Başka Olur Ağaların Düğünü

Kemal Bilbaşar'ın 1972'de yayımlanan romanı.
Eserde olaylar Ege Bölgesi’nde bir kasabada geçer.
Romanda açıkça söylenmese de olaylar 1950'li yıllarda geçmektedir.
Eserde üçüncü tekil şahıs anlatıcı ile ilahi bakış açısı kullanılmıştır.
Roman, önceki romanların çoğunda olduğu gibi bir sınıf çatışması içermez. Burada iki ağa (Hüseyin Ağa, Osman Ağa) arasında bir rekabet söz konusudur. Yazarın diğer romanlarından farklı olarak ağalar, olumsuz özelliklerinin yanı sıra insani yanlarıyla verilir. Bu sayede yazar, klişe ağa tiplerini anlatmaktan kurtulmuş; onları realist bir biçimde ele alabilmiştir.
Yazarın diğer romanlarında olduğu gibi bu eserinde de idealleri uğruna mücadeleyi göze alan, kasabada yetişmiş ve hizmet etmek için yine kasabasına dönen bir kişi vardır (Doktor Murat).
Romanın ağırlık merkezini Osman Ağa'nın kızı Menekşe ile Doktor Murat arasında yaşananlar oluşturmaktadır.

Özet

Olaylar Ege'nin bir kasabasında geçer. Hüseyin Ağa ile Osman Ağa kasabanın önde gelen zenginleridir. Hüseyin Ağa, oğlu Tahir için Osman Ağa’nın kızı Menekşe’yi düşünmektedir. Ancak doktor olarak kasabaya dönen Murat işleri karıştırır. Çünkü Menekşe, daha Doktor Murat gelmeden onun fotoğrafını görüp âşık olmuştur. Murat, kasabaya geldiğinde bütün kadınların dikkatini çeker ancak o, mütevazı ve içine kapanık biridir. Şehirde okurken derslerden başka bir şey düşünemediği için bu ilgi onu bunaltır.
Babasını küçük yaşta kaybeden Murat, annesi Fatma Bacı ile yaşamaktadır. Murat, kasabanın zenginlerinden uzak durmaya çalışırken yoksullara el uzatıp onları ücretsiz tedavi eder. Evinin bir bölümünü de muayenehaneye dönüştürür. Kısa sürede de tüm kasabadan saygı gören biri hâline gelir.
Osman Ağa’nın kızı Menekşe, Murat'ı elde etmek için çeşitli oyunlara başvurur. Türlü planlarla hastalanıp Murat’ı görmeye çalışır. Murat da Menekşe’ye karşı boş değildir. Bir yandan Menekşe'ye karşı mesafeli durarak genç kızın namusunu koruduğunu düşünürken öte yandan onun kadar cesur olamadığı için kendine kızar.
Menekşe ise kurnaz ve aklına koyduğunu yapan bir kızdır. Hüseyin Ağa'nın oğlu Tahir'e hiçbir zaman idealindeki erkek gözüyle bakmaz, onu sürekli Murat'la kıyaslar. Tahir ise romanda kaba saba, koca kafalı, sevimsiz ve beceriksiz bir genç olarak betimlenir. Tahir buna rağmen kendine çalımlı bir hâl vermeye çalıştığı için roman boyunca komik durumlara düşer.
Menekşe'nin babası Osman Ağa ise aslını inkar eden, kendini olduğundan farklı göstermeye çalışan biridir. Kendisini şehirli olarak gördüğü için diğer insanları hor görür. 
Bu arada Hüseyin Ağa, Menekşe ile Doktor Murat’ın arasını açmak için Murat'a Osman Ağa'yı kötülemektedir. Murat'ı kızı Hüsniye için düşünen Hüseyin Ağa'nın en belirgin özelliği paraya olan düşkünlüğüdür. Irgatlara para dağıtırken bile eli titrer. Oğlunu evlendireceği kızda aradığı tek özellik zenginliktir. Menekşe'ye de bu yüzden talip olur.
