- Daha çok rubaileriyle tanınan divan şairi.
- 1570'te İstanbul'da doğan şairin asıl adı Mustafa'dır.
- Sultan III. Murad’ın hocası âlim ve şair Azmi Efendi’nin oğludur.
- Kuvvetli bir medrese tahsili gördü.
- 30 yaşında Süleymaniye Müderrisi oldu.
- Şam, Kahire, Bursa, Edirne, İstanbul ve Mısır kadılıklarında bulundu.
- 1623'te IV. Murat’ın tahta çıkışı ile Anadolu Kazaskeri olsa da bir yıl geçmeden görevden alındı.
- 1627’de Rumeli Kazaskerliğine getirilen şair, 1629'da emekliliğe sevk edildi.
- 30 Mart 1631'de ölen Azmizâde Haleti, İstanbul'da yaptırdığı mektebin bahçesine defnedilmiştir.
Divan Şairleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Divan Şairleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Azmizâde Haleti (1570-1631)
Lamii Çelebi (1473-1532)
- Divan şairi, Nakşibendi şeyhi.
- 1473'te Bursa'da doğdu.
- Asıl adı Mahmut'tur.
- Tüm hayatını Bursa'da geçirdi.
- Medrese tahsilinin yanında henüz genç yaşlarında tasavvufa yöneldi.
- Hiçbir devlet görevinde bulunmadı.
- 1532'de Bursa'da öldü.
Sanat Anlayışı
- İranlı âlim ve şair Molla Cami'den (öl. 1492) yaptığı çevirilerle tanındı.
- Hamse sahibidir.
Leyla Hanım (?-1848)
- 19. yüzyıl divan şairi.
- Doğum tarihi bilinmeyen şair, İstanbul doğumludur.
- Babası kazasker Moralızade Hamit Efendi'dir.
- Dayısı, 19. yüzyılın önemli divan şairlerinden Keçecizâde İzzet Molla'dır.
- Edebiyatla ilgili bir ailede yetişen şair, eğitimini daha çok dayısından almıştır.
- Leyla Hanım, evlendiğinin ilk günü eşinin davranışlarından rahatsız olmuş ve bir hafta sonra eşinden ayrılmıştır.
- 1848'de İstanbul'da ölmüştür.
Divan Sanatçıları Konu Testi 5
1. "Divan şiirinde sosyal eleştiri" üzerine bir araştırma yapsanız aşağıdaki şairlerden hangisine öncelik vermeniz daha doğru olur?
A) Necati BeyB) Fuzuli
C) Bağdatlı Ruhi
D) Neşati
E) Sünbülzâde Vehbi
2. Aşağıdakilerden hangisi ayraç içinde verilen divan sanatçısıyla ilgili değildir?
A) Hamse sahibi olan şair, tercüme olmayan mesnevileri ile divan edebiyatında ayrıcalıklı bir yer edinmiştir. (Nevizade Atai)
B) Yedi yaşındaki oğlu için yazdığı Hayriyye adlı eseri, nasihatname türünün güzel örneklerinden biridir. (Nabi)
C) Lâle Devri'nde yaşayan şair, mahallileşme akımının edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir. (Nedim)
D) 19.yüzyıl divan şairi ve devlet adamı olan sanatçı, Mihnet-i Keşan adlı eseriyle ünlüdür. (Keçecizade İzzet Molla)
E) Kanuni'nin hüküm sürdüğü yıllarda sultan-ı şuara olarak anılmış ve daha çok bir gazel şairi olarak tanınmıştır. (Fuzuli)
A) Hamse sahibi olan şair, tercüme olmayan mesnevileri ile divan edebiyatında ayrıcalıklı bir yer edinmiştir. (Nevizade Atai)
B) Yedi yaşındaki oğlu için yazdığı Hayriyye adlı eseri, nasihatname türünün güzel örneklerinden biridir. (Nabi)
C) Lâle Devri'nde yaşayan şair, mahallileşme akımının edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir. (Nedim)
D) 19.yüzyıl divan şairi ve devlet adamı olan sanatçı, Mihnet-i Keşan adlı eseriyle ünlüdür. (Keçecizade İzzet Molla)
E) Kanuni'nin hüküm sürdüğü yıllarda sultan-ı şuara olarak anılmış ve daha çok bir gazel şairi olarak tanınmıştır. (Fuzuli)
Divan Sanatçıları Test 4
Yalnız Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Ataları Timur ve Timuroğullarının saraylarında görev yapmış asilzadelerdir. O da bu nedenle sarayda doğmuş ve Timurlu şehzadelerden Hüseyin Baykara'nın en yakın arkadaşı olmuştur. Yazdığı eserler, yetiştirdiği şairler ve desteklediği ilim hayatıyla Türkçeye büyük katkılar sağlamıştır.
A) Muhakemetü'l Lûgateyn
B) Mecalisün Nefais
C) Mizanül Evzan
D) Hayretü'l-Ebrar
E) Çengnâme
Divan Sanatçıları Konu Testi 3
Sade dille yazdığı ve cinaslı kafiyelere yer verdiği tuyuğlarıyla tanınan —, kudretli bir şair olsa da daha çok bir devlet ve ilim adamı olarak şöhret kazanmıştır.
A) Gülşehri
B) Hamdullah Hamdi
C) Kadı Burhanettin
D) Nedim
E) Şeyh Galip
I. Hiciv
II. Surnâme
III. Mevlit
IV. Mersiye
2. Aşağıdaki şairlerden hangisinin yukarıda numaralanmış nazım türlerinin herhangi birinden eseri yoktur?
A) Hayali Bey B) Nabi C) Baki D) Süleyman Çelebi E) Nefi
3. Aşağıdakilerden hangisinde verilen boşluğa ayraç içinde verilen sanatçı getirilemez?
A) Timurlu şehzadelerinden Hüseyin Baykara'nın en yakın arkadaşı olan — yalnız Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. (Ali Şir Nevai)
B) —, Beng-ü Bâde mesnevisini 1510 – 1514 yılları arasında Şah İsmail’e ithaf etmiştir. (Fuzuli)
C) Anadolu sahasındaki ilk şuara tezkiresini kaleme alan — divan sahibi bir şairdir. (Sehi Bey)
D) — Kanuni'nin Nahçıvan Seferi'ne giderken Şehzâde Mustafa'yı katlettirmesi üzerine yazdığı mersiye ile ünlüdür. (Taşlıcalı Yahya)
E) Bir kabahati nedeniyle Fatih'in hışmına uğrayan —, yazdığı Kerem Kasidesi sayesinde zindandan kurtulmuştur. (Ahmet Dai)
Bu alegorik eserde otuz kuş, kuşların padişahı Simurg'u bulmak üzere zahmetli bir yolculuğa çıkar. Kuşların geçtiği vadiler tasavvufi yolun makamlarıdır. Son vadiye ulaştıklarında ise artık karşılarında üzerinde cemâl-i ilahinin yansıdığı bir ayna vardır. Aynaya baktıklarında aslında kendi zatlarından başka bir şey olmayan Simurg'u görürler.
4. Parçada sözü edilen eser aşağıdaki divan sanatçılarından hangisine aittir?
A) Taşlıcalı Yahya
B) Gülşehri
C) Ahmet Paşa
D) Ahmet Dai
E) Nabi
17. yüzyıl divan şair ve yazarıdır. Süslü nesrin önemli isimlerinden biridir. Mensur hamsesi ile tanınır. Meşakku'l-Uşşak ve Nihalistan mensur hikâye geleneğinin önemli eserleridir. Eserlerinde şahsi gözlem ve deneyimlerinden yararlanmıştır. İki eser de modern hikâyeciliğin habercisi sayılabilecek tekniklere sahiptir.
5. Parçada sözü edilen divan sanatçısı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nergisi
B) Sinan Paşa
C) Mercimek Ahmet
D) Piri Reis
E) Seydi Ali Reis
17. yüzyılın önde gelen bilim insanlarındandır. 48 yıllık kısa yaşamı içerisinde tarih, coğrafya, biyografi, bibliyografya, otobiyografi gibi birçok konuda önemli eserler yazmıştır.
6. Parçada sözü edilen bilim insanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Evliya Çelebi
B) Nergisi
C) Katip Çelebi
D) Akif Paşa
E) Sinan Paşa
7. Aşağıdakilerin hangisinde sanatçının yaşadığı yüzyıl yanlış verilmiştir?
A) Mevlana — 14.yy.
