Beng ü Bade

Fuzuli'nin alegorik eseri.
Beng, esrar; bade ise şarap anlamındadır.
444 beyitlik bir mesnevidir.
Türkçe yazılan eser, Safevi hükümdarı Şah İsmail'e sunulmuştur.
Eserin başında kısa birer tevhit, münacat, naat ve Hz. Ali methiyesinden sonra Şâh İsmail için söylenmiş bir methiye vardır.

Ol ki başlar zamânında bezm-i ferâğ
Pâdşehler başından eyler ayağ

Meclis-efrûz-ı bezmgâh-ı Halil
Cem’-i eyyâm-ı Şâh İsmail


Bu beyitlere göre Fuzulî, eserini Şah İsmail’in Şeybek Han’ı (Şeybani Han) mağlup edip kafatasından kadeh yaptırması olayından yani 1510’dan sonra kaleme almıştır.
Eserde Beng, Bâde, Boza, Rakı, Berş, Afyon, Nebiz, Kebap gibi içki ve yiyeceklere teşhis ve intak sanatlarıyla kişilik verilmiştir.

Şah İsmail ve Bayezid

Eserdeki Bade ve Beng'in kimleri temsil ettiği üzerine birçok fikir ileri sürülmüştür. Bunların içinde en çok öne çıkan görüş, Bâde ile Safevi hükümdarı Şâh İsmail’in ve Beng ile de Osmanlı Padişahı Sultan Bayezid’in sembolize edildiğidir.
Eserde Beng'in ihtiyar, sakin, sufi; Bâde'nin ise genç, hareketli ve savaşçı olması gibi unsurlar bu fikri güçlendirmektedir.
Bayezid’in şehzadeliğinden saltanatının ortalarına kadar olan dönemi zevk ve sefa alemleriyle geçmiştir. Bu dönemde afyon macunu da kullanmıştır. Ancak ömrünün sonuna doğru kendisini dine ve bilime vermiş, sık sık edebî ve bilimsel toplantılar tertip ettirmiştir.
Bâde (şarap), ateş ve su gibi iki zıt unsuru içeren bir içecektir. Bâde, su ve ateşin (yakıcılığın) bir arada, iç içe olduğu bir nesnedir. Akıcı, yani su tarafı görünür olsa da ateş onun içinde gizlidir. Bâde'deki bu iki zıt özellik, sembolize ettiği Şah İsmail’in hayatı ve eserleriyle uyumludur. Fuzuli, eserde Bâde’yi Beng’e şöyle hitap ettirir:

Men nebîre-i tâkem
Men şafak gibi âlam
Men çerâğ-ı encümenem
Nevres-i cihân-sûzam
Eylerem seni fâni


(Ben üzüm kütüğünün torunuyum, şafak rengi gibi kırmızıyım, meclislerin aydınlatıcı mumuyum, ben dünyayı yakan yeni yetme delikanlıyım, seni yok ederim)

Eserdeki başkarakter Bâde'dir (Şah İsmail, şarap). Ancak Fuzuli, Bâde'yi idealleştirmemiş; tıpkı Beng gibi kusurlarıyla birlikte ele almıştır. Eserin sonunda Beng savaşı kazanır gibi gösterilmiş ancak sonuçta kazanan Bâde (Şah İsmail) olmuştur.

Özet

Bâde mecliste ahbapları Rakı, Nebiz (hurma şarabı) ve mayası bozuk Boza ile oturup içmektedir. Bir süre sonra içkinin tesiriyle kendini övüp meydan okumaya başlar. Bu arada Saki araya girip Beng’in bahsini açar. Onun eşsiz olmaktan dem vurduğunu ve dünyada kendisine eş kimsenin olamayacağını belirttiğini bildirir. 
Saki'nin sözleri Bâde’nin canını sıkar. Beng’e karşı tedbir aramaya başlayan Bâde, dostlarını toplayıp onlarla istişare eder. Rakı söz alıp sabırlı olmayı ve görmezden gelmeyi öğütler. Nebiz yakıp yok etmekten yana nasihat eder, Boza ise Beng’i lütuflarla aldatıp hileye başvurarak ondan kurtulmak gerektiğini belirtir.
Sonunda Beng, elçi olarak Boza’yı görevlendirir. 
Beng, Boza'nın sözlerine kulak verirse Bâde'nin dostluğunu kazanacak, aksi takdirde onunla savaşmak zorunda kalacaktır. Boza bir bahar zamanı çimenlik içindeki evinde ahbabıyla keyif süren Beng’in huzuruna çıkar. Bâde’nin sözlerini bire bin katarak Beng’e aktarır. Burada Boza’nın aslında daha önce Beng’in hizmetinde olduğu anlaşılır. Onun ihanetini yüzüne vuran Beng, yine de kendi evine elçi sıfatıyla gelen Boza’yı hoş tutup misafir eder. Beng’in meclisinde keyiflenen Boza da kaypaklık edip saf değiştirir. 
Beng ise dostları Afyon, Berş ve Macun’a danışıp onların öğütlerini dinler. Sonuçta o da Bâde gibi elçi göndererek öğütlerde bulunma yolunu tercih eder. Anlattığı hikâyeler vasıtasıyla Bâde’nin kötü özelliklerinden dem vuran Beng, diğer taraftan hikâye ve örneklerle kendisinin mizaç, ahlak ve tabiatının üstün yönlerini bütün incelikleriyle vurgular. 
Elçi seçilen ilim ve irfan ehli Macun, Bâde’nin meclisine gidip Beng’in sözlerini aktarır. Macun, Bâde’nin kendi safına geçme teklifini kabul edip onun yanında saf tutar. Her iki taraf da asker yığıp savaşa tutuşurlar. Beng savaşta üstünlük sağlasa da Bâde, Allah’a sığınıp adaklar adar ve Allah’ın inayetiyle Beng’i mağlup eder. Beng ve arkadaşlarını esir etse de Bâde, adağına uyup Beng’in arkadaşlarını birer işle görevlendirir. Beng ise mağlubiyeti kabullenemeyip kaçar ve Bâde’den uzak bir şekilde yaşar. İkisi arasındaki husumet de son bulur.

İlgili Sayfa

👉 Fuzuli

Yararlanılan Kaynaklar

Beng ü Bade Mesnevisinde Muhteva ve Yapı Mehmet Halil Erzen
Fuzuli'nin Beng ü Bâde Mesnevisi ve Bâde Sembolü, Ali Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.