Tarih-i Kadim'e Zeyl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tarih-i Kadim'e Zeyl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Tarih-i Kadim'e Zeyl

Tarih-i Kadim
Buyrulmuş ki:

"Şimdi Allah'a söver... Sonra, biraz bol para ver,
Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder."


— Molla Sırat'a —

Ben ki üç beş pulu tercihinden
Protestanlara zangoçluk eden 

şairim... Ziver-i kürsi-i yakin,
şair-i müçtehid-i din-i mübin,
Hazret-i Molla Sırat'a edebi
ihtiramatımı takdim ile bî-
bîtereddüt diyorum "zangoçluk"
lutf-i tasvifine şâyân olduk.
Lakin aldanma sakın üstadım
Ben de bir parça muvahhid-zâdım.
Bana anlatma o rânâ dini;
Bilirim ben de senin bildiğini.
Okudum ben de kitab-ı gaybi

Dinledim ben de hitâb-ı gaybi.
Ben de zâtın gibi cami cami
Dolaşıp Hâlık'a oldum râki.
- Şevk-i cennetle hayalim meşgul
Yüreğim havf-i cehennemle melûl -

Ben de tırmandım ulu Tuba'ya;
Ben de çıktım Mele-i Alâ'ya.
Ben de âşıktım ezan nağmesine
Bir koşardım ki, o Allah sesine
Ben de tesbih ü dua, savm ü salât
Hepsini, hepsini yaptım, heyhât!
Çünkü telkinlere aldanmıştım,
Kandığın şeylere hep kanmıştım;
Bilmeden, görmeden iman ettim
Nefsimi, dinime kurban ettim
Sevdim Allah'ı da Peygamberi de;
O alay kaldı bugün hep geride
Anladım çünkü hakikat başka
Başka yoldan varılırmış Hakka.
Saydığın hârikalar, mucizeler
Birer efsun-i zekâdır ki, beşer
bî-tevakkuf açıyor sırlarını
mucizât ehli unutmuş yarını.
Mugfel ü mugfil o İsa, Musa;
Köhne, bir kizb-i mutalsamdır asâ.
Beşerin böyle dalâletleri var
Putunu kendi yapar, kendi tapar
Ara git deyrini, gez Kabe'sini,
Dinle tekbiri, işit çan sesini,
Göreceksin ki bütün boşluktur,
Umduğun beklediğin şey yoktur;
Düzme Allah'ı gibi Şeytan'ı
Buda'sı, Ehrimen'i, Yezdân'ı
Topunun mübdii bir vehm-i cebin.
Gölgeler, gölgeler...Onlarda derin
Bir karanlık sezerek çevrildim
Acı bir darbe yiyip devrildim
Şimdi bî-kayd-ı cinân u nîran;
Süzerim fıtratı hayran hayran
ben ne mâbut ne mûbit bilirim;
Kendimi hilkate âbit bilirim;

Gökte binlerce mesâcit görürüm.
Orda vicdanımı sâcit görürüm.
Bu sücût işte benim tââtım;
Bu ibadette geçer saatım
Bu ibadette fâhur u hurrem;
Beni ben bir kayadan fark edemem.
Bir minik kuşla biriz tapmakta;
Ben de tehlil ederim, ishak da

Doğruluk, hubb-i vefâ mahviyyet,
Merhamet, hayr ü hamiyyet, nısfet;
Sonra bir şaire "zangoç" dememek...
İşte vicdanıma bunlar mahrek.

Düşünüp işlemek âyinimdir
Yaşamak dini, benim dinimdir
Müminim: Varlığa imanım var,
Her kanat bana bir melek eyler ikrâr.
Enbiyâdan yaşarım müstağni;
Bir örümcek götürür Hakka beni...
Kitabım sahn-ı tabiat kitabı,
Bendedir hayr ile şer esbâbı.
Varırım böylece ben merkade dek
ba's-i ukbâya mahal görmem pek
Taşırım kalb-i şegaf-peymâda
beşerin aşkını, âlâmını da.
Din-i hak, bence bugün din-i hayât;
Sen ne dersin buna, ey Molla Sırat?..

Tevfik Fikret


👉 Günümüz Türkçesi için tıklayınız.

