Eserde yer yer manzum parçalara da yer verilmiştir (75 rubai, 54 kıta...).
Zahit aklı, Rint ise gönlü temsil etmektedir.
Eserde ibadet edip yasaklardan uzak durarak Allah'a ulaşmayı amaçlayan zahit ile bunun ancak aşk ve samimiyetle mümkün olacağını savunan rint kavramları kişileştirilmiştir.
Eser genel olarak Zahit adındaki bir baba ile onun Rint adındaki oğlu arasındaki konuşma ve tartışmalardan oluşmaktadır.
Baba ile oğul arasındaki bu çatışma, bireyin (Rint'in) kendini bulma yolundaki ruhsal mücadelesini simgeler.
Acem diyarında vakar sahibi, Allah’tan korkan Zahit'in Rint adında bir oğlu vardır. Zahit, oğlunun zekâ ve yeteneğinin farkına varınca ona öğütler vermeye başlar.
Rint, yazı sanatını öğrenmesinin iyi olacağını söyleyen babasına Hz. Peygamber'in okuryazar olmadığını (ümmi olduğunu) hatırlatır. Babası padişahlara yakın olmanın yollarını öğrenmesini öğütler ancak o: "Yaratılmışın varlığından maksat Yaradan'a kulluktur." cevabını verir.
Bu arada hem "Var, çiftçilik yap!" öğüdünü benimsemez hem de ticarete yanaşmaz.
Sanatla uğraşmanın ise belirlenmiş bir kısmet için sıkıntıya düşmekten başka bir şey olmadığını söyler.
Oğlunun cahil kalmasından korkan baba; ilmin faziletlerinden, cehaletin kötülüklerinden örnekler verse de oğlunda söylenenleri kabule dair bir işaret göremez. Zahit, Rint'in her söylenene ters cevap vermesinden dolayı üzüntüye kapılıp çektiği emeklere yanar.
Bu sefer de dünya nimetlerini elde edebilmek için çalışmanın mecburiyetinden bahseder. Sonra da oğluna daima iyilik ettiğini ancak buna rağmen daima sıkıntıya düştüğünü söyler. Rint, babasının bezginliğini anlasa da "Meşakkat sırası bana ulaşıncaya ve geçim sıkıntısı çekinceye kadar benim rızkımı senin üzerine yazmışlar.." der.
Sonunda Rint, kendini tanımak için bir yolculuğa çıkmak ister. Zahit, oğluna yolculuk için izin verir ancak Rint, hâlen babasına ihtiyacı olduğunu belirterek onun da gelmesini ister. İkili birlikte yolculuğa çıkar.
Rint, yazı sanatını öğrenmesinin iyi olacağını söyleyen babasına Hz. Peygamber'in okuryazar olmadığını (ümmi olduğunu) hatırlatır. Babası padişahlara yakın olmanın yollarını öğrenmesini öğütler ancak o: "Yaratılmışın varlığından maksat Yaradan'a kulluktur." cevabını verir.
Bu arada hem "Var, çiftçilik yap!" öğüdünü benimsemez hem de ticarete yanaşmaz.
Sanatla uğraşmanın ise belirlenmiş bir kısmet için sıkıntıya düşmekten başka bir şey olmadığını söyler.
Oğlunun cahil kalmasından korkan baba; ilmin faziletlerinden, cehaletin kötülüklerinden örnekler verse de oğlunda söylenenleri kabule dair bir işaret göremez. Zahit, Rint'in her söylenene ters cevap vermesinden dolayı üzüntüye kapılıp çektiği emeklere yanar.
Bu sefer de dünya nimetlerini elde edebilmek için çalışmanın mecburiyetinden bahseder. Sonra da oğluna daima iyilik ettiğini ancak buna rağmen daima sıkıntıya düştüğünü söyler. Rint, babasının bezginliğini anlasa da "Meşakkat sırası bana ulaşıncaya ve geçim sıkıntısı çekinceye kadar benim rızkımı senin üzerine yazmışlar.." der.
Sonunda Rint, kendini tanımak için bir yolculuğa çıkmak ister. Zahit, oğluna yolculuk için izin verir ancak Rint, hâlen babasına ihtiyacı olduğunu belirterek onun da gelmesini ister. İkili birlikte yolculuğa çıkar.
Zahit, yolculuk esnasında karşılarına çıkan bir mescidi oğlunun olgunlaşması için uygun bulur. Zahit: "Burası Allah'ın evidir. Temiz kalpli sofilerin mabedidir. Kulluk yeridir. İblise buradan geçit yoktur!" der. Ancak Rint, buranın kendisi için uygun bir yer olmadığı görüşündedir. Rint: "Mademki bu, Allah evidir. Doğruluk ve temizliğin de başıdır... Bu ev teklik, doğruluk ve temizlik makamıdır.. Bir kimse, ev sahibi için gerekeni bilmeyince onun evine nasıl girebilir?" der.
İkili yolculuğa devam eder. Dolaşırlarken önlerine cennet bahçelerine benzer bir bahçede kurulmuş bir bina çıkar. Binanın her tarafından neşeli sesler gelmekte kahkahalar arasından da saz sesleri duyulmaktadır.
Rint: "Bu gönül açan yer neresidir? Duyduğum ne biçim sestir?" der. "Bu şeytanın evidir!" cevabını alır! Baba, oğlunun aklı başında sözler söylemeye başladığını görünce de meyhaneye girmesine izin verir.
Rint, meyhanede gönlü aydınlık bir ihtiyar görür. İhtiyarın konuşmalarında derdinin dermanını bulur ve babasına şöyle der: "Dikkatle fikir gözümü açınca düşündüm ki mescittekiler, kendileriyle gururlanmaktadır. Meyhaneye çekilenler ise kendilerinde değiller! Mescitte ibadet edenlerin ibadetlerine olan güvenleri, onları gurur sarhoşluğuna atmış! Hatalarını itiraf etmeleri ise meyhanelerdekileri gaflet uykusundan uyandırmış!..." gibi sözlerle karşılaştırmalar yapar.
Sonrasında baba ve oğul; iyi, kötü, hakikat, mecaz, nefis, heves, günah, sevap gibi kavramları sağlam bir mantıkla tartışırlar.
Sonunda Zahit ile Rint, birbirlerine karşı gelmekten vazgeçip "teklik" mertebesine ulaşır.
Fuzuli son söz olarak: "Fânilik köyünde, akıllı ile deli birdir. Denizin dibinde taş ile inci tanesi birdir. İyi ve kötü sayma işi ortadan kalkınca mescit ile meyhane birdir." diyecektir.
İlgili Sayfalar
👉 Fuzuli
İkili yolculuğa devam eder. Dolaşırlarken önlerine cennet bahçelerine benzer bir bahçede kurulmuş bir bina çıkar. Binanın her tarafından neşeli sesler gelmekte kahkahalar arasından da saz sesleri duyulmaktadır.
Rint: "Bu gönül açan yer neresidir? Duyduğum ne biçim sestir?" der. "Bu şeytanın evidir!" cevabını alır! Baba, oğlunun aklı başında sözler söylemeye başladığını görünce de meyhaneye girmesine izin verir.
Rint, meyhanede gönlü aydınlık bir ihtiyar görür. İhtiyarın konuşmalarında derdinin dermanını bulur ve babasına şöyle der: "Dikkatle fikir gözümü açınca düşündüm ki mescittekiler, kendileriyle gururlanmaktadır. Meyhaneye çekilenler ise kendilerinde değiller! Mescitte ibadet edenlerin ibadetlerine olan güvenleri, onları gurur sarhoşluğuna atmış! Hatalarını itiraf etmeleri ise meyhanelerdekileri gaflet uykusundan uyandırmış!..." gibi sözlerle karşılaştırmalar yapar.
Sonrasında baba ve oğul; iyi, kötü, hakikat, mecaz, nefis, heves, günah, sevap gibi kavramları sağlam bir mantıkla tartışırlar.
Sonunda Zahit ile Rint, birbirlerine karşı gelmekten vazgeçip "teklik" mertebesine ulaşır.
Fuzuli son söz olarak: "Fânilik köyünde, akıllı ile deli birdir. Denizin dibinde taş ile inci tanesi birdir. İyi ve kötü sayma işi ortadan kalkınca mescit ile meyhane birdir." diyecektir.
İlgili Sayfalar
👉 Fuzuli
👉 Beng ü Bade
Yararlanılan Kaynaklar
Fuzuli'nin Rind ü Zâhid Eserinde Rind ve Zâhid Değerlendirmeleri Üzerine Bir İnceleme, Ahmet İçli
Fuzuli'nin Rind ü Zahid Eserinde Mekân: Meyhane ve Mescit, Ahmet İçli
Fuzuli, Rind ile Zahid, Nilüfer Tanç
Yararlanılan Kaynaklar
Fuzuli'nin Rind ü Zâhid Eserinde Rind ve Zâhid Değerlendirmeleri Üzerine Bir İnceleme, Ahmet İçli
Fuzuli'nin Rind ü Zahid Eserinde Mekân: Meyhane ve Mescit, Ahmet İçli
Fuzuli, Rind ile Zahid, Nilüfer Tanç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.