B) Ali Şir Nevai — 15.yy.
C) Fuzuli — 16.yy.
D) Şeyh Galip — 18.yy.
E) Yenişehirli Avni — 19.yy.
Divan edebiyatının son büyük şairlerindendir. Asıl ismi Mehmet'tir. Tasavvufa gönül vermiş, Mevlevi şeyhi olmuştur. Şiir dilinde eskileri taklit etmeyi hoş görmemiş, kendine özgü bir üslup yaratmıştır. Bu üslup, Sebk-i Hindi akımının da etkilerini taşımaktadır.
8. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ali Şir Nevai
B) Nedim
C) Şeyh Galip
D) Leskofçalı Galip
E) Enderunlu Vasıf
Klasik Türk edebiyatında beş mesneviden oluşan külliyatlara hamse denir. Hamse yazan şairler de hamse-nüvis ya da sahib-i hamse olarak adlandırılır.
9. Aşağıdaki şairlerden hangisi hamse sahibi değildir?
A) Şeyhülislam Yahya
B) Ali Şir Nevai
C) Taşlıcalı Yahya
D) Nevizade Atai
E) Hamdullah Hamdi
İstanbul şairi olarak tanınmıştır. Divanı'nda hece vezniyle yazılmış iki koşmanın yer alması, şairin halk şiirine ilgisine işaret etmektedir. Dini konuları pek işlememiş, İstanbul Türkçesi ile yazdığı gazel, kaside ve şarkıları ile anılmıştır. Şarkı nazım biçimini sevdirmiş, kaside türünde de yenilikler yapmış ancak mesnevi yazmamıştır.
10. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Aşık Paşa
B) Fuzuli
C) Taşlıcalı Yahya
D) Nedim
E) Baki
440 beyitlik bu küçük mesnevide, afyonla şarap karşılaştırılarak ve şarabın afyona üstün olduğu sonucuna varılır. Eserin başında kısa birer tevhit, münacat, naat ve Hz. Ali methiyesinden sonra Şâh İsmail için söylenmiş bir methiye vardır. Sonra hikâye kısmı gelir. Fuzuli, önce şarabın tarifini yapar. apar. Eserde içki ve yiyeceklere teşhis ve intak sanatlarıyla kişilik verilmiştir.
11. Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen sanatçıya ait değildir?
A) Rind ve Zâhid
B) Leyla ile Mecnun
C) Hadikatü's Süeda
D) Hayriyye
E) Şikayetname
Osmanlı Devleti’nin içte ve dışta çeşitli problemlerle uğraştığı; ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik sıkıntılar içinde bulunduğu bir dönemde yaşamıştır. Hem şiir hem de nesir türlerinde eser vermiştir. Divan şiirinde felsefi ve ahlaki anlatım biçimiyle öne çıkmıştır.
12. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahmet Paşa
B) Baki
C) Nabi
D) Necati
E) Nedim
E) Nedim
13. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi karşısında verilen nazım şekliyle ünlü değildir?
A) Kadı Burhanettin — tuyuğ
B) Baki — gazel
C) Nefi — kaside
D) Bağdatlı Ruhi — mesnevi
E) Azmizâde Haleti — rubai
Hicivleri yüzünden pek de sevilmeyen şair, kaside sahasında İran şairleriyle boy ölçüşecek derecede başarı göstermiştir. Şairliğiyle övünürken İran şairlerini geride bıraktığını ilan etmekten çekinmemiş, sözlerini bir iddia olarak bırakmayarak gerçekten başarılı ve üstün eserler ortaya koymuştur.
14. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bağdatlı Ruhi
B) Taşlıcalı Yahya
C) Nefi
D) Nevizâde Atai
E) Zati
Onun şiirinde hoşa gitmeyen bir kelime, çirkin bir ses bulmak mümkün değildir. Şiirlerinde Türkçeyi ustalıkla kullanmıştır. Yabancı kelimelerin çoğunlukta olduğu beyitlerinde bile temiz, kusursuz bir ahenk görülür. Divan geleneğine bağlı kalan şair, şiir alanında kendinden önce gelen Ahmet Paşa, Necati, Zati'nin çizgisi üzerine çıkarak onların başlattığı çığırı sürdürmüştür.
15. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahmedi
B) Şeyhi
C) Ali Şir Nevai
D) Enderunlu Vasıf
E) Baki
Klasik Türk şiirinin kurucularından olup 14. yüzyılının en önemli şairlerinden biridir. Divanı dışındaki en önemli eseri İskender’in efsanevi hayatını anlatan, aynı zamanda ansiklopedik özellikleri de olan mesnevisidir. Eser, I. Bayezid’in oğlu Emir Süleyman’a sunulmuştur.
16. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hoca Dehhani
B) Aşık Paşa
C) Gülşehri
D) Ahmedi
E) Necati
I. Garipnâme
II. Harnâme
III. Şikayetname
IV. Siham-ı Kaza
17. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi yukarıda verilen eserlerden herhangi biriyle ilişkilendirilemez?
A) Aşık Paşa
B) Nefi
C) Şeyhi
D) Nabi
E) Fuzuli
Klasik Türk şiirine İstanbul Türkçesinin incelik ve yalınlığını getiren, halk söyleyişlerine, seviyeli bir argoya, deyim ve atasözlerine başvuran şair, Lâle Devri’nin edebî zevkine uygun bir anlatım tarzı oluşturmuştur. Şair, 18. asırda divan şiiri geleneğinin sadece devam ettiricisi değil, aynı zamanda bu şiir geleneğine mahallileşme ile yeni açılımlar getiren, bunu dil ve anlatımıyla olduğu kadar şiirinde kullandığı yerli hayat sahneleri, gelenekler, beşeri aşk teması ve şarkı nazım biçimiyle de kanıtlayan büyük bir şairdir.
18. Parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Baki
B) Nedim
C) Şeyhülislam Yahya
D) Enderunlu Fazıl
E) Leskofçalı Galip
D) Enderunlu Fazıl
E) Leskofçalı Galip
I. Sebk-i Hindi
II. Mahallileşme Akımı
III. Süslü Nesir
19. Aşağıda verilen divan sanatçılarından hangisi yukarıdakilerden biriyle ilişkilendirilemez?
A) Sinan Paşa
B) Şeyh Galip
C) Nedim
D) Evliya Çelebi
E) Enderunlu Vasıf
20. Aşağıdakilerden hangisinde bir yazar, kendisine ait olmayan bir yapıtla birlikte verilmiştir?
A) Şeyhi – Harname
B) Ahmet Paşa – Çarhname
C) Süleyman Çelebi – Vesiletü'n Necat
D) Ali Şir Nevaî – Muhakemetü'l Lügateyn
E) Sinan Paşa – Tazarruname
👉 Bu testi pdf olarak indirebilirsiniz.
Cevaplar
1.C 2.A 3.E 4.B 5.A 6.C 7.A 8.C 9.A 10.D 11.D 12.C 13.D 14.C 15.E 16.D 17.D 18.B 19.D 20.B
İlgili Sayfalar
👉 Divan Sanatçıları Konu Testi 1
Cevaplar
1.C 2.A 3.E 4.B 5.A 6.C 7.A 8.C 9.A 10.D 11.D 12.C 13.D 14.C 15.E 16.D 17.D 18.B 19.D 20.B
İlgili Sayfalar
👉 Divan Sanatçıları Konu Testi 1
Hoca Dehhani (14.yy)
- 14.yüzyıl divan şairi.
- Doğum ve ölüm tarihleri kesin değildir.
- Hakkında bilinenler şiirlerindeki bilgilerle sınırlıdır.
- Son yıllarda yapılan araştırmalara göre Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey devrinde (öl.1398) yaşamıştır.
- 14. yüzyılın ilk çeyreğinde doğmuş, aynı yüzyılın sonunda ölmüştür.
Sanat Anlayışı
- Uzun yıllar "ilk divan şairi" olarak kabul edildi. Ancak 14.yüzyılın ikinci yarısında hayatta olduğuna dair bulgular bu durumu tartışmalı hâle getirmiştir.
- Şiirlerini oldukça sade ve işlek bir Türkçe ile kaleme almıştır.