👉 Tevfik Fikret'in Şiirleri (Günümüz Türkçesi) (yeni)

Sözcükler

tarih-i kadim: eski çağlar, Tevfik Fikret'in tarihe ve tüm dinlere cephe aldığı uzun şiiri.
zeyl: ek 
zangoç: kilisede hizmet eden, çan çalan kimse 
molla Sırat: Mehmet Akif Ersoy
ziver-i kürsi-i yakin: kesin bilgi kürsüsünün süsü
şair-i müçtehid-i din-i mübin: İslam'ın yorumcu şairi
ihtiramat: saygılar
bîtereddüt: tereddütsüz
lutf-i tasvif: niteleme lûtfu
şâyân olmak: uygun olmak
muvahhid-zâd: Allah'ın birliğine inanan
rânâ: güzel
kitab-ı gayb: görünmezliğin kitabı
hitâb-ı gayb: görünmezliğin sözleri
Hâlık: Yaradan
râki: karşısında eğilen, namaz kılan
şevk: istek, heves
havf: korkmak, kaygılanmak
melûl: usanmış, üzgün
Mele-i Alâ: meleklerin ileri gelenleriyle peygamberlerin ruhlarının bulunduğu yer
savm ü salât: oruç ve namaz
heyhât: yazık
hârika: olağanüstü nitelikleriyle hayranlık uyandıran şey, mucize
efsun-i zekâ: zeka büyüsü
beşer: insan
bî-tevakkuf: durmadan
mucizât ehli: mucize yapanlar
mugfel ü mugfil: aldatan ve aldanan
kizb-i mutalsam: tılsımlı yalan
dalâlet: doğru yoldan çıkma, sapma
deyr: manastır, kilise
mübdii: yaratıcısı
vehm-i cebin: korkak kuruntu
bî-kayd: kayıtsız, aldırmamak
cinân u nîran: cennet ve cehennem
mâbut: tapınılan
mûbit: din adamı
hilkat: yaratılmış şeyler, doğa
âbit: tapan, tapınan
mesâcit: mescitler, secde edilen yer
sâcit: secde eden
sücût: secde etme
fâhur u hurrem: çok övünen ve mutlu
tehlil: Kelime-i Tevhidi dile getirmek
ishak: küçük bir baykuş türü  
hubb-i vefâ mahviyyet: alçak gönüllü bağlılık
hayr ü hamiyyet: iyilik ve yurtseverlik
nasfet: insaf, haklılık
mahrek: yörünge
ikrâr: söyleme, kabul etme
enbiyâ: peygamberler
müstağni: çekingen, gerekli bulmayan
sahn-ı tabiat: doğa sahnesi
hayr ile şer: iyilik ve kötülük
esbâb: sebepler
merkad: yatacak yer, mezar
ba's-i ukbâ: öbür dünyada yeniden dirilme
mahal: yer
tuba: Cennette olduğu inanılan ağaç
Ehrimen: Zerdüştlük inancında kötülük ve karanlıkları temsil eder.
Yezdan: Allah'ın isimlerinden biri

Tarih-i Kadim'e Zeyl (Günümüz Türkçesi)

Tarih-i Kadim
Tarih-i Kadim'e Ek
— Molla Sırat'a —

Buyrulmuş ki:
"Şimdi Allah'a söver... Sonra, biraz bol para ver,
Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder."


Ben ki üç beş pulu tercih ederek
Protestanlara zangoçluk eden şairim.
Yaldızlı kürsünün üstadına,
İslam dininin bilgin şairine,
Yani Molla Sırat Hazretlerine,

Size edebî saygılarımı sunarak
Tereddütsüz diyorum:
Lütfedip bize ne güzel
Zangoçluğu yakıştırıvermiş
Lakin aldanma sakın, üstadım
Ben de bir Müslüman evladıyım
Bana anlatma o güzel dini
Bilirim ben de senin bildiğini
Ben de okudum gaipten gelen kitabı
Dinledim ben de o gaipten gelen sözleri
Ben de sizin gibi cami cami
Dolaşıp Tanrı önünde eğildim
— Hayalim, cennet arzusuyla meşguldü
Yüreğim cehennem korkusuyla üzgün
Ben de tırmandım ulu Tuba'ya;
Ben de çıktım melekler katına
Ben de âşıktım ezan nağmesine,
Bir koşardım ki o Tanrı sesine!
Ben de dua ettim, namaz kıldım, oruç tuttum
Hepsini, hepsini yaptım, heyhât!
Çünkü telkinlere aldanmıştım,
Kandığın şeylere hep kanmıştım;
Bilmeden, görmeden iman ettim
Nefsimi, dinime kurban ettim
Sevdim Tanrı'yı da Peygamberi de
Ama bunlar kaldı hep geride
Anladım çünkü hakikat başka
Başka yoldan varılırmış gerçeğe
Saydığın doğaüstü olaylar, mucizeler
Birer masal, uydurma ki bugün insan
Durmadan açıyor sırlarını
Bu masalları söyleyenler unutmuşlar geleceği
Aldatan ve aldanan o İsa ve Musa
Eski, büyülü bir yalandır o asâ
İnsanoğlunun böyle sapkınlıkları var
Putunu kendi yapar, kendi tapar
Ara git kiliseyi, gez Kabe'sini
Dinle tekbiri, işit çan sesini
Göreceksin ki bütün boşluktur,
Umduğun beklediğin şey yoktur;
Düzme Tanrı'sı gibi Şeytan'ı
Buda'sı, Ehrimen'i, Yezdan'ı
Topunun yaratıcısı korkak bir kuruntu
Gölgeler, gölgeler...Onlarda derin
Bir karanlık sezerek çevrildim
Acı bir darbe yiyip devrildim
Şimdi umurumda değil cennet ve cehennem
Süzerim yaratılmışları hayran hayran!
Ne tapınılan ne de aracı olanı bilirim
Kendimi doğaya tapar bilirim
Gökte binlerce mescit görürüm
Orada vicdanımı secde eder görürüm
Bu secde işte benim ibadetim
Bu ibadetle geçer bundan böyle vaktim
Bu ibadetle övünür ve mutlu olurum
Kendimi bir kayadan ayırt etmem
Bir minik kuşla biriz tapınmakta
Ben de Yaradanın birliğini söylerim, ishak da
Doğruluk, sevgi, vefa, alçak gönüllük
Merhamet, iyilik, yurtseverlik, insaf
Sonra bir şaire "zangoç" dememek...
İşte vicdanıma bunlar verir yön
Düşünüp yapmak benim ayinimdir
Yaşamak dini, benim dinimdir
İnanmışım: Varlığa imanım var,
Her kanat bana bir melek sesi getirir
Peygamberlere gerek duymadan yaşarım
Bir örümcek götürür beni gerçeğe
Kitabım yeryüzü kitabı,
Bendedir iyilik ve kötülüğün sebepleri
Varırım böyle mezarın kapısına dek
Yeniden dirilmeye gerek görmem pek
Taşırım coşkun yüreğimde
Hem aşkını hem sıkıntılarını insanların
Gerçek din bence bugün insan gibi yaşamaktır
Sen ne dersin buna, ey Molla Sırat?..

Tevfik Fikret


👉Şiirin orijinal hali için tıklayınız.

Sözcükler

tarih-i kadim: eski çağlar
zeyl: ek  

zangoç: kilisede hizmet eden, çan çalan kimse 
gaip (gayb): görünmeyen, beş duyu ile anlaşılamayan
tuba: Cennette olduğu inanılan ağaç
ishak: küçük bir baykuş türü
Ehrimen: Zerdüştlük inancında kötülük ve karanlıkları temsil eder.
Yezdan: Allah'ın isimlerinden biri

Şiirin Yazılma Hikayesi

Tevfik Fikret, Tarih-i Kadim (1905) şiiri ile tarihe ve tüm dinlere cephe almıştır. İnancın karşısına aklı
koyan şair, şüphelerini çekinmeden mısralara dökmüştür.
Tarih-i Kadim, birçok tepki alır. Bunlardan en sert olanı Mehmet Akif Ersoy'un söyledikleridir:

"Şimdi Allah'a söver...Sonra biraz bol para ver
Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder!"


Paraya değer vermediği herkesçe kabul edilen Fikret, Robert Kolejinde öğretmenlik yapması nedeniyle zangoç benzetmesi ile uğradığı bu hakarete bir süre sessiz kalmış daha sonra Tarih-i Kadim'e Zeyl'i yazarak din konusundaki düşüncelerine bir kere daha açıklık getirmiştir. 
Fikret'in Tarih-i Kadim'e Zeyl'de "Molla Sırat Hazretleri" ile kastettiği Sırat-ı Müstakim adlı dergide yazan Mehmet Akif Ersoy'dur. 

İlgili Sayfa

👉 Tevfik Fikret'in Şiirleri (Günümüz Türkçesi)