Tekerleme

  • Ses ve sözcük oyunlarıyla kurulan kalıplaşmış sözlerdir.
  • Tekerlemelerde güldürmeye, şaşırtmaya, abartmaya dayalı söz kalıpları birbiri ardınca sıralanır.
  • Anonim halk edebiyatı ürünüdür.
  • Tekerlemeler; bağımsız olarak söylendiği gibi masallarda, meddah hikayelerinde, halk tiyatrosunda, çocuk oyunlarında ya da bilmecelerde de görülür.
  • Belli bir konusu yoktur.
  • Tekerlemeler, anlamlı olabildiği gibi anlamsız sözlerden de oluşabilir.
  • Mensur (düzyazı), manzum (ölçülü-uyaklı şiir) manzum-mensur karışık olmak üzere üç şekilde olabilir.
  • Tekerlemeler oluşturulurken seci, aliterasyon, ölçü, uyak gibi ahengi ve ritmi sağlayan unsurlardan yararlanılır.
Kısa Tekerleme Örnekleri
I.
Leylek leylek havada
Yumurtası tavada
Haydi verin et yesin
Et yemezse ot yesin (7'li hece ölçüsü, düz uyak)
II.
Sen ağa, ben ağa; bu öküzü kim sağa

III.

Bir berber bir berbere: "Bre berber gel beraber, bir berber dükkânı açalım." demiş.
IV.
Şu karşıda kuru dal
Dala konmuş kırk kartal
Kartal kalkar dal tartar
Dal kalkar kartal tartar (7'li hece ölçüsü, düz uyak)
Masal Tekerlemeleri
  • Tekerlemeler, masalların özellikle giriş kısmında kullanılır. 
  • Amaç; dinleyicinin ilgisini çekmek ya da dinleyiciyi biraz sonra anlatılacak olağanüstü olaylara hazırlamaktır. Bu bölüme döşeme denir. 
I.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, sinek berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken bir padişah varmış.
II.
Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde...
III.
Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş; çok söylemesi günahmış. Develer tellal iken, pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken... 
IV.
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde; cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Enteşeden menteşeden derken bir karpuzcu çıktı şu köşeden; ay efendim, vay efendim; karpuzlar da karpuz mu ya, ne tartıya gelir ne teraziye; ne arşına gelir ne endazeye; doğrusu görülmüş gibi, görülecek gibi değil; üstü nakış nakış örülmüş ama örülecek gibi değil! Baktım bakakaldım; on para verdim, on tane aldım. Hani karpuz kesme ile yürek ferahlamaz derler, derler ama, bakalım, adı mı güzel tadı mı güzel, şu karpuzun deyip çıkardım bıçağımı, baltamı, nacağımı; ha kestim, ha kesiyorum; ha eştim, ha eşiyorum derken bıçaktır, bir kapak açmasın mı? Kapağı açarken elimde içine kaçmasın mı! Bak hele bir elimi çıkarayım derken kendim de varıp içine düşüvermedim mi? Bir de baktım ki, ne göreyim; bir yanında demirciler demir döver denginen; bir yanında boyacılar boya boyar renginen; erenleri, derenleri, gördün mü bir başıma gelenleri; ne duvarı var yıkılır ne kapısı var çıkılır! Boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı; derken bir çoban ilişti gözüme velakin ne dönüp baktı yüzüme ne kulak verdi sözüme! Sürüsünü kaybetmiş boru mu, bu! On yıldır arıyormuş koru mu bu! Bu karpuzun içinde, iki dertli bir araya gelende; o başladı kavala, ben başladım mavala; inanmayın bu masala!
V.
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Cinler cirit oynarken
Eski hamam içinde
Bir serçe kanadını
Kırk katıra yüklettim
Ne az gittim ne uz gittim
Kafdağı’na ilettim
Bir nefeste erittim
O dağların karını
Dikilmedik ağacın
Orda yedim narını
Eğrilmedik iplikle
Ne çulhalar dokudum
Elif dedim, be dedim
Dağı, taşı okudum
Bir sinek, bir kartalı
Sallayıp vurdu yere
Yalan değil, gerçektir
Yer yarıldı birdenbire
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Şu masalı anlattım…
Meddah Selamlama Tekerlemeleri 
  • Meddah, küçük bir seyirci topluluğuna taklit yeteneğini kullanarak bir hikaye anlatan kişidir.
  • Meddah öyküsünü anlatmaya sopasını yere üç defa vurarak "Hak dostum, Hak" sözleriyle ve bir tekerlemeyle başlar.
I.
Hak dostum Hak!
Aşk ile selam verip merhaba diyelim cümlenize
Merhaba!
Bir cüretle çıktık meydana
Döndük bir o yana…
Bir bu yana.
Söz eyledik dinleyene, anlayana
Hikâyemiz var, dilde kiracı
Sevenimiz var, meddah kullarınıza duacı
Hâsılı; eyleyelim muhabbet, kimse göstermesin hiddet
Meddah bendeniz; gezer, dolanır
Bir hikmet peşinde, gezer, aranır
Ne ona yaranır ne buna yaranır…

Meddah bendenize eyle iltifat
Suali dolandır, saklama fakat
Yollarda perişan kalmadı takat
Dostlar sağ olsun hey…
Meydan iştedir.
Öykü hayattandır…
Kıssa düştedir.
Bir suret çıkardık kendimize, altı dokuzluktan biraz hallice.
E, ne demişler...
İnsanoğludur adı, beğenilmek biraz maksadı.
Değişmez insanoğlu, yer ve dahi zamanla…
Ben diyeyim cinaslı, sen ister duymazdan gel..
İster anla.
Üç kişiyiz biliriz birbirimizi.
Eylemeden bir bilmece halimizi,
Sergileyelim cümlemizi.
Cürmümüz kadar iş,
Yeni terlemiş bıyığımız kadar söz edelim…
Hoş geldiniz efendim.
Sefalar getirdiniz…
II.
Çevir kaz yanmasın
Sözler hilâf olmasın
Mert yakası namert eline
Giriftar olmasın inşallah 
Zaman zaman içinde, zaman kalbur içinde, deve tellal idi, horoz berber idi, anam eşikte, babam beşikte idi, ben delikanlıydım. Az gittim, uz gittim, altı ay, bir güz gittim, bir çuvaldız boyu gittim. Kurbağaya vurdum golanı, yedi yerden çektim golanı, doğru ile doğru oldum, yalancıya verdim yalanı.
Karagöz'de Tekerleme
  • Gölge oyunu olarak da bilinen Karagöz'ün birçok yerinde tekerleme görülür.
  • Karagöz’ün Hacivat’a çıkışması, muhavere sonunda Karagöz’ün perdeden ayrılırken söyledikleri, fasıl sonunda ve bitişte Hacivat ile Karagöz’ün karşılıklı söyledikleri birer tekerleme örneğidir.
Örnek
  • Karagöz (Hacivat'a): Sen gidersin, beni buraya mıhlamazlar, pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar. Ben de çekilir giderim idgâha, dolaba, dilber seyrine! Bakalım ayine-i devran ne suret gösterir! (îdgâh: bayram yeri / ayine-i devran: dünyanın / talihin / zamanın aynası)
Tekerleme Tarzında Bilmeceler
  • Şiirsel bir ifadeyle canlı-cansız bir varlığı işaret eden anonim halk edebiyatı ürünüdür.
  • Bilmecelerin önemli bir kısmı tekerleme tarzındadır:
Biz biz idik biz idik
Yüz bin tane kız idik
Gece oldu dizildik
Sabah oldu silindik (yıldız)
Ebe Seçimi Tekerlemeleri
  • Çocuk oyunlarında ebeyi seçmek için söylenen tekerlemelerdir.
  • "Sayışmaca" olarak da bilinir.
I.

Bir iki
Kurnaz tilki
Fındık fıstık
Kadifeden yastık
Alçık balçık sen çık

II.

Bir elmayı alladım
İstanbul’a yolladım
İstanbul’un kadiri
Cehennemin çadırı
Nal, mıh, fındık, fıstık
Sen çık!

III.

Dolapta pekmez
Yala yala bitmez
Ayşecik cik cik
Fatmacık cık cık
Sen bu oyundan çık
İlgili Sayfa
👉 Anonim Halk Edebiyatı
Yararlanılan Kaynaklar
  • Batı Türklerinin Bilmecelerinde Şekil Değişikliği ve Varyantlaşma, Hatice İçel
  • Ortak Sır Kalıplarımız: Türk Dünyası Bilmeceleri Üzerine, Dilek Türkyılmaz
  • Oyun Tekerlemelerinin Yapısı ve Türkçenin Eğitim-Öğretimindeki Yeri, Mehmet Naci Önal
  • Karagöz Metinlerinin Halk Bilimi Açısından İncelenmesi, Ayşe Akdoğan
  • Türk Halk Anlatılarında Kalıplaşmış Sözler Üzerine Bir Araştırma, Aslıhan Turgut

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.