Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864 - 1944)

H. Rahmi Gürpınar
  • Roman ve hikaye yazarı.
  • 1864'te İstanbul'da doğdu. 
  • Babası Hünkâr Yaveri Mehmet Sait Paşa, annesi Ayşe Sıdıka Hanım’dır. 
  • 3 yaşındayken annesini kaybetti. Babası görevli olarak Girit'e gidince anneannesi ve teyzesinin yanında bir konakta büyüdü. 
  • Resmî kurumlara memur yetiştiren Mahrec-i Aklâm’da okudu. İki yıl kadar da Mülkiye Mektebine devam etti. Bu sırada Fransızca dersleri aldı. İkinci sınıfta iken hastalanarak okulu bırakmak zorunda kaldı (1880). 
  • Yayımlanan ilk yazısı İstanbul’da bir Frenk'dir (1884).
  • İlk romanı ŞıkTercüman-ı Hakikat'te tefrika edilir (1888). Romanı beğenen Ahmet Mithat'ın teklifi üzerine Tercüman-ı Hakikat'te çalışmaya başladı.
  • 1894’te İkdam gazetesine geçerek romanlarını burada tefrika etmeye başladı.
  • Mürebbiye, Gürpınar'a ilk büyük ününü sağlayan romanıdır.
  • Çeşitli memurluklarda bulunan yazar, II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle memurluktan ayrılarak kendini tamamen edebiyata verdi (1908)
  • Ahmet Rasim’le kısa bir süre Boşboğaz ile Güllabi adıyla bir mizah gazetesi çıkardı (1908).
  • Çok okunan ve popüler bir yazar olan Gürpınar, yaşamını yazarak kazanmıştır.
  • İki dönem, Kütahya milletvekili olarak Mecliste bulundu (1936 -1943).
  • Hayatı boyunca hiç evlenmeyen yazar, hayatının büyük bir kısmını insanlardan uzakta Heybeliada'da geçirmiştir.
  • Gürpınar, Heybeliada’daki evinde 8 Mart 1944'te öldü.
Sanat Anlayışı
  • Türk edebiyatının en üretken ve önemli yazarlarından biridir.
  • Çağdaşı olduğu Servetifünunculara katılmadı.
  • Hiçbir grup ya da akıma dahil olmayarak bağımsız kaldı.
  • Ahmet Mithat'ın roman ve hikayedeki halka yönelik edebiyat anlayışını devam ettirmiştir (sanat toplum içindir). Eserleriyle toplumu aydınlatmak, çeşitli konularda bilgilendirmek ve halkın yaşama tarzını değiştirmek istemiştir.
  • Ahmet Mithat gibi o da zaman zaman olayın akışını keserek okuyucuya bilgilerini aktarmıştır.
  • Mizahî bir anlayışa sahiptirÖzellikle geleneksel Türk tiyatrosunun mizah anlayışını, oyuncu kadrosunu, dilini, üslubunu büyük oranda eserlerine taşımıştır.
  • Eserlerinde İstanbul dışına hiç çıkmamıştır.
  • Romanlarında ağırlıklı olarak yanlış Batılılaşma, kadın erkek ilişkileri, ahlakî çözülme, batıl inançlar, suç-ceza, adaletsizlik gibi konuları ele almıştır.
  • Gulyabani, Cadı, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Efsuncu Baba, Dirilen İskelet, Mezardan Kalkan Şehit gibi romanlarında cin, peri, dev, gulyabani vb. fantastik ögeler görülür. Bu tip romanlarda yazar, batıl inançlara sahip saf ve temiz insanların nasıl kandırıldığını anlatarak bilimsel düşünceyi savunur.
  • Gürpınar, edebiyatımızda natüralizme en çok yaklaşan romancıdır.
  • Roman kişilerini bulundukları sosyal çevreye uygun konuşturmakta ustadır.  
  • Özellikle kenar mahalle kadınlarını büyük bir ustalıkla canlandırmıştır.
  • Edebiyatımızda sokağı edebiyata getiren sanatçı olarak bilinir. 
  • Eserlerinde kişiliğini ortaya koyması, akışı kesip bilgi vermesi ve sosyal eleştiriye yönelmesi onu natüralizmden uzaklaştıran noktalardır.
Tüm Eserleri
Romanları: Şık, İffet, Mutallaka, Mürebbiye, Bir Muadele-i Sevda, Metres, Tesadüf, Nimetşinas, Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Sevda Peşinde, Gulyabani, Cadı, Hakka Sığındık, Toraman, Hayattan Sahifeler, Son Arzu, Tebessüm-i Elem, Cehennemlik, Efsuncu Baba, Ben Deli miyim?, Tutuşmuş Gönüller, Billur Kalp, Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu?, Muhabbet Tılsımı, Mezarından Kalkan Şehit, Kokotlar Mektebi, Şeytan İşi, Utanmaz Adam, Eşkıya İninde, Kesik Baş, Gönül Bir Yeldeğirmenidir, Sevda Öğütür, Ölüm Bir Kurtuluş mudur?, Dirilen İskelet, Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı?, Kaderin Cilvesi, Deli Filozof, Can Pazarı, İnsanlar Önce Maymun mu İdi?, Ölüler Yaşıyor mu?, Namuslu Kokotlar
Hikayeleri: Kadınlar Vaizi, Namusla Açlık Meselesi, Katil Buse, İki Hödüğün Seyahati, Tünelden İlk Çıkış, Gönül Ticareti, Melek Sanmıştım Şeytanı
Tiyatroları: Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince 
Roman Konuları
Şık
  • Roman, soylu bir aileden geldiği izlenimini uyandırabilmek için Şâtırzâde namını kullanan Şöhret Bey’in, Avrupaî görünebilmek uğruna düştüğü komik durumları konu alır.
