Orhan Pamuk (1952)
|
Orhan Pamuk |
- Nobel ödüllü, postmodern roman yazarı.
- 1952’de İstanbul’da doğdu. Şehrin, yüzü Batı’ya dönük, zengin semti Nişantaşı’nda kalabalık bir ailede büyüdü.
- Resme büyük bir ilgi duyan yazar, yirmi iki yaşına kadar resimle uğraşıp ressam olmayı hayal etti.
- Liseyi Robert Kolejinde okudu. İstanbul Teknik Üniversitesinde üç yıl mimarlık okuduktan sonra okulu bıraktı.
- İstanbul Üniversitesinde gazetecilik okuyan yazar, 1977’de mezun oldu. Herhangi bir işte çalışmayan Pamuk, yirmi üç yaşından sonra romancı olmaya karar verdi.
- 1979'da, yazdığı ilk romanı Karanlık ve Işık ile Milliyet Roman Ödülü'nü kazandı. Eser, 1982'de Cevdet Bey ve Oğulları adıyla basıldı. Eser 1983'te Orhan Kemal Roman Ödülü'nü de almıştır.
- Birçok dilde yayımlanan romanı Beyaz Kale (1985) ile uluslararası üne kavuştu.
- 1985 -1988 arasında Columbia Üniversitesinde “Misafir Âlim” olarak bulundu.
- 1991'de, Kara Kitap adlı romanındaki bir hikâyeden senaryolaştırdığı Gizli Yüz filme çekildi.
- Yazar, 2006'da İsveç Akademisi tarafından verilen Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Orhan Pamuk, Nobel alan ilk Türk olarak tarihe geçmiştir. Bu ödülü alırken yaptığı konuşma ile başka ödül konuşmaları Babamın Bavulu adıyla ilk olarak 2007 yılında basılmıştır.
- Yazar, eserleriyle başta Fransa, Almanya ve İngiltere olmak üzere birçok ülkede çeşitli ödüller aldı.
- 2008'de yayımladığı Masumiyet Müzesi adlı romanı ile aynı adı taşıyan bir de müze açmıştır. 2012'de Beyoğlu Çukurcuma'da açılan müzede, romanda geçen yıllara uygun olarak kahramanların kullandığı, giydiği, gördüğü, işittiği, biriktirdiği ve hayal ettiği şeyler sergilenmektedir.
- 1980 sonrası Türk edebiyatının en önemli roman yazarlarından biridir.
- İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları'nı klasik roman anlayışı ile yazan Pamuk, zamanla postmodern roman anlayışına yaklaşmıştır.
- Romanlarının hazırlık aşamasını uzun tutan yazar, araştırmacı yönü ve okumaya olan merakı ile tanınmaktadır.
- Onun için edebiyat, gerçek hayat ile kurgu arasında oynanan bir oyun gibidir.
- Özellikle postmodern anlayışla yazdığı romanlarında "metinlerarasılık" büyük yer tutar. Metinlerarasılık, yazılan eserin başka metinler tarafından şekillendirilmesidir. Yazar bu anlamda özellikle Doğu kültür ve edebiyatından beslenir. (bk. Kırmızı Saçlı Kadın)
- Romanlarında, kimi zaman bir paragraf kadar süren uzun cümleleri tercih etmektedir. Yapı olarak sıralı ya da birleşik olan bu cümleler, yazarın tipik üslup özelliğidir.
- Eserlerinde en çok göze çarpan özelliklerden biri de "üstkurmaca" tekniğidir. Üstkurmaca tekniğinde yazar kendisini de çeşitli yollarla romanın olay örgüsüne dahil eder. Bu sayede okunan eserin bir kurmaca olduğu sürekli olarak okura sezdirilir. Üstkurmaca, bir bakıma metnin yazım sürecinin yazımı ya da anlatının nasıl kurgulandığının anlatısıdır.
- Eserleriyle sürekli yenilik arayışı içerisinde olan yazar, yeni ve şaşırtıcı olanı yakalamaya çalışır.
- Edebiyatı bir sonuç ya da ders çıkarma sanatı olarak değerlendirmez.
- Bireyin kendi içinde, diğer bireylerle ya da toplumla yaşadığı çatışmaları gözlem ve deneyimlerinin ışığında eserlerine taşımıştır.
- Doğu ve Batı, Batılılaşma, gelenek, modernizm ve sosyal sınıflar eserlerinde işlediği toplumsal temaların kaynağıdır.
Roman Konuları
Romanda Cevdet Bey ve ailesinin birbirini izleyen üç kuşağı anlatılırken Türkiye'nin üç ayrı dönemindeki modernleşme süreci de paralel olarak izlenir.
