Sabah Olursa

Bu memlekette bir gün sabah olursa, Haluk
Eğer bu memleketin sislenen şu nasiye-i
Mukadderatı kavi bir elin, kavi, muhyi
Bir İhtizaz-ı temâsiyle silkinip şu donuk
Şu paslı çehre-i millet biraz gülerse... — O gün
Ben ölmemiş bile olsam, hayata pek ölgün
Bir irtibatım olur şüphesiz: — O gün benden
Ümidi kes, beni kötürüm ve boş muhitimde
Merâretimle unut, çünkü leng ü pejmürde
Nazarımla seni mâziye çekmek ister, sen
Bütün hüviyyet ü uzviyyetinle âtisin;
Terennüm eyliyor el'an kulaklarımda sesin

Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler
Tulû-i haşre kadar sürmez, akıbet bu semâ
Bu mai gök size bir gün acır, melul olma
Hayata neşe güneştir, melâl içinde beşer
Çürür bizim gibi... Siz, ey fezâ-yı ferdânın
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!
Ufukların ebedî iştiyâkı var nura
Tenevvür... Asrımızın işte ruh-i âmâli;
Silin bulutları, silkin zilâl-i ehvâli,
Ziyâ içinde koşun bir halâs-ı meşkûra
Ümidimiz bu: ölürsek de biz, yaşar mutlak
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!

Günümüz Türkçesi

Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Haluk
Eğer bu memleketin sislenen şu alın
Yazısı güçlü bir elin, güçlü, hayat veren
Bir dokunuşun titreşimiyle silkinip şu donuk,
Şu paslı yüzü milletin biraz gülerse... — O gün
Ben ölmemiş bile olsam, hayata pek cansız
Bir bağım olur şüphesiz: — O gün benden
Ümidi kes, beni kötürüm ve boş çevremde
Acılı halimle unut, çünkü aksak ve solgun
Bakışlarım seni geçmişe çekmek ister, sen
Bütün kimliğin ve bedeninle "gelecek"sin
Sesin bir şarkı mırıldanır gibi hâlâ kulaklarımda

Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler
Kıyamete dek sürmez, sonunda bu gök
Bu mavi gök size bir gün acır, üzülme
Hayata neşe güneştir, dert içinde insan
Çürür bizim gibi... Siz, ey yarının göğü,
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!
Ufukların ışığa sonsuz bir özlemi var
Aydınlanma... Çağımızdaki tüm işlerin özü bu
Silin bulutları, silkin korkuların gölgesini
Işık içinde koşun bir şükredilesi kurtuluşa
Ümidimiz bu: ölürsek de biz, yaşar mutlaka
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!

Tevfik Fikret / 21 Eylül 1905

Açıklamalar

Şiirde Fikret, doğrudan oğluna (gençliğe) seslenerek gelecekten beklentilerini ifade eder. Şiir karanlık / aydınlık tezadı üzerine kuruludur. Vatan mecazi olarak karanlıklar içindedir. Memleketin alnı sislenmiştir, milletin yüzü donuk ve paslıdır. İnsanlar hüzün içinde çürümektedir. Her gecenin bir sabahı vardır. Bu karanlık sonsuza dek sürmeyecektir. Güçlü bir el beklenmektedir, o elin dokunuşuyla bütün millet gülecektir. Bu bir gelecek düşüdür ve şiirde gelecek şairin oğlu ile sembolleştirilir. Gençlik tüm kimliği ve bedeniyle geleceğin kendisidir. Ve ümit gençliktedir. Bu karanlığı aydınlatacak olansa gençlerdir. Çare aydınlanmadadır. Aydınlanma da bilim ve teknolojiyle mümkündür. Gençlik, tüm korkularından sıyrılarak vatanı bu zindan karanlığından kurtarmalıdır.

İlgili Sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.