Zengin bir ailenin oğlu olan İrfan, Batılı bir eğitim almış, Avrupai yaşantıya özenen, Batıya ait düşünceleri çevresindeki cahil halka uyarlamaya çalışan ve bunun yanında bazı tuhaflıkları olan bir gençtir. Bir gün yolda gördüğü peçeli bir kadının peşine takılır, daha yüzünü bile görmeden onunla ilgili evlilik hayalleri kurar. Acemice bir konuşma çabasında başarısız olunca kadın tarafından terslenir. Bu olay bundan böyle İrfan'ın tüm kadınları kendine düşman görmesine neden olur. Onun için artık tüm kadınlar acımasız ve zayıftır. Kadınlardan öç almak ve onları küçük düşürmek için gazetelere kadın karşıtı bilimsel makaleler yazmaya başlar.
Bu arada 5 Mayıs 1910 tarihinde Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı ve kıyametin kopacağı söylentisi yayılır. Bunu fırsat bilen İrfan, evde kadınlara yönelik fizik ve astronomi karışımı bir konferans vererek biraz eğlenmek ister. İlk konferanstan sonra “kadın doğduğuna üzgün bir zavallı” imzalı bir mektup alır. Mektubu yazan kişi tıpkı İrfan gibi Batı eğitimi almış, bilgili bir kız olan Feriha'dır. İrfan esrarengiz bir şekilde eline ulaştırılan bu mektuptan çok etkilenip duygulu ve coşkulu bir cevap yazdıktan sonra konferansın ikinci bölümüne hazırlanır. Konferansa katılanları kıyametin kopacağına inandırmıştır. İrfan'ın kıyamet sahnesini tasvir ettiği anda, önceden hazırladığı küçük oyun sahnelenir. Üst kattan patırtılar gelir, masalar yerinden oynar, etrafta patlayan çatapatlar ve fişekler kadınları korkudan çılgına çevirir. Feriha da konferanstadır ve çok eğlenmektedir. Bu arada İrfan hiç tanımadığı Feriha ile mektuplaşmaya devam eder. İrfan bir gün dayanamayarak mektupları getiren kadının peşine düşer. Kadın Beyoğlu'nda bir eve girer. İrfan etrafına bakınırken güzel bir kadın (Feriha) gelip bu mektupları Feriha'nın yazdığını, onun aslında çok kötü biri olduğunu, başka erkeklere de aynı şeyi yaptığını söyler. İrfan buna çok üzülür. Feriha gerçeği saklayarak kendini farklı bir kişiliğe büründürmüş, karşısındakinin gerçek duygularını anlamaya çalışmıştır. Kendisini çirkin, edepsiz, yoldan çıkmış bir kadın gibi tanıtmasına rağmen aslında son derece modern, kendine güvenen, eğitimli, kültürlü ve içinde yaşadığı toplumun çizgisi dışına çıkabilmeyi başarmış bir genç kızdır. İrfan sadece mektuplarından tanıdığı Feriha'nın zekâsından, bilgisinden, cesaretinden, duygu ve düşüncelerinden, Batılı hayat tarzından o kadar etkilenir ki onu hiç görmemesine rağmen mektupla evlenme teklif eder. Feriha bu teklifi kabul eder ancak bir şartı vardır: Halley çarpıncaya kadar yüzünü İrfan'a göstermeyecektir. Sonunda kuyruklu yıldızın çarpmasının beklendiği gün düğün yapılır. Damatla gelin evin çatısında dürbünle sabaha kadar Halley'i beklerken aralarında bilimsel, felsefi ama çok heyecanlı bir konuşma geçmektedir. Genç kız evliliğin ilk gününden kocasına bilgisini ve kişiliğini kabul ettirerek onunla eşit şartlarda olduğunu ispatlamıştır. Feriha, İrfan'dan kadınların öcünü almak için bir oyun oynamış ve oyunun sonunda İrfan'ın kendisine çok iyi bir eş olacağını anlamıştır. İrfan duvağı açtığında hayretten donakalır. Beyoğlu'nda gördüğü ve Feriha'yı kötüleyen kadın karşısında durmaktadır. Feriha durumu İrfan'a anlatır ve bu oyunla aslında onun sevgisini sınadığını anlatır.
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynak
Puşkin'in "Köylü Hanımefendi" Öyküsü ile Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç" Romanının Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi, Gamze Öksüz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.