Murat, Hüseyin Ağa’nın kendisini kızıyla evlendirmek istemesine bir anlam veremez. Fatma Bacı ise oğlunun bir an önce evlenip mutlu bir yuva kurmasını ister. Bu arada Hüsniye'nin yolunu beklediği bir sevdiği vardır.
Bir süre sonra Hüseyin Ağa, Menekşe’yi oğlu Tahir’e ister. Osman Ağa, Menekşe’yi Tahir’e vermek istemez. Ancak Hüseyin Ağa’yı kırmak da istemediği için düğünün büyük şehirde yapılmasını ister. Cimri olmasıyla tanınan Hüseyin Ağa, çok masraflı olacağı için kızı almaktan vazgeçer. Ancak sonradan pişman olur. Çünkü kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiştir. Sözünden dönmüş olmamak için başka bir yol bulur, Osman Ağa’ya traktörlerini yarıştırmayı teklif eder. Hüseyin Ağa'nın traktörü yarışı kazanırsa Menekşe'yi oğluna alacaktır.
Hüseyin Ağa, Arabacı Süleyman (Sülüman) ile iş birliği yaparak Osman Ağa’nın traktörünü kullanacak olan adamı kasabadan uzaklaştırır. Böylece Osman Ağa’nın traktörünü kullanacak kimse kalmamıştır. Bu sırada Murat, Osman Ağa’nın imdadına yetişir. Murat, zaten Menekşe'ye içinden geldiği gibi davranmadığı için pişmanlık duymaktadır. Traktör yarışında onun için mücadele ederek Menekşe'ye sevgisini göstermek ister.
Osman Ağa, doktor olmasına rağmen Murat'ı rahmetli babası doğramacı olduğu için beğenmez. Hâlbuki kendi babası da oduncudur. 
Arabacı Süleyman'ın yaptığı hilelerle yarışı kaybeden Murat, utancından kasabayı terk eder.
Hazırlıklar başlar, düğün İstanbul’da yapılacaktır. Tahir, düğün sırasında komik durumlara düşerek Menekşe’nin gözünde daha da küçülür. 
Düğünün yapıldığı mekânda garsonluk yapan Tuzsuz Bekir ise Tahir’in okul arkadaşıdır. Bekir aynı zamanda Murat’ın da arkadaşıdır. Tahir, arkadaşını görmezden gelmiştir. Murat, o gece tesadüfen düğünün yapıldığı otele gelir. Murat ile konuşan Bekir, onun Menekşe’ye duyduğu aşkı fark eder.
Menekşe ve Tahir düğünde iyice sarhoş olmuştur. Menekşe, lavaboya gitmek için dışarı çıkarken odasını karıştırmamak için odasının kapısına bir havlu bırakır. Bekir de havluyu alarak Murat’ın bulunduğu odanın kapı koluna asar. Menekşe, sabah uyandığında kendisini Murat’ın yatağında bulur. Bunu fırsat bilen Menekşe, Murat’ın kendisini kaçırdığını söyler. Murat olan bitenden ilk önce bir şey anlamasa da Menekşe’nin yalanına karşı çıkmaz.
Murat, Hüseyin Ağa’nın yaptığı düğün masraflarını karşılama sözüyle Menekşe’yle evlenmek istediğini söyler. Hüsniye de evi terk edip yavuklusunun yanına gider.
Osman Ağa, düğünde çıkan rezaletten sonra köklü bir değişim geçirerek asalet sevdasından vazgeçer. Şehirli görünmek için giydiği kıyafetleri çıkararak köylü kıyafeti giyer. Kasabada evlenen Menekşe ile Murat mutlu bir yuva kurarken Tahir kasabayı terk eder.

İlgili Sayfalar

👉 Kemal Bilbaşar
Yararlanılan Kaynaklar

Kemal Bilbaşar’ın Hikâyeleri, Romanları ve Tiyatroları Üzerine Bir İnceleme; Müberra Bağcı Tayfur
Kemal Bilbaşar’ın Romanlarındaki Kalıplaşmış İfadeler Üzerine Bir İnceleme, Filiz Kurğa Örmek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.