Nev Yunanilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nev Yunanilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Nev Yunanilik (Havza Edebiyatı)

  • Edebiyatımızda Yahya Kemal ile Yakup Kadri’nin 1912’den itibaren öncülüğünü yaptıkları akım.
  • Nev Yunanilik, Eski Yunan ve Latin kültürünün düşünce tarzı ve edebiyatının örnek alınması düşüncesidir.
  • "Akdeniz Havzası Uygarlığı" ya da "Akdeniz Medeniyeti" olarak tanımlanan bu kültürün oluşumunda Yunanlıların yanı sıra Mısırlılar, Sümerler, Hititler, Asurlular ve Fenikelilerin de katkıları vardır. Avrupa da bu kültürü temel olarak ilerlemiştir.
  • Bu noktadan yola çıkan iki sanatçı, Türk zevkini Arap ve Acem tesirlerinden uzaklaştırarak doğrudan doğruya Latin ve Yunan edebiyatına bağlamak ister.
  • Akım genel olarak bu iki sanatçının Fransızca tercümelerinden tanımaya başladıkları Eski Yunan edebiyatı karşısında duydukları heyecanın bir sonucudur.
  • Eski Yunan ve Latin kültürüne ilgi aslında büyük ölçüde Tanzimat döneminden itibaren görülür. Ancak bunun bir akım olarak yerleştirilmeye çalışılması bir ilktir.
Yahya Kemal, Yakup Kadri ile tanışmasını ve bu görüşün ortaya çıkışını şöyle anlatır:
"1912’de Balkan Savaşı'ndan önce İstanbul’a gelmiştim. Yakup’la tanıştım. O, metinden Fransız edebiyatını okumuştu, okuyordu. İkimiz de bir hülyaya kapıldık; İran’dan Yunan’a geçmek… Eski edebiyatın odağı İran’dı. Geç olmakla beraber Yunan klasiklerine dönecektik. Görüşümüz şuydu: Modern edebiyatımız gerçi Avrupa’ya dönmüştü. Fakat bu model, Fransızların son şiiri ve son nesri idi. Bu yeterli olamazdı. Bütün Avrupa’yı anlamak için ancak Yunanlılardan başlamak lazımdı. Biz coğrafyaca, kısmen de medeniyetçe Yunanlıların mirasçısıyız. Bu mirasa sahip çıkmamıza din, engel olmuştur. Bu durum 1850-1860 senelerine kadar sürmüştür. Biz, o tarihlerden bu yana hep Fransızlara tâbi olmuşuz. Bütün Fransızların ve onlarla beraber Avrupalıların kaynağı olan Yunanlılara dönmeliyiz ki tam manasıyla bir edebiyatımız olabilsin. Bundan ötürü şiir ve fikir anlayışımızı değiştirmek, onların anlayışını almak lâzımdır. Slogan olarak Eflatun’un şu sözünü almıştık: "Biz uygar toplumlar, Akdeniz etrafında bir havuzun kenarlarındaki kurbağalar gibiyiz" (Günümüz Türkçesine aktarılmıştır.)

Eserler 

  • İki sanatçı, Nev Yunanilik ile ilgili görüşlerini 1913’ten itibaren Peyam gazetesinde yazmaya başlar. Bu yazılar dışında bu akımın etkisiyle yazdıkları eserleri şöyledir:
  • Yahya Kemal: "Biblos Kadınları", "Sicilya Kızları" ve "Bergama Heykeltıraşları" şiirleri ile "Çamlar Altında Musahabe" başlıklı yazı dizisi.
  • Yakup Kadri: "Siyah Saçlı Yabancı ile Berrak Gözlü Genç Kızın Sözleri" adlı mensur şiiri ile "Bir Huysuzun Defteri" adlı denemesi.
Sonuç
  • Nev Yunanilik, bir akım olarak pek taraftar bulamaz. 
  • Ancak Eski Yunan klasiklerinin okunup anlaşılması gerektiği konusunda bir görüş birliği oluşur.
  • Özellikle Milli Mücadele'nin başlamasıyla iki sanatçının görüşlerini büyük ölçüde terk ettikleri görülür.
Cumhuriyet Sonrasındaki Etkileri