- Şiirlerinde Arapça ve Farsça tamlamalar yok denecek kadar azdır.
- Aşk ve tabiat şairi olarak kabul edilmektedir.
- Tevhit, münacat türünde yazdığı şiirleri de vardır.
Eserleri Hakkında...
- Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey'in emriyle bir Selçuklu Şehnamesi (Selçuknâme) yazmaya başlamıştır. 20.000 beyit kadar Alâeddin Keykubad devrini anlatan şair, sonrasında Karamanoğulları devrine dair de 600 beyit yazmıştır. Ancak eseri tamamlayamadan ölmüştür. Yarım kalan bu eser elde değildir.
- Divanı, yakın zamanda Medine’de Arif Hikmet Bey Kütüphanesinde bir divan mecmuası içinde bulunmuştur. Ancak mürettep (tertip edilmiş, düzenlenmiş) bir divan değildir.
- Toplamda 2 kaside ile 104 gazeline ulaşılabilmiştir.
Gazel Örneği
Aceb bu derdimin dermânı yok mu
Ya bu sabr etmeğin oranı yok mu
Yanarım mumlayın baştan ayağa
Nedir bu yanmağın pâyânı yok mu
Güler düşmen benim ağladığıma
Aceb şol kâfirin imanı yok mu
Deliptir ciğerimi gamzen oku
Ara yürekte gör peykânı yok mu
Gözün hançerleyin boynuma çaldı
Aceb ol zâlimin imanı yok mu
Su gibi kanımı toprağa kardın
Ne sanırsın garibin kanı yok mu
Cemâl-i hüsnüne mağrur olursun
Kemâl-i hüsnünün noksanı yok mu
Begüm Dehhani'ye ölmezden öndin
Topuna ermeğe imkânı yok mu
👉 Gazelin günümüz Türkçesi için tıklayınız.
İlgili Sayfa
👉 13 ve 14. Yüzyıl Divan Şairleri Özet
Yararlanılan Kaynak
- Hoca Dehhânî Hakkında Yeni Bilgiler, Ersen Ersoy - Ümran Ay
Ahmet Paşa (? - 1497)
- 15.yüzyıl divan şairi.
- Babası, II.Murat devrinin kazaskerlerindendir.
- Müderrislik, kadılık yaptı. Fatih Sultan Mehmet'in takdirini kazanarak kısa zamanda kazasker oldu. Sonrasında vezirliğe kadar yükseldi.
- Bir kabahati nedeniyle Fatih'in hışmına uğrayarak zindana atıldı. Yazdığı Kerem Kasidesi sayesinde zindandan kurtuldu.
- İstanbul'dan sürgün edilerek Fatih’in vefatına kadar sancak beyi olarak görev yaptı.
- II. Bayezit zamanında aynı görevle Bursa’ya tayin edildi. Padişah tarafından takdir görse de İstanbul'a çağrılmayan şair, Bursa'da öldü.
Sanat Anlayışı
- 15. yüzyılın Şeyhi’den (öl. 1431) sonraki en güçlü divan şairidir.
- Yaşadığı dönemde Sultânü'ş-şuarâ (şairlerin sultanı) olarak anıldı.
- Gerek çağdaşı gerekse kendisinden sonra gelen şairler üzerinde etkili oldu.
- Gazel özellikle de kaside türünde öne çıktı.
- Açık, temiz ve zarif bir Türkçe kullandı.
- İnce ve zengin bir hayal gücüne sahiptir.
- Tasavvufla ilgilenmemiştir.
- Nazire geleneğinin öncü ismidir. Çağdaşı veya kendinden önceki bazı şairlere yazdığı nazireler ile bu yolda başarılı örnekler verdi. Ayrıca kendisinden sonraki şairleri de nazire söylemeye özendirmiştir.
- Fatih Sultan Mehmet'e yazdığı "Kerem Kasidesi" dışında "benefşe" ve "âb" redifli kasideleri de çok meşhurdur.
Eseri: Divan
Örnek Şiirleri
Gazel
Can neler çektiğini canan bilir mi bilmezem
Bendesinin halini sultan bilir mi bilmezem
Her gece sevda-yı zülfüyle perişan-hâl olup
Olduğum reyhanına hayran bilir mi bilmezem
Ud gibi inlesem feryadım işitir veli
Ben ne içün ettiğim efgân bilir mi bilmezem
Hırmenini ömrümün ol yâr-ı gendüm-gûn aceb
Nice yakar âteş-i hicran bilir mi bilmezem
Aşkımı terk eyledi Ahmed der imiş ol habib
Cana müşkil geldiğin bühtân bilir mi bilmezem
👉 Günümüz Türkçesi için tıklayınız.
Gazel
Öldürür gözlerin ey yâr elümden ne gelür
Mest olupdur iki hûn-hâr elümden ne gelür
Dil ü cân derdine çün çâre hemân ölmek imiş
Öleyin derd ile nâ-çâr elümden ne gelür
Râz-ı aşkın dilüme geldi ise hâme gibi
Başumı kes dilümi yar elümden ne gelür
Murg u mâhî uyumaz nâle vü feryâdımdan
Bahtum olmaz dahi bîdâr elümden ne gelür
Gözüne vermek için gönlümü câzûluk ile
Alır ol zülf-i siyeh-kâr elümden ne gelür
Sen çü mihmân olasın başumı alıp elüme
Ayagına kılam isâr elümden ne gelür
Sa‘y edip edimezem Kâ‘be-i kûyunu tavâf
Baglayıpdur yolumu hâr elümden ne gelür
Sen elinden geleni cevrden eksik komadın
Ne diyeyin sana ey yâr elümden ne gelür
Ol gül-endâm eder Ahmed gibi cân bülbülünü
Kafes-i gamda giriftâr elümden ne gelür
Kıldı aşkın beni âvâre elümden ne gelür
Düşdüm ol zülf-i siyeh-kâra elümden ne gelür
Dâ‘iren çigzinip ey nokta-dehen benzemişim
Âhenin-pây ile pergâra elümden ne gelür
Gam denizinde kalıp zülfünü sevdâ kılarım
Gark olurken sunarım mâra elümden ne gelür
Asılır sünbül-i gül-pûşuna dil hûşe gibi
Ger asarsan resen-i dâra elümden ne gelür
Ahmed’in râzını fâş eyledi zârilik ile
Ney gibi bu dil-i sâd-pâre elümden ne gelür
Çıkmış Soru
Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid zamanında şiirler yazmıştır. Şiirleri, o daha hayattayken, bütün Anadolu ve Rumeli’ye yayıldığı gibi Hüseyin Baykara’nın Herat’taki sarayında dahi okunur olmuş, kendisinden sonraki şairleri de etkilemiştir. Türk edebiyatı tarihinde Şeyhi ile Necati arasında yetişen şairlerin en tanınmışlarındandır. Onun “kerem”, “benefşe” ve “âb” redifli kasideleri, bilinen eserleri arasındadır.Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerin hangisidir?A) Süleyman ÇelebiB) Ahmet PaşaC) Sehi BeyD) Taşlıcalı YahyaE) Âşık Paşa
İlgili Sayfalar
👉 15. Yüzyıl Divan Şairleri Özet
Yararlanılan Kaynaklar
- Çaresizliğin Yankılanan Sesi: "Elimden Ne Gelir" Redifli Gazeller Üzerine Bir Değerlendirme, Şevkiye Kazan Nas
- Ahmet Paşa'nın "Elinden Ne Gelir" Redifli İki Gazeli ve Divan Edebiyatında Çaresiz Aşık İmajı, Sıtkı Nazik
Şeyyad Hamza (? - ?)
![]() |
Yusuf ile Zeliha |
- 14. yüzyıl divan şairi, mutasavvıf.
- Hayatı hakkında bilinenler sınırlıdır.
- Veba salgını üzerine yazdığı kasidesine göre 1348'te hayattadır.
- Veba salgınında ölen kızı Aslı Hatun'un Akşehir'deki mezarı nedeniyle bu civarlarda yaşadığı sanılmaktadır.
- Anadolu'yu köy köy dolaşarak halka tasavvufi şiirler söyleyen gezici dervişlerden biridir.
- Arapça ve Farsça bildiği, İslami ilimlere de vakıf olduğu şiirlerinden anlaşılmaktadır.
Sanat Anlayışı
- Anadolu sahası Türk edebiyatının ilk şairlerindendir.
