Reşat Nuri Güntekin (1889-1956)
|
Reşat Nuri Güntekin |
- Roman, hikaye ve oyun yazarı, eğitimci ve milletvekili.
- 1889 yılında Üsküdar'da doğdu.
- İstanbul Üniversitesi (Darülfünun) Edebiyat mezunu (1912). Değişik okullarda öğretmenlik ve idarecilik yaptı (1913-1927).
- 1927-1939 yılları arasında müfettiş olarak Anadolu'da çalıştı.
- 1939-1946 yılları arasında milletvekilliği de yapmıştır.
- UNESCO Türkiye temsilcisi olarak Paris’te görevde bulunduktan sonra 1954 yılında emekliye ayrılır.
- Yakalandığı akciğer kanseri nedeniyle tedavi olmak için gittiği Londra’da 1956 yılında ölmüştür.
Edebi Kişiliği
- Görevi nedeniyle gezip dolaşma imkanı bulduğu Anadolu'yu ve Anadolu insanını eserlerinde büyük bir başarıyla anlattı. Aşkı konu aldığı romanlarında bile kahramanların duygusal yaşamlarını ülke gerçeklerinden soyutlamadan verir.
- Bu
gezilerle ilgili izlenimlerini Anadolu Notları adıyla yayımladı.
- Bütün eserlerinde ince bir mizah duygusu kendini belli eder.
- Romanlarında güçlü gözlemciliğine dayanan bir realizm ve canlı bir üslûp vardır.
- Psikolojik tahlillerde başarılıdır.
- Romandan önce oyun yazarlığında tecrübe edinen Reşat Nuri, bütün romanlarını tiyatro metni olarak da yazmıştır.
- Romanlarındaki kahramanları konuşturmada oldukça başarılıdır. (doğal diyaloglar)
- Romanlarındaki birçok kahramanı kendisi gibi Anadolu'da görev yapan memurlardır. (öğretmen, kaymakam, doktor, asker, din adamı ...)
- Şöhretini Çalıkuşu romanıyla
kazanmıştır. Reşat Nuri, bu roman ilgili yaptığı bir röportajda şunları söyler: "İstanbul Kızı diye dört perdelik bir piyes yazmıştım. Onu bozarak büyücek bir roman yaptım. İlk romanım denilmek lazım gelen bir roman: Çalıkuşu. Piyeslerde herkes kendi adına konuşur. Romana çevrilince sözün romancıya geçmesi ve şahıslar hesabına onun konuşması lazım geldi."
Oyun Yazarlığı
- 1919 tarihli "Hançer" yazdığı ilk oyundur.
- Oyunlarının dili, oldukça sadedir.
- Konularının çoğu romanlarıyla paralellik gösterir. Eserlerinde aile, evlilik, eğitim, yanlış terbiye, din sömürüsü, bağımsızlık, idealizm, yabancılaşma, aşk, çarpık Batılılaşma ve hayata dair birçok konuyu ele almıştır.
- Okullardan oynanması için birçok piyes yazmıştır.
- Yaprak Dökümü ile Eski Hastalık (Eski Şarkı adıyla) romanlarını sonradan oyunlaştırmıştır.
Romanlarının Konuları
- Çalıkuşu: Romanda olaylar, 1908-1918 yılları arasında geçer. Eser, kitabın son kısmı hariç, roman kahramanı Feride’nin tuttuğu günlük şeklinde kaleme alınmıştır. İstanbul'da teyzesinin yanında yaşayan Feride, hareketli yapısı nedeniyle çevresi tarafından Çalıkuşu olarak çağrılır. Fransız Kız Lisesinden mezun olan Feride, sevdiği adam (Kamuran) tarafından aldatıldığını düşünerek Anadolu'da öğretmenlik yapmak için gönüllü olur. Bir aşk çıkmazı nedeniyle İstanbul'dan ayrılan Feride, Anadolu'da idealist bir öğretmene dönüşür. Roman, duygusal bir olayı anlatmakla birlikte kadının toplumdaki yeri, eğitim sistemi, bürokrasi ve Anadolu'nun geri kalmışlığı gibi birçok konuya değinir. Geniş özet için tıklayınız.
- Acımak: Zehra öğretmen; görevine bağlı, başarılı ancak sert ve hata kabul etmeyen bir kişiliğe sahiptir. Ölmek üzere olan babasını istemeyerek de olsa görmeye giden Zehra, İstanbul'a vardığında babasının öldüğünü öğrenir. Çocukluğunda yaşadığı tüm sıkıntıların sorumlusu olarak gördüğü babasına ait eşyaların arasında babasının günlüğünü bulur. Roman, bu noktadan sonra günlükten devam eder. Günlüğü baştan sona okuyan Zehra, babasını ne kadar yanlış tanıdığını anlar. Zehra öğretmenin hata kabul etmeyen, acıma duygusundan yoksun karakteri babası Mürşit Efendi’den kalan “günlük” sayesinde değişime uğrayacaktır.