Çevriler

  • 1940'larda Batı’dan çevirilere yönelen Millî Eğitim Bakanlığı Yunan klasiklerini çevirmeye başlar. Bu alanda 80 tane eserin çevirisi yapılır.
Anadolu Hümanizm - Mavi Anadoluculuk
  • Cevat Şakir Kabaağaçlı, Sabahattin Eyüboğlu ve Azra Erhat, bu görüşü geliştirerek "Anadolu Hümanizmi" kavramını ortaya atarlar.
  • Bu üç sanatçı, Anadolu’nun tarihinin gerek Batılılarca gerekse üzerinde yaşayanlarca yeterince iyi bilinmediği kanısındadırlar. Bu nedenle birçok uygarlığın doğuşuna kaynaklık eden Anadolu’yu tanıtmak ve sevdirmek gibi bir misyonları olduğuna inanmışlardır.
İlgili Sayfa
Yararlanılan Kaynaklar
  • Türk Edebiyatında Nev-Yunanilik, Şevket Toker
  • Halikarnas Balıkçısı'nın Turgut Reis Adlı Eserinin Tarihî Roman Kavramı Çerçevesinde Değerlendirilmesi, Evren Karataş
  • Yahya Kemâl ve Geleneği Yanlış Yerde Arayan İki Edebî Topluluk: Nev-Yunânîler ve Nayîler, Mehmet Özdemir

Yahya Kemal Beyatlı (1884 - 1958)