- Şiirlerinin hemen hepsi dinî-tasavvufi içeriklidir.
- Hece ölçüsüyle yazdığı şiirler de vardır.
- Hz. Peygamber'e duyduğu sevgi ve dönemin idarecilerine karşı takındığı eleştirel tutum ve ölüm şiirlerinde dikkat çeken temalardır.
- Şairin naat türünde beş kasidesi vardır.
- Yusuf ile Zeliha adlı mesnevi en ünlü eseridir.
Eserleri: Yusuf ile Zeliha, Dasitan-ı Sultan Mahmut, Ahvâl-i Kıyâmet, Miraçname, Vefât-ı Hazret-i Muhammed aleyhi’s-selâm
Eserleri Hakkında
Dasitan-ı Sultan Mahmut
- 79 beyitlik küçük bir mesnevidir.
- Eser, Gazneli Mahmut ile bir derviş arasında geçen karşılıklı konuşmadır.
- Eserde dünyanın geçiciliğine vurgu yapılır.
- Şeyyâd Hamza, eserde kudretli bir hükümdar olan Gazneli Mahmut ile yoksul bir dervişi karşılaştırır. Eserde, dünya nimetlerine kanmayan derviş, ihtişam içinde yaşayan sultandan üstün tutulur.
Yusuf ile Zeliha (Destan-ı Yusuf)
- İslami edebiyatta pek çok kez işlenen hikayedir.
- Konu Kuran'da geçen Yusuf kıssasına dayanır.
- Mesnevi nazım şekliyle yazılan eser 1529 beyittir.
- Eser, dil bakımından Eski Anadolu Türkçesinin özelliklerini gösterir.
- Anadolu sahasında bu konuda yazılan ilk mesnevidir.
Yusuf ile Zeliha'dan... (Günümüz Türkçesiyle)
Vardı Kenan’da bir ulu kişi
Adı Yakup kendi peygamber kişi
Yusuf adlı vardı bir oğlu onun
Şimdi işit bu sözü varsa canın
Yedi yaşında idi Yusuf Nebi
Suratı güzel yok idi onun gibi
Bir gece yatarken o düş görür
Ertesi gün onu Yakup'a sorar
Der ey baba yatardım bu gece
Bir garip düş gördüm işit nece
Söyleyiver tabirini onun bana
Söyleyeyim o gördüğüm düşü sana
Gördüm ay ve güneş on bir yıldız
Secde kılarlar hepsi bana düz
Döndü Yakup söyledi dedi canım
Sakla düşünü sözümü işit benim
Olmaya ki söyleyesin başkasına
Düşünü işitip kızmasın sana
Ya oğul hoştur senin bu düşün
Saltanatla geçecek ömrün yaşın
Hak seni sultan kılacak herkese
On bir kardeşin duracak hizmetine
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
- Dâsitân-ı Sultân Mahmûd Mesnevisi’nde Fiiller Osman YILDIZ
- Yusuf ile Zeliha, Hazırlayan İbrahim Taş
- TDV İslam Ansiklopedisi Şeyyad Hamza Maddesi, Orhan Kemal Tavukçu
Nevizade Atai (1583-1635)
- 17. yüzyıl divan şairi.
- 16. yüzyılın tanınmış şairi Nevi Yahya Efendi’nin oğludur.
- Asıl adı Atâullah'tır.
- Çeşitli Balkan şehirlerinde kadılıklarda bulundu.
- Son görevi Üsküp Kadılığıdır (1632-34).
- Ömrünü daha çok İstanbul’dan uzakta geçirdi.
- Tasavvufa yönelen şair, Aziz Mahmud Hüdayi'nin müritlerinden biridir.
- 1635'te İstanbul'da öldü.
Sanat Anlayışı
- Önemli mesnevi şairlerinden biridir.
- Hamse sahibidir.
- Mesnevilerinde çok kullanılmış konular yerine yeni konuları ele almıştır.
- Öne çıkan mesnevileri Âlemnümâ ve Hefthân'dır.
- Gazel ve kaside türlerinde de başarılı örnekler vermiştir.
- Şiirlerinde Şeyhülislam Yahya, Baki ve Nefi etkisi görülür.
- Yenilikçi ve gerçekçi bir üsluba sahiptir.
- Şiirlerinde dinî-tasavvufi unsurlar oldukça fazladır.
- Atasözleri ve deyimleri çok kullanılmıştır.
- "Zeyl-i Şekaik" olarak bilinen mensur eseri 1558-1634 yılları içinde Osmanlı Devleti sınırları içinde yetişen şeyh, ilim adamı ve şairler hakkında bilgi veren biyografik bir çalışmadır.
Önemli Eserleri:
- Manzum Eserleri: Divan, Hamse (Âlemnümâ, Nefhatü’l-ezhâr, Sohbetü’l-ebkâr, Hefthân, Hilyetü’l- efkâr)
- Mensur Eser: Zeyl-i Şekâik
Mesnevi Konuları
- Âlemnümâ: Sâkinâme olarak da bilinir. Sâkinâme, sakiye (içki sunan) hitap ederek meclis, şarap, aşk, kadeh, mutrip vb. unsurların övülmesini konu alan eserlerdir.
- Nefhatü’l-ezhâr: Tasavvufi bir eserdir. Nizami'nin dinî, tasavvufi, ahlaki mahiyette olan Mahzenü’l-esrâr adlı mesnevisine cevap olarak yazılmıştır.
- Hefthân: Yedi hikayeden oluşan eser, Nizami'nin Heft Peyker’ine nazire olarak yazılmıştır. Şairin en güzel mesnevisidir. İstanbul'da aşkından dolayı perişan olan bir aşık vardır. Alim ve sanatkar olan bu aşığı avutmak için arkadaşları ne yapsa kâr etmez. Son olarak çareyi hikaye anlatarak onu eğlendirmede bulurlar. Yedi arkadaş sırayla bir hikaye anlatır. Böylece Yedi Hikaye (Heft-hân) ortaya çıkar.
- Sohbetü’l-ebkâr: Molla Câmi'nin Sübhatü’l-ebrâr mesnevisi örnek alınarak yazılmış orijinal bir eserdir. Mesnevi kırk sohbet halinde düzenlenmiş, bunlarda aşk, ibadet, tevazu, fazilet, çalışma, iyilik, bağlılık ve yalan gibi konular işlenmiştir.
- Hilyetü’l-efkâr: Kaynaklarda geçmesine rağmen tam metni henüz bulunmuş değildir.
Şiirlerinden...
Gazel
Bimâr gözlerinden erişti cana afet
Şimden geru efendi sen sağ u ben selâmet
Mânend-i âb u âteş bî-sabr u bî-sükûnem
Cismümde âb-ı hasret gönlümde nâr-ı firkat
Devr-i felek beni bir mehpâreden ayırdı
Kaddüm hilâle döndi düşdi dile harâret
Dilber vedâ ederken n'ola helâlleşirse
Zîrâ bilir komaz sağ ben zârı derd ü hasret
Necm-i sirişk-i demdür olsa Atâyi zâhir
Gitti dolandı gözden ol âfitâb-ı talat
Ebyat
Tek bendiyle miyânını arz eyledi o yâr
San bir harâmîdür ki yanında kemendi var
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
- Nevizade Atayi Divanı, Saadet Karaköse
- Türk Hikayeciliğinin Prototipi Sayılabilecek Heft-Hân'da Mekan, Hüseyin Doğramacıoğlu
- TDV İslam Ansiklopedisi Nevizade Atai, Haluk İpekten
Yenişehirli Avni (1826-1883)
![]() |
Yenişehirli Avni |
- 19.yüzyıl divan şairi.
- Tam adı Hüseyin Avni'dir.
- Yenişehir’de (Yunanistan-Larisse) doğdu.
- Avni Bey, kekemedir.
- Arapça, Farsça ve Rumca öğrenmiştir.
- Vidin ve Bağdat'ta divan katibi, İstanbul'da Emlak İdaresinde memur olarak çalışan şairin son görevi Üsküdar Bidayet Mahkemesi azalığıdır.
- 7 Ekim 1883’te İstanbul'da öldü.
Sanat Anlayışı
- Birçok kaynakta son divan şairi olarak gösterilir.
- Gelenekten kopmadan yenileşmeyi savunan şairlerden biridir.
