Şeyhi (1375? - 1431?)

Hüsrev ü Şirin
  • 15.yüzyıl divan şairi. 
  • Kütahya’da doğdu. Asıl adı Yusuf Sinan'dır.
  • Şair Ahmedî'den ve zamanın diğer bilgilerinden ders almış, İran’da tıp ve tasavvuf öğrenmiştir. Göz hekimi olan şair, Hekim Sinan olarak da bilinir.
  • I. Bayezit, Süleyman Çelebi, Çelebi Mehmet, II.Murat dönemlerinde yaşayan şair Germiyan beyi II.Yakup’un tabipliğiyle birlikte musahipliğini de yapmıştır. 
  • Tezkiretü’ş-Şuarâ'da anlatıldığına göre Şeyhî İran’dan Kütahya’ya dönerken Ankara’ya uğramış ve Hacı Bayrâm-ı Velî’ye bağlanmıştır. Şairin "Şeyhî" mahlasını bu sebeple aldığı ileri sürülmektedir. 
  • Ankara’da Çelebi Mehmet’i tedavi etmesi üzerine (1415) kendisine Tokuzlu köyü tımar olarak verildi. Bu köye giderken tımarın eski sahipleri tarafından soyuldu. Harnâme adlı mesnevisi bu olayı anlatmak için yazılmıştır. 
  • Mezarı Kütahya Dumlupınar’dadır. 
Sanatı
  • Şeyhi, klasik şiirin ilk büyük ustalarındandır. 
  • Ününü daha çok mesnevi alanında kazanmıştır. Hüsrev ü Şîrîn ve Harnâme adlı eserleriyle Türk edebiyatında mesnevi sahasının önemli isimlerinden biridir.
  • Eserlerinde tasavvufî unsurlara rastlansa da daha çok din dışı konuları işlemiş, şiirlerini özgür ve geniş bir anlayışla yazmıştır.
  • Şeyhi; dili, imgeleri ve canlı betimlemeleriyle kendinden sonra gelenleri de etkilemiştir. 
Eserleri
Divan:
  • Anadolu sahasında tertip edilmiş eski divanlar arasında önemli bir yere sahiptir.
Harnâme:
  • Alegorik mesnevidir.
  • Öküzlere özenen bir eşeğin hikayesidir. 
  • 126 beyitlik küçük bir mesnevidir. 
  • II. Murat'a sunulan eser, edebiyatımızın en güzel hicivlerinden biridir.
  • Eser dilinin sadeliği yanında canlı tasvirleriyle dikkat çeker.
  • Eser aynı zamanda fabl türünün edebiyatımızda bilinen ilk örneğidir.
  • Eserin özeti: Yük taşımaktan bir deri bir kemik kalan eşek bir gün otlaktaki semiz öküzleri görür ve kendi varlık nedenini sorgulamaya başlar. Danıştığı yaşlı, ilim sahibi bir eşeğin uyarılarına rağmen öküzlere özenip otlağa dalar ve ekinleri mahveder. Hikayenin sonunda ekinlerin durumunu gören sahibi tarafından cezalandırılarak kuyruğundan ve kulağından olur.
Harname'den... 
Yüreği sovumadı sövmek ile
Olmadı eşeği dövmek ile 
Bıçak çekti kodu ayruğunu
Kesti kulağını vü kuyruğunu 
Kaçar eşşek acıyarak canı
Dökülerek yaşı yerine kanı 
Uğrayu geldi pîr eşeği nagâh
Sordı hâlini kıldı dert ile âh 
Batıl isteyü haktan ayrıldım
Boynuz umdum kulaktan ayrıldım
 
...
Şiirin tamamı ve günümüz Türkçesi için tıklayınız 
  • Hüsrev ü Şirin: Madâyin Hükümdarı Hürmüz'ün oğlu Hüsrev ile Ermen Melikesi Mihîn Banu'nun yeğeni Şirin arasındaki romantik aşkı anlatan mesnevi. Eser yaklaşık 7000 beyitten oluşmaktadır. Şeyhi'nin eseri, Türk edebiyatında yirmiden fazla şair tarafından yazılan Hüsrev ü Şirin hikayesi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Şeyhi, eserin konusunu Nizami'den almıştır ancak eser aynen yapılmış bir tercüme değildir. Şeyhi, eserini II. Murat'a ithaf etmiş ancak eserini tamamlayamadan vefat etmiştir. 
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
  • Şeyhi'nin Hüsrev ü Şirin'i ve Rumi'nin Şirin ü Perviz'i, Mustafa Özkan
  • TDV İslam Ansiklopedisi, Şeyhi Maddesi, Halit Biltekin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.