- Yeşil Gece: Roman, görev yaptığı yerde tutucu güçlerle mücadele eden ve idealist bir öğretmen olan Ali Şahin Efendi'nin hikayesidir. Olaylar, kendisi de medreseden yetişmiş olan Ali Şahin Efendi’nin Ege'de bir kasaba olan Sarıova'ya öğretmen olarak gelmesi ile başlar. Sarıova’da cahil, yoksul ve biçare halk batıl inançlardan, evliya hikayelerinden ve türbelerden medet ummaktadır. Onlara göre kendilerini yöneten hükümet değil Kelâmi Babadır. Ali Şahin’in gelmesiyle söz konusu gurubun işleri bozulmaya başlar. (Laiklik teması) Geniş özet için tıklayınız.
- Yaprak Dökümü: Eser, modernleşme sürecinde yaşadığımız toplumsal çözülmenin boyutlarını aile düzeyinde ele alan bir romandır. Toplumsal değişimle birlikte yitirilen değerler Ali Rıza Bey ve ailesi model alınarak yansıtılır. Reşat Nuri Güntekin, daha sonra tiyatro oyununa dönüştürdüğü roman hakkında şunları söyler: "Harp sonu dediğimiz dünyanın esasen bulanık bir zamanında bu pek birdenbire olan eskiden yeniye geçiş hareketlerinin birçok muhafazakâr aile çocuklarında sarsıntılar çöküntüler yapması kaçınılmazdı. Yaprak Dökümü bu çöküntülerden birinin hikâyesidir. Eski terbiyenin tipik bir örneği olan bir emekli büyük memur, hayattaki son vazifesini irili ufaklı beş çocuğunu değişmezliğine inandığı kendi ahlak anlayışına uygun birer insan yapmaktan ibaret gören bir baba onların birer birer döküldüklerini seyrediyordu." Geniş özet için tıklayınız.
- Değirmen: Romanda, gerçekte hiç var olmamış bir deprem olayının büyüyerek Osmanlı Devleti'nin ve hatta dünyanın gündemine girmesi hikâye edilir. 1914 yılında Anadolu'da yoksul bir kasaba olan Sarıpınar'da gelişen olaylarda çıkarcı ve entrikacı yöneticiler ile halkın sırtından geçinen tipler işlenir. Acı bir mizaha dayanan yapıt, Turgut Özakman tarafından Sarıpınar 1914 adıyla oyunlaştırılmıştır.
- Dudaktan Kalbe: Hüseyin Kenan, babasının yaptıkları yüzünden dayısı Saip Paşa'nın hakaretlerine maruz kalarak büyür. Daha küçük yaşta hayata küsen Kenan teselliyi müzikte bulur. Üniversiteden mezun olduktan sonra okul arkadaşından aldığı bir mektup ile Avrupa’ya gider. Avrupa’dan çocukluğu ve gençliği süresince hor görüldüğü Bozyaka’daki konağa kendini beğenmiş, züppe ve ünlü bir bestekâr olarak döner. Kenan, burada Kınalı Yapıncak olarak bilinen Lamia'nın kendisine karşı olan zaafından yararlanarak onunla birlikte olur. Hamile kalan Lamia Kütahya’ya akrabalarının yanına gönderilirken Kenan, başkasıyla evlenir. Romanın üçüncü bölümü Hüseyin Kenan'ın güncesi olarak kurgulanmıştır. Aşkın dudaklarda değil de kalpte yaşanması gerektiğini sonradan anlayan Hüseyin Kenan, bir bunalımın içine düşer. Kenan, aslında sadece Lamia'yı sevmiş olduğunu anlasa da Lamia onu reddedip başkasıyla evlenir. Bir zaman sonra İzmir gazeteleri meşhur musikişinas Hüseyin Kenan'ın intihar ettiğini yazacaktır. Geniş özet için tıklayınız.
Tüm Eserleri
Romanları: Çalıkuşu, Acımak, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Değirmen, Dudaktan Kalbe, Harabelerin Çiçeği, Gizli El, Damga, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı, Kızılcık Dalları, Gökyüzü, Eski Hastalık, Ateş Gecesi, Miskinler Tekkesi, Kavak Yelleri, Kan Davası, Son Sığınak.
Gezi Yazıları: Anadolu Notları I - II (Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliği yıllarında Anadolu’ya yaptığı gezilerde kısa notlar halinde tuttuğu yazıları daha sonra kitap haline getirmiştir.)
Hikayeleri: Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler, Gençlik ve Güzellik, Eski Ahbap, Roçid Bey, Boyunduruk
Tiyatroları: Hançer, Eski Rüya, Taş Parçası, Hülleci, Bir Yağmur Gecesi, Yaprak Dökümü, Eski Şarkı, Balıkesir Muhasebecisi, Tanrıdağı Ziyafeti, Bu Gece Başka Gece.
Eser Özetleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Desteğiniz bizim için önemli. Daha iyi içerikler üretebilmemiz için hem "Takip Et" butonuna tıklayarak hem de yorumlarınızla bize destek olabilirsiniz. Ayrıca sayfaya daha rahat ulaşmak için sayfamızı sık kullanılanlar klasörüne eklemeyi unutmayınız.