Ruhsati (1835 - 1911)

  • 19. yüzyıl halk şairi.
  • Sivas'ın Kangal ilçesinin Deliktaş köyünde doğdu.
  • Ruhsatî, saz çalmayan bir âşıktır. 
  • On iki yaşındayken hem annesini hem babasını kaybetmiştir, bu nedenle iyi bir eğitim görememiştir.
  • Dört evlilik yaptığını ve bu evliliklerden yirmi üç çocuğunun olduğunu da şöyle ifade etmiştir:
Eğer nikâhtan sorarsan dördü bitirdim tamam
Eğer evlâttan sorarsan yigirmi üçtür heman
  • Hayatı boyunca ırgatlık, rençberlik ya da çobanlık yapan şair, hayatının sonuna doğru köyünde imamlık yapmıştır.
  • Mezarı, doğduğu yer olan Deliktaş’tadır.
Sanatı 
  • Doğaçlama (irticalen) söyleyen ancak saz çalmayan bir âşıktır. 
  • Âşıklar düz konuşma ile şiir söylemeyi "dilden söylemek", saz eşliğinde şiir söylemeyi de "telden söylemek" şeklinde ifade etmişlerdir. 
  • Buna göre Ruhsati, dilden söyleyen bir âşıktır.
  • Ruhsatî, bâdeli bir âşıktır. Bir gün Kertme köyü mezrasında uyuyakalmış ve rüyasında pir elinden bâde içmiştir. (bkz.bâdeli âşık)
Ben değilim Hak söyletir dilimi
Bâde içtim kimse bilmez hâlimi
  • Şiirlerinin çoğunu hece ölçüsü ile söylemiştir.
  • Birçok halk şairi gibi aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde pek başarılı olamamıştır. 
  • Dili, açık ve sadedir.
  • Bir köy şairi olarak şiirlerinde yerel söyleyişlere sıkça yer vermiştir.
  • Hece, durak, kafiye ve rediflerde titiz davranmıştır.
  • Anlam bütünlüğüne dikkat ederek güçlü ve kalıcı şiirler söylemiştir.
  • Nakşibendi tarikatına mensup olan âşık, geleneğin dışına çıkarak dini-tasavvufi içerikli şiirler de söylemiştir.
  • Aşk, ölüm, gurbet, yoksulluk, zamandan şikayet, din, tabiat çokça işlediği temalardır.
  • Özellikle beşeri aşkı konu aldığı şiirlerinde Karacaoğlan etkisi açıktır. 
  • Sağlığında birçok aşığa ustalık etmiştir. Öldükten sonra da şiirleriyle yeni yetişen âşıklar üzerinde etkisi sürmüştür. Bu nedenle zamanla adına “Ruhsatî kolu" denilen kol ortaya çıkmıştır.
Ek bilgi: Anadolu sahasında “kol” olarak adlandırılan ve bir âşığın sanatını devam ettirme anlamına gelen bu geleneksel tutum, Azerbaycan'da “mektep” Türkmenistan'da ise “yol” olarak bilinmektedir.
Şiirlerinden Örnekler
I. 
Yâ ilahî görünmezden bir devlet
Zekâtını veremezsem geri al
Helâlinden dört öküz ver yâ Rabbi
Koşup çifte süremezsem geri al

Yoksulluğu ezberledim n’ideyim
Bari aşkın badesini yudayım
Biraz altun ver ki Hacc’a gideyim
Bu kavl üzre duramazsam geri al

Çok verirsin beynamaza hayına
Saldın beni züğürtlüğün yayına
Köprüler yaptıram Tecer suyuna
Kâgir bina kuramazsam geri al

Bir söz ver yâ Rabbi göreyim şimdi
Yoksulluk elinden ciğerim yandı
Üryana bir gömlek yetime hindi
Rızan için saramazsam geri al

Ne mümkün yâ Rabb’im yolundan sapam
Ruhsat’ın terk edip dünyaya tapam
Senin rızan için bir oda yapam
İki minder seremezsem geri al
II.
Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil dert belli değil
 
Fark eyledik âhır vaktın yettiğin
Merhamet çekilip göğe gittiğin
Gücü yeten soyar gücü yettiğin
Papak belli değil Kürt belli değil
 
Adalet kalmadı hep zulüm oldu
Geçti şu baharın gülleri soldu
Dünyanın gidişi acayip oldu
Koyun belli değil kurt belli değil
 
Başım ayık değil kederden yastan
Ah ettikçe duman çıkıyor festen
Haraba yüz tuttu bezmi gülistan
Yayla belli değil yurt belli değil
 
Çarh bozulmuş dünya ıslah olmuyor
Ehli fukaranın yüzü gülmüyor
Ruhsati de dediğini bilmiyor
Yazı belli değil hat belli değil 
İlgili Sayfalar
  • TDV İslam Ansiklopedisi, Ruhsati maddesi
  • Sivas'ın Gurur Kaynağı: Aşık Ruhsati, Dr. Doğan Kaya
  • Halk Şiiri Antolojisi, Eflatun Cem Güney

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.