Mürebbiye 
  • Yazarı romancı olarak üne kavuşturan Mürebbiye adlı eserde, muhafazakar bir Osmanlı ailesinin erkeklerini baştan çıkaran bir Fransız mürebbiyenin yaptıkları anlatılır. Matmazel Angel, aşıklarının biriyle İstanbul'a gelmiş bir Parislidir. İki ay sonra sevgilisi tarafından yüzüstü bırakılır. Fransız bir ailenin yardımıyla Dehri Efendi’nin konağına girer ve onun çocukları Nezahat ve Nazmi’ye öğretmenlik yapmaya başlar. Bir süre sonra ailenin erkeklerini baştan çıkarma planları yapan Angel, aptal torun Sami’den başlayarak ailenin reisi Dehri Efendi’ye kadar tüm erkekleri baştan çıkarır. Geniş özet için tıklayınız.
Şıpsevdi
  • Şıpsevdi, Batı hayranı Meftun Pehlevîzâde ve ailesinin başından geçen trajikomik olayları işler. Romanın başkahramanı Meftun; züppe, sahtekâr ve bencil bir tiptir. Batılı tarz bir hayat sürmeye, elinden düşürmediği görgü kuralları kitabıyla da ailesine Batılı yaşam tarzının inceliklerini öğretmeye çalışır. Kız kardeşi Lebibe’yi zengin komşuları Kasım Efendi’nin oğlu Mahir'le evlendirmeye çalışan Meftun, kendisi için de Kasım Efendi'nin kızını düşünmektedir. Meftun, çevirdiği dalaverelerle Kasım Efendi'yi ikna eder. Ancak cimriliğiyle tanınan Kasım Efendi’nin servetini ele geçiremediği gibi hem başlık parası ödemek hem de Edibe ve Mahir'e bakmak zorunda kalacaktır. Geniş özet için tıklayınız.
İffet
  • Eserde; fakir düşmüş, çevresiyle anlaşamamış, kıskançlık ve düşmanlıkla sarılmış bir ailenin, sefaletten kurtulmak için giriştiği mücadele anlatılır. Bütün çırpınışlar boşa çıkacak, felaketler birbirini kovalayacaktır. Evin okumuş, hisli kızı İffet nişanlıdır. Nişanlısının, işleri için İstanbul’dan uzaklaşması zaten tutunacak dalı bulunmayan bu insanlar için sonun başlangıcı olur. Küçük kardeşin açlık zoruyla hırsızlık yapması, mahallelinin bütün ev halkına karşı düşmanlığını artırır, ve amansız bir takip başlar. Diğer taraftan İffet'e çapkın bir zengin göz koymuştur. Başka çaresi kalmadığını düşünen İffet, adamın teklifini kabul etmek üzere iken bir humma nöbeti içinde ölüp gider. Nişanlısı döner ve çıldırır. Çok geçmeden anne de ölür.
Kaynanam Nasıl Kudurdu?
  • Zengin ve dul bir kadın olan Makbule Hanım; oğlu ile kızının hatta damadının gözü önünde genç bir avukat olan Vassaf Bey ile aşk yaşamaktadır. Bütün evin, Makbule Hanım'ın eline bakması nedeniyle evdekiler bu duruma pek ses çıkaramaz. Genç avukat, yaşlı kadının zaaflarından istifade ederek onu soymaktan başka bir şey düşünmeyen biridir. Kadını, evlenme vaadiyle oyalamakta ve parasını yemektedir.  Bütün bunlar damat beyi ve özellikle evin oğlu Ali Harun'u çileden çıkarır. Annesinin bu halinden utanç duyan Ali Harun, arkadaşının yardımıyla bir hastalık komedisi tertip eder. Geniş özet için tıklayınız.
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
  • 1910 tarihinde Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı ve kıyametin kopacağı söylentisi yayılır. Bunu fırsat bilen İrfan, evde kadınlara yönelik fizik ve astronomi karışımı bir konferans vererek biraz eğlenmek ister. Geniş özet için tıklayınız.
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar
  • Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Romanlarında Ahlak Sorunsalı, Ali Serdar
  • Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Öyküleri ve Öykücülüğü, Abdullah Harmancı
  • TDV İslam Ansiklopedisi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Maddesi, Önder Güçgün
  • Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Şıpsevdi" Romanında Ahlak Anlatısı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.