Hamit'in mektuplarında en çok yer tutan isimler Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem ve Sami Paşazade Sezai'dir.
Abdülhak Hamit'in Recaizade Mahmut Ekrem'e yazdığı mektuplardan biri aşağıya günümüz Türkçesine aktarılarak verilmiştir:
Mahmut Ekrem Bey'e Mektup
(...) Evet, ben olgun ve ilme istidadı olan biriyim. Fakat cahilim. Namık Kemal az şeyde çok şey öğrenmiştir. Sen ise az çok öğrenmiş olduğun şeyleri herkesten iyi öğrenmişsindir. Bilgimiz yeterli derecede olsaydı üçümüz de, bizim memleketin değil, fakat dünyanın en büyük şairlerinden olurduk.
(...) Evet, ben olgun ve ilme istidadı olan biriyim. Fakat cahilim. Namık Kemal az şeyde çok şey öğrenmiştir. Sen ise az çok öğrenmiş olduğun şeyleri herkesten iyi öğrenmişsindir. Bilgimiz yeterli derecede olsaydı üçümüz de, bizim memleketin değil, fakat dünyanın en büyük şairlerinden olurduk.
Görüyorsun ki vicdanımda olanları söylüyorum. Bir gün sen bana: "Şinasi nedir?" demiş idin. Gerçekte Şinasi ne idi? Ne olsa o bizim memleketimizde hiçbir şey olmaz idi. Onun en büyük fazileti Kemal'i meydana çıkarmış olmasıdır. Edebiyat kütüphanesinin anahtarlarını öyle mahir bir ele vermesidir. O bir dil ortaya koymuş idi, Kemal onu mantığa götürdü. Sen çok şeyi Kemal'den öğrendin fakat istidadı ondan öğrenmedin. Zekâ, kavrayış yeteneği filan, onlar mekteb-i ilahide okunan derslerdir.
Bana gelince edebiyat meyli bana senden geldi, Kemal'den gelmedi. Tasvir-i Efkâr çıktığı zamanlarda ben çocuk idim. Senin Hakayıku'l-Vekayi ve Terakki gazetelerinde yazdıkların ve eserlerindir ki beni edebiyat yoluna sevk etti. Hatta ismini, şahsını bilip de iltifatına henüz erişemediğim zamanlarda seni gördükçe içimden: "İşte o güzel şeyleri yazan bu adam değil mi? Ah mümkün olsa da ben de bunun gibi edebî şeyler yazsam!.." derdim. O zamanlarda idi ki senin eserlerini taklit ederek odamda kapanıp şiirler yazar, hayaller kurardım. Bilmem nasıl bir ayırıcı güç ki o yazdığım şeylerin seninkiler kadar güzel olmadığını bana bildirirdi. İşte o zamanlarda idi ki sana Bozdoğan Kemeri'nde, hatta kemerin altında tesadüf ettim. Uzaktan geldiğini gördüğüm vakit: "Ya Rab, nasıl olsa da şu içimin sevdiği adamla görüşsem..." demiş idim. Birbirimize yakın geldiğimizde ilkin sen gülerek bana dedin ki: "Daima alakanızı bekler oluyorum; niçin esirgiyorsunuz?" Onun üzerine selamlaşmaya başladık. Ben senin büyük olduğunu anlamış idim. Ve seninle konuşurken bunu düşünürdüm. Fakat sen, kim bilir, benim için ne derdin? Seninle konuşmak bana bir edebî kitap okumak gibi gelirdi. Demek isterim ki işte o zaman sen gönlüme edebiyat için bir büyük şevk verdin. O şevk ile yazdığım şeyleri düzenleyen ve tamamlayan Kemal'dir. Şimdi bana hocalıkta hanginiz birinci oluyorsunuz, orasını sen düşün...
Bana gelince edebiyat meyli bana senden geldi, Kemal'den gelmedi. Tasvir-i Efkâr çıktığı zamanlarda ben çocuk idim. Senin Hakayıku'l-Vekayi ve Terakki gazetelerinde yazdıkların ve eserlerindir ki beni edebiyat yoluna sevk etti. Hatta ismini, şahsını bilip de iltifatına henüz erişemediğim zamanlarda seni gördükçe içimden: "İşte o güzel şeyleri yazan bu adam değil mi? Ah mümkün olsa da ben de bunun gibi edebî şeyler yazsam!.." derdim. O zamanlarda idi ki senin eserlerini taklit ederek odamda kapanıp şiirler yazar, hayaller kurardım. Bilmem nasıl bir ayırıcı güç ki o yazdığım şeylerin seninkiler kadar güzel olmadığını bana bildirirdi. İşte o zamanlarda idi ki sana Bozdoğan Kemeri'nde, hatta kemerin altında tesadüf ettim. Uzaktan geldiğini gördüğüm vakit: "Ya Rab, nasıl olsa da şu içimin sevdiği adamla görüşsem..." demiş idim. Birbirimize yakın geldiğimizde ilkin sen gülerek bana dedin ki: "Daima alakanızı bekler oluyorum; niçin esirgiyorsunuz?" Onun üzerine selamlaşmaya başladık. Ben senin büyük olduğunu anlamış idim. Ve seninle konuşurken bunu düşünürdüm. Fakat sen, kim bilir, benim için ne derdin? Seninle konuşmak bana bir edebî kitap okumak gibi gelirdi. Demek isterim ki işte o zaman sen gönlüme edebiyat için bir büyük şevk verdin. O şevk ile yazdığım şeyleri düzenleyen ve tamamlayan Kemal'dir. Şimdi bana hocalıkta hanginiz birinci oluyorsunuz, orasını sen düşün...
Abdülhak Hamit Tarhan
İlgili Sayfalar
👉 Tanzimat Edebiyatı Ana Sayfa
Yararlanılan Kaynak
Tanzimat Edebiyatı Antoloji, Şemsettin Kutlu
Yararlanılan Kaynak
Tanzimat Edebiyatı Antoloji, Şemsettin Kutlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.