Şiir ve Zihniyet

  • Zihniyet; bir dönemdeki dinî, siyasi, sosyal, ekonomik, sivil, askerî hayatın duygu, anlayış ve zevk bütünüdür.
  • Daha kısa bir ifadeyle döneme ait hâkim zevk ve anlayışı ifade eder.
  • Her metin, ait olduğu devrin ahlaki ve estetik değer yargılarını taşır.
  • Şiirdeki tema, kullanılan dil ve oluşturulan imge dünyası temelde zihniyete bağlıdır.
  • Hiçbir sanatçı içinde doğduğu toplumun değer yargılarından bağımsız değildir. Her birey gibi sanatçı da içinde bulunduğu toplumun kültürü, gelenek-görenekleri ve değer yargılarıyla yetişir.
  • Şiirler incelenirken dönemin zihniyeti hakkında birçok ipucu elde edilebilir.
  • Zihniyet, dönemden döneme değişim gösterir.
  • Edebi eserler içinde bulunduğu zihniyetten etkilendiği gibi mevcut zihniyeti etkileme ve değiştirme gücüne de sahiptir.
Örnekler
  • Yunus Emre’nin aşağıda verilen şiirinden yararlanarak dönemin diline, dinî yönüne ve edebiyat anlayışına (ölçü, nazım birimi, nazım türü, uyak türleri...) dair bilgilere ulaşmak mümkündür.
Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Şefaat eyle bu kemter kuluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed

Mümin olanların çoktur cefası,
Ahirette olur zevk ü sefası,
On sekiz bin âlemin Mustafa'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
...
  • 18. yüzyıl divan şairi Nedim'in şiirlerine bakılarak Lale Devri'ndeki sosyal hayat, eğlence hayatı, sanat anlayışı, giyim-kuşamı, Osmanlı mutfağı ve kullanılan dil gibi birçok konuda bilgi almak mümkündür.
  • Aşağıda verilen örneklerde dönemim dil ve edebiyat anlayışı dışında sosyal hayatı, dinî anlayışı ve Osmanlı mutfağı hakkında ipuçlarına ulaşılabilir.
Meğer zâlim kaçup tenhâca Sadâbâda dek gitmiş
Temâşâ eylemiş âlâyını şevketlü hünkârın
Günümüz Türkçesi ve açıklama: Meğer zalim, gizlice kaçıp Sadâbâd’a gitmiş de heybetli sultanın alay merasimini seyretmiş. Padişahın sefere gidiş ve dönüşleri sırasında saraydan Davutpaşa’ya kadar yapılan merasime alay-ı hümâyun denirdi. Sadâbâd ise 18. yüzyılda Kağıthane Deresi'nin iki tarafında yer alan düzlük mesire ve eğlence alanıdır.
Takdir ki mebnâ-yı safâ vü gamımızdır
Bu bahsde erbab-ı hikem mülzemimizdir
Günümüz Türkçesi: Kadere, takdirin hükmüne boyun eğmekten başka çare yoktur. Zira kaza kılıcının hükmü mutlaka gerçekleşir.
Helvalara söz yok hepisi nazük ü şirin
Hoş cümlesi amma ki efendim leb-i dilber
Günümüz Türkçesi: Helvalara söz yok hepsi nazik ve şirin, tamamı hoş ama ki efendim dilberdudağı (tatlı) bir başkadır.
  • Tanzimat Fermanı ile oluşmaya başlayan yeni edebiyatın öncüsü ve kurucu ismi olan Şinasi'nin Tanzimat'ın mimarı olan Sadrazam Mustafa Reşit Paşa'ya yazdığı kasideden alınan aşağıdaki dizeler Tanzimat ile başlayan sosyal ve siyasi değişimin en çarpıcı örneklerinden biridir. 
Ettin azat bizi olmuş iken zulme esir
Cehlimiz sanki idi kendimize bir zincir

Bir ıtıknâmedir insana senin kânunun
Bildirir haddini Sultan’a senin kânunun
Günümüz Türkçesi: Zulme esir olmuşken bizi azat ettin, cahilliğimiz sanki kendimize vurduğumuz bir zincirdi. Seni kanunun (Tanzimat Fermanı) insanlık için bir bağımsızlık senedidir ve gerektiğinde Sultanlara sınırını bildirir. (Itıknâme: Osmanlı'da azat edilen köle ve cariyelere verilen kağıt.)
İlgili Sayfa
👉 Şiir Bilgisi Ana Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar 
  • Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Necip Fazıl ve Orhan Veli’nin İstanbul Temalı Şiirlerinde “Zihniyet", Salih Uçak
  • Nedim Divanı'nın Tahlili, Ömer Yaraşır
  • İslam'da Akılcılık Geleneği Açısından Şinasi'nin Şiiri, Hülya Bayrak Akyıldız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.