- Mevlevi olan şair, Mesnevi'yi tercüme etmeye başlamış ancak bitirememiştir.
- Şiirlerinde tasavvuf düşüncesi öne çıkar.
- Kasidede yer yer Nefi'nin kalitesine yaklaşır.
- Gazelleri ile Şeyh Galip’i, hikmetli sözleri ile Nabi’yi, lirik oluşuyla Fuzuli'yi andırır. Buna rağmen orijinal bir şair olarak kabul edilir.
- Şeyh Galip’in Hüsn ü Aşk’ına nazire olarak kaleme aldığı "Âteşgede" yarım kalmıştır.
- "Mirat-ı Cünun" adlı eserde akıl hastanesindeki tipleri mizahi bir tarzda ele alır. 678 beyitlik bir mesnevidir.
- "Âbnâme", Mevlevihanedeki su sorunu için II. Abdülhamit'e sunulan manzum-mensur bir dilekçedir.
- "Nihan-ı Kaza", Nefi'nin Siham-ı Kaza adlı eserindeki hicivlere benzer şiirlerden oluşan eseri.
Eserleri: Divan, Farsça Divan, Mir'ât-ı Cünun, Ateşgede, Nihan-ı Kaza, Âbname
Şiirlerinden...
Şair o hümâdır ki iki âleme pinhan
Bir cevv-i mukaddesde hafiyyü't-tayerândır
Günümüz Türkçesi: Şair, iki aleme de gizli olan bir mukaddes gökte, hiç görünmeden uçan bir hüma (huma) kuşu gibidir. Hüma ya da huma kuşu efsanevi bir kuştur. Görünmeyecek kadar yükseklerde ve devamlı uçan bu kuş, cennet kuşu olarak da bilinir.
Rubai
Mecnun ki lâ-ilâhe illâ der idi
Teklif-i şuûr eyleseler lâ der idi
Ol mertebe meşgul idi Leyla ile kim
Mevlâ diyecek mahalde Leyla der idi
Günümüz Türkçesi: Mecnun "La ilahe illa" diyordu. Leyla ile kavuşma teklif ettiklerinde hayır diyordu. O derece Leyla ile meşgul idi ki bazen Mevla diyecek yerde Leyla diyordu.
Doymadım gitti mey ü mahbube bu meyhânede,
Bir gözüm sâkide kaldı, bir gözüm peymânede
Günümüz Türkçesi: Doymadım gitti şaraba ve sevgiliye bu meyhanede / Bir gözüm sakide kaldı, bir gözüm kadehte
Tabib (Mir'ât-ı Cünun'dan)
Var idi bir de tebâbet delisi
Hasta derdi ile illet delisi
Bulduğu hastayı fasd eyler idi
Kanların dökmeye kasd eyler idi
Kan kusardı dil-i âvâreleri
Fitili almış idi yâreleri
İnkıbâz olsa biri ol düşmen
İhtikân eyler idi ağzından
Dişe vaz eyler idi çeşmezeni
Gözde kullanmış idi kerpedeni
Artırırdı marazın illetini
Kimse fehm eylemedi hikmetini
Sözcükler
tebabet: hekimlik
fasd: hacamat, kan alma
dil-i âvâre: serseri, derbeder gönül
yâre: yara
inkıbaz: sıkıntı, gamlı olmak, kabızlık
ihtikan: kan toplanması, şırınga kullanma
vaz: yerleştirme, koyma
çeşmezen: şifalı bir bitki
maraz: hastalık
fehm eylemek: anlamak
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
- Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Nihat Sami Banarlı
- TDV İslam Ansiklopedisi Yenişehirli Avni Maddesi, Mehmed Çavuşoğlu
- Yenişehirli Avni'nin "Mir'at-ı Cünun" İsimli Eseri, Abdulkadir Erkal
- Görsel kaynak TDV İslam Ansiklopedisi
Ahmet Dai ( ? - ? )
- 15.yüzyıl divan şairi ve yazarı.
- Asıl adı Ahmet olup Dâî mahlasıdır.
- 14.yüzyılın ikinci yarısı ile 15.yüzyılın ilk yarısında yaşadı.
- Germiyanoğulları Beyliği zamanında kadılık yaptı.
- Germiyan toprakları Osmanlı Devleti'ne katılınca sırayla Emir Süleyman, Çelebi Mehmet ve II. Murat'ın hizmetine girdi.
- Çelebi Mehmet zamanında Şehzade Murat'ın hocalığını yaptı.
Sanatı
- Divan şiirinin kurucu şairlerinden biridir.
- Çeşitli konularda -çoğu tercüme- birçok eser vermiştir.
- Şiirlerinde kulağa hoş gelen, akıcı ve anlaşılır bir dil kullanmıştır.
- Türkçe ve Farsça olmak üzere iki divanı vardır.
- II. Murat’ın eğitimi sırasında hazırladığı "Ukudü’l-cevâhir" 650 beyitten oluşan Arapçadan Farsçaya manzum bir sözlüktür.
- "Teressül" adlı eseri; mektup türlerini, yazışma kurallarını anlatan mensur bir eserdir. Teressül, bilinen ilk Türkçe inşa (düzyazı) kitabıdır.
- En önemli eseri Çengnâme adlı mesnevidir.
Çengnâme
- 1406'da yazılan eser Emir Süleyman'a sunulmuştur.
- 1446 beyitlik bir mesnevidir.
- Eserin adı "çeng" adı verilen Türklere has bir müzik aletinden gelmektedir.
- 24 bölümden oluşan tasavvufi bir eserdir.
- Alegorik özellik gösterir.
- Eserde "çeng" insanı sembolize eder.
- Tıpkı çengin aradığı gibi insanda bu dünyada aslını aramaktadır.
Önemli Eserleri: Türkçe Divanı, Farsça Divanı, Çengnâme, Teressül, Uḳudü’l-cevâhir (sözlük)
Gazel
Sen var iken hüsn iline hiç kimse sultân olmasun
Devrân senündür çün bu gün ayruk kişi hân olmasun
Cândan azizsin sen bana cânlar feda olsun sana
Sensin hayâtum hâsılı sensüz bana cân olmasun
İncü dişün lâl-i lebün genc-i saâdetdür yiter
Kân içre gevher bitmesün lâ'l-i Bedahşân olmasun
İy alnı ay yüzi güneş sensüz cihânda bir nefes
Şems ile Zühre doğmasun hem mâh-ı tâbân olmasun
Bin cân esir olsun her dem perişân zülfüne
Dek yol perişân hâtırun bizden perişân olmasun
Gül yanağun cennet güli ben karşusında bülbüli
Murg-i seherhân ötmesün hergiz gülistan olmasun
Korkaram ol hûni gözün kasd eyleye bir gün bana
Dai ölürse gam değül nâ-hak yire kan olmasun
👉 Gazelin Türkçe açıklaması için tıklayınız.
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar
- Çengnâme, İnceleme-Tenkitli Metin, Gönül Alpay Tekin
- Divan Şiiri Seçmeler, Suat Batur
Akif Paşa (1787-1845)
- Devlet adamı, şair, yazar.
Akif Paşa - 1787'de Yozgat'ta doğdu.
- 1832 ile 1840 yılları arasında reisülküttâb, Hariciye Nâzırı (Dışişleri Bakanı), Dahiliye Nâzırı (İçişleri Bakanı) gibi önemli görevlerde bulunduktan sonra Kocaeli Mutasarrıflığına getirildi.
- Halkın şikayetleri ileri sürülerek bu görevinden de alınarak Edirne’ye sürüldü (1840). Bir süre sonra Bursa'da ikamet etmesine izin verildi. 1842'de Abdülmecit tarafından affedilerek İstanbul'a döndü.
- 1845'te hac dönüşü İskenderiye’de öldü.
Sanat Anlayışı
- 19.yüzyıl divan şairi ve nesir yazarıdır.
- Özellikle düz yazılarındaki sade dili ve kısa cümleleri ile dikkat çekti.
- Birkaç şiirinde hece ölçüsünü kullandı.
- Sosyal konulara değinmesi, nesirdeki sade dili ve hece ölçüsüyle de şiirler yazması nedeniyle Mahallileşme Akımı'nın temsilcilerinden biridir.
- "Adem Kasidesi", "Tabsıra" isimli risalesi ile küçük yaşta ölen torunu için yazdığı "Mersiye" ile ünlüdür.
- Eserleri: Tabsıra, Münşeat-ı Elhac Akif Efendi ve Divançe, Muharerat-ı Hususiye-i Akif Paşa
Adem Kasidesi
- "Adem", Arapça bir sözcük olup "yokluk" demektir.
- Bulunduğu görevlerden alınmasını kabul edemeyen bir devlet adamının yaşadığı yıkımı yansıtan karamsar bir şiirdir.
- 69 beyitten oluşan şiirde "yokluk" kavramına övgü vardır.
- Şiirde varlıktan nefret ve ondan kurtulma isteği yoğun bir şekilde ele alınmıştır.
Tabsıra
- Mensur (düzyazı) olarak kaleme alınan küçük bir eserdir.
- Tabsıra, insanın gözünü açacak bilgi-açıklama anlamındadır.
- Eser; samimi üslubu, sade dili ve kısa cümleleriyle dikkat çeker.
- Akif Paşa eseri, Hariciye Nâzırlığından alınmasına neden olan olayın aslını ortaya koymak üzere yazmıştır.
- Olay, İngiliz gazeteci William Churchill ile ilgilidir. İleri derecede miyop olan Churchill, Kadıköy’de avlanırken yanlışlıkla bir çocuğu tüfekle vurup yaralayınca tutuklanır. İngiliz elçiliği kapitülasyon maddelerine göre vatandaşının tutuklanamayacağını öne sürer. Artan baskılar sonucunda İngiliz serbest kalırken Akif Paşa görevden alınır.
- İşin ilginç yanı İngiliz gazeteciye pırlanta bir nişan ile gazete çıkartma imtiyazı verilir. Olaydan birkaç yıl sonra W. Churchill ilk yarı resmi gazete olarak bildiğimiz Ceride-i Havadis'i çıkaracaktır.
Mersiye
- Küçük yaşta ölen torunu için yazdığı şiir.
- Şair, torununun ölümü karşısındaki duyduğu acıyı, dönemine göre sade sayılacak bir dille ifade etmiştir.
- Akif Paşa, şiirde ölüme realist bir dikkatle yaklaşarak ölümle insan bedeninde oluşan değişimleri de ele alır.
- 11'li (6+5) hece ölçüsü ile yazılan şiirin nazım şekli koşmadır.
Mersiye
Tıfl-ı nâzeninim unutmam seni
Aylar günler değil geçse de yıllar
Telh-kâm eyledi firâkın beni
Çıkar mı hatırdan o tatlı diller
Kıyılamaz iken öpmeye tenin
Şimdi ne haldedir nazik bedenin
Andıkça gülşende gonca-dehenin
Yansın âhım ile kül olsun güller
Tagayyürler gelip cism-i semine
Döküldü mü siyah ebru cebîne
Sırma saçlar yayıldı mı zemîne
Dağıldı mı kokladığım sünbüller
Feleğin kînesi yerin buldu mu
Gül yanağın reng-i rûyun soldu mu
Acaba çürüyüp toprak oldu mu
Öpüp ohşadığım o pamuk eller
İlgili Sayfalar
Hoca Mesut (?-?)
- 14. yüzyıl divan şairi.
- Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur.
- Devrinin önemli ilim adamlarından biridir.
- Eserlerinden İran edebiyatını yakından tanıdığı, Farsça ve Arapçayı iyi bildiği anlaşılmaktadır.
- 14. yüzyılda din dışı mesnevi edebiyatının önde gelen ismidir.
- En önemli eseri Süheyl ü Nevbahar adlı mesnevidir.
- Eserleri: Süheyl ü Nevbahar, Ferhengnâme-i Sadi
Süheyl ü Nevbahar
- Eski Anadolu Türkçesiyle yazılan eser 1350'de tamamlanmıştır.
- Eser, Farsçadan Türkçeye serbest tercümedir.
- 5703 beyitten oluşan eserin ilk 1000 beyti Hoca Mesut'un yeğeni İzzettin Ahmet tarafından yazılmıştır.
- Eser, Türk edebiyatında beşerî aşkı konu alan ilk mesnevi olması bakımından önemlidir. Eserde Yemen padişahının oğlu Süheyl ile Çin hükümdarının kızı Nevbahar arasındaki aşk macerası anlatılır.
- Eser devrine göre oldukça sade bir Türkçeyle yazılmıştır.
- Eser tercüme olmasına karşın deyim ve atasözü yönünden oldukça zengindir.
- Dinî, ahlâki nasihatlerin de yer aldığı eser, didaktik özellik gösterir.
Ferhengnâme-i Sadi
- Eser, Sadi-i Şirazi'nin Farsça "Bostân" adlı eserinden seçilmiş şiirlerin tercümesidir.
- 1354'te yazılan eser 1073 beyitlik bir mesnevidir.
Süheyl ü Nevbahar'dan...
Dil anlayanun dili çürimeye
Sözi düzenün agzı kurımaya
(Sözü anlayanın dili çürümesin, sözü yazan kişi söz söyleyemez duruma gelmesin)
Didügüm kitâb aşnugı Pârsį
Dilince düzilmiş Ĥak'un yârisi
(Dediğim kitabın başlangıcı Hakk’ın yardımıyla Farsça yazılmıştır.)
Bana yâri olursa ola genez
Ki külli hikâyetleri işbu kez
Şunun bigi şerh eyleyem Türkice
Ki Tat u Mogal eyde şâbâş u ce
(Allah bana yardımcı olursa bu defa bütün hikâyeleri öyle Türkçe açıklayayım ki Tacik ve Moğol hepsi pek güzel desin.)
İşit saŋa bir hoş hikâyet ķılam
Eger Tangrı'dan uş inâyet bulam
(Allah’tan yardım bulursam sana hoş bir hikâye anlatayım dinle)
Ki saglık bagışlaya fursat vire
Tamam eylemeklige ruhsat vire
(Allah sağlık bağışlayıp fırsat versin, bu hikâyeyi tamamlamak için izin versin.)
Yemen'de ulu pâdişâh var imiş
Ki aķl ile devlet ana yâr imiş
(Yemen’de ulu padişah varmış, akıllı ve talihli biriymiş.)
Sarayında kırh avreti var idi
Ki her biri anun ile yâr idi
(Sarayında kırk eşi vardı, her biri onunla yâr idi.)
Bu kamusıla oglanı yogıdı
Anun gussası fikri key çogıdı
(Bunların hiç birinden oğlu yoktu, onun için düşüncesi ve kaygısı pek çoktu.)
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar
- Süheyl ü Nevbahar, Özkan Ciğa
- TDV İslam Ansiklopedisi, Hoca Mesud Maddesi, Mustafa Erkan-Mustafa Özkan
Sultan Veled (1226-1312)
![]() |
Semazen |
- 13. yüzyıl mutasavvıf şairi, Mevlevi şeyhi.
- 1226'da Karaman'da doğdu.
- Mevlana'nın büyük oğludur.
- Asıl adı Bahaeddin Muhammed'dir.
- Mevleviliği tarikat haline getiren odur. Anadolu'nun belli başlı şehirlerinde dergahlar kurarak Mevleviliğinin gelişmesini sağladı.
- 1312'de Konya’da vefat eden Sultan Veled'in yerine oğlu Emir Arif Çelebi geçmiştir.
Edebi Kişiliği
- Eserlerini babası gibi Farsça yazdı.
- Divan'ında Türkçe yazdığı on dört gazel vardır. Divan edebiyatının kuruluş asrı olan 13.yüzyılda Anadolu’da şiir dili Farsçadır. Bu açıdan Sultan Veled'in az sayıdaki Türkçe şiiri divan edebiyatının ilk örneklerinden biridir.
- Divandaki gazellerin çoğu Mevlana'nın gazellerine nazire olarak yazılmıştır.
- Kaside ve gazellerinin önemli bir kısmı didaktiktir. Bu manzumelerin çoğunda müritlerine tekke, tarikat ve tasavvuf adabı hakkında bilgiler verir.
- Büyük bir edebî değeri olmayan Divan'ında çeşitli devlet adamları için yazılmış akrostiş kasideler de vardır. Divan şiirinde akrostişe "muvaşşah" denir.
- Sultan Veled'in İbtidânâme, İntihânâme ve Rebâbnâme adları ile tanınan üç de mesnevisi vardır.
- Mesnevileri içinde bir hâl tercümesi olan İbtidanâme önemlidir. Eser Velednâme olarak da bilinmektedir. Eser, Mevlana ve etrafındaki kişiler hakkında bilgi vermek için yazılmıştır. 10000 beyit tutarındaki eserde 80 Türkçe beyit vardır.
- Veled'in Maârif adıyla bir de mensur eseri vardır.
- Tüm Eserleri: Divan, İbtidânâme, İntihânâme, Rebâbnâme, Maârif
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar
- Sultan Veled'in Türkçe Şiirlerinde Aruz Kullanımı, Atabey Kılıç
- Sultan Veled'in Divanı'nda Bulunan Muvaşşahlar, Şadi Aydın
Hayali Bey (1497?-1557?)
![]() |
Hayali Bey |
- 16.yüzyıl divan şairi.
- Asıl ismi Mehmet'tir. Geç evlendiği için lakabı Bekâr Memi'dir.
- Bir Balkan şehri olan Vardar Yenicesi’nde doğdu.
- Kuvvetli bir medrese tahsili görmediği eserlerinden anlaşılır.
- Bir kalenderi şeyhinden tasavvuf terbiyesi alan şair, İstanbul'a gelinceye kadar rint bir derviş olarak avare bir hayat sürdü.
- İstanbul'a geldikten sonra sanat çevresine giren şair, bir süre sonra Sadrazam İbrahim Paşa'nın vasıtasıyla Kanuni Sultan Süleyman tarafından tanınmıştır.
- Hayatının sonuna doğru Kanuni tarafından kendisine bir sancak ve Bey ünvanı verilmiştir.
Edebi Kişiliği
- Fuzuli ve Baki'den sonra 16. yüzyılın en önemli şairidir.
- Hayali, şiirlerinde genelde din dışı kalarak rindane bir tavır sergilemiştir.
- Asıl şahsiyetini yansıtan şiirleri gazelleridir.
- Şiirlerinde parlak ve ince imgeler, yeni buluşlar, renkli betimlemeler, akıcı bir söyleyiş vardır.
- Bilinen tek eseri Divan'ıdır.
Bilmezler Redifli Gazeli
Cihân-ârâ cihân içindedir ârâyı bilmezler
O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Harâbât ehline dûzah azâbın anma ey zâhid
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler
Şafak-gûn kan içinde dâğını seyretse âşıklar
Güneşte zerre görmezler felekte ayı bilmezler
Hamîde kadlerine rişte-i eşki takıp bunlar
Atarlar tîr-i maksûdu nedendir yayı bilmezler
Hayâlî fakr şalına çekenler cism-i uryânı
Anunla fahr ederler atlas u dîbâyı bilmezler
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar
- Hayali Bey Divanı, Ali Nihat Tarlan
- Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Nihat Sami Banarlı
Süleyman Çelebi (1351-1422)
![]() |
Süleyman Çelebi |
- Mevlit şairi.
- Hakkında bilinenler sınırlıdır.
- 1351'de Bursa'da doğdu.
- Yıldırım Bayezit devrinde bir süre Dîvân-ı Hümâyun imamlığı yapan Süleyman Çelebi, 1400'de tamamlanan Bursa Ulucamii imamlığına getirilmiştir.
- Bilinen tek eseri daha çok "Mevlit" adıyla tanınan Vesiletü'n Necat'tır.
Mevlit Nedir?
- Arapça "velede" (doğmak veya doğurmak) kökünden türeyen "mevlit"in sözcük anlamı doğum yeri ve zamanıdır.
- Mevlit sözcüğü ilk etapta Hz. Peygamberi hatırlatırken aynı kökten gelen milat sözcüğü ise Hz. İsa'yı çağrıştırmaktadır.
- Mevlit, Hz. Peygamber'in doğum yıl dönümünde yapılan törenlerde okunmak üzere yazılmış eserlerin ortak adıdır.
- Siyer kitaplarındaki manzum parçalar, bu türün ilk örnekleri olarak kabul edilebilir.
Vesiletü'n Necat
- Vesiletü'n Necat (Kurtuluş Vesilesi) halk arasında Mevlit olarak bilinir.
- Eser, mevlit türünün en çok bilinen ve en güzel örneğidir.
- Birçok dile çevrilen eser, 1409'da yazılmıştır (15.yüzyıl eseri)
- Vesiletü'n Necat; doğum, sünnet, askere gönderme, evlenme, ölüm gibi özel merasimlerde mevlithanlar tarafından müzik eşliğinde icra edilir.
- Eserin içinde kaside şeklinde yazılmış şiirler olsa da Mevlit (Vesiletü'n Necat) bir mesnevidir.
- Aruzun "fâilâtün fâilâtün fâilün" kalıbıyla yazılan eser 768 beyittir.
- Birçok beyti sehl-i mümteni örneği kabul edilen eser sade bir Türkçe ile yazılmıştır.
- Eser sanatlı bir üsluba sahiptir.
- Eserin belli başlı bölümleri şunlardır: tevhit - münacat, velâdet (Hz. Peygamberin doğumu), mucizât (Peygamberin mucizeleri), miraç (göğe yükselişi), vefat ve dua.
- Eserin kısa zamanda gördüğü büyük ilgi sonrasında Vesiletü'n Necat'a benzer başka mevlitler de yazılmıştır.
Eserin Yazılma Hikayesi
- Süleyman Çelebi'nin Ulucami’de imamlık yaptığı yıllarda bir vaiz, peygamberler arasında bir fark bulunmadığını, bu sebeple Hz. Muhammed’in Hz. İsa'dan ve diğer peygamberlerden üstün olmadığını söyler. Cemaatten bazıları vaizin bu görüşüne karşı çıkmış, tartışmalar büyümüş, bu arada Süleyman Çelebi de şu beyti söylemiştir:
"Ölmeyip İsa göğe bulduğu yol
Ümmetinden olmak için idi ol"
- Süleyman Çelebi, Vesiletü'n Necat adlı eserini çok beğenilen bu beyitten yola çıkarak yazmıştır.
Vesiletü'n Necat'tan Günümüz Türkçesiyle...
Allah adın zikr idelim evvelâVâcip oldur cümle işde her kula
(Allah'ın adını analım evvela
Tüm işlerinde gereklidir her kula)
Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsân ider Allâh ana
(Kim Allah'ın adını önce anarsa
Her işini kolay eder Allah ona)
Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya anın sonu
(Allah adı olsa her işin önü
Asla kesik olmaz onun sonu)
Her nefesde Allâh adın di müdâm
Allâh adıyla olur her iş tamâm
(Her nefeste Allah adını söyle
Allah adıyla olur her iş tamam)
Bir kez Allah dise aşk ile lisan
Dökülür cümle günah misl-i hazân
(Dil bir kez Allah dese aşk ile
Dökülür tüm günah sonbahar yaprağı gibi)
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda irişür Allâh diyen
(Mübarek adını söyleyen temiz olur
Her isteğine erişir Allah diyen)
Aşk ile gel imdi Allâh diyelim
Derd ile göz yaş ile âh idelim
(Aşk ile gel şimdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile ah idelim)
Ola kim rahmet kıla ol pâdişâh
Ol Kerîm ü ol Rahîm ü ol ilâh
(Ona kim rahmet kıla o padişah
O cömert ve o esirgeyen ve o ilah)
Birdir ol birliğine şek yokdurur
Gerçi yanlış söyleyenler çokdurur
(Birdir o birliğine şüphe yoktur
Gerçi yanlış söyleyenler çoktur)
Cümle âlem yoğiken ol var idi
Yaradılmışdan Ganî Cebbâr idi
(Cümle âlem yokken o var idi
Yaratılmışlardan çok kudretli idi)
Var iken Ol yok idi ins ü melek
Arş ü ferş ü ay ü gün hem nüh-felek
(O varken yoktu insan ve melek
Yer-gök, ay-güneş hem dokuz gezegen)
Sun’ile bunları Ol var eyledi
Birliğine cümle ikrâr eyledi
(Kudretiyle bunları o var etti
Birliğini herkes kabul etti)
Kudretin izhâr idüp hem Ol Celîl
Birliğine bunları kıldı delîl
(Hem kudretini gösterdi o ulu Tanrı
Hem de bunları birliğine delil kıldı)
Ol didi bir kerre var oldu cihân
Olma dirse mahv olur ol dem hemân
(O dedi bir kere (ve) var oldu dünya
Olma derse mahvolur o an hemen)
Bâri ne hâcet kılavuz sözü çok
Birdir Allâh andan artık tanrı yok
(Bir defa çok söz etmeye gerek yok
Birdir Allah ondan başka Tanrı yok)
Haşre dek ger dinilürse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm
(Kıyamete kadar anlatılsa da bu söz
Nice kıyamet geçse de olmaz tamam)
Pes Muhammed’dir bu varlığa sebeb
Sıdk ile anın rızâsın kıl taleb
(Muhammet'tir âlemlerin varlığına sebep
Öyle ise sadakatle onun rızasını talep et)
Ger dilersiz bulasız oddan necât
Aşk ile derd ile idin es-Salât
(Eğer dilerseniz ateşten kurtuluşu bulursunuz
Aşk ile dert ile Peygamber'e dua edin)
Ey azîzler işte başlarız söze
Bir vasiyyet kılarız illâ size
(Ey azizler işte başlarız söze
Bir öğüt sunarız mutlaka size)
Ol vasiyet ki derim her kim tuta
Misk gibi kokusu canlarda tüte
(Derim ki o vasiyeti her kim tutarsa
Onun güzel kokusu canlarında duyula)
Hak Teâlâ rahmet eyleye ana
Kim beni ol bir duâ ile ana
(Hak Teâlâ onlara rahmeti ile muamele etsin
Ki belki onlar da beni bir dua ile ansın)
Her ki diler bu duâda buluna
Fâtiha ihsân ide ben kuluna
Elbette bu duada bulunanlar
Bana da bir Fatiha bağışlarlar
...
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
- TDV İslam Ansiklopedisi, Mevlit Maddesi, Ahmet Özel
- Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Nihat Sami Banarlı
- Süleyman Çelebi'nin Mevlid'i Üzerine, Soner Akdağ
Ali Şir Nevai (1441-1501)
- 15.yüzyıl divan şairi, yazar, âlim, devlet adamı.
- 1441'de Herat'ta doğdu.
- Nevâî'nin ataları sarayda görev yapmış asilzadelerdir.
- Hayatının önemli bir kısmı yakın arkadaşı Herat Sultanı Hüseyin Baykara'nın yanında ve hizmetinde geçmiştir.
- Hüseyin Baykara'dan sonra ülke yönetimindeki en önemli isim olmuştur.
- Yaptığı çalışmalarla Herat'ı ilim, sanat ve medeniyet merkezi haline getirmiştir.
- Bir Türk dili milliyetçisi olan Nevai, yaşadığı dönemde özellikle yabancı dillere karşı Türkçeyi korumaya çalışmıştır.
- Ali Şir Nevai, 3 Ocak 1501'de Herat'ta ölmüştür.
Edebi Kişiliği
- Çağatay edebiyatının (Doğu Türkçesi) kurucu ismidir.
- Sadece Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının önde gelen sanatçılarından biridir.
- Divan şiirine millî ve mahallî unsurlar kazandırmıştır.
- Türkçe eserlerinde Nevâî, Farsça şiirlerinde ise Fânî mahlasını kullanır.
- Canlı ve ahenkli bir üsluba sahiptir.
- Çağatay Türkçesinin en güzel tuyuğ örneklerini vermiştir.
- Türk edebiyatının ilk hamse yazarıdır.
- Edebiyatımızın ilk şuara tezkiresi de ona aittir (Mecalisü'n Nefais).
- En önemli eseri Türkçenin Farsçaya karşı üstünlüğünü kanıtlamaya çalıştığı Muhakemetü'l Lugateyn adlı eseridir.
- Şiirleri dışında tarih, hal tercümesi, tezkire, müzik, aruz gibi farklı konu ve türlerde yazdığı birçok eseri vardır.
Önemli Eserleri
- Hamsesini oluşturan mesnevileri şunlardır:
- Hayretü'l-Ebrar
- Leyla ile Mecnun
- Ferhad ü Şirin
- Sedd-i İskenderî
- Seb'a-i Seyyâre
- Lisânü't-tayr (Hamse dışında kalan mesnevi)
- Divanları: Dördü Türkçe, biri Farsça olmak üzere beş divanı vardır.
- Muhakemetü'l Lûgateyn (İki dilin karşılaştırılması): Nevai'nin dil alanındaki millî şuurunu gösteren önemli bir eserdir. Genç Türk şairlerin Farsça şiir yazmaya özenmeleri üzerine yazılmıştır. Nevai, Türkçe ile Farsçayı örnekler üzerinden karşılaştırarak Türkçenin üstünlüğünü savunmuştur.
"Türk'ün beceriksiz ve değersiz gençleri, kolaydır diye, Farsça şiir söylemeye özeniyorlar... Türk dilinin genişliği bu kadar tanıklarla anlaşıldıktan sonra, yetenekli Türk gençlerinin kendi dilleri dururken başka dille şiirlerini yazmamaları gerekirdi. Eğer her iki dilde eser verebilecek yetenekteyseler kendi dillerinde daha çok eser vermeliydiler. Doğrusu şudur ki bunlar, Türkçe şiir söyleyecek güçte değildirler."
- Mecalisün Nefais: Türk edebiyatının ilk şuara tezkiresidir. Nevai, Timur döneminden başlayarak özellikle çağdaşı olan şairleri tanıtarak şiirlerinden örnekler vermiştir.
- Mizanül Evzan: Aruz vezniyle ilgili yazılmış teorik bir eserdir.
İlgili Sayfa
👉 15.yüzyıl Divan Şairleri Özet Anlatım
Yararlanılan Kaynaklar
- TDV İslam Ansiklopedisi, Ali Şir Nevai Maddesi, Günay Kut
- Asya Coğrafyasının Büyük Edibi Ali Şir Nevai'nin Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri ve Türk Diline Katkıları / Serdar Bulut
Aşık Paşa (1272-1332)
![]() |
Aşık Paşa |
- Mutasavvıf, divan şairi.
- Kırşehir'de dünyaya gelen şairin asıl adı Ali'dir.
- Yaşadığı dönemde Türkçeye verdiği önemle öne çıkmıştır. Türkçenin Anadolu'da bir edebiyat dili olarak kabul edilmesinde en büyük pay onundur.
- Şiirlerinde hem hece hem de aruzu kullanmıştır.
- Sanat anlayışında Yunus Emre ve Mevlana etkisi görülür.
- En önemli eseri bir mesnevi olan Garipname'dir.
- Şairin Yunus Emre tarzında söylenmiş ilahi ve gazelleri de vardır.
Tüm Eserleri: Garipname, Şiirleri, Fakrname, Vasf-ı Hâl, Hikaye, Kimya Risalesi
Garipnâme
- Ahlak ve tasavvuf üzerine yazılmış bir nasihatnamedir.
- Yaklaşık 12000 beyitten meydana gelen didaktik bir eserdir.
- Türk edebiyatının 14. yüzyıldaki en büyük mesnevisidir.
- Aruzun "fâilâtün fâilâtün fâilün" kalıbıyla yazılan eser on bölümdür.
- Eserde Mevlana'nın Mesnevi adlı eserinin etkisi açıktır.
- Eser açık ve sade bir Türkçe ile şekilde yazılmıştır.
Garipnâme'den...
Kamu dilde var idi zabt ü usûl
Bunlara düşmüş idi cümle ukûl
Türk diline kimsene bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahı bilmez idi bu dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
Bu Garîbnâme anın geldi dile
Kim bu dil ehli dahı ma‘nî bile
Türk dilinde ya‘ni ma‘nî bulalar
Türk ü Tâcik cümle yoldaş olalar
Sözcükler
kamu: herkes, halk
zabt: bir şeyi sıkı tutmak
usûl: yol, yöntem
cümle: bütün, hep
ukûl: akıllar
hergiz: asla
ma'ni: mana, anlam
İlgili Sayfa
👉 13. ve 14. Yüzyıl Divan Şairleri Özet
Yararlanılan Kaynaklar
- TDV İslam Ansiklopedisi, Aşık Paşa Maddesi, Günay Kut
- Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Nihat Sami Banarlı
- Garipname, Kemal Yavuz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)