Yenişehirli Avni (1826-1883)

Yenişehirli Avni
  • 19.yüzyıl divan şairi.
  • Tam adı Hüseyin Avni'dir.
  • Yenişehir’de (Yunanistan-Larisse) doğdu.
  • Avni Bey, kekemedir.
  • Arapça, Farsça ve Rumca öğrenmiştir.
  • Vidin ve Bağdat'ta divan katibi, İstanbul'da Emlak İdaresinde memur olarak çalışan şairin son görevi Üsküdar Bidayet Mahkemesi azalığıdır.
  • 7 Ekim 1883’te İstanbul'da öldü.
Sanat Anlayışı
  • Birçok kaynakta son divan şairi olarak gösterilir.
  • Gelenekten kopmadan yenileşmeyi savunan şairlerden biridir.
  • Mevlevi olan şair, Mesnevi'yi tercüme etmeye başlamış ancak bitirememiştir.
  • Şiirlerinde tasavvuf düşüncesi öne çıkar.
  • Kasidede yer yer Nefi'nin kalitesine yaklaşır.
  • Gazelleri ile Şeyh Galip’i, hikmetli sözleri ile Nabi’yi, lirik oluşuyla Fuzuli'yi andırır. Buna rağmen orijinal bir şair olarak kabul edilir.
  • Şeyh Galip’in Hüsn ü Aşk’ına nazire olarak kaleme aldığı "Âteşgede" yarım kalmıştır.
  • "Mirat-ı Cünun" adlı eserde akıl hastanesindeki tipleri mizahi bir tarzda ele alır. 678 beyitlik bir mesnevidir.
  • "Âbnâme", Mevlevihanedeki su sorunu için II. Abdülhamit'e sunulan manzum-mensur bir dilekçedir.
  • "Nihan-ı Kaza", Nefi'nin Siham-ı Kaza adlı eserindeki hicivlere benzer şiirlerden oluşan eseri.
Eserleri: Divan, Farsça Divan, Mir'ât-ı Cünun, Ateşgede, Nihan-ı Kaza, Âbname
Şiirlerinden...
Şair o hümâdır ki iki âleme pinhan
Bir cevv-i mukaddesde hafiyyü't-tayerândır
Günümüz Türkçesi: Şair, iki aleme de gizli olan bir mukaddes gökte, hiç görünmeden uçan bir hüma (huma) kuşu gibidir. Hüma ya da huma kuşu efsanevi bir kuştur. Görünmeyecek kadar yükseklerde ve devamlı uçan bu kuş, cennet kuşu olarak da bilinir.
Rubai
Mecnun ki lâ-ilâhe illâ der idi
Teklif-i şuûr eyleseler lâ der idi
Ol mertebe meşgul idi Leyla ile kim
Mevlâ diyecek mahalde Leyla der idi
Günümüz Türkçesi: Mecnun "La ilahe illa" diyordu. Leyla ile kavuşma teklif ettiklerinde hayır diyordu. O derece Leyla ile meşgul idi ki bazen Mevla diyecek yerde Leyla diyordu.
Doymadım gitti mey ü mahbube bu meyhânede,
Bir gözüm sâkide kaldı, bir gözüm peymânede
Günümüz Türkçesi: Doymadım gitti şaraba ve sevgiliye bu meyhanede / Bir gözüm sakide kaldı, bir gözüm kadehte
Tabib (Mir'ât-ı Cünun'dan)
Var idi bir de tebâbet delisi
Hasta derdi ile illet delisi

Bulduğu hastayı fasd eyler idi
Kanların dökmeye kasd eyler idi

Kan kusardı dil-i âvâreleri
Fitili almış idi yâreleri

İnkıbâz olsa biri ol düşmen
İhtikân eyler idi ağzından

Dişe vaz eyler idi çeşmezeni
Gözde kullanmış idi kerpedeni

Artırırdı marazın illetini
Kimse fehm eylemedi hikmetini

Sözcükler
tebabet: hekimlik
fasd: hacamat, kan alma
dil-i âvâre: serseri, derbeder gönül
yâre: yara
inkıbaz: sıkıntı, gamlı olmak, kabızlık
ihtikan: kan toplanması, şırınga kullanma
vaz: yerleştirme, koyma
çeşmezen: şifalı bir bitki
maraz: hastalık
fehm eylemek: anlamak
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
  • Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Nihat Sami Banarlı
  • TDV İslam Ansiklopedisi Yenişehirli Avni Maddesi, Mehmed Çavuşoğlu
  • Yenişehirli Avni'nin "Mir'at-ı Cünun" İsimli Eseri, Abdulkadir Erkal
  • Görsel kaynak TDV İslam Ansiklopedisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.