Melih Cevdet Anday (1915-2002)

Melih Cevdet Anday
  • Şair; oyun, roman ve deneme yazarı.
  • Babasının yedek subaylığı sırasında Çanakkale'nin bir köyünde doğdu.
  • 1936'da Ankara Gazi Lisesinden mezun oldu.
  • Önce Ankara Hukuk Fakültesi, daha sonra DTCF'ye girdi ancak öğrenimine devam etmedi.
  • Şiire lise yıllarında başladı. 
  • İlk şiiri "Ukde" 1936'da Varlık dergisinde yayımlandı.
  • 1941'de Orhan Veli ve Oktay Rifat ile "Garip" adıyla ortak bir şiir kitabı çıkardı. 
  • 1942- 51 arasında, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde yayın danışmanı, Ankara Kitaplığında da memur olarak çalıştı.
  • 1951'de İstanbul'a döndü. Çeşitli gazetelerde Yaşar Tellidere takma adıyla fıkra ve denemeler yazdı. 
  • İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro bölümünde öğretmenlik yaptı. 1977'de buradan emekli oldu.  
  • 28 Kasım 2002'de İstanbul'da öldü. 
Şiir Anlayışı
  • Garip Akımı'nın üç öncü şairinden biridir.
  • Birçok türde eser verse de daha çok şiirleri ile tanındı.
  • 1941'de Orhan Veli ve Oktay Rifat ile "Garip" adıyla çıkardıkları kitabın ön sözündeki düşünceler Cumhuriyet sonrası Türk şiiri için birçok açıdan dönüm noktası olacaktır.
  • Garip Akımı, "geleneksel şiiri" hem biçim hem içerik olarak reddeden bir anlayıştır. Bu anlayışta şiirde ölçü, uyak, imge, söz sanatları gereksiz görülmüş; sıradan insanların hayatı günlük konuşma dili ile ifade edilmiştir.
Garip Sonrası...
  • Melih Cevdet, "Garip Akımı" içinde yer alsa da "geleneksel şiiri" tüm kurallarıyla reddetmemiştir. 
  • Garip’ten kopuşun ilk izleri "Tohum" adlı şiirinde görülür. 
  • Özellikle ikinci kitabı "Rahatı Kaçan Ağaç'tan (1946) başlayarak ses ögesini önemser. 
  • Toplumsal konu ve sorunları işlediği şiirlerden oluşan "Telgrafhane" (1952) ile "toplumcu şiire" yaklaşır.
  • Şiirindeki asıl ve kalıcı değişim "Kolları Bağlı Odysseus" (1962) kitabıyla olacaktır. Bu kitabıyla  imgelerle yüklü, çağrışımlara açık, kapalı bir şiire yönelir. 
  • Onun şiiri duygudan çok aklın egemenliğindedir. 
  • Şiirlerinde beslendiği kaynakların en önemlisi mitolojidir.
Tiyatro Anlayışı
  • Oyunları bireyin iç dünyasına yöneliktir.
  • Oyunlarındaki dramatik durumlar kişilerin iç dünyalarının dışavurumunu sağlar.
  • Yazar, içinde bulunduğu çağı ve insanları anlama çabasındadır.
  • Toplumsal sorunların bireye yansımasını da ele almıştır.
  • Oyunlarında aksiyon diyaloglarla sağlanır.
Eserleri
  • Şiir: Garip (Ortak), Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Yan Yana, Kolları Bağlı Odysseus, Göçebe Denizin Üstünde, Teknenin Ölümü, Sözcükler (Toplu Şiirler), Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Tanıdık Dünya, Güneşte, Yağmurun Altında
  • Oyunları: İçerdekiler, Mikado'nun Çöpleri, Yarın Başka Koruda, Dikkat Köpek Var, Ölüler Konuşmak İsterler, Müfettişler, Ölümsüzler, Yılanlar, Babalar ve Oğullar (uyarlama)
  • Deneme: Doğu- Batı, Konuşarak
  • Roman: Aylaklar, Gizli Emir, İsa'nın Güncesi, Raziye, Yağmurlu Sokak, Meryem Gibi, Birbirimizi Anlamalıyız
  • Anı: Akan Zaman Duran Zaman
  • Günlük: Bir Defterden
  • Gezi: Anadolu'da ve Sosyalist Ülkelerde
Şiirlerinden Örnekler
Not: Aşağıdaki şiirler, şairin şiir anlayışındaki değişimlere uygun olarak sıralanmıştır.
Yalan  
Ben güzel günlerin şairiyim
Saadetten alıyorum ilhamımı
Kızlara çeyizlerden bahsediyorum
Mahpuslara affı umumiden
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babası cephede kalan çocuklara
Fakat güç oluyor bu işler
Güç oluyor yalan söylemek
Rahatı Kaçan Ağaç
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın
 
Geceyi, gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı
 
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.
Telgrafhane
Uyuyamayacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o sen değilsin
Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku giremez ki
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.
İkaros'un Ölümü  
Doğum çoğuldur, ölüm tekil
Mumdandı aç tutkumun kanatları
Uçuyordum sevinç içinde.
 
Herkes işinde gücündeydi
Yok olmuş damlar ki unuttum.
 
Ve güneşin basamağından döndüm geri
Üfür üfürü uçardı yalnızlık
Zamansızlığın kanadı yalnızlık.
 
Hiç yıldız doğmadı ben gökte iken
Ne düşlediğimi unuttum.
 
Çift sürüyordu bir köylü iki büklüm
Kalkmak üzereydi ak bir gemi limandan
Denize düşeni kimse görmedi.
 
Herkes işinde gücündeydi
Ve acı çekmeyi unuttum.
 
Belleğimde hala gökyüzü dünya
Yüreğin yaban arısı yalnızlık
Yaşantısız daldı yalnızlık.
 
Tükenmiş tutkumun neşeli ağırlığı
Göksel erincimi unuttum.
 
Ölmeden bütün sabahlarımı unuttum
Denize düşeni kimse görmedi
Gökten indiğimi kimse görmedi.
 
Ak bir gemi kalkıyordu limandan
Görmediklerini unuttum.
 
Bölünmemişti tarihsiz gün
Varlığın kanatsız adı yalnızlık
Sudan dışarda kalmış ayaktı yalnızlık.
 
Soy ağacına tırmanmıştım putsuz tanrının
Ölümün dilini unuttum.
 
Düşüncem yavaş yavaş giriyordu var olana
Tam bir uygunluk yoktu aramızda
Saydam yağmur gibiydi canlandıran ölüm.
 
Herkes işinde gücündeydi
Olanı biteni unuttum.
 
Yaşadığıma inanılmaz benim
Masal kahramanı gibiyim
Kimse görmeden yittim gittim.
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar
  • Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi, Memet Fuat
  • Edebiyatımızdan On İnsan On Bin Yaşam, Melih Cevdet Anday, Zeynep Oral
  • Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi - Cilt 1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.