Şikayetname (Günümüz Türkçesi)

Fuzuli
Fuzuli'nin sosyal eleştiri içeren mensur mektubu.
Süslü nesir örneği olan eser, hiciv türünün en başarılı örneklerinden biridir.
Şair, mektubuyla bürokrasiyi, rüşveti ve sosyal aksaklıkları eleştirir.
Mektup, Nişancı Celalzâde Mustafa Çelebi'ye hitaben yazılmıştır.
Eser, bu nedenle "Nişancı Paşa Mektubu" ismiyle de anılır.

Yazılma Nedeni
 
Şair, Bağdat'ın fethi nedeniyle hem Kanuni Sultan Süleyman'a hem de bazı devlet adamlarına kasideler sunarak Osmanlı Devleti'ne bağlılığını bildirmiştir. Şaire caize olarak Bağdat'taki vakfın kalan gelirinden verilmek üzere günlük dokuz akçalık bir tahsilat bağlanır. Şair, buna rağmen vakıf memurlarının hileli işleri nedeniyle hakkını alamaz. Vakıftaki yozlaşmaya şahit olan şair, Nişancı Celalzâde Mustafa Çelebi'ye hitaben bu mektubu kaleme alır.

Orijinal Metin'den

Selam virdüm rüşvet degüldür diyü almadılar. Hükm gösterdüm faidesüz diyü mültefit olmadılar. Egerçi zahirde suret-i itaat gösterdiler amma zebân-ı hâl ile cemî’i su’alime cevab virdiler.
Didüm:
— Yâ eyyühe’lashâb bu ne fi’l-i hatâ ve ne çîn-i ebrûdur.
Didiler:
— Muttasıl bizüm adetimüz budur.
Didüm:
— Benüm ri’âyetümi vâcib görmişler ve bana berât-ı tekâ’üd virmişler ki evkâfdan hemişe behr-mend olam ve padişaha ferâgatla du’a kılam.
Didiler:
— Ey miskin senün mezâlimine girmişler ve sermaye-i tereddüd virmişler ki müdâm fa’idesiz cidâl edesin ve nâ-mübârek yüzleri görüp nâmülâyim sözler işidesin.
Didüm:
— Berâtımun mazmunı ne içün suret bulmaz.
Didiler:
— Zevâ’iddür husûli mümkin olmaz.
Didüm:
— Böyle evkaf zevayidsiz olur mı?
Didiler
— Zarûrîyât-ı asitâneden kalursa bizden kalur mı?
Didüm:
— Vakf malın ziyade tasarruf itmek vebaldür.
Didiler:
— Akçemiz ile satın almışuz bize helaldür.
Didüm
— Hisâb alsalar bu sülûkunuzun fesâdı bulunur.
Didiler:
— Bu hisâb kıyametde alınur.
Didüm:
— Dünyâda dahî hisâb olur haberin işitmişsinüz.
Didiler:
— Andan dahi bâkimüz yokdur kâtipleri razı itmişüz.
Gördüm ki sualime cevâbdan gayrı nesne virmezler ve bu berâtile hâcetüm revâ kılmağın görmezler, nâ-çâr terk-i mücadele kıldum ve me’yûs u mahrum gûşe-i ‘uzletimde çekildüm.

Günümüz Türkçesi

Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm -beratımı- gösterdim faydasız diye ilgilenmediler.
Her ne kadar görünürde itaat etseler de hal (vücut) diliyle tüm sorularıma cevap verdiler.
Dedim:
— Ey kardeşler bu ne hatalı iş ve ne çatık kaştır.
Dediler:
— Bizim âdetimiz sürekli budur.
Dedim:
— Bana hürmeti layık görmüşler ve emeklilik belgesi vermişler ki vakıf malına daima hissedar olayım ve padişaha huzur içinde dua edeyim.
Dediler: 
— Ey miskin sana zulmetmişler ve şüpheli bir sermaye vermişler ki sürekli faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.
Dedim:
— Evrakın gereği niçin yapılmaz?
Dediler:
— Fazlalıktır. Gerçekleşmesi mümkün değildir.
Dedim: 
— Böyle (bir) vakfın parası nasıl olmaz?
Dediler:
— İstanbul'un zaruri ihtiyaçlarından kalsa da bizden kalır mı?
Dedim:
— Vakıf malının lüzumsuz harcanması günahtır.
Dediler:
— Paramız ile satın almışız bize helaldir. (Bu cümle, vakıf memurlarının işe girmek için rüşvet verdiklerini gösteriyor)
Dedim:
— Araştırsalar tuttuğunuz bu yolun kötülüğü ortaya çıkar.
Dediler:
— Bu hesap kıyamette alınır.
Dedim:
— Dünyada dahi hesap alınır (bunun) haberini işitmişiz.
Dediler:
— Ondan da endişemiz yoktur, katipleri razı etmişiz.
Gördüm ki sorularıma cevaptan başka şey vermezler ve bu belgeyle ihtiyacımı karşılamayı uygun görmezler, çaresiz mücadele etmeyi bıraktım ve ümitsiz ve mahrum (bir şekilde) köşeme çekildim.


İlgili Sayfa


Yararlanılan Kaynaklar

Kurmaca Metinde Muhasebe Biliminin İzleri: Fuzuli'nin Şikayetnamesi, Yusuf Sürmen, Yaşar Bayraktar, Betül Bayraktar
Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Nihat Sami Banarlı

7 yorum:

Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.