Yahya Kemal
  • Şair, yazar, siyasetçi, diplomat.
  • Asıl adı Ahmet Agâh'tır. 
  • 2 Aralık 1884’te bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp’te doğdu. 
  • Babası bir süre Üsküp Belediye Başkanlığı da yapmış olan İbrahim Naci Bey, annesi ise ünlü divan şairi Leskofçalı Galip Bey’in yeğeni Nakiye Hanım'dır.
  • İlköğrenimini Üsküp’te özel Mekteb-i Edepte tamamladı (1892-1895). Orta öğrenimine Üsküp ve Selanik'te devam etti. 
  • 1897’de annesinin veremden ölmesi Yahya Kemal’i derinden etkiledi. Babası tekrar evlendi. Ailede başlayan huzursuzluk yüzünden öğrenimini tamamlaması için İstanbul'a gönderildi (1902).
  • İstanbul’da Servetifünun şairleri ile tanışma fırsatı buldu. İrtika ve Malumat dergilerinde Agâh Kemal adıyla şiirleri çıktı. 
  • 1903’te II. Abdülhamit baskısı altındaki İstanbul’dan kaçarak Paris'e gitti. 
  • Paris'te Jön Türklerle yakınlık kursa da siyasî faaliyetlere katılmadı. 
  • Sanat çevrelerinde kendini yetiştirdi. Meaux Kolejinde bir yıl yatılı okuyarak Fransızcasını geliştirdi. Fırsat buldukça Avrupa'nın birçok şehrini gezdi. 
  • Özellikle tarih anlayışından etkileneceği Fransız tarihçi Albert Sorel’in üniversitedeki derslerini takip etti. 
  • 1912'de herhangi bir diploma sahibi olmadan ancak zengin bir sanat ve tarih birikimiyle İstanbul'a döndü. 
  • Sırasıyla Dârüşşafakada ve Medresetülvâizînde öğretmenlik yaptı. 
  • İstanbul Üniversitesinde (Darülfünun) Medeniyet Tarihi, Batı Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatı Tarihi dersleri verdi (1916 - 1919). 
  • Mondros Mütarekesi'nin ardından gençleri etrafında toplayarak Dergâh adıyla bir dergi kurdu. Yakından ilgilendiği bu dergide yayımlanan tek şiiri Ses'tir. 
  • Dergah'ta yazdığı yazıları ile Milli Mücadele’ye destek verdi. 
  • 1922’de Ankara’ya gelerek Kurtuluş Savaşı kadrosuna katıldı. Mustafa Kemal Paşa'nın kuruluşuna önderlik ettiği Hakimiyet-i Milliye gazetesinin başyazarı oldu. 
  • Lozan görüşmelerinde Türk heyetinde danışman olarak bulundu. 1923'te Lozan'dan döndükten sonra TBMM’ye Urfa milletvekili olarak seçildi. 
  • 1926 ile 1932 yılları arasında Varşova, Madrit ve Lizbon’da elçilik görevlerinde bulundu. 
  • 1933 ile 1946 yılları arasında sırasıyla Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul milletvekili olarak Mecliste görev yaptı.
  • 1947'de atandığı Pakistan Büyükelçiliğinden sonra 1949’da emekliye ayrıldı.
  • 1949 yılında “Hayal Şehir” şiiri ile İnönü Sanat Ödülü’nü aldı. 
  • Yahya Kemal Beyatlı hiç evlenmedi. Ömrünün kalan kısmını İstanbul’da Park Otelin kendisine ayrılan bir dairesinde dostları ve hayranları arasında geçirdi. 
  • Yakalandığı bir çeşit bağırsak iltihabı nedeniyle tedavi için 1957’de Paris'e gitti. Bir yıl sonra 1 Kasım 1958 Cumartesi günü Cerrahpaşa Hastanesinde hayatını kaybetti.
Sanat Anlayışı
  • Şiir ve yazılarıyla Türk edebiyatında özgün bir yere sahiptir. 
  • Milli Edebiyat Dönemi'nde başlayıp Cumhuriyet döneminde de eser veren Yahya Kemal bağımsız şairler arasında gösterilmektedir.
  • İlk dönem şiirlerinde daha çok Muallim Naci, Recaizade Mahmut Ekrem, Tevfik Fikret ve Cenab Şehabettin etkisindedir. 
  • Paris'te Fransız şiirini yakından takip eden Yahya Kemal, hayranı olduğu Servetifünun şiirini bir süre sonra tutkusuz, zevksiz, köksüz ve acemice görmeye başlar. 
  • Mallarme, Valery, Verlaine, Baudelaire, Heredia gibi Fransız şiirinin en önemli isimlerini takip eden şairin Paris yılları saf şiir arayışı ile geçer. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim şiirimizdeki saf şiir anlayışının kurucu isimleridir!
  • Divan şiiri ile Batılı şiir anlayışını başarılı bir şekilde birleştirerek Neoklasik  denilebilecek bir ekolün temsilcisi olmuştur.
  • Yahya Kemal'in rubai, gazel ve şarkı gibi divan şiiri nazım şekillerini kullanarak yazdığı şiirler Eski Şiirin Rüzgarıyla adlı eserde kitaplaşmıştır. 
  • Yahya Kemal mükemmellik peşindedir. Mükemmelliğe ulaşmak için vezne, kafiyeye ve özenle seçtiği kelimelerin oluşturacağı âhenge önem vermiştir (Parnasizm etkisi). Yahya Kemal ve Tevfik Fikret parnasizmin şiirimizdeki en önemli iki ismidir!
  • Şiirlerinde müzikal ahenge son derece önem vermiştir. Şairin bu anlayışında sembolist şair Paul Verlaine'nin "Musiki, her şeyden önce musiki" sözü etkili olmuştur.
  • Mükemmeliyete ulaşma isteği nedeniyle şiirlerini hayattayken kitap haline getirmemiştir (esersiz şair denmesinin nedeni). 
  • Yahya Kemal, bazen bir mısradaki tek bir kelime için bile aylarca hatta yıllarca beklemiştir: "Ve siyah serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter" gibi kusur bulunamayacak bir beyti söyledikten sonra, "siyah" kelimesine aklı takılıp onun yerine koymak üzere "serin" kelimesini buluncaya kadar şiirini bitmemiş sayması bu durum için anlatılan en ünlü örnektir.
  • Devrine göre genellikle sade, pürüzsüz, doğal ve yaşayan bir Türkçe kullanmıştır. Yahya Kemal’in şiirinde kullandığı dil "Bu dil, ağzımda anamın sütüdür." dedi­ği İstanbul Türkçesidir. 
  • Ona göre şiir düz yazıdan çok farklı bir yapıya sahiptir. Bu nedenle şiirin düzyazıya yaklaştırılmasına karşı çıkmıştır. 
  • Hece ile yazdığı “Ok” şiiri dışındaki tüm şiirlerini aruzla yazmıştır. Yahya Kemal, aruzu Türkçeye başarıyla uygulayan üç şairden biridir (diğerleri Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy)!
  • Aruzdan ve eski edebiyattan vazgeçmeyişi üzerine Ziya Gökalp'in "Harabîsin, harabâtî değilsin / Gözün mâzidedir, âtî değilsin!" şeklindeki eleştirisine cevap olarak yazdığı mısralar onun şiir anlayışını ortaya koyması açısından önemlidir: "Ne harabî ne harabâtîyim / Kökü mâzide olan âtîyim!" 
  • Paris'te geçirdiği yıllarda tarih, millet, kültür, millî bir bilince sahip olma gibi konularda onu en çok etkileyen kişi tarihçi Albert Sorel’dir. 
  • Zamanla, Sorel etkisiyle coğrafyaya bağlı bir tarih ve milliyetçilik anlayışı benimser. Araştırmaları sırasında okuduğu "Fransız toprağı, bin yılda Fransız milletini yarattı." cümlesinden etkilenerek 1071 tarihini Anadolu Türklüğü için başlangıç kabul eder. 
  • Yahya Kemal'e göre vatan soyut bir kavram değil, bir topraktır. Bu toprak, ataların mezarlarının bulunduğu, camilerin kurulduğu yerdir.
  • Şiirlerinde ele aldığı temalardan öne çıkanlar İstanbul, Osmanlı tarihindeki zaferlerin ve yenilgilerin verdiği duygular, tabiat, yaşam, aşk ve ölümdür. 
  • İstanbul'a duyduğu hayranlığı birçok şiirinde dile getiren Yahya Kemal, İstanbul şairi olarak da bilinir! (bk. Bir Başka Tepeden)
  • Tevfik Fikret'in baştan sona karamsar, kötümser, İstanbul'a ve istibdat devrine lanet okuyan ünlü Sis şiirine cevap olarak Siste Söyleniş adlı şiiri yazmıştır.
  • Şair, birçok şiirinde kahramanlık ve zarafet ile dolu Türk tarihinin çeşitli sahnelerini canlandırmıştır (bk. Akıncılar)
  • Açık Deniz” adlı şiirinde, yeni kaybedilen toprakların verdiği acı, eskinin şan ve şeref dolu zaferlerini, o günlere duyulan hasret duygusunu işler. 
  • Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiiri millî ve manevi duygulara hitap eden; olayı, mekânı, zamanı, şahıs kadrosu tarihi unsurlardan meydana gelen küçük bir tarihî hikâye özelliği taşır.
  • Sessiz Gemi”, “Sonbahar”, “Eylül Sonu”, “Yol Düşüncesi”, “Rindlerin Ölümü” gibi şiirlerde, ölüm temasını işler. 
  • Yahya Kemal'in şiirleri gibi nesirleri de ancak ölümünden sonra kitap olarak yayımlanmıştır.
Nev-Yunanilik ve Nayiler
  • Paris dönüşü kısa bir süre de olsa Yakup Kadri ile Nev-Yunanîlik adıyla bir akım başlatmak ister. Nev Yunanilik, Eski Yunan ve Latin kültürünün düşünce tarzı ve edebiyatının örnek alınması düşüncesidir.
  • Fecriati sanatçılarından Şahabeddin Süleyman'ın destek verdiği "Nayiler" topluluğunun ortaya çıkışında Yahya Kemal'in düşünceleri etkili olmuştur. Yahya Kemal fiilen gençlere önderlik etmez ancak onun "kökünü mazide arayan bir yeniliğin peşinde" olması ve savunduğu öz (saf) şiir anlayışı topluluk için rehber olacaktır.
Eserleri:
Şiir Kitapları:
  • Kendi Gök Kubbemiz 
  • Eski Şiirin Rüzgarıyla 
  • Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyişi 
  • Bitmemiş Şiirler 

  • Düz Yazıları:
  • Aziz İstanbul: İstanbul hakkında çeşitli tarihlerde çıkan yazılarıdır.
  • Eğil Dağlar: Milli Mücadele yıllarında gazete ve dergilerde yazdığı yazılardan meydana gelmiştir.
  • Siyasi Hikayeler
  • Siyasi ve Edebi Portreler
  • Edebiyata Dair
  • Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebî Hatıralarım
  • Tarih Musahabeleri
  • Mektuplar – Makaleler
Şiirlerinden...
Not: Bu sayfanın hazırlanmasında yararlanılan kaynaklar için kaynakça sayfamıza bakabilirsiniz.