgili Sayfalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.