Sessiz Ev
Biri tarihçi, biri devrimci, biri de zengin olmayı aklına koymuş üç torun, babaannelerini İstanbul yakınlarındaki evinde ziyaret ederler. Dedelerinin yetmiş yıl önce siyasi bir sürgün olarak geldiğinde yaptırdığı bu evde bir hafta kalırlar. Bu sürede, babaannelerinin doksan yıllık anılarla yüklü geçmişi ağır ağır aralanır.
17. yüzyılda Türk korsanları tarafından tutsak edilen bir Venedikli; astronomi, fizik ve resimden anlamaktadır. Venedikli köle, kendisine dış görünüş olarak çok benzeyen ve Hoca diye anılan bir Türk'ün emrine verilir. Efendi ve köle himayesinde oldukları Paşa'nın istekleri doğrultusunda bilimsel araştırmalar yaparlar. Birbirlerini tanıma, anlama çabaları giderek karşılıklı etkileşime, başkalaşıma hatta birbirlerine dönüşmeye kadar varır.
Kara Kitap
Kara Kitap, Galip'in kaybolan karısı Rüya ile yazar olan kuzeni Celal'i arayışını anlatır. Kendine rehber olarak Celal'in yazılarını seçen Galip, bu arayışta çeşitli zorluklarla karşılaşır. Roman temelde Galip'in kendini arayışını, Celal'in yerine geçişini ve bir yazar olma çabasını anlatır.
Yeni Hayat
Roman, "Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti." cümlesi ile başlar. Yeni Hayat bir yolculuğun romanıdır. Üniversite öğrencisi Osman'ın hem âşık olduğu Canan'ı hem de okuduğu kitabın vaat ettiği yaşamı bulmak için çıktığı uzun (belki de içsel) bir yolculuğun hikâyesidir.
Kar
Olaylar, on iki yıldır Almanya'da bir anlamda sürgünde olan şair Ka, bir röportaj için Kars'a gitmesiyle başlar. Rejim baskısını ve sonuçlarını tema olarak alan romanın kurgusu, şehirde gerçekleştirilen ve biraz da bir tiyatro oyununa benzeyen bir askeri darbenin hikayesine dayanır. Üç gün süren olayların tarafları siyasal İslamcılar, askerler, laikler ve milliyetçilerdir.
Benim Adım Kırmızı
Roman, Padişah'ın emri ile nakkaşlar tarafından hazırlanan bir kitabın macerası konu edinir. Resimde perspektif kullanılması ve suretin aslına benzeme meselesi nedeniyle nakkaşlar işi gizlice yürütmektedir. Meddah tarzı ile modern anlatım tekniklerinin harmanlandığı roman 59 bölümden oluşmaktadır. Her bölümün anlatıcısı aynı zamanda o bölümde anlatılan hikâyenin kahramanıdır. Ölülerin, hayvan ve eşyaların da dillendiği bölümleriyle dikkat çeken eser, eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine de bir ağıttır.
Masumiyet Müzesi
Olaylar 1975 ve 2004 yılları arasında İstanbul’da geçmektedir. Kemal Basmacı, İstanbul’un zengin ailelerinden birinin oğludur. Amerika’da okumuştur. Kemal’in uzak akrabası Füsun, öğretmen emeklisi bir babanın ve evlere terziliğe giden bir annenin tek çocuğudur. Kemal, çocukluğundan beridir görmediği Füsun'u, nişanlısı Sibel'e çanta almak için gittiği butikte görür. Kemal, Füsun'a o an âşık olur. Bu aşk zamanla büyük bir tutkuya dönüşecektir.
Kafamda Bir Tuhaflık
1969 ile 2012 arasında, kırk yılı aşkın bir süre Mevlut, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapar. Bu süre içinde ülkedeki siyasi çatışmaların, darbelerin ya da hızlı dönüşümlerin gölgesinde İstanbul'da yaşananlara tanık olur. Onu başkalarından farklı kılan şey ise kafasındaki tuhaflıktır.
Kırmızı Saçlı Kadın
Orhan Pamuk, romanı yazarken benzer konulara sahip biri Batı (Oidipus) diğeri Doğu edebiyatından (Rüstem ve Sührab) iki klasik hikayeden yararlanmıştır. Yazar, bir anlamda bu hikayeleri modern çağa, postmodernist bir anlayışla yeniden uyarlamıştır.
Tüm Eserleri
- Roman: Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Kar, Benim Adım Kırmızı, Kafamda Bir Tuhaflık, Kırmızı Saçlı Kadın, Veba Geceleri
- Senaryo: Gizli Yüz
- Seçme Yazılar ve Bir Hikaye: Öteki Renkler
- Hatıra: Resimli İstanbul - Hatıralar ve Şehir
- Ödül Konuşmaları: Babamın Bavulu
İlgili Sayfalar
Yararlanılan Kaynaklar için Kaynakça sayfamıza bakabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.