Hürriyet Kasidesi'ne Tehzil

Otuz yıldan beri biz kestik ümidi selametten
Rezaletle çekilmek üzereyiz artık hükümetten

(Biz otuz yıldan beri kurtuluştan ümidi kestik, rezaletle çekilmek üzereyiz artık hükümetten) 

Hafiyye oldu millet, fariğ oldu başka hizmetten,
Kuru bir iftira etmezse evladır ianetten

(Millet başka hizmetten vazgeçip hafiye oldu, kuru bir iftira etmezse 
yardım etmesinden iyidir.)

Gelir elbet nakise şanına millet hakir oldu
Silik beşlik gibi düştükçe düştü kadr-ı kıymetten

(Gelir elbet kusur şanına, millet silik bir beşlik gibi kıymetten düştükçe aşağılandı.)

Hamir-i mayesi bir semm-i katildir cevasisin
Halis olmaz hamiyyet-mend olanlar zehr-i mihnetten

(Casusun hamurunun mayası öldürücü 
bir zehirdir, kutsal değerleri koruma konusunda gayretli olanlar eziyetin zehrinden saf olmaz.)

Muini padişahın daim erbab-ı cinayettir,
Ocak söndürmeği şimdi sayarlar hüsn-ü hizmetten

(Padişahın yardımcısı daima katillerdir, ocak söndürmeyi şimdi güzel hizmetten sayarlar.) 

Olur ehli fesada iltihak etmiş diye mahkûm
Mükafatı budur erbab-ı azmin hüsn-ü şöhretten

(Azimli olanlar kötülük ehline katılmış diye şöhretin güzelliğinden mahkum olur (ki) mükafatı budur.)

Hükümet öldürür, tül-i hayata mail olsan da
Döğerken gardiyanlar kurtarır hıfz-ı emanetten

(Hükümet öldürür, uzun bir hayata eğilimin olsan da döverken gardiyanlar kurtarır emaneti saklamaktan.)

Ekâbir fırsatı fevt etti gitti, şimdi ahlâfın
Bir iş gelmez elinden, kurtuluş yoktur rezaletten

(İleri gelenler öldü gitti, şimdi haleflerin bir iş gelmez elinden, kurtuluş yoktur rezaletten)

Açıktır bab-ı mahbes ihtilaf-ı kavl-i millette
Eder menfa taaddüd ittihad-ı rey-i ümmetten

(Milletin söz ayrılığında hapishane kapısı açıktır, ümmetin fikir birliğinin çoğalmasından (ise) sürgün çıkar.)

Eğer bir zelzele olmazsa bir yer titremez amma,
Yürekler hoplamakta bizde fikdan-ı metanetten

(Eğer zelzele olmazsa bir yer titremez ama bizde yokluktan yürekler hoplamakta.)

Kaza izharı feyz etmez iken hala doğar hurşit
Utanmaz mı felek milletteki zaaf-u basiretten

(Musibetler ortaya çıkarken hâlâ doğar güneş utanmaz mı felek milletteki basiretin zayıflığından)

Nasıl zincire vurdu yirmi milyon şiri bir maymun,
Utansın şir-der-zincirler bend-i hakaretten

(Nasıl zincire vurdu yirmi milyon aslanı bir maymun, utansın zincire vurulan aslanlar hakaret zincirinden)

Kör olsun öyle bir yıldız ziyasıyle kamaşmış göz
Utansun yerde kalmış kabiliyetler tabiatten

(Kör olsun öyle bir yıldızın (Yıldız Sarayı) ışığı ile kamaşan göz(ler), utansın yerde kalmış yetenekler yaratılışlarından)

Neden Osmanlıyız bilmem ki biz Türk oğluyuz yahu!
Yalancı şahit olduk gitti bihûde şahadetten

(Neden Osmanlıyız bilmem ki biz Türk oğluyuz yahu boşuna yalancı şahit olduk.)

Eden çok ben gibi meyhanede dâvây-i hürriyet
Fakat tırnağını kessen kaçar meydân-ı gayretten

(Benim gibi hürriyet davasını meyhanede yapan çok fakat tırnağını kessen kaçar gayret meydanından.)

Umûmi bir hücum ettir ki celladı ezip geçsin,
Bizim evladımız da yoksa kurtulmaz esaretten

(Genel bir hücum ettir ki celladı ezip geçsin, bizim evladımız da yoksa kurtulmaz esaretten.)

Felek bir hızlı devretsin de bir yıldız sükût etsin
Benim yoktur ümidim başka bir cidd-i azimetten

(Dünya hızlı dönsün de bir yıldız (Yıldız Sarayı - II. Abdülhamit) sussun, benim başka bir ümidim yoktur.)

Vatan binahüda keştiye dönmüştür ki deryada
Delinmiş tekne batmak üzere emvacı musibetten

(Vatan kaptansız gemiye dönmüştür ki denizde delinmiş tekne batmak üzere felaket dalgalarından)

Meleklerden büyüktür mevkiim havf-ü rica bilmem
Teveccüh beklemem iş istemem bab-ı hükümetten

(Meleklerden büyüktür mevkiim ricanın korkusunu bilmem, ilgi beklemem, iş istemem hükümet kapısından)

Ne mümkün başka türlü bizce istihsal-i hürriyet
Çalış, hünkarı kaldır ortadan, hal'et hilafetten

(Ne mümkün başka türlü bizce hürriyeti elde etmek, çalış Hünkar'ı kaldır ortadan-hilafetten)

Civan-merdan-ı ümmetten hazer eyler mi ol zalim,
Elinden gelse helva yaptırır hûn-i hamiyetten

(Ümmetten cömert olanlar çekinirler mi (ki) o zalim (Padişah) elinden gelse helva yaptırır hamiyet kanından)

Yüzükler varsa da cevherli millette, büzük yoktur
Ezildikçe ezildik sadme-i kabusu sıkletten

(Yüzükler varsa da kıymetli millette büzük yoktur, ezildikçe ezildik musibet kabusunun ağırlığından)

Görün bir kere hurşidine ey didar-ı hürriyet
Cihan feyz ile tenvir edip kurtar esaretten

(Görün bir kere güneşine ey hürriyetin güzel yüzü cihanın bereketiyle nurlandırıp esaretten kurtar.) 

Resülallah ile Namık Kemal'in aşkına, ya Rab,
Şu bed-baht ümmeti artık uyandır hab-ı gafletten

(Ya Rab, Allah'ın Resulü ile Namık Kemal'in aşkına; şu bahtsız ümmeti uyandırır 
artık gaflet uykusundan) 

Şair Eşref (1846-1912)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.