Tavsiye
Konu anlatımına geçmeden önce "Tasavvufi Terimleri Sözlüğü"nden özellikle tasavvuf, vahdetivücut, fenafillah, insan-ı kamil, tekke, mutasavvıf gibi tasavvufi terimlerin anlamlarına bakılmalıdır.
Genel Özellikleri
- Türklerin İslamiyet'i kabul etmelerinden sonra özellikle Ahmet Yesevi etkisi ile Anadolu'da başlayan ve 20. yüzyıl başlarına kadar devam ederek büyük kitlelere hitap eden bir edebiyattır.
- Birer tasavvuf okulu sayılan tekke-dergâhlarda mutasavvıflar aracılığıyla ortaya konan ürünler, dinî-tasavvufî bir karakter taşır.
- Bu edebiyatta, İslamî düşünce ve inanışı yaymak için şiir bir araç olarak görülmüştür.
- Amaç mutlak güzelliğe ulaşmaktır. Bu nedenle ilâhî aşk, şiirlerle yüceltilir.
- Genel olarak Allah aşkı, Hz. Muhammed ve Hz. Ali'ye bağlılık ve sevgi, nefsin kötülüğü, hayatın geçiciliği, ahlak değerleri gibi konular işlenmiştir.
- Halka hitap eden sade bir dil kullanılmıştır. Ancak dinî ve tasavvufî kavramların kullanılması eserlerin dilini bir miktar ağırlaştırmıştır.
- Hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü de kullanılmıştır.
- Çoğunlukla dörtlük kullanılsa da beyitler halinde söylenmiş ilahiler de vardır.
- Müzik bu edebiyatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ürünler kendilerine özgü bir ezgi ile söylenir.
- Dini tasavvufi halk edebiyatının ürünleri nazım şekli değil, nazım türüdür. Bu nedenle bu ürünlerin ne olduğunu anlamak için ölçüsüne, nazım birimine, birim sayısına ya da uyak şemasına değil sadece konusuna bakılır.
Nazım Türleri
İlahi
- Sözlük anlamı Allah ile ilgili, Allah'a ait.
- Herhangi bir tarikatın izini taşımaz.
- Allah'ı övmek, onun büyüklüğünü anlatmak ya da ona yalvarmak için yazılan şiirlerdir.
- İlahiler genelde hece ölçüsü ile yazılır (7, 8, 11, 14 ya da 16'lı hece ölçüsü).
- İlahiler dörtlükler ya da beyitlerle yazılır.
- İlahilerin uyak düzeni; nazım birimi dörtlük ise koşma, beyit ise gazel gibidir.
- Dörtlük sayısı daha çok 3 ile 7 arasında değişir.
- Aruzla yazılmış ilahiler de vardır.
- Beyitler halinde yazılan ilahilerin bir kısmı hece bir kısmı da aruzla yazılmıştır.
- İlahiler, dini törenlerde ve tekkelerde (dergahlarda) kendine özgü bir besteyle söylenir.
- İlahi konusu bakımından divan şiirindeki münacat ve tevhide benzer.
- İlahiler tarikatlara göre değişik adlarla anılmıştır: Mevleviler âyin, Bektaşiler nefes, Gülşenîler tapuğ, Halvetîler durak, Aleviler deme, Yeseviler hikmet adını kullanırlar.
Örnek Soru (2016 - LYS)
- Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Yunus Emre olan ilahi; Allah aşkını konu edinen, onu övmek için özel bir ezgiyle yazılıp söylenen, herhangi bir tarikat izi taşımayan şiirlerdir. Bu şiirler; söylendiği yere, kesime veya tarikata göre farklı isimler alır.
Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir?
A)Âyin B)Nefes C)Tapuğ D)Devriye E)Deme
İlahi örneği:
- Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Salınır tuba dalları
Kur'an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu
...
Nefes
- Bektaşi şairlerince yazılan tasavvuf konulu şiir.
- Genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücudu konu alır.
- Bunun yanında Bektaşi şairlerince söylenmiş naat ve Hz. Ali methiyelerine de nefes denir.
- Uyak düzeni koşma gibidir.
- Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7,8,11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla yazılanlara rastlanmaktadır.
- Nefeslerin Bektaşi törenlerinde saz eşliğinde ve makamla okunması gelenektir.
- Nefeslerde kalender bir tavır ile yer yer alaycı bir tutum dikkat çeker. (kalender: Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint)
- Özellikle Kaygusuz Abdal ile Pir Sultan Abdal'ın nefesleri oldukça ünlüdür.
Nefes örneği:
- Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz bağ bizdedir
Biz de Mevlanın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki ol dört ırmak
Coşkun akan sel bizdedir
Adem vardır cismi semiz
Abdes alır olmaz temiz
Halkı dahl eylemek nemiz
Bilcümle vebal bizdedir
Biz erenler gerçeğiyiz
Has bahçenin çiçeğiyiz
Hacı Bektaş köçeğiyiz
Edep erkan yol bizdedir
Kuldur Hasan Dede'm kuldur
Manayı söyleyen dildir
Elif Hakka doğru yoldur
Cim ararsan dal bizdedir
Deme (Deyiş)
- Alevi-Bektaşi edebiyatında dinî-tasavvufi inancı ve tarikatın ilkelerini anlatan şiirlerin genel adıdır.
- Şehir Bektaşiliğinde bestelenmiş manzumelere "nefes" denilmesine karşılık daha çok Doğu Anadolu’da görülen köy Bektaşiliğinde "deyiş" kelimesi yaygındır.
- Genellikle 8’li hece ölçüsüyle yazılır.
- Demeler (deyişler) saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir.
Deme örneği:
- Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?
Yemeyenler kalır naçar
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Bilemezsin demedim mi?
Pir Sultan Abdal şahımız
Hakka ulaşır rahımız
Dost yoludur felahımız
Uyamazsın demedim mi?
Devriye
- Dini ve tasavvufi halk edebiyatında devir nazariyesini işleyen şiirlerdir.
- Devriye; evrenin ve insanın Allah'tan çıkıp, tekrar Allah’a dönmesi felsefesine göre yazılan tasavvufi şiirlerdir.
- Mutlak varlıktan ayrılıp çeşitli evrelerden geçen varlığın insan olarak ortaya çıkması bir yarım daireye benzetilir. Bu yarım daireye "iniş yayı" denir. Daha sonra insan, asıl gerçeğinden haberli olmak ve aslına (Yaradan'a) kavuşmak ister. Bu noktadan sonra mutlak varlığa varmak için bir yolculuk daha başlar. Buna "çıkış yayı" denir. Bunu tamamlayan mutasavvıf fenafillaha ulaşır ve vahdet-i vücuda erer.
- Bu türün halk şiirinin bir bölümünü oluşturan Tekke şiirinde önemli bir yeri ve çeşitleri, değişik anlatım şekilleri vardır. Ancak güç bir tür olduğundan her ozan bu konuya pek girmemiştir. Onun için bu türün örnekleri azdır.
Devriye örneği:
- Ben ezelde var idim
Mâşuk ile yâr idim
Hak beni bunda saldı
Âlemi göre geldim
Yerdeydim göğe ağdım
Gökten de yere yağdım
Âdem donun donandım
Cevlânı süre geldim
...
Yunus Emre
Nutuk
- Tarikata yeni giren dervişlere yol göstermek ve tarikat adabını öğretmek için söylenen şiirlerdir.
- Tarikat uluları tarafından söylenen bu şiirler daha çok Bektaşilerde görülür.
- Didaktik bir üslup ile söylenir.
- Hece ölçüsüyle yazılır.
- Genelde 5 - 7 dörtlükten meydana gelir.
- Uyak düzeni koşma gibidir.
Nutuk örneği:
- Gel Hakka olma asi
Ta gide gönlün pası
Dört kitabın manası
Var edeb öğren edeb
Gaflet içinden uyan,
Edebsüz olma ey cân
Edebdür asl-ı îmân
Var edeb öğren edeb
Edeb gerektür kula
Tâ yolı doğru vara
Edebsüz olma yire
Var edeb öğren edeb
Kaygusuz Abdal uyan
Işkı bil ışka boyan
Şöyle dimişdür diyen
Var edeb öğren edeb
...
Kaygusuz Abdal
Şathiye
- Tasavvuf edebiyatında ciddi bir düşünce ya da duyguyu iğneleyici ya da alaycı bir şekilde anlatan şiirlerdir.
- Kimi şathiyelerde Allah ile senli-benli, nükteli bir tarzda konuşulduğu görülür.
- İlk bakışta saçma sanılan bu sözlerin yorumlandığında tasavvufla ilgili kavramlara değindiği görülür.
- Medrese hocalarına göre bu şathiyeler küfür sayılır.
- Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır.
- Bu türün en tanınmış şairi Kaygusuz Abdal'dır.
Şathiye örneği:
- Âdemi balçıktan yoğurdun yaptın,
Yapıp da neylersin, bundan sana ne
Halk ettin insanı saldın cihana
Salıp da neylersin bundan sana ne
Bakkal mısın teraziyi neylersin
İşin gücün yoktur gönül eğlersin
Kulun günahını tartıp neylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Katran kazanını döküver gitsin
Mümin olan kullar didara yetsin
Emreyle yılana tamuyu yutsun
Söndür şu ateşi bundan sana ne
Sefil düştüm bu âlemde naçarım
Kıldan köprü yaratmışsın geçerim
Şol köprüden geçemezsem uçarım
Geçir kullarını bundan sana ne
Kaygusuz Abdal der cennet yarattın
Cehenneme nice kulları attın
Nicesin ateş-i aşk ile yaktın
Yakıp da neylersin bundan sana ne
İlgili